Gelir dağılımı eşitsizliği artıyor

[Phoenix Anka]

Ne gençler var sosyal yardıma muhtaç adamın eve 1 ekmek sokacak parası yok bunları besleyen iktidarlar beslemeye devam ettikçe iş vermedikçe bu konular her zaman ktidarların işine gelir bir kesim diğer tarafı üç beş kuruşa sömürecekki diğer tarafın kaliteli yaşamı etkilenmesin neden herkes saraylarda yaşasın değilmi? ne gerek yani.


Orta sınıfın kaldırılmasının en büyük sebebi ekonomi değil yönetim değişikliğinin istenmemesidir. Kimse istemez istemiyorlarda.

Yoksulun ne işi var sinemayla tiyatroyla son yıllarda farkındamısınız bilmem bölgelerdeki sinemalar bile çatır çatır kapatıldı tiyatrolar ise leş ötesi eski kaliteli insanlar gelmiyor gelsede istedikleri paralar inanılmaz eee onlarada alt kesim gidemiyor doğal olarak ülke tamamen ikiye ayrılmış durumda
1. fakirler  asgari ücretliler
2. zengin azınlık.

Adamların tek düşüncesi geri kafalı bir toplum oluşturmak. Ne kadar geri o kadar kendileri ileri. İleri demişken sadece kendi kesimi için verdikleri yağlı ballı işlerin getirisi yoksa kendileri gibi hepsi yozlaşmış durumda. Ben halen anlamadığım pek çok şey var seçmen konusunda. Birine neden inanılır ve bu inanç neden değiştirilmez. Değiştirileceği zaman ne tür bir korku pompalanır ve empoze edilir. Aklı başında olan buna nenden inanır.

Çünkü bizim yapıtaşlarımızda var bu. Genetiğimizde de var. Geçmiş çağlardan beri süregelen adetleri değiştiremiyoruz. Gelenekselci duruşumuzu bozamıyoruz. Türkiye ileri gidecek deseler bile diğer görüşleri savunmaktan vazgeçmiyoruz. Her iki durum için de bu. En zor şey düşünceleri değiştirmek. Düşünceleri değiştirebilir ve ülke faydasına bir şeyleri başarabilirsek o zaman radikal kararlar ile daha iyi yerlere gelebiliriz. Şu an mülakat sistemiyle adamcılık zirve durumda. Sadece devlet değil, özel sektöre girmek için bile referans gereken noktadayız.

[totti67]

Ne gençler var sosyal yardıma muhtaç adamın eve 1 ekmek sokacak parası yok bunları besleyen iktidarlar beslemeye devam ettikçe iş vermedikçe bu konular her zaman ktidarların işine gelir bir kesim diğer tarafı üç beş kuruşa sömürecekki diğer tarafın kaliteli yaşamı etkilenmesin neden herkes saraylarda yaşasın değilmi? ne gerek yani.


Orta sınıfın kaldırılmasının en büyük sebebi ekonomi değil yönetim değişikliğinin istenmemesidir. Kimse istemez istemiyorlarda.

Yoksulun ne işi var sinemayla tiyatroyla son yıllarda farkındamısınız bilmem bölgelerdeki sinemalar bile çatır çatır kapatıldı tiyatrolar ise leş ötesi eski kaliteli insanlar gelmiyor gelsede istedikleri paralar inanılmaz eee onlarada alt kesim gidemiyor doğal olarak ülke tamamen ikiye ayrılmış durumda
1. fakirler  asgari ücretliler
2. zengin azınlık.

Adamların tek düşüncesi geri kafalı bir toplum oluşturmak. Ne kadar geri o kadar kendileri ileri. İleri demişken sadece kendi kesimi için verdikleri yağlı ballı işlerin getirisi yoksa kendileri gibi hepsi yozlaşmış durumda. Ben halen anlamadığım pek çok şey var seçmen konusunda. Birine neden inanılır ve bu inanç neden değiştirilmez. Değiştirileceği zaman ne tür bir korku pompalanır ve empoze edilir. Aklı başında olan buna nenden inanır.

Hocam daha önce birkaç konuda da değinmiştim, defaten adamlar eğitim seviyesi arttıkça oylarimiz düşüyor minvalinde kelamlar ettiler, hem de yönetici pozisyonunda bulunan adamlar bunlar. Düşünen sorgulayan ne verilirse kabul etmeyen bireyler potansiyel tehlike bunlar için, biat kültürü mutlak değerleri. Bu sistemin ana teması da koltuk makam güç sahibi olarak hayatlarına sonsuza kadar devam edebilmek, biat eden sayısı arttıkça, bunların pozisyonu da sağlamlaşiyor.

Şimdi hocam bu biat kültürü içinde olan arkadaşlar bunu hak için yapıyorlar sonucunda da cennete gidecekler. Hani bu yolu takip edince sonundaki ışıkta cennet olduğu kanısı epey yayğın. Peki bizim haklarımızı dibine kadar gasp edip kul hakkı ile gidecekleri yerdeki ışığın rengini hiç merak etmiyorlar mı bunlar. Ya oradaki yanan ışık bu şekilde  kırmızı ışık olarak istedikleri yer değilde götlerini yakacak olan cehennemin yanan ateşinin ışığı olduğunu gördükleri zaman ne yapacaklar. Nasıl bizleri tek tek bulup helallik isteyecekler. Ha peşin söyleyeyim buradan bunlara en ufak bir helalik çıkmaz. Ona göre yaşasınlar.

Hocam en basiti torpil konusuna bakalım, normalde başka birinin hak ettiği ise sırf kendisine yakın diye kayirilarak alınan insanların boğazından ekmek nasıl geçiyor, bu her dönem oldu memlekette, yani sağı solu yok, siyaset dışı bir mantıktan bahsediyorum, bir nevi bizim kronik rahatsızlığımiz bu, onun dışında kamu kaynaklarının amacı dışında kullanılması var, sorumlu kişiler hata yaptığında hesap verme mekanizmasına neden takılmaz, tüyü bitmemiş yetimin hakkını en çok gozetmesi gerekenler ısrarla hata yaparken bunlara neden dur denilmez. Şükür kendince inancı olan biriyim, öbür tarafta içkinin fiskinin hesabı görülür bir şekilde ama kul hakkı ile huzura çıkmaktan sade bir vatandaş olarak ben korkarken bu muhteremler neden veya nasil hicbirsey yokmuş gibi davranabiliyorlar.

