 |
October 09, 2025, 07:25:23 PM |
|
son yıllarda kendi çevremde de yurtdışına gitme merakının haylice arttığını gözlemliyorum. bunca yıl evinde oturmayı, dümdüz yaşamayı felsefe edinen insanların sanırım pandemide 2 sene kendi istekleri dışında buna maruz kalınca gezesileri geldi.
tabi ülkemizde böyle etkinlikleri yapmak için her sene şartları daha da zorlamak, daha sıkı bütçe yönetimi yapmak gerekiyor, bu yüzden genelde maaş konusunda keyfi biraz daha yerinde olan ve kendine ayıracak zamanı olan beyaz yakalılarda görüyorum bunu. bunlar dünyayı gerçekten gezmek için zorunlu şeyler değil, hakikaten şaşırılacak düzeyde düşük bütçeyle de gezenler var ama bizdeki "gezme" tarzı biraz yanlış anlaşılmış diye düşünüyorum.
normalde dünya neden gezilir? merak ediyorsunuzdur da ondan gezilir, belki bir fotoğrafına denk geldiğiniz bir manzara, bir yapı, bir ülke ilginizi çekmiştir, dünya gözüyle görmek ister ve gider görürsünüz. bir yemeği, orada yaşayan insanları, havasını suyunu merak edebilirsiniz. tüm dünyada dikkatinizi çekebilecek her alanda pek çok farklılık vardır, bunları deneyimlemek için gezersiniz.
biz ne yapıyoruz? biz gezmiyoruz. adeta bir görev listesi dolduruyoruz. çevrenizde normalde böyle maceralar beklemediğiniz bir insan yurtdışına, %99 ihtimalle avrupa'ya gitmiştir. size ballandıra ballandıra anlatır, sosyal medya hesaplarına arkada eiffel kulesi, köln katedrali veya big ben ile fotoğraflar paylaşır. sanki çok zor bir şeyi başarmış gibi, bununla övünür ve içten içi sizi aşağılamak noktasına gelir.
önceden böyle bir yarış yoktu, bu yüzden gezen insanlar gerçekten bunu severek yapan, yerinde duramayan insanlardı. şimdi gözünüzde canlanabilecek ortalama muhafazakâr bir aile tipi, belki çocuklar olmadan, hiçbir alakaları, ilgileri olmayan bir yerde bulunarak bunu yapmacık bir hale getiriyor.
gezen herkes için aynı şeyi söylemek doğru olmaz ama durumun kesinlikle bu olduğunu düşünüyorum.
|