Elmas - Su Değer Paradoksu

[Silence Scream]

Evet, gelelim ikinci Paradoksumuza. Burada genel kanı yine Arz-Talep dengesine göre harekettir. Hiç düşündünüz mü hayati öneme sahip olan, her insanın yaşaması için gereken su neden altın, gümüş, elmas gibi süs eşyalarına göre daha düşük fiyatlıdır?



Burada Arz-talep dengesiyle bir denge fiyat politikası dikkatimizi çekiyor. Normalde marjinal fayda sağlayan su, bizler için hayati öneme sahip olması nedeniyle pahalı olması gerekirken, arzın yüksekliği ve talebin arza göre daha az kalmasıyla fiyatı altın, elmas gibi eşyalara göre daha az kalıyor.
Yukarıdaki grafikte denge fiyatı p ile gösterilmiştir. Denge fiyatı suda sağ tarafa doğru kaymış olduğu için grafikte daha aşağıda yer alırken, elmas, altın gibi kıt, kısıtlı kaynaktan üretilen madenlerin denge fiyatı miktarın azlığından dolayı daha yukarıda yer alır. Bu da suyun maddi açıdan değersiz, altının daha değerli olduğunu gösterir.

Eğer günün birinde su kaynakları kurursa ( ki gelecekte bu çok büyük bir sorun) o zaman işte su için savaş çıkacak söylemlerini buradan daha iyi anlıyoruz. Hayati olarak öneme sahip olan suyun arzı da azaldığında insanlar yaşamak için savaşmak zorunda kalacak. Halbuki altın veya elmas olmasa da insanlar yaşar. Marjinal fayda olarak daha faydasız olan altın ve elmasın gelecekte sudan neden değersiz olacağına bir örnek olarak sanırım bu paradoksu verebiliriz.


Kaynak : https://www.kampustenevar.com/kategori-bilim-ve-teknoloji/bir-tur-celiski-elmas-su-paradoksu

[Hvdv]

Su her yerde var, altın ise belirli bölgelerde. Zaten değerli olmasını sağlayan da nadir bulunması değil mi? Bugün dünyada milyarlarca ton altın bulunsun kimse yüzüne bakmaz. Altını altın yapan nadirliğidir. Arz talep dengesi konuşur doğru. Halbuki işleve bakarsan su olmadan yaşayamayız ama altın olmazsa yaşarız. Bu aslında paradoks olacak kadar karışık bir şey değil. Basit bir ekonomi denklemi.

[karabiber]

Fiyat oluşurken bir malın ne kadar değerli olup olmadığına bakılmıyor az mı çok mu buna bakılıyor. Sevdiğim paradokslardan biridir. Aslında bu paradoks ekonomideki temel meseleyi özetliyor. Suyun hayati bir öneme sahip olmasına rağmen dünyadaki su kaynaklarının ve bulunurluğunun çok yüksek olması suyu ne kadar hayati bir öneme sahip olsa da maddi olarak değersiz bir mala çeviriyor. Elmasta da tam tersi bir durum mevcut. Bu durum ekonomilerin enflasyon sarmalına girmesiyle de ortaya çıkıyor. Faizin enflasyona sebep olacağı tezini üzerimizde deneyen ekonomi aklının yarınlar yokmuşçasına bastıkları paraların arzı arttıkça değeri bir anda kızgın tavaya atılan tereyağ gibi hızlıca erimesi de bizlere arzın artan malın değerinin düşeceğini gösteriyor.

[W Jr.]

İlk paragraftaki sorunun cevabı basit : Çünkü arzı çok.Su her yerde olduğundan dolayı elmas veya altına göre değersiz.Bu arada elmas neden değerli diye sormak daha mantıklı çünkü süs eşyası dışında bir işe yaramayan, satmak istediğinizde söküp attıkları bir parçaya binlerce lira vermenin hiç bir mantıklı yönünü bulamadım.

Bu yüzden alırken 22 ayar altın alırım genelde.Hem satarken zarar etmem hem de elmastan daha mantıklı bir yatırımdır altın.Hatta size şunu söyleyeyim 14 ayar altın almak daha mantıklıdır çünkü 14 ayardaki işçilik ile 22 ayardaki işçilik oranı aynı şekilde alınıyor.

Söz gelimi 100 gram 14 ayar altının ederi  159.500 lira civarı ve işçilik oranı %20 yani 32 bin lira civarı işçiliğe verirsiniz, ama 22 ayar altının ederi 100 gramda 289.000 lira ve %20 işçiliği 58-59 bin lira civarı. Satarken 14 ayarda daha fazla kâr edersiniz.