[Gencecikmen]

Ne gençler var sosyal yardıma muhtaç adamın eve 1 ekmek sokacak parası yok bunları besleyen iktidarlar beslemeye devam ettikçe iş vermedikçe bu konular her zaman ktidarların işine gelir bir kesim diğer tarafı üç beş kuruşa sömürecekki diğer tarafın kaliteli yaşamı etkilenmesin neden herkes saraylarda yaşasın değilmi? ne gerek yani.


Orta sınıfın kaldırılmasının en büyük sebebi ekonomi değil yönetim değişikliğinin istenmemesidir. Kimse istemez istemiyorlarda.

Yoksulun ne işi var sinemayla tiyatroyla son yıllarda farkındamısınız bilmem bölgelerdeki sinemalar bile çatır çatır kapatıldı tiyatrolar ise leş ötesi eski kaliteli insanlar gelmiyor gelsede istedikleri paralar inanılmaz eee onlarada alt kesim gidemiyor doğal olarak ülke tamamen ikiye ayrılmış durumda
1. fakirler  asgari ücretliler
2. zengin azınlık.

Adamların tek düşüncesi geri kafalı bir toplum oluşturmak. Ne kadar geri o kadar kendileri ileri. İleri demişken sadece kendi kesimi için verdikleri yağlı ballı işlerin getirisi yoksa kendileri gibi hepsi yozlaşmış durumda. Ben halen anlamadığım pek çok şey var seçmen konusunda. Birine neden inanılır ve bu inanç neden değiştirilmez. Değiştirileceği zaman ne tür bir korku pompalanır ve empoze edilir. Aklı başında olan buna nenden inanır.

Hocam daha önce birkaç konuda da değinmiştim, defaten adamlar eğitim seviyesi arttıkça oylarimiz düşüyor minvalinde kelamlar ettiler, hem de yönetici pozisyonunda bulunan adamlar bunlar. Düşünen sorgulayan ne verilirse kabul etmeyen bireyler potansiyel tehlike bunlar için, biat kültürü mutlak değerleri. Bu sistemin ana teması da koltuk makam güç sahibi olarak hayatlarına sonsuza kadar devam edebilmek, biat eden sayısı arttıkça, bunların pozisyonu da sağlamlaşiyor.

Şimdi hocam bu biat kültürü içinde olan arkadaşlar bunu hak için yapıyorlar sonucunda da cennete gidecekler. Hani bu yolu takip edince sonundaki ışıkta cennet olduğu kanısı epey yayğın. Peki bizim haklarımızı dibine kadar gasp edip kul hakkı ile gidecekleri yerdeki ışığın rengini hiç merak etmiyorlar mı bunlar. Ya oradaki yanan ışık bu şekilde  kırmızı ışık olarak istedikleri yer değilde götlerini yakacak olan cehennemin yanan ateşinin ışığı olduğunu gördükleri zaman ne yapacaklar. Nasıl bizleri tek tek bulup helallik isteyecekler. Ha peşin söyleyeyim buradan bunlara en ufak bir helalik çıkmaz. Ona göre yaşasınlar.

Hocam en basiti torpil konusuna bakalım, normalde başka birinin hak ettiği ise sırf kendisine yakın diye kayirilarak alınan insanların boğazından ekmek nasıl geçiyor, bu her dönem oldu memlekette, yani sağı solu yok, siyaset dışı bir mantıktan bahsediyorum, bir nevi bizim kronik rahatsızlığımiz bu, onun dışında kamu kaynaklarının amacı dışında kullanılması var, sorumlu kişiler hata yaptığında hesap verme mekanizmasına neden takılmaz, tüyü bitmemiş yetimin hakkını en çok gozetmesi gerekenler ısrarla hata yaparken bunlara neden dur denilmez. Şükür kendince inancı olan biriyim, öbür tarafta içkinin fiskinin hesabı görülür bir şekilde ama kul hakkı ile huzura çıkmaktan sade bir vatandaş olarak ben korkarken bu muhteremler neden veya nasil hicbirsey yokmuş gibi davranabiliyorlar.

Torpil yapmayı kendilerine hak gören haksızılığı yaşam biçimine dönüştürmüş formatta tipler maalesef bunlar. Forumda yazmıştım daha önce, çok üzüldüğüm bir anımdır. YLSY diye bir burs var, yurt dışında yüksek lisans ve doktora yapmanızı sağlayan. Cumhuriyetin ilk yıllarında çıkan bir MEB bursu. Yazılı sınavları geçtim, sözlü mülakata gittim, mülakat herkes için 5-10 dk arası sürdü benim mülakat yarım saat sürdü. Adamlar akademik alan ile ilgili sordu ben cevapladım, bir yerden sonra baktı öyle eleyemecek içlerinden badem bıyıklı olanı limonun kilosunu sordu. Ve bilemedim ve beni öyle elediler.

[verbakalim]

Ne gençler var sosyal yardıma muhtaç adamın eve 1 ekmek sokacak parası yok bunları besleyen iktidarlar beslemeye devam ettikçe iş vermedikçe bu konular her zaman ktidarların işine gelir bir kesim diğer tarafı üç beş kuruşa sömürecekki diğer tarafın kaliteli yaşamı etkilenmesin neden herkes saraylarda yaşasın değilmi? ne gerek yani.


Orta sınıfın kaldırılmasının en büyük sebebi ekonomi değil yönetim değişikliğinin istenmemesidir. Kimse istemez istemiyorlarda.

Yoksulun ne işi var sinemayla tiyatroyla son yıllarda farkındamısınız bilmem bölgelerdeki sinemalar bile çatır çatır kapatıldı tiyatrolar ise leş ötesi eski kaliteli insanlar gelmiyor gelsede istedikleri paralar inanılmaz eee onlarada alt kesim gidemiyor doğal olarak ülke tamamen ikiye ayrılmış durumda
1. fakirler  asgari ücretliler
2. zengin azınlık.

