Bu bahsettiğiniz durum serbest piyasa ekonomisinden tamamen vazgeçildiği durumlarda oluşuyor.Kulislere yansıyan haberlere göre bu konuda Hazine Bakanı Nureddin Nebati biraz daha serbest piyasa yanlısıyken Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun piyasa kontrollerinin artırılmasından yana.Ben açıkcası serbest piyasadan vazgeçilmesinin ülke ekonomisine geri dönülemez zararlar vereceği görüşündeyim.
Döviz kurlarının doğrudan Merkez bankası tarafından belirlendiği sabit kur rejimi Türkiye'de uzun süredir kullanılmıyor olsa da farklı isimlerle adlandırılmış türleri yakın tarihte uygulanıyordu. Bant içinde dalgalanma rejimi gibi uydurma ve aslında dalgalı görünümlü sabit kurların nasıl patlama yapabildiğine ve bir gecede her şeyi değiştirebildiğine eski krizlerde şahit olmuştuk.
2001 yılındaki krizden sonra ise daha çok tam dalgalı kuru kullanıyorduk ta ki bir kaç sene önce merkez bankası müdahaleleri başlayana kadar. Müdahaleler o kadar sıklaştı ki bunun sonucunda devletin kasasında döviz kalmadı. Seçime kadar 18 seviyesinde tutabilmek için her şeyi deneyecekler ama ne olursa olsun limitsiz basılan Türk Lirası ve ithalat/ihracat dengesizliği eninde sonunda sabit kur rejimlerindeki gibi bir patlamaya sebep olacak. O gün ülkedeki bir çok şirket ve insan ellerinde tuttukları fiat paranın değersiz olduğunu idrak edecek.
Hocam hep otobüsün muavini değişiyor şoför tarafından, oysa ki direksiyon şoförde, bir de şu durum var, muavinlikten kovdugunu sonra yedek parçacı yapıyor şoför, ordan da kovup bir süre sonra benzinlige atıyor, ordan da kovup bir daha muavinlige alıyor, ve bu döngü birçok alanda böyle devam ediyor, şartları böyle olan bir mekanizmanın kaza yapmaması mumkun değil ki zaten.