Açgözlülük

[anonymous3x]

Hristiyan inanışına göre 7 ölümcül günahtan biridir. Aynı şekilde İslam dininde büyük günahlar arasındadır. Açgözlü olmayınız efendim. Her daim ağır başlı alçakgönüllü tevazuyu elden bırakmadan bir yaşam sürmek gerekir.

[alpoahmo]

Açgözlülük kadar kötü bir şey yok. Benim bir arkadaşım var gerçi kestim konuşmayı. Yani artık arkadaşım değil. Adam açgözlülünün önde gideniydi. Bir de çığır açmıştı açgözlülükte. Artık milletin parasına göz dikmeye başladı. Arkadaş ortamındayız ya senin şu kadar paran vardır diğerine biraz bir şey ısmarla para çok diye açgözlülükten ve milletin parasına göz dikmesinden kestim arkadaşlığımı.

[Muhtaixa]

"aç doyar aç gözlü doymaz" diye boşuna dememiş atalar. çok güzel bir söz bence. anlamlı sözler konusu vardı oraya da yazılabilir. aç gözlü insan ölene kadar doymaz.

tolstoy'un da o hikayesini bilirsiniz, hükümdar adama demiş güneş batana kadar koş koşabildiğin kadar tarla senin, adam koşmuş koşmuş aç gözlülükten hiç durmamış en sonunda güneş batmış ama adam çatlamış ölmüş.
o hesap...

[ajanwalker]

Açgözlülük kadar kötü bir şey yok. Benim bir arkadaşım var gerçi kestim konuşmayı. Yani artık arkadaşım değil. Adam açgözlülünün önde gideniydi. Bir de çığır açmıştı açgözlülükte. Artık milletin parasına göz dikmeye başladı. Arkadaş ortamındayız ya senin şu kadar paran vardır diğerine biraz bir şey ısmarla para çok diye açgözlülükten ve milletin parasına göz dikmesinden kestim arkadaşlığımı.

İyi yapmışsınız  hocam. Bu tarz adamlar yanımda olsa ne olmasa ne?
Babamın bir lafı vardır. Varlığı bolluk, yokluğu darlık mı oğlum derdi. Ayni o hesap. Koy ver gitsin

[Lewan]

Aç gözlülük büyük günah olmakla birlikte insan fıtratının doğal bir sonucudur. Eftal olan bu tıyneti terbiye etmek köreltmek ve palaşmak kannat gibi hasletlere dönüşmesini sağlamaktır ancak bunu başarabilen kimler vardır ki zor zanaat zor.

[verbakalim]

Aç gözlü olan aç gözlü olduğunu bilir mi. Durumunu görüp ona anlatmaya çalıştığın zaman bunu kabullenir ve seni takdir eder mi. Böyle bir durumu yaşayan gören var mı.  Etrafınızda mal sahibi olup yardımda bulunan kişiye enayi diyerek bakan kimseleri mutlaka görmüşsünüzdür. Yardım severlik bunun panzehiri. Bunu çoğalttıkça diğeri azalacaktır.

[RaltcoinsB]

Açgözlülüğün temelinde yatan şey insan nefsidir insan nefsini terbiye ettiği müddetçe açgözlülüğü bırakır eğer terbiye edilmemiş bir nefis varsa açgözlülük sınır tanımaz şekilde gider nefis nasıl terbiye edilir bünyeden bünyeye değişir tam olarak kimse terbiye edemez bence ki her insan da az da olsa açgözlülük vardır daha fazla kazanma hırsı gibi

[furylmz]

Aç gözlü insanları en güzel anlatan hikayeyi bırakıp gidiyorum görünce geldi aklıma

Ülkenin Padişahı bir gün tebdil-i kıyafet dolaşmaya çıkmıştı. Nehrin kenarında balık tutan yoksul bir balıkçıya rastladı. Adam son derece nasipsiz ve üzgündü, sabahtan beri ailesine doyuracak kadar balık tutamamıştı. Yardımsever Padişah bu zavallıya yardım etmek istedi. Ona bir teklifte bulundu:

‘’Oltana ilk takılan şey ne olursa olsun, onun için sana ağırlığınca altın vereceğim’’ dedi.