Adamların tek düşüncesi geri kafalı bir toplum oluşturmak. Ne kadar geri o kadar kendileri ileri. İleri demişken sadece kendi kesimi için verdikleri yağlı ballı işlerin getirisi yoksa kendileri gibi hepsi yozlaşmış durumda. Ben halen anlamadığım pek çok şey var seçmen konusunda. Birine neden inanılır ve bu inanç neden değiştirilmez. Değiştirileceği zaman ne tür bir korku pompalanır ve empoze edilir. Aklı başında olan buna nenden inanır.

Hocam daha önce birkaç konuda da değinmiştim, defaten adamlar eğitim seviyesi arttıkça oylarimiz düşüyor minvalinde kelamlar ettiler, hem de yönetici pozisyonunda bulunan adamlar bunlar. Düşünen sorgulayan ne verilirse kabul etmeyen bireyler potansiyel tehlike bunlar için, biat kültürü mutlak değerleri. Bu sistemin ana teması da koltuk makam güç sahibi olarak hayatlarına sonsuza kadar devam edebilmek, biat eden sayısı arttıkça, bunların pozisyonu da sağlamlaşiyor.

Şimdi hocam bu biat kültürü içinde olan arkadaşlar bunu hak için yapıyorlar sonucunda da cennete gidecekler. Hani bu yolu takip edince sonundaki ışıkta cennet olduğu kanısı epey yayğın. Peki bizim haklarımızı dibine kadar gasp edip kul hakkı ile gidecekleri yerdeki ışığın rengini hiç merak etmiyorlar mı bunlar. Ya oradaki yanan ışık bu şekilde  kırmızı ışık olarak istedikleri yer değilde götlerini yakacak olan cehennemin yanan ateşinin ışığı olduğunu gördükleri zaman ne yapacaklar. Nasıl bizleri tek tek bulup helallik isteyecekler. Ha peşin söyleyeyim buradan bunlara en ufak bir helalik çıkmaz. Ona göre yaşasınlar.

Hocam en basiti torpil konusuna bakalım, normalde başka birinin hak ettiği ise sırf kendisine yakın diye kayirilarak alınan insanların boğazından ekmek nasıl geçiyor, bu her dönem oldu memlekette, yani sağı solu yok, siyaset dışı bir mantıktan bahsediyorum, bir nevi bizim kronik rahatsızlığımiz bu, onun dışında kamu kaynaklarının amacı dışında kullanılması var, sorumlu kişiler hata yaptığında hesap verme mekanizmasına neden takılmaz, tüyü bitmemiş yetimin hakkını en çok gozetmesi gerekenler ısrarla hata yaparken bunlara neden dur denilmez. Şükür kendince inancı olan biriyim, öbür tarafta içkinin fiskinin hesabı görülür bir şekilde ama kul hakkı ile huzura çıkmaktan sade bir vatandaş olarak ben korkarken bu muhteremler neden veya nasil hicbirsey yokmuş gibi davranabiliyorlar.

Torpil yapmayı kendilerine hak gören haksızılığı yaşam biçimine dönüştürmüş formatta tipler maalesef bunlar. Forumda yazmıştım daha önce, çok üzüldüğüm bir anımdır. YLSY diye bir burs var, yurt dışında yüksek lisans ve doktora yapmanızı sağlayan. Cumhuriyetin ilk yıllarında çıkan bir MEB bursu. Yazılı sınavları geçtim, sözlü mülakata gittim, mülakat herkes için 5-10 dk arası sürdü benim mülakat yarım saat sürdü. Adamlar akademik alan ile ilgili sordu ben cevapladım, bir yerden sonra baktı öyle eleyemecek içlerinden badem bıyıklı olanı limonun kilosunu sordu. Ve bilemedim ve beni öyle elediler.

Bu yapılan işlerin temelini atanlar ta tepede oturuyorlar. Tabi bire bir bunlar bu işi yapıyor değiller. Ama vedikleri sözleri tutmayarak diğerlerine siz yandaş ne var ise onu biyerlere yerleştirin gerisi sorun olursa bana gelsin diyerek yapılan işler. En son seçimde mülakat kalkacaktı kalkmadı. Yani torpile devam. Bakalım son yerel seçimden sonra el değiştiren belediyelere ne çamurlar atılacak. Yıllardan beri yapılanları bir türlü anlatamadık bundan sonrası kendileri yaygara yapacaklar.

[totti67]

Asıl mesele tepedekilerin kararlarını kendi ikballeri doğrultusunda mi yoksa halkın refahı ekseninde mi şekillendirdigi bence. Cumhuriyet kurulduktan sonra yapılan bir sürü atılım ile her anlamda çökmüş bir sistemin yerine radikal atılımlar ile kolay kolay hiçbir ülkenin yapamayacağı adımlar atıldı, fabrikalar kuruldu, eğitimde tarımda vs bir sürü yenilikler hayata geçirildi. Son 20 yılda ise cumhuriyet dönemi kazanımları bir bir elden çıkarıldı. İkisi arasındaki en temel fark da biri yeni kazanımlar elde etmek için sıfırdan harekete geçmek ile eldekileri satıp birşeyler yapmak gibiydi. Sadece savaş sanayisindeki atılımları örnek verenler olabilir çünkü onun dışında elle tutulur pek de birşey yok yaptıkları.

[verbakalim]

Asıl mesele tepedekilerin kararlarını kendi ikballeri doğrultusunda mi yoksa halkın refahı ekseninde mi şekillendirdigi bence. Cumhuriyet kurulduktan sonra yapılan bir sürü atılım ile her anlamda çökmüş bir sistemin yerine radikal atılımlar ile kolay kolay hiçbir ülkenin yapamayacağı adımlar atıldı, fabrikalar kuruldu, eğitimde tarımda vs bir sürü yenilikler hayata geçirildi. Son 20 yılda ise cumhuriyet dönemi kazanımları bir bir elden çıkarıldı. İkisi arasındaki en temel fark da biri yeni kazanımlar elde etmek için sıfırdan harekete geçmek ile eldekileri satıp birşeyler yapmak gibiydi. Sadece savaş sanayisindeki atılımları örnek verenler olabilir çünkü onun dışında elle tutulur pek de birşey yok yaptıkları.

