“Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz !” Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun ! Monarşik düzenin yıkılıp, egemenliğin sadece ve sadece millete verildiği gündür bugün ! Özel günleri unutturmak isteyenlere inatlaşırcasına bugünü kutlayın. Yazın, çizin her yerde 29 Ekim’i yaşatın.
Dünya üzerinde bağımsızlığı olmadan yaşayamayan toplumlardan birisi Türk toplumudur. Doğruluğu muallak olmakla beraber bir Çin sözünde geçen “ iki yahudi bir araya gelirse şirket, iki Türk bir araya gelirse devlet kurar.” Sözündeki kadar önemsenen bir kavramdır bağımsızlık. Belki de anadolu döneminde bir çok beylik olmasının sebebi de buydu. Her beylik kendi bağımsızlığı ile devletinin güçlenmesini istiyordu.
Neyse, konumuza dönelim. Milli mücadelenin ateşi, milli savaşı kazanabileceğimiz ihtimali Mustafa Kemal’in zihninde, “Gazeteci Şerif” kod adıyla gittiği ve yerel Arap halkı ayaklandırıp İtalyanlara karşı büyük bir mücadele başlattığı Trablusgarp savaşından beri vardı. Mustafa Kemal, orada yerel güçlerin düzenli orduya verdiği zararı görüp bunun milli mücadele döneminde de olabileceğini düşünüyordu. Bu düşüncesi etrafındaki herkese hayalci geliyordu. Etrafında özellikle mandacılık fikirleri ağır basıyordu. Yine de Mustafa Kemal Türk milletinin bağımsız olamayacağını biliyor ve Türk milletine Çanakkale’de nasıl şehadete yürüdüğüne şahit olduğu için fazlasıyla güveniyordu.
Düzenli bir ordumuz yoktu. Şahin bey mahlasıyla bilinen, asıl adı Mehmet Sait olan Trablusgarp savaşına katılmış kuvay-i milliye komutanıyla Gaziantep’te direndik. Süt satan imam isminde Kahramanmaraş’lı bir sütçü ile Maraş’ta direnişi başlattık. Ali Saip bey ile Fransızlarla Urfa muharebesi yapıp yerel halkın gücüyle Fransızları Urfa ve yöresinden def ettik.
Yerel direnişlerin bu başarılarının ardından milli mücadeleye karar vermiş olan Mustafa Kemal, bütün direniş kuvvetlerini 7 Eylül 1919 da Sivas kongresinde “Anadolu ve Rum eli müdafaa-i hukuk” cemiyeti adı altında topladı.
23 nisan 1920’de TBMM kurulmasıyla beraber zaten Atatürk’ün ne için savaştığı belli oldu. Padişah’tan yolunu komple ayırarak yeni bir Meclis kurdu ve bu Meclis konuşmalarında egemenliğin Türk milletine ait olacağı resmiyet kazandı.
I. İnönü,
ll. İnönü,
Sakarya Meydan Savaşı,
Büyük Taarruz ile beraber biten savaşlar dönemi sonucunda 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet resmen ilan edildi.
Yarın Cumhuriyetimizin 98. Yılını kutlayacağız. Cumhuriyete karşı tavırlar sergileyen kişiler çok olsa da, ne Atatürk’ü, ne Cumhuriyet’i bize ve bizlerin nesillerine unutturamazlar.
Yüce Türk milletine Bağımsızlık veren asil atalarımızın ruhları şâd olsun.
29 Ekim Cumhuriyet bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım .