Birçok başlıkta küresel ısınma, deprem gibi konuların tartışıldığını gördüm. Aslında ben de oralarda bir şeyler yazmak istedim ama bahsetmek istediğim kavramın ayrı bir başlığı hak ettiğini düşündüm:
"Evrimsel Uyumsuzluk"Kısaca mesele şu aslında:
İnsan beyni, yüz binlerce yıl önceki koşullarda hayatta kalmak için evrimleşti. Modern dünyanın risklerine uyum sağlayacak kadar zamanımız olmadı. Bu yüzden bugün karşı karşıya olduğumuz pek çok tehlikeyi doğru algılayamıyoruz.
Modern dünyanın riskleri neler?
Küresel ısınma, sigara, deprem, nükleer tehditler…
Atalarımızın hiçbiri bu tür soyut, uzun vadeli ve düşük olasılıklı risklerle karşılaşmadı. Biz de bunları sağlıklı analiz edecek bir altyapıya sahip değiliz. Genetik donanımımız hala avcı toplayıcı dönemin ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş durumda.
Benzer bir uyumsuzluk doğada da görülüyor. Örneğin birçok uçan böcek yön bulmak için ay ışığını referans alır. Fakat artık her yer sokak lambalarıyla dolu. Bu nedenle böcekler bu yapay ışıklara yöneliyor ve çoğu bunun sonucunda ölüyor. Onların evrimsel kodu modern dünyaya uygun değil.
Aynı durum biz insanlar için de geçerli. İlkel çağlarda tatlı, yüksek enerji ve kalori kaynağıydı... bulduğumuz anda yemek zorundaydık. Bugün hala tatlıya aynı içgüdüyle saldırıyoruz... ama artık çevremiz yüksek kalorili yapay tatlılarla dolu. Sonuç: obezite, diyabet, kalp hastalıkları

İnsanoğlu binlerce yıl boyunca 100–150 kişilik topluluklarda yaşadı. Bugün ise milyonluk şehirlerde yaşıyoruz. Bu yüzden köye gidince huzurlu, büyük şehirde ise kalabalığın ortasında yapayalnız hissediyoruz. Çünkü beynimiz mevcut şehirler için değil, küçük kabileler için programlandı.
Özetle:
Bedenimiz taş devrine ait, yaşadığımız dünya ise dijital çağa.
Bu ikisi arasındaki uyumsuzluk, bugün yaşadığımız birçok problemin temelinde yatıyor.
kullandığım kaynaklar:
https://en.wikipedia.org/wiki/Evolutionary_mismatchhttps://www.fizikist.com/evrimsel-uyumsuzluk-gunumuz-dunyasinda-mucadele-etmemizin-nedeni-olabilir