Elde olan malların satılması konusunda miras yedi gibi davranıldı. Sadece satılıp şaşaa için kullanıldı. Satış sonrası satılan fabrikaların akibetleri hiç sorgulanmadı. Sen bu fabrikayı aldın üretimi ve çalışmayı devam ettiriyormusun karlılığın nedir. Çalışan sayın ne oldu diye sormak yerine bu satılan fabrikaların arazilerinin rezidans olması için yasalar çıkartıp bu yönde bir çaba içinde oldular. Bu günlere gelindi.

[totti67]

Asıl mesele tepedekilerin kararlarını kendi ikballeri doğrultusunda mi yoksa halkın refahı ekseninde mi şekillendirdigi bence. Cumhuriyet kurulduktan sonra yapılan bir sürü atılım ile her anlamda çökmüş bir sistemin yerine radikal atılımlar ile kolay kolay hiçbir ülkenin yapamayacağı adımlar atıldı, fabrikalar kuruldu, eğitimde tarımda vs bir sürü yenilikler hayata geçirildi. Son 20 yılda ise cumhuriyet dönemi kazanımları bir bir elden çıkarıldı. İkisi arasındaki en temel fark da biri yeni kazanımlar elde etmek için sıfırdan harekete geçmek ile eldekileri satıp birşeyler yapmak gibiydi. Sadece savaş sanayisindeki atılımları örnek verenler olabilir çünkü onun dışında elle tutulur pek de birşey yok yaptıkları.

Elde olan malların satılması konusunda miras yedi gibi davranıldı. Sadece satılıp şaşaa için kullanıldı. Satış sonrası satılan fabrikaların akibetleri hiç sorgulanmadı. Sen bu fabrikayı aldın üretimi ve çalışmayı devam ettiriyormusun karlılığın nedir. Çalışan sayın ne oldu diye sormak yerine bu satılan fabrikaların arazilerinin rezidans olması için yasalar çıkartıp bu yönde bir çaba içinde oldular. Bu günlere gelindi.

Bin defa yazdım yine yazayım, o rahmetsiz unakıtan vardı, inşallah mezarında fır fır dönüyordur, bal gibi de satarız diyordu, nasıl geberdiği hepimizin malumu. şimdi bazıları o paralarla yol yaptılar der, ulan  paran yok bırak şehirler arasını, yeri geliyor şehir merkezine gidemiyorsun, hastane yaptılar derler, doktor yok gidemiyorsun, veya önemli bir rahatsızlığın olabilir mr lazım ebesininki kadar süre sonraya randevu alabiliyorsun. GAP projesini zamanında devlet tamamen kendi imkanı ile yaptıi, bunlar yap işlet devret ile yandaşları zengin ettiler, toplamda 50000 kişinin uçmadığı havaalanına bilmem kaç yüzbin yolcu garantisi verdiler, şehir hastanelerine hasta garantisi verdiler lan hatta, daha da yazmayayım asabım acayip bozuluyor.

[SUPERSAIAN]

Son beş sene içerisinde gelir dağılımı eşitsizliği, enflasyonla birlikte yani hükümetin beceriksizliği yüzünden uçurum gibi açıldı orta sınıf vatandaş kalmadı. Zengin çok zengin fakir ise bildiğimiz fakir haline getirildi halk. Zenginler ve fakir artık içlerinde katman katman ayrılmaya başladılar.

İnsanlarımızın bilinçleri de kademeli olarak düştü bu zaman içerisinde hala haline şükür edipte bütün ekstra mesai çalışmaya devam edip üzerine birde borç içerisinde olan sade vatandaş hala şükür ediyorlar, durumdan memnun olmaları inanılmaz.

[verbakalim]

Son beş sene içerisinde gelir dağılımı eşitsizliği, enflasyonla birlikte yani hükümetin beceriksizliği yüzünden uçurum gibi açıldı orta sınıf vatandaş kalmadı. Zengin çok zengin fakir ise bildiğimiz fakir haline getirildi halk. Zenginler ve fakir artık içlerinde katman katman ayrılmaya başladılar.

İnsanlarımızın bilinçleri de kademeli olarak düştü bu zaman içerisinde hala haline şükür edipte bütün ekstra mesai çalışmaya devam edip üzerine birde borç içerisinde olan sade vatandaş hala şükür ediyorlar, durumdan memnun olmaları inanılmaz.

Hocam bu memnuniyetin sonucunda verilen cennet sözleri bile var. Siz sizi yönetenlere isyan etmeyin diye telkin alıyorlar. Bu yaşadığımız kötü yönetimi bile ilahi bir sınav olarak anlatıyorlar. Bu dünyada çektiğimiz eziyetlerin öteki dünyada bize hurileri getireceğini bile söyleyeni görebilirsiniz. Ondan dolayı şükür etmeye devam. Ama zengin olana bu sınav hiç bir zaman olmuyor. Onlar direk cehennemlik garibanlar . Çok yazık değil mi.

[totti67]

Son beş sene içerisinde gelir dağılımı eşitsizliği, enflasyonla birlikte yani hükümetin beceriksizliği yüzünden uçurum gibi açıldı orta sınıf vatandaş kalmadı. Zengin çok zengin fakir ise bildiğimiz fakir haline getirildi halk. Zenginler ve fakir artık içlerinde katman katman ayrılmaya başladılar.

İnsanlarımızın bilinçleri de kademeli olarak düştü bu zaman içerisinde hala haline şükür edipte bütün ekstra mesai çalışmaya devam edip üzerine birde borç içerisinde olan sade vatandaş hala şükür ediyorlar, durumdan memnun olmaları inanılmaz.