Adam sevinçle oltasını nehre attı. Biraz sonra oltaya takılan ortası delik bir kemik takıldı. Hükümdar da balıkçı da düzgündü. Ama yine de hiç yoktan iyiydi. Balıkçı:

‘’Nasibim bu kadarmış. Ben anlaşmamıza razıyım’’ dedi. Padişah balıkçıyı alıp sarayına götürdü. Hazineden görevli adamlarına emir verdi:

‘’Şu balıkçıya elindeki kemiğin ağırlığınca altın verin!’’

Adamlar kemiğe şöyle bir baktılar ve terazinin kefesine koydular Öbür kefesine de birkaç altın koydular. Fakat terazi dengelenmedi. Beş on altın daha koydular ama kemiğin olduğu taraf yerinden oynamıyordu. Artık terazinin kefesi dolup taşmıştı ama kefe yerinden kımıldamıyordu. Nihayet bunda bir sır olduğunu anladılar. Durumu padişaha haber verdiler. Padişah hemen o zamanın Allah dostu olan bilgeyi çağırdı, durumu sordu. Bilge zat kemiği eline alıp şöyle bir baktıktan sonra şu açıklamada bulundu:

‘’Bu kemik açgözlü bir insanın göz çukurudur. Siz bunu tartmak için bütün hazineyi koysanız yine yerinden oynamaz. Çünkü doymaz. Ama bir avuç toprak bunu doyurur.’’

Nitekim bir avuç toprak alıp terazinin kefesine koydu ve kemik yukarı kalkıverdi…..

[kriminall]

Hikaye gerçekten enfesmiş, insanların açgözlülüğünü kese kese altınlar değil, ancak toprak doyurur atalar ne güzel demiş gözünü toprak doyursun diye, çevremizde gördüğümüz açgözlülere söylenecek en güzel kelime,

[mandown]

Bu piyasada insanlar neden kaybediyor sanıyorsunuz? Aç gözlü oldukları için doyumsuz birini bu piyasa sokarsanız anında yok olacak ve daha fazlasını yatıracaktır. İddaa gibi oyunların temelinde bu açgözlülük vardır 1 vereceksin 100 alacaksın.

[kriminall]

Bu piyasada insanlar neden kaybediyor sanıyorsunuz? Aç gözlü oldukları için doyumsuz birini bu piyasa sokarsanız anında yok olacak ve daha fazlasını yatıracaktır. İddaa gibi oyunların temelinde bu açgözlülük vardır 1 vereceksin 100 alacaksın.

Vaat daha çok işe yarıyor sanki, biri çıkıp bana 10 lira ver ben onu 1000 lira yapayım diyince açgözlülük devreye girip veriliyor, sonra o insana evini arabasını satıp veriyor, açgözlülük yüzünden herkes kaybediyor, sonra televizyonlarda ağlıyorlar, aslında ne geliyorsa başlarına açgözlülükten geliyor,

[Lewan]

Mala, mülke doymayan maldan, mülkten başka hiçbir şeye önem vermeyen, ihtiyacı kadarından fazlasını isteyen, mal, mülk sahibi olmayı hırs haline getirmiş, mülkiyetin kölesi olmuş gibi anlamlar taşıyan kişi ye aç gözlü denir. Aç insan doyar ama aç gözlü insan doymaz.

[verbakalim]

Aç gözlü insanları en güzel anlatan hikayeyi bırakıp gidiyorum görünce geldi aklıma

Ülkenin Padişahı bir gün tebdil-i kıyafet dolaşmaya çıkmıştı. Nehrin kenarında balık tutan yoksul bir balıkçıya rastladı. Adam son derece nasipsiz ve üzgündü, sabahtan beri ailesine doyuracak kadar balık tutamamıştı. Yardımsever Padişah bu zavallıya yardım etmek istedi. Ona bir teklifte bulundu:

‘’Oltana ilk takılan şey ne olursa olsun, onun için sana ağırlığınca altın vereceğim’’ dedi.

