Sözde müslüman olan bir ülke olmanın sonuçlarından bir tanesi de işi ehline vermeyip bu dünyada müminlere kıyameti bekletmektir.
“Muhakkak ki Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğini zaman, adaletle hükmetmenizi emretmektedir. Allah size en güzel bir şekilde öğüt vermektedir! Şunu kesin olarak bilin ki Allah, her şeyi işitmektedir ve görmektedir.”
Kaynak: (Nisa 4/58)
Yönetici olmak zordur gerçekten lafta değil hakkıyla yönetici olmak zordur. 4 büyük halifeden Hz.Ömer birgün geç vakitte odasında devlet işleriyle meşgul iken ashabtan birisi yanına gelir. Hz.Ömer kalkar mumu söndürür ve başka bir mum alıp yakar ve misafirine hoşgeldin der. Bunun üzerine meraka düşen misafir sorar ya Ömer neden böyle birşey yaptın der. Hz.Ömer'in cevabı şu şekildedir " Sen geldiğinde yanan mum devletin hazinesinden alınmış olan bir mumdu ve ikincisi ise kendi cebimden alınmış bir mumdu. Senin devlet işlerinden konuşmayacağımız için o mumu söndürüp kendi aldığım mumu yaktım" der. Atanan kayyumlar valiler kaymakamlar ve seçilmiş başkanlardan hangi birisinde bu düsturu görebiliyoruz? Keza örtülü ödenek diye birşey var ki kaç kat ördülerse oradan harcanan paralardaki yetimin hakkı galiba hesap gününde görünmeyecekmiş gibi har vurup harman savuruluyor.
Ne yazık ki hepsi sözde müslümanlıktan bahseder ancak özde yağmacılıklarından geçinilmez. Allah başımıza gerçekten Allah'tan korkan yöneticiler getirsin inşallah. İşte o zaman tedbirsizlik gibi sorunlar aza iner.