Hocam geçim sıkıntısı içine düşme oranı arttıkça, insanların gayretleri, algıları ya da farkındalıklari yavaş yavaş daralmaya başlar, bir maaştan diğer maaşa ulaşabilmek yegane hedef haline gelir bir süre sonra, diğer şeyler gittikçe onemsizlesir, orta direk olarak yaşayanlar en azından ortalama farkındalığa sahiptir, çevrelerinde olup bitene olabildiğince hakimdir, güçleri ölçüsünde de önlem alabilirler herhangi bir olumsuzluğa, ama aşağıya kaydikca önlem almak zorlanirken, öncelikler de yavaş yavaş değişir.

[execijutiere]

Aradaki fark gittikçe açılıyor ve bunun kapanmaya niyeti yok gibi gözüküyor. Keşke artık buna gerçek anlamda dur dense fakat ne yazik ki gün geçtikçe fakir daha fakir zengin daha zengin oluyor. Bu da zaten insanları bir şeylere mahkum etmeye yönelik yapılmış bir hareket. Asgari ücrete tabi olmaya çalışan bir kesim var. Şuan da çoğu insan artık gelir dağılımına bakıldığında asgari ile geçinmeye çalışıyor.

[Gencecikmen]

Ne gençler var sosyal yardıma muhtaç adamın eve 1 ekmek sokacak parası yok bunları besleyen iktidarlar beslemeye devam ettikçe iş vermedikçe bu konular her zaman ktidarların işine gelir bir kesim diğer tarafı üç beş kuruşa sömürecekki diğer tarafın kaliteli yaşamı etkilenmesin neden herkes saraylarda yaşasın değilmi? ne gerek yani.


Orta sınıfın kaldırılmasının en büyük sebebi ekonomi değil yönetim değişikliğinin istenmemesidir. Kimse istemez istemiyorlarda.

Yoksulun ne işi var sinemayla tiyatroyla son yıllarda farkındamısınız bilmem bölgelerdeki sinemalar bile çatır çatır kapatıldı tiyatrolar ise leş ötesi eski kaliteli insanlar gelmiyor gelsede istedikleri paralar inanılmaz eee onlarada alt kesim gidemiyor doğal olarak ülke tamamen ikiye ayrılmış durumda
1. fakirler  asgari ücretliler
2. zengin azınlık.

Adamların tek düşüncesi geri kafalı bir toplum oluşturmak. Ne kadar geri o kadar kendileri ileri. İleri demişken sadece kendi kesimi için verdikleri yağlı ballı işlerin getirisi yoksa kendileri gibi hepsi yozlaşmış durumda. Ben halen anlamadığım pek çok şey var seçmen konusunda. Birine neden inanılır ve bu inanç neden değiştirilmez. Değiştirileceği zaman ne tür bir korku pompalanır ve empoze edilir. Aklı başında olan buna nenden inanır.

Hocam daha önce birkaç konuda da değinmiştim, defaten adamlar eğitim seviyesi arttıkça oylarimiz düşüyor minvalinde kelamlar ettiler, hem de yönetici pozisyonunda bulunan adamlar bunlar. Düşünen sorgulayan ne verilirse kabul etmeyen bireyler potansiyel tehlike bunlar için, biat kültürü mutlak değerleri. Bu sistemin ana teması da koltuk makam güç sahibi olarak hayatlarına sonsuza kadar devam edebilmek, biat eden sayısı arttıkça, bunların pozisyonu da sağlamlaşiyor.

Şimdi hocam bu biat kültürü içinde olan arkadaşlar bunu hak için yapıyorlar sonucunda da cennete gidecekler. Hani bu yolu takip edince sonundaki ışıkta cennet olduğu kanısı epey yayğın. Peki bizim haklarımızı dibine kadar gasp edip kul hakkı ile gidecekleri yerdeki ışığın rengini hiç merak etmiyorlar mı bunlar. Ya oradaki yanan ışık bu şekilde  kırmızı ışık olarak istedikleri yer değilde götlerini yakacak olan cehennemin yanan ateşinin ışığı olduğunu gördükleri zaman ne yapacaklar. Nasıl bizleri tek tek bulup helallik isteyecekler. Ha peşin söyleyeyim buradan bunlara en ufak bir helalik çıkmaz. Ona göre yaşasınlar.

Hocam en basiti torpil konusuna bakalım, normalde başka birinin hak ettiği ise sırf kendisine yakın diye kayirilarak alınan insanların boğazından ekmek nasıl geçiyor, bu her dönem oldu memlekette, yani sağı solu yok, siyaset dışı bir mantıktan bahsediyorum, bir nevi bizim kronik rahatsızlığımiz bu, onun dışında kamu kaynaklarının amacı dışında kullanılması var, sorumlu kişiler hata yaptığında hesap verme mekanizmasına neden takılmaz, tüyü bitmemiş yetimin hakkını en çok gozetmesi gerekenler ısrarla hata yaparken bunlara neden dur denilmez. Şükür kendince inancı olan biriyim, öbür tarafta içkinin fiskinin hesabı görülür bir şekilde ama kul hakkı ile huzura çıkmaktan sade bir vatandaş olarak ben korkarken bu muhteremler neden veya nasil hicbirsey yokmuş gibi davranabiliyorlar.

Torpil yapmayı kendilerine hak gören haksızılığı yaşam biçimine dönüştürmüş formatta tipler maalesef bunlar. Forumda yazmıştım daha önce, çok üzüldüğüm bir anımdır. YLSY diye bir burs var, yurt dışında yüksek lisans ve doktora yapmanızı sağlayan. Cumhuriyetin ilk yıllarında çıkan bir MEB bursu. Yazılı sınavları geçtim, sözlü mülakata gittim, mülakat herkes için 5-10 dk arası sürdü benim mülakat yarım saat sürdü. Adamlar akademik alan ile ilgili sordu ben cevapladım, bir yerden sonra baktı öyle eleyemecek içlerinden badem bıyıklı olanı limonun kilosunu sordu. Ve bilemedim ve beni öyle elediler.

Bu yapılan işlerin temelini atanlar ta tepede oturuyorlar. Tabi bire bir bunlar bu işi yapıyor değiller. Ama vedikleri sözleri tutmayarak diğerlerine siz yandaş ne var ise onu biyerlere yerleştirin gerisi sorun olursa bana gelsin diyerek yapılan işler. En son seçimde mülakat kalkacaktı kalkmadı. Yani torpile devam. Bakalım son yerel seçimden sonra el değiştiren belediyelere ne çamurlar atılacak. Yıllardan beri yapılanları bir türlü anlatamadık bundan sonrası kendileri yaygara yapacaklar.

