Mutluluk oranının dağılımı bence hemen hemen her ülkede aynı mantıkta dağılıyordur. Örneğin ABD'de de büyük eyaletlerin mutluluk oranı daha azdır. Sonuçta trafiği bilmem nesi derken bir ton can sıkan problem ile uğraşıyor insanlar. Bizde de şehir planlaması kötü olduğu için her şeyi belli başlı şehirlere yıktılar. Millet de iş imkanları en çok orada diye büyükşehirlere göç ediyor. Ekonomi, suç oranı falan derken mutluluk oranı da iyice yerlere düşüyor.
Küçük şehirlerde bu tarz sorunlar daha az olunca da mutluluk oranı daha yüksek oluyor. Ne zamanki bazı faaliyetleri farklı şehirlere kaydırmayı akıl ederler o zaman büyükşehirlerdeki mutluluk oranı yeniden artar.
Bir de genellikle küçük şehirlerde hayat daha ucuz oluyor.Kiralar, gıdalar vs daha ucuz oluyor.Böyle olunca o şehirdeki insanlar kendilerini mutlu hissediyorlar çünkü büyük şehirde olsalar çok pahalı bir hayat onları bekliyor olacak.
Büyük şehirde yaşayan insanlar ise işe 2-3 saatlik yolculukla gidip geliyorlar.Trafik magandaları, kalabalık, kavga gürültü derken insanlar hayattan soğumuş durumdalar.Büyük şehirlerde komşuluk ilişkileri de daha farklı.Bu yüzden kendilerini mutlu hissediyor olabilirler ama asıl soru şu :
Mutluluk tanımları ne?
Nüfus arttıkça problemler de kargaşalar da artıyor. İstenilen şeye ulaşım zorlaştıkça, yapılmak istenileni yapmak zorlaştıkça mutluluk azalıyor. Bunların hepsi de nüfusun çokluğuyla ilişkilendirilebilir.
Şehir planlamaları, göç, ulaşım gibi problemler insanların yaşamını ve mutluluklarını doğrudan etkileyen unsurlar. Bunların hepsi de nüfusun yoğun olduğu yerlerde yaşanan durumlar. Yani buradan da anlaşıldığı üzere bu durumu etkileyen en büyük madde nüfus.
Bu sıralamayı belirlerken neye göre değerlendirdikleri de önemli. Hangi ölçütleri kullandığınıza göre sıralama değişebilir. İnsanların yaşadıkları şehirden beklentileri de önemli böyle sıralamalar yapılırken.