burdur'un bir koyunde doğmuş benım anneannem burdurluların bile çoğu bilmez köyü. güçlü kadındır aslında anneannem şehre taşınınca dede pavyon payvon gezerken ( ki çoğu zaman şehirde bile olmazmış ) o zamanlarda bile geçindirmiş tek başına 2 çocugu yetiştirmiş. 70lerıne dayanmış ben hıc gormedım daha anneannemın keyfı ıcın bısey aldıgını ne alırsa ıhtıyactır ve ne alırsa en ucuzudur hep. annesinden babasından kalma adını burdurlunun bile bilmediği haritayı açıp baksanız belkı de bulamayacagınız bir köyde tarlaları vardı. bi tanesine kendilerine ev yaptılar göl kenarındakılere buralara bişe ekemeyiz diyip yuzune bakmazlardı sonra elin ukraynalısı gelmış o göl kenarında ki köylülünün ne kadar yüzüne bakmadıgı tarla varsa hepsini toplamış e bu kadına ne dıceksın kı sımdı yıllarca kahır cekmış maddı zorluk yaşamış işine yaramadıgını dusundugu tarlalarına gelıp para verıyorlar . ha şimdi o tarlalar ne mi oldu hepsi kıymete bindi ucuza satmışız diye dövünüyor tüm köylü .
Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi ''köylü milletin efendisidir'' .
Keşke hiç değilse üretim yapan çiftçiye , hayvancılık yapan insanlara gerekli destekler verilse , üretim yapana destek verilmez destek verdiklerine de kılı kırk yararlarsa daha çok tarla satılır bu ülkede .
Gönül ister destek verilerek dur densin ,üreticilerin değerleri anlaşılsın, en büyük adımda o zaman atılmış olur refah seviyesini yükseltmekteki .
O parayı veriyorlar çünkü ülkemizin doğal güzellikleri ve imkanları dünyanın yarısından fazlasından daha iyi konumda. Hasan Söylemez'in Hayata Yolculuk kitabının kapağında "İnsan insana ve doğaya değdikçe insandır" yazar. Ne yazık ki ülkemizde köyden şehire göç özentisi ve zorunluluğu var. Şuanda köyde yaşayan gençler TV'den telefonlarından büyükşehirlerin şaşasını görüp bu taraflara kaçıp gitme derdinde çünkü köy yerinde onun ilgisini çeken birşey yok. Zorunluluk ise yukarıda bahsettiğin gibi üretici köylünün ocağına, traktörüne, hayvanına, tarlasına her yere incir ağacı dikildi ve olanı satıp büyükşehirlerde bir fabrikaya cartcurta girip hayatını idame ettirmeye çalışıyor.
Bakın şuanda bize çok az gelen asgari ücret 11bin küsür lira köyde yaşayan birisi için çok para. Tabi köyde bir evi birde ekip dikebileceği bir tarlası olan için. Ama her geçen sene tohumu, gübresi, mazotu cartı curtu pahalandıkça aylık belki de 3-4K kalıyor ona ve kaçıp gidiyor büyükşehire. Orada da kirayı cartı curtu ödedikten sonra 1-1,5 lira daha fazla kalıyor. Ha o köyde üreticiliği bıraktığında bizde alışveriş yaparken fiyatlarda etkisini görüyoruz.
Öyle bir karmançorman oldu ki düzen herşey en ufak çiftcisinden en büyük şirketine kadar hepsi birbirine bağlı biri düşse domino taşı gibi binlerceyi devirecek...