Sizin söylediğinizi çok güzel açıklayan bir atasözümüz var, balık baştan kokar diye. Tam anlamıyla öyle bir durum. Baştaki balık ülkeyi bölerse, alttaki kraldan kralcı balıklar da liyakata değil particiliğe bakıyor. Daha yeni milli eğitim bakanı mülakatın kaldırılmayacağını hatta "Bir meslek mülakat gerektiriyorsa bunun için en doğru mesleğin öğretmenlik olduğunu düşünüyorum.'' gibi bir açıklama yaptı.

[verbakalim]

Sizin söylediğinizi çok güzel açıklayan bir atasözümüz var, balık baştan kokar diye. Tam anlamıyla öyle bir durum. Baştaki balık ülkeyi bölerse, alttaki kraldan kralcı balıklar da liyakata değil particiliğe bakıyor. Daha yeni milli eğitim bakanı mülakatın kaldırılmayacağını hatta "Bir meslek mülakat gerektiriyorsa bunun için en doğru mesleğin öğretmenlik olduğunu düşünüyorum.'' gibi bir açıklama yaptı.

Şimdiye kadar verilen sözler ile yapılan eylemler arasında bir tutarlılık var ise bu tutarlılık adamların söyledikleri ile yaptıkları arasındaki tutarsızlık. Neyi yapacaüız diyip yaptılar ki. Yıllar içinde söylediklerini yapmadan sadece söz ile var etmeye çalışıyorlar bunu yiyen yiyor.. Yiyenin çok olduğunu gösteren gösterge ise seçim sonuçları. Şimdi millieğitim bakanının söyledikleri ne ise ne. Yaptıkları nerde kalmıştık misali.

[barisbilgili]

Sizin söylediğinizi çok güzel açıklayan bir atasözümüz var, balık baştan kokar diye. Tam anlamıyla öyle bir durum. Baştaki balık ülkeyi bölerse, alttaki kraldan kralcı balıklar da liyakata değil particiliğe bakıyor. Daha yeni milli eğitim bakanı mülakatın kaldırılmayacağını hatta "Bir meslek mülakat gerektiriyorsa bunun için en doğru mesleğin öğretmenlik olduğunu düşünüyorum.'' gibi bir açıklama yaptı.

Şimdiye kadar verilen sözler ile yapılan eylemler arasında bir tutarlılık var ise bu tutarlılık adamların söyledikleri ile yaptıkları arasındaki tutarsızlık. Neyi yapacaüız diyip yaptılar ki. Yıllar içinde söylediklerini yapmadan sadece söz ile var etmeye çalışıyorlar bunu yiyen yiyor.. Yiyenin çok olduğunu gösteren gösterge ise seçim sonuçları. Şimdi millieğitim bakanının söyledikleri ne ise ne. Yaptıkları nerde kalmıştık misali.

Başlangıçta söylenenler gibi tüm vaatlerin yerine getirilememesi bence biraz anlaşılır, çünkü tüm koşullar kontrol edilemiyor ve söylenen ve yapılanlarla tutarsızlıktan değil, tamamen duruma ve koşullara bağlı ve bazen bunu anlayabilmeliyiz.
Pek çok insan zor durumda ve bunları kontrol edemiyor ve herkes durumu değiştiremiyor.

[verbakalim]

Sizin söylediğinizi çok güzel açıklayan bir atasözümüz var, balık baştan kokar diye. Tam anlamıyla öyle bir durum. Baştaki balık ülkeyi bölerse, alttaki kraldan kralcı balıklar da liyakata değil particiliğe bakıyor. Daha yeni milli eğitim bakanı mülakatın kaldırılmayacağını hatta "Bir meslek mülakat gerektiriyorsa bunun için en doğru mesleğin öğretmenlik olduğunu düşünüyorum.'' gibi bir açıklama yaptı.

Şimdiye kadar verilen sözler ile yapılan eylemler arasında bir tutarlılık var ise bu tutarlılık adamların söyledikleri ile yaptıkları arasındaki tutarsızlık. Neyi yapacaüız diyip yaptılar ki. Yıllar içinde söylediklerini yapmadan sadece söz ile var etmeye çalışıyorlar bunu yiyen yiyor.. Yiyenin çok olduğunu gösteren gösterge ise seçim sonuçları. Şimdi millieğitim bakanının söyledikleri ne ise ne. Yaptıkları nerde kalmıştık misali.

Başlangıçta söylenenler gibi tüm vaatlerin yerine getirilememesi bence biraz anlaşılır, çünkü tüm koşullar kontrol edilemiyor ve söylenen ve yapılanlarla tutarsızlıktan değil, tamamen duruma ve koşullara bağlı ve bazen bunu anlayabilmeliyiz.
Pek çok insan zor durumda ve bunları kontrol edemiyor ve herkes durumu değiştiremiyor.

Ecevit üçlü koalisyon zamanında sınav şartları ile ilgili bir çalışma yaptırdı ve sonucunda mülakat tarih oldu. O hükümet yanlışmı yapmıştı da sonrasında gelen hükümetler yada hükümet bunu iptal edip mülakatı getirdi. Sınav sorularını seçme yeterliliği olmayanlar mı hazırlıyor ki mülakata ihtiyaç duyuluyor. Eğer öyle ise sınav sorularını hazırlayanları mülakata alıp işi baştan çözsünler.

[Distraction]

Liyakat olmayan bir ülkede gelir dağılımı arasındaki fark bir uçurum haline geliyor. Türkiye'de de liyakatsizlik diz boyu olduğu için bu tabloyu görüyoruz. Birilerinin lüksten şatafattan vazgeçmeye niyeti pek olmadığı için bunun olumsuz sonuçlarını bizler çekiyoruz. Birilerinden kastım sadece iktidar tarafı da değil. Hem iktidar hem muhalefet tarafında yolsuzluklar fazlasıyla var. Sistem kimsenin umrunda olmayınca muz cumhuriyeti olunuyor işte.