Neyse konumuza dönersek, Elmas - Su değer paradoksu gelecekte karşılaştırılacak olursa su elması tokatlar geçer ama günümüzde bu durum tam tersi şekilde işliyor.Şu an arz yüksek ama gün gelir insanoğlunun giderlerini karşılayamayan ve kıt kaynak durumuna düşen bir su olursa işte o zaman değil kıyas, dünya su savaşları bile görür.

[Ondekinecakabilirim]

İlk paragraftaki sorunun cevabı basit : Çünkü arzı çok.Su her yerde olduğundan dolayı elmas veya altına göre değersiz.Bu arada elmas neden değerli diye sormak daha mantıklı çünkü süs eşyası dışında bir işe yaramayan, satmak istediğinizde söküp attıkları bir parçaya binlerce lira vermenin hiç bir mantıklı yönünü bulamadım.

Bu yüzden alırken 22 ayar altın alırım genelde.Hem satarken zarar etmem hem de elmastan daha mantıklı bir yatırımdır altın.Hatta size şunu söyleyeyim 14 ayar altın almak daha mantıklıdır çünkü 14 ayardaki işçilik ile 22 ayardaki işçilik oranı aynı şekilde alınıyor.

Bilezik, takı eşyası olaraktan bahsediyorsunuz sanırım. Ben gram altın alıyorum. Onu da en saf halini alıyorum. 24 ayar altın alıyorum. Onların bile üstünde Fine Gold yazar. Bazıları tam saf değildir. 995 filan yazar. Gerçi aynı kuyumcudan alıp aynı kuyumcuya sattığımdan sorun yaratmıyor benim için.

Su savaşları yaşamayız umarım. İnsanlık daha bi fazla savaş görmesin. Petrol savaşları. Altın savaşları. Toprak savaşları. Her yanımız yeterince savaş. Bi de su savaşı görmek istemiyorum. Ama konuya bi yorum katmak istiyorum. Bana kalırsa su savaşları teknoloji sayesinde hiç yaşanmayabilir. Dünyanın 3/4'ü sularla kaplı. Tuzlu suyla. Bi teknolojik gelişme insanlığı bi çok savaştan koruyabilir bana kalırsa.

[W Jr.]

İlk paragraftaki sorunun cevabı basit : Çünkü arzı çok.Su her yerde olduğundan dolayı elmas veya altına göre değersiz.Bu arada elmas neden değerli diye sormak daha mantıklı çünkü süs eşyası dışında bir işe yaramayan, satmak istediğinizde söküp attıkları bir parçaya binlerce lira vermenin hiç bir mantıklı yönünü bulamadım.

Bu yüzden alırken 22 ayar altın alırım genelde.Hem satarken zarar etmem hem de elmastan daha mantıklı bir yatırımdır altın.Hatta size şunu söyleyeyim 14 ayar altın almak daha mantıklıdır çünkü 14 ayardaki işçilik ile 22 ayardaki işçilik oranı aynı şekilde alınıyor.

Bilezik, takı eşyası olaraktan bahsediyorsunuz sanırım. Ben gram altın alıyorum. Onu da en saf halini alıyorum. 24 ayar altın alıyorum. Onların bile üstünde Fine Gold yazar. Bazıları tam saf değildir. 995 filan yazar. Gerçi aynı kuyumcudan alıp aynı kuyumcuya sattığımdan sorun yaratmıyor benim için.

Su savaşları yaşamayız umarım. İnsanlık daha bi fazla savaş görmesin. Petrol savaşları. Altın savaşları. Toprak savaşları. Her yanımız yeterince savaş. Bi de su savaşı görmek istemiyorum. Ama konuya bi yorum katmak istiyorum. Bana kalırsa su savaşları teknoloji sayesinde hiç yaşanmayabilir. Dünyanın 3/4'ü sularla kaplı. Tuzlu suyla. Bi teknolojik gelişme insanlığı bi çok savaştan koruyabilir bana kalırsa.

Biz daha tatlı suyu doğru düzgün arıtamıyoruz, arıtma suları bile kokulu, minerallerden uzak, besin değerleri çok düşük sular oluyor.Umarım o teknolojik gelişme hızlıca gelir de bir çok insan gibi bizler de, gelecek nesiller de çocuklarımız için su sorunu yaşamaz.

Tuzlu suyu arıtıp içilebilir hale getirmesi önemli, aynı zamanda ekosisteme de zarar vermemeli bu durumda.Eğer kimyasal veya elektrik ile, elektroliz ile bu işlemi yaparlarsa deniz dünyasının ekosistemi de bozulur.İyisi mi biz tatlı suyumuza sahip çıkıp, kuraklığa sebep olmayacak iklim değişikliği koşullarını dünyaya bulaştırmayalım da, su elmastan değersiz kalıversin öyle değil mi ?