Benim de bir müdürüm bu işi abartan bir insandı. 2 sene çok gıcık oldum neredeyse her gün. Bazı işlerde sürekli yurtdışı ile konuşursun, işinin büyük çoğunluğu yabancılarla ingilizcedir, biraz anlarım. Ama bizim işimiz çok nadiren yurtdışı ileydi, belki ayda 2-3 mail. Müdüre cidden gıcık olmaya başlamıştım. Adam ayrıca üniversiteden sonra dil kursuna gidip de ingilizce öğrenmiş, gören de robert kolejli sanar.
Bazı kelimeler doğal olarak dile girer, sorun değil. 1000 yıl önce namaz kılmak ya da abdest almak gibi söz öbekleri girmiş mesela, tamam. Ama 'meeting set etmek' kabul edilemez bence. Toplantı diye bariz kullanılan kelimemiz var. Ben de sürekli türkçe kullanmaya özellikle dikkat ediyorum ama bir tek 'deadline'ı kullanmadan edemiyorum. Tek kelime ile bunu anlatamıyorsunuz. Teslim tarihi falan her zaman uymuyor.
Bunların bazılarını ben de kullanıyorum. Bazen unutarak yapıyorum. Bazen en iyi anlamı ve vurguyu vermek için yapıyorum. Bir eleştirisi konusu oluşturdum ama sonuçta bir aziz değilim. 😅
Ancak bir cümlenin içinde yalnızca bir kelime kullandığımızda ve bütün cümlelerimizi İngilizce kelimelerle oluşturduğumuzda aynı karmaşa oluşmuyor bence.