[totti67]

Sizin söylediğinizi çok güzel açıklayan bir atasözümüz var, balık baştan kokar diye. Tam anlamıyla öyle bir durum. Baştaki balık ülkeyi bölerse, alttaki kraldan kralcı balıklar da liyakata değil particiliğe bakıyor. Daha yeni milli eğitim bakanı mülakatın kaldırılmayacağını hatta "Bir meslek mülakat gerektiriyorsa bunun için en doğru mesleğin öğretmenlik olduğunu düşünüyorum.'' gibi bir açıklama yaptı.

Şimdiye kadar verilen sözler ile yapılan eylemler arasında bir tutarlılık var ise bu tutarlılık adamların söyledikleri ile yaptıkları arasındaki tutarsızlık. Neyi yapacaüız diyip yaptılar ki. Yıllar içinde söylediklerini yapmadan sadece söz ile var etmeye çalışıyorlar bunu yiyen yiyor.. Yiyenin çok olduğunu gösteren gösterge ise seçim sonuçları. Şimdi millieğitim bakanının söyledikleri ne ise ne. Yaptıkları nerde kalmıştık misali.

Başlangıçta söylenenler gibi tüm vaatlerin yerine getirilememesi bence biraz anlaşılır, çünkü tüm koşullar kontrol edilemiyor ve söylenen ve yapılanlarla tutarsızlıktan değil, tamamen duruma ve koşullara bağlı ve bazen bunu anlayabilmeliyiz.
Pek çok insan zor durumda ve bunları kontrol edemiyor ve herkes durumu değiştiremiyor.

Ecevit üçlü koalisyon zamanında sınav şartları ile ilgili bir çalışma yaptırdı ve sonucunda mülakat tarih oldu. O hükümet yanlışmı yapmıştı da sonrasında gelen hükümetler yada hükümet bunu iptal edip mülakatı getirdi. Sınav sorularını seçme yeterliliği olmayanlar mı hazırlıyor ki mülakata ihtiyaç duyuluyor. Eğer öyle ise sınav sorularını hazırlayanları mülakata alıp işi baştan çözsünler.

Hocam mülakat için gereklidir değildir bin tane mevzu var fikir var memlekette. Ben stratejik pozisyonlar için yapılması taraftarıyım ama genel kullanımı bizim ülkede her alanda kendi adamımız olsun kayirmacasini beraberinde getiriyor. Mülakat olsun olmasın dışında asıl problem mülakatı yapanların kendilerine yakın isimleri yazılı puanları ne olursa olsun mülakat puanı ile bir yerlere getirmek olduğu da gerçek. Yani mülakatın tam karşılığı tüm adaylara aynı şartlarda sorular sorarak kimseyi kayirmayarak yapılan işlem olmalı.

[verbakalim]

Sizin söylediğinizi çok güzel açıklayan bir atasözümüz var, balık baştan kokar diye. Tam anlamıyla öyle bir durum. Baştaki balık ülkeyi bölerse, alttaki kraldan kralcı balıklar da liyakata değil particiliğe bakıyor. Daha yeni milli eğitim bakanı mülakatın kaldırılmayacağını hatta "Bir meslek mülakat gerektiriyorsa bunun için en doğru mesleğin öğretmenlik olduğunu düşünüyorum.'' gibi bir açıklama yaptı.

Şimdiye kadar verilen sözler ile yapılan eylemler arasında bir tutarlılık var ise bu tutarlılık adamların söyledikleri ile yaptıkları arasındaki tutarsızlık. Neyi yapacaüız diyip yaptılar ki. Yıllar içinde söylediklerini yapmadan sadece söz ile var etmeye çalışıyorlar bunu yiyen yiyor.. Yiyenin çok olduğunu gösteren gösterge ise seçim sonuçları. Şimdi millieğitim bakanının söyledikleri ne ise ne. Yaptıkları nerde kalmıştık misali.

Başlangıçta söylenenler gibi tüm vaatlerin yerine getirilememesi bence biraz anlaşılır, çünkü tüm koşullar kontrol edilemiyor ve söylenen ve yapılanlarla tutarsızlıktan değil, tamamen duruma ve koşullara bağlı ve bazen bunu anlayabilmeliyiz.
Pek çok insan zor durumda ve bunları kontrol edemiyor ve herkes durumu değiştiremiyor.

Ecevit üçlü koalisyon zamanında sınav şartları ile ilgili bir çalışma yaptırdı ve sonucunda mülakat tarih oldu. O hükümet yanlışmı yapmıştı da sonrasında gelen hükümetler yada hükümet bunu iptal edip mülakatı getirdi. Sınav sorularını seçme yeterliliği olmayanlar mı hazırlıyor ki mülakata ihtiyaç duyuluyor. Eğer öyle ise sınav sorularını hazırlayanları mülakata alıp işi baştan çözsünler.

Hocam mülakat için gereklidir değildir bin tane mevzu var fikir var memlekette. Ben stratejik pozisyonlar için yapılması taraftarıyım ama genel kullanımı bizim ülkede her alanda kendi adamımız olsun kayirmacasini beraberinde getiriyor. Mülakat olsun olmasın dışında asıl problem mülakatı yapanların kendilerine yakın isimleri yazılı puanları ne olursa olsun mülakat puanı ile bir yerlere getirmek olduğu da gerçek. Yani mülakatın tam karşılığı tüm adaylara aynı şartlarda sorular sorarak kimseyi kayirmayarak yapılan işlem olmalı.

Mülakat denen şey bizdeki gibi sevmediğin kişileri elemek için bir araç değil seç,lecek olan kişinin sınavdaki başarısının altında mesleki yeterliliğinin daha ayrıntılı olarak ele alınarak hangi alanda hangi dalda hangi seviyede daha faydalı olabileceğinin kısacası elemek değilde seviyesini tam tesbit etmek için yapılmasını isterim.
Nasıl özel sektörde iş başvurusunda sana sorulan iş ve özel hayat sorularındaki özel soruların olmaması gibi. Sadece iş odaklı.

