doğallığı yakalaması ve izleyiciyi büyülemesi nedeniyle gerçekten başarılı bir sahne ancak detaylara fazlasıyla takılan birisi olduğu için nuri bilge ceylan'ın deneyimli oyuncularla yaşadığı ya da daha doğrusu yaşattığı enteresan gerginlikler de var.
kamera arkası görüntülerde sürekli olarak dillendirildiği gibi aranan şey samimiyet ise 40 yıllık tiyatro oyuncularına ne yapması gerektiği anlatılırken kayıt alınmaması daha doğru bir davranış olabilirdi. en azından bu muamelelere maruz kalan oyuncuların durumdan çok da memnun olmadıklarını söylemek kolayca mümkün olabilir.
https://twitter.com/scugnizzi/status/900041773552201728https://youtu.be/_3g3LLnW4uchttps://youtu.be/BaPnrngfsec "Kamera arkası" görüntüler her zaman olmak zorunda bence. Bir filmin arka planını izlemeyi de seviyorum ben. Ahlat Ağacı'nın 6 saatlik kamera arkası görüntüleri var. Hepsini izlemedim ara sıra youtube'dan denk gelerek de izliyorum ama NBC'nin olayları kurgulaması ve istediği şeyleri izleyip ne istediğini anlayınca filmler daha güzel bile geliyor bazen.
öyle sağlam canlandırmışlar ki şapirdatma ve nefes sesleri fena boğdu
her ne kadar kuzu sevmesem de canım çekti. şuraya harun aksu’dan kuzu tandır videosu birakiyorum. evdeki firin eski olmasa mutlaka denerdim :d
https://m.youtube.com/watch?v=Mg9CDnBKxGsHarun Aksu tariflerini seviyorum ben de. Yaptıklarımdan tutmayan yok
Nuri Bilge Ceylan filmlerinin tamamını izlemiş birisi olarak güzel bir film diyebilirim. Fimin bu sahnesi ile ilgili olarak geçen gün
şöyle bir yazı okumuştum giriş kısımları pek önemli değil ama sondaki yazı gerçekten düşündürücü.
''sofrada ne konuşuyorlar ?
muhtar, gurbetçilerin yaşlıları öldüğünde görebilsinler diye gasilhaneli bir morg istiyor. çünkü ölü kokuyor peki en güzel et ne etiydi? kuzu etiydi, ama onun için ne derler? kokuyor derler. yani söz konusu yemek, eğlence, keyif olunca "koku" önemli değil, ama insanların sevdiklerini son kez görmek istediklerinde "koku" problem. öyle mi ? öyle.''Nuri Bilge Ceylan filmlerine baktığımız zaman daha önce görmediğimiz daha doğrusu sinemada bulamadığımız sahneleri bulabiliriz ve bu nedenle sahnelerin doğallığı bizi kendine daha çok çeker ve daha derin hissederiz.
Mayıs Sıkıntısı, Uzak, Kasaba, İklimler ve üç maymun gerçekten harika. benim bütün filmlerinin arasında en sevdiğim Mayıs sıkıntısı dır.
Buradaki her iki koku aslında aynı konu içinde geçse de farklı olgular. Birisi ölümü hatırlatan, rahatsız edici kötü bir koku. Birisi ise kimilerine göre olmayan kimilerine göre rahatsız edici olan bir yemek kokusu. Senaryo yazılırken koku mevzusunun bu iki yönü düşünülüp eklenmiş olabilir belki ama evet koku bazen problem bazense değil bence.
Bir de Zeki Demirkubuz var tabi
https://pbs.twimg.com/media/EQUIxjOXsAAT6xU.jpghttps://seyler.eksisozluk.com/sinemanin-iki-ozel-isminin-kiyasi-nuri-bilge-ceylan-vs-zeki-demirkubuz