Adam sevinçle oltasını nehre attı. Biraz sonra oltaya takılan ortası delik bir kemik takıldı. Hükümdar da balıkçı da düzgündü. Ama yine de hiç yoktan iyiydi. Balıkçı:

‘’Nasibim bu kadarmış. Ben anlaşmamıza razıyım’’ dedi. Padişah balıkçıyı alıp sarayına götürdü. Hazineden görevli adamlarına emir verdi:

‘’Şu balıkçıya elindeki kemiğin ağırlığınca altın verin!’’

Adamlar kemiğe şöyle bir baktılar ve terazinin kefesine koydular Öbür kefesine de birkaç altın koydular. Fakat terazi dengelenmedi. Beş on altın daha koydular ama kemiğin olduğu taraf yerinden oynamıyordu. Artık terazinin kefesi dolup taşmıştı ama kefe yerinden kımıldamıyordu. Nihayet bunda bir sır olduğunu anladılar. Durumu padişaha haber verdiler. Padişah hemen o zamanın Allah dostu olan bilgeyi çağırdı, durumu sordu. Bilge zat kemiği eline alıp şöyle bir baktıktan sonra şu açıklamada bulundu:

‘’Bu kemik açgözlü bir insanın göz çukurudur. Siz bunu tartmak için bütün hazineyi koysanız yine yerinden oynamaz. Çünkü doymaz. Ama bir avuç toprak bunu doyurur.’’

Nitekim bir avuç toprak alıp terazinin kefesine koydu ve kemik yukarı kalkıverdi…..

Gayet güzel bir anlatım. Ve şu gerçeği de aslında gösteriyor. Aç gözlü olan bu durumunu bilmiyor. Hep hep hep istiyor. Doymak yok.

[ajanwalker]

Aç gözlü insanları en güzel anlatan hikayeyi bırakıp gidiyorum görünce geldi aklıma

Ülkenin Padişahı bir gün tebdil-i kıyafet dolaşmaya çıkmıştı. Nehrin kenarında balık tutan yoksul bir balıkçıya rastladı. Adam son derece nasipsiz ve üzgündü, sabahtan beri ailesine doyuracak kadar balık tutamamıştı. Yardımsever Padişah bu zavallıya yardım etmek istedi. Ona bir teklifte bulundu:

‘’Oltana ilk takılan şey ne olursa olsun, onun için sana ağırlığınca altın vereceğim’’ dedi.

Adam sevinçle oltasını nehre attı. Biraz sonra oltaya takılan ortası delik bir kemik takıldı. Hükümdar da balıkçı da düzgündü. Ama yine de hiç yoktan iyiydi. Balıkçı:

‘’Nasibim bu kadarmış. Ben anlaşmamıza razıyım’’ dedi. Padişah balıkçıyı alıp sarayına götürdü. Hazineden görevli adamlarına emir verdi:

‘’Şu balıkçıya elindeki kemiğin ağırlığınca altın verin!’’

Adamlar kemiğe şöyle bir baktılar ve terazinin kefesine koydular Öbür kefesine de birkaç altın koydular. Fakat terazi dengelenmedi. Beş on altın daha koydular ama kemiğin olduğu taraf yerinden oynamıyordu. Artık terazinin kefesi dolup taşmıştı ama kefe yerinden kımıldamıyordu. Nihayet bunda bir sır olduğunu anladılar. Durumu padişaha haber verdiler. Padişah hemen o zamanın Allah dostu olan bilgeyi çağırdı, durumu sordu. Bilge zat kemiği eline alıp şöyle bir baktıktan sonra şu açıklamada bulundu:

‘’Bu kemik açgözlü bir insanın göz çukurudur. Siz bunu tartmak için bütün hazineyi koysanız yine yerinden oynamaz. Çünkü doymaz. Ama bir avuç toprak bunu doyurur.’’

Nitekim bir avuç toprak alıp terazinin kefesine koydu ve kemik yukarı kalkıverdi…..

Hocam hikâye cok güzel ve anlamlı.
Böyle şeyleri görünce aklıma hep Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu gelir. Üç günlük dünya hayatı için çok fırıldak olmaya gerek yok. Mekanı cennet olsun. Bu zamanda hayatta olsaydı en büyük alternatif olurdu herhalde.