[totti67]

Sizin söylediğinizi çok güzel açıklayan bir atasözümüz var, balık baştan kokar diye. Tam anlamıyla öyle bir durum. Baştaki balık ülkeyi bölerse, alttaki kraldan kralcı balıklar da liyakata değil particiliğe bakıyor. Daha yeni milli eğitim bakanı mülakatın kaldırılmayacağını hatta "Bir meslek mülakat gerektiriyorsa bunun için en doğru mesleğin öğretmenlik olduğunu düşünüyorum.'' gibi bir açıklama yaptı.

Şimdiye kadar verilen sözler ile yapılan eylemler arasında bir tutarlılık var ise bu tutarlılık adamların söyledikleri ile yaptıkları arasındaki tutarsızlık. Neyi yapacaüız diyip yaptılar ki. Yıllar içinde söylediklerini yapmadan sadece söz ile var etmeye çalışıyorlar bunu yiyen yiyor.. Yiyenin çok olduğunu gösteren gösterge ise seçim sonuçları. Şimdi millieğitim bakanının söyledikleri ne ise ne. Yaptıkları nerde kalmıştık misali.

Başlangıçta söylenenler gibi tüm vaatlerin yerine getirilememesi bence biraz anlaşılır, çünkü tüm koşullar kontrol edilemiyor ve söylenen ve yapılanlarla tutarsızlıktan değil, tamamen duruma ve koşullara bağlı ve bazen bunu anlayabilmeliyiz.
Pek çok insan zor durumda ve bunları kontrol edemiyor ve herkes durumu değiştiremiyor.

Ecevit üçlü koalisyon zamanında sınav şartları ile ilgili bir çalışma yaptırdı ve sonucunda mülakat tarih oldu. O hükümet yanlışmı yapmıştı da sonrasında gelen hükümetler yada hükümet bunu iptal edip mülakatı getirdi. Sınav sorularını seçme yeterliliği olmayanlar mı hazırlıyor ki mülakata ihtiyaç duyuluyor. Eğer öyle ise sınav sorularını hazırlayanları mülakata alıp işi baştan çözsünler.

Hocam mülakat için gereklidir değildir bin tane mevzu var fikir var memlekette. Ben stratejik pozisyonlar için yapılması taraftarıyım ama genel kullanımı bizim ülkede her alanda kendi adamımız olsun kayirmacasini beraberinde getiriyor. Mülakat olsun olmasın dışında asıl problem mülakatı yapanların kendilerine yakın isimleri yazılı puanları ne olursa olsun mülakat puanı ile bir yerlere getirmek olduğu da gerçek. Yani mülakatın tam karşılığı tüm adaylara aynı şartlarda sorular sorarak kimseyi kayirmayarak yapılan işlem olmalı.

Mülakat denen şey bizdeki gibi sevmediğin kişileri elemek için bir araç değil seç,lecek olan kişinin sınavdaki başarısının altında mesleki yeterliliğinin daha ayrıntılı olarak ele alınarak hangi alanda hangi dalda hangi seviyede daha faydalı olabileceğinin kısacası elemek değilde seviyesini tam tesbit etmek için yapılmasını isterim.
Nasıl özel sektörde iş başvurusunda sana sorulan iş ve özel hayat sorularındaki özel soruların olmaması gibi. Sadece iş odaklı.

Hepimiz hatırlarız, bir önceki seçimler öncesinde sayın cumhurbaşkanı meydanlarda mülakatın kaldırılacağı ile ilgili sözler sarfetmişti, gelinen noktada ise iddiaya göre, yakın bir süre önce yapılan parti myk toplantısında bunu dile getiren bir milletvekiline ben öyle birşey söylemedim minvalinde cevap vermiş. Eğer böyleyse gerçekten durumumuz içler acısıdır. Gerçi buna benzer şeyleri daha önce de yaşadık, yani yapmam dediklerini yaptıklarını, yaparız dedikleirni yapmadıklarını ilk kez görmüyoruz ama bu denlisi sanırım ilk kez karşımıza çıkıyor.
Mülakat konusunda en büyük dayanakları FETÖ süreci, yani o dönemde işe alınanların çoğunun sıkıntılı çıkması. Burada aldı işe girenler üzerinde bırakılmaya çalışılsa da asıl sıkıntı mülakatı yapanlarda ama ne hikmetse onlar pek konuşulmuyor. Yani mülakat kendi başına bir sıkıntı olabilir ama asıl sıkıntı bunu yapanların güvenilirliği bence.

[verbakalim]

Hepimiz hatırlarız, bir önceki seçimler öncesinde sayın cumhurbaşkanı meydanlarda mülakatın kaldırılacağı ile ilgili sözler sarfetmişti, gelinen noktada ise iddiaya göre, yakın bir süre önce yapılan parti myk toplantısında bunu dile getiren bir milletvekiline ben öyle birşey söylemedim minvalinde cevap vermiş. Eğer böyleyse gerçekten durumumuz içler acısıdır. Gerçi buna benzer şeyleri daha önce de yaşadık, yani yapmam dediklerini yaptıklarını, yaparız dedikleirni yapmadıklarını ilk kez görmüyoruz ama bu denlisi sanırım ilk kez karşımıza çıkıyor.
Mülakat konusunda en büyük dayanakları FETÖ süreci, yani o dönemde işe alınanların çoğunun sıkıntılı çıkması. Burada aldı işe girenler üzerinde bırakılmaya çalışılsa da asıl sıkıntı mülakatı yapanlarda ama ne hikmetse onlar pek konuşulmuyor. Yani mülakat kendi başına bir sıkıntı olabilir ama asıl sıkıntı bunu yapanların güvenilirliği bence.

Bak bu konuşmayı yapan kişinin Sayın Cumhurbaşkanının olduğundan eminmisin. Bu konuşma yapılırken kendisi orada olmayabilir. Yada bir parti lideri olarak söylüyor olabilir. Şimdi söylenen sözler kimi nasıl bağlayacak orası karışık bir konu. Bunun çözümünü yönetenler bilmiyor. Biz cahil yönetileneler nasıl bileceğiz. Değilmi.