1958 yılında kurulan ve dünya plaj modasına öncülük yapan Türk markası Zeki Triko, son mağazasını da kapatarak kepenk indirdi. Bir döneme damga vuran dünyaca ünlü mankenleri Türkiye'ye getiren ve uluslararası 50 dergiye kapak ve haber olan marka, internet sitesini de satışa kapattı.
Kaynak :
https://www.sondakika.com/haber/haber-dunyaca-unlu-turk-markasi-zeki-triko-son-kalesi-14191420/Böyle köklü bir markamizin kapanmasi kotü olmuş. Onlar bile tutunamadiysa kucuk esnaf ne yapsin.
Aslında olayın detayı linkteki haberde gizli.
SANSÜR TARTIŞMALARININ İÇİNDE KALDI
Zeki Triko 90'ların sonuna kadar ünlü mankenlerin yer aldığı reklamları ile ses getiriyordu. Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyesi mayo reklamlarında sorun çıkartınca Zeki, 1997 Mart'ında Atatürk'ün Florya plajındaki fotoğrafını kullandığı billboard kampanyasında "Güneşi özledik" ifadesini kullanarak sansüre tepki gösterdi. 2003'te hac döneminde Atatürk Havalimanı'ndaki reklamının üzerinin kapatılması sonrası da sansür tartışmalarının merkezinde yer aldı.
Türkiye, Cumhuriyet'in kurulduğu yıllarda kurtulduğu ve laiklik anlayışı ile modern yaşam-dini yaşam arasında düşüncelerin özgürleştiği dönemi, 90'lı yıllardan sonra birden tekrar muhafazakar kesime kayışla kaybetti. 60-80'li yıllar arası şehirlerdeki modernleşme, şehirlerin aldığı yoğun göçler ile tekrar bozulup asimilasyon başlayınca işler değişti. Bahsettiğim insanların porno içerikli sinema deneyimleri değil. Etek giyip yolda yürüyen kadına gözle veya direk sesle tacize varan zamana geldik. Anadolu'nun bazı bölgelerinde 2 üniversite öğrencisinin elele tutuşması mesela kötü görülür oldu. Gencecik kızların akşam işten eve dönüşlerinde paranoyak hale geldiği döneme geldik. Neden mahallenin kızı kavramını terk edip, kızlar hakkında kötü konuşur olduysak Zeki Triko gibi markalara da o şekilde baskı başladı.
Tabi ki bu kapanma mevzusunun arkasında bir de ekonomik etkenler var. O dönem ekonominin dışa kapalı yapısında Türkiye üzerinden ithal mayo getirmek zor iken, şimdi artık 50 farklı mayo firmasıyla ağır rekabet lazım.
Bir de artık dönem pahalı, elit firma dönemi değil, aksine ucuz ve sürümden kazanılan dönemde. Yüzlerce yiyecek mekanı varken, köfteci Yusuf'un; onlarca market varken Bim'in;bir sürü tekstil firması varken LCWaikiki'nin tercih edilir olması bir akımın eseri. Zeki Triko için üzüldüm elbette. Umarım bir çıkar yolu bulunur. Ama bu pandemi dönemi sonrası daha çok buna benzer haber görebiliriz diye tahmin ediyorum. Rekabet eskisinden güçlü ve global.