[chemist35]

Aç gözlü insanları en güzel anlatan hikayeyi bırakıp gidiyorum görünce geldi aklıma

Ülkenin Padişahı bir gün tebdil-i kıyafet dolaşmaya çıkmıştı. Nehrin kenarında balık tutan yoksul bir balıkçıya rastladı. Adam son derece nasipsiz ve üzgündü, sabahtan beri ailesine doyuracak kadar balık tutamamıştı. Yardımsever Padişah bu zavallıya yardım etmek istedi. Ona bir teklifte bulundu:

‘’Oltana ilk takılan şey ne olursa olsun, onun için sana ağırlığınca altın vereceğim’’ dedi.

Adam sevinçle oltasını nehre attı. Biraz sonra oltaya takılan ortası delik bir kemik takıldı. Hükümdar da balıkçı da düzgündü. Ama yine de hiç yoktan iyiydi. Balıkçı:

‘’Nasibim bu kadarmış. Ben anlaşmamıza razıyım’’ dedi. Padişah balıkçıyı alıp sarayına götürdü. Hazineden görevli adamlarına emir verdi:

‘’Şu balıkçıya elindeki kemiğin ağırlığınca altın verin!’’

Adamlar kemiğe şöyle bir baktılar ve terazinin kefesine koydular Öbür kefesine de birkaç altın koydular. Fakat terazi dengelenmedi. Beş on altın daha koydular ama kemiğin olduğu taraf yerinden oynamıyordu. Artık terazinin kefesi dolup taşmıştı ama kefe yerinden kımıldamıyordu. Nihayet bunda bir sır olduğunu anladılar. Durumu padişaha haber verdiler. Padişah hemen o zamanın Allah dostu olan bilgeyi çağırdı, durumu sordu. Bilge zat kemiği eline alıp şöyle bir baktıktan sonra şu açıklamada bulundu:

‘’Bu kemik açgözlü bir insanın göz çukurudur. Siz bunu tartmak için bütün hazineyi koysanız yine yerinden oynamaz. Çünkü doymaz. Ama bir avuç toprak bunu doyurur.’’

Nitekim bir avuç toprak alıp terazinin kefesine koydu ve kemik yukarı kalkıverdi….

Hocam cok anlamlı bı hıkayeymıs gercekten acgozluluk cagın en bılındık hastalıgı hele boyle paranın herseyı aldıgı bı donemde acgozlu olanlar daha da arttılar

[execijutiere]

Açgözlülük çok kötü bir olay.
Açgözlü olan birisi kesinlikle elindekiyle yetinmez daha fazlasını ister her zaman.Bir bakıma psikolojik rahatsızlık veya karakter bozukluğu denilebilir buna.Elinde 100 türk lirası varken 500 600 türk lirası kazanacağını düşünerek kısa vadeden 0 lanma aşamasını gösteren bir durum

[Velvet78]

Son zamanlarda forumda ya da çevremizde okuduğumuz dolandırıcılık haberlerine bakın genelde dolandırılan insanlar hep açgözlülüğünün kurbanı olarak bu duruma düşmüşler.Hırslı olmak güzeldir ama bunu açgözlülük ile karıştırmamak da gerekir.

[Distraction]

açgözlülük yüzünden çok kaybettiğim oldu. özellikle kriptopara ile ilgilenenler de benle aynı durumu yaşamışlardır. kazandığım oldu mu hiç bilmiyorum. çünkü kaybedene kadar açgözlü olduğunun farkına varmıyorsun.

[coderben]

Açgözlülük bana göre her insanın içinde olan doğuştan gelen bir hissiyat.Önemli olan bu duyguyu dizginleyebilmekte borsada işlem yaparken çoğu zaman bu duygumu dizginleyemediğim için çok büyük miktarlarda para kaybettim.

[Kusman]

Hayatım boyunca hep açgözlü bir insan olmamaya çalıştım zaman zaman bunu başarabildiysem de hayatıma bir bütün olarak baktığım zaman benim de kantarın topuzunu kaçırdığım anlar olmuştur.Yukarıdaki mesajlara ben de katılıyorum açgözlülük doğuştan gelen bir şey.