Bitcoin Forum

Local => Konu Dışı => Topic started by: wolwoo on April 29, 2020, 07:45:33 PM



Title: İnanç ve varlık tartışması
Post by: wolwoo on April 29, 2020, 07:45:33 PM
Üstad @gospodin'in aşağıdaki yorumunu görünce böyle bir başlık açmanın elzem olduğunu hissettim. (hissi kablel vuku da diyebiliriz :D )

o dönemlerde benim atalarım taşa toprağa taptığı için ben çok fazla yorum yapmak istemiyorum:) benim anlamadığım nokta ise son dönemde konu dışı bölümünde dini içerikle ilgili paylaşımların artmış olması. artık coronadan mı yoksa ramazan ayından mı bilmiyorum ama bana biraz garip geliyor. neden garip geliyor derseniz cevap bile vermem. efs'ye söyleyelim bence dini/siyasi köşe olarak buraya iki ayrı alt başlık daha açsın.

not: bu gibi yorumların olduğu başlıklarda sıkıntı yok ama bunu gören yan hesaplı troller bokunu çıkarır. bu yüzden ramazan ayındayken bu trolleri ciddiye alıp kendinizi de yormayın.

İmdi:
Dini konularda sorularınız varsa sorabilir, altına da isteyen cevabını verebilir

Aslında sorul(acak)an soruların cevaplarını dileyen netten rahatlıkla bulabilir ama yine de samimi olarak (hakaret amacı taşımayan) kafa karıştırıcı düşünceler olabilir. Bu konuda yararlanabileceğiniz, geniş arşive sahip bazı siteler:
- https://islamansiklopedisi.org.tr/
- https://sorularlaislamiyet.com/
- http://www.dinimizislam.com/


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: muslol67 on April 29, 2020, 08:07:23 PM
Aman wolwoo hocam naptın. Din zaten başlı başına karışık ve çözülmesi zor bir konu. Ayrıca bazı arkadaşlarımızın (toplumumuzun büyük bir kısmı) bu konuda çok hassas ve aşırı görüşleri var. Bir de böyle ucu açık bir nokta.
Burada sadece şunu söylemeyi gerekli görüyorum.

Din aynı yada farklı olsun fark etmeksizin insanları ayrıştıracak, bölecek, fikir ayrılığı oluşturacak bir şey değildir. Dinler katı kurallarla ve net şekillerde oluşmuş. Dogma denir ya hani. Yoruma kapalıdır. Yani şöyle ki müslümanlıkta domuz eti haramdır. Bunun nedeni, niçini yok. Dogmadır o ve ya kabul edersin ya da bile bile karşı gelirsin. Izgarada pişerse domuz eti yenir diye bir yoruma giremezsin maalesef.

Ayrıca bir de din kişiseldir. Benim müslüman olmam ve hangi koşullarda nasıl bu dini icra edeceğim kimseyi ilgilendirmez. Aynı zamanda herhangi birininde ne biçimde dine bağlı kalacağı beni ilgilendirmez. Ama bunu bir türlü bizim insanımıza anlatamıyoruz. Dine davet sünnettir buna eyvallah. Ama adamı müslüman olsun diye baskılamak, hakaret etmek ve müslüman olmayanı hor görmekte haddimiz değil. Dedim ya din ayrıştırıcı olamaz.

Mevlana'nın dediği gibi; gel kim olursan ol gel...


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: jopen on April 29, 2020, 08:08:21 PM
Yani bu öyle bir ince çizgi ki. Burada birisi bir soru sorduğunda ona cevap veren sırf kötü düşünmeden iyilik ile cevap verebilir ama bunun vebali zor olur diye düşünüyorum. İyi niyetini anlıyorum @wolwoo ama benim fikrime göre böyle bir konunun olmaması lazım diye düşünüyorum burada.



Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: wolwoo on April 29, 2020, 08:17:53 PM
Burada iki ayrım var arkadaşlar

1-İnançlı ya da inançsız olup kafasında soruları olanlar (bizim konudaki muhattabımız bunlar)
2-İnançsız olup saldıranlar

-------------------------------------
Mesela bugün açılan bir başlık: cemel vakası! sanki bugün 15:10 sularında olmuş bir olay gibi başlık açılmış :D

https://islamansiklopedisi.org.tr/cemel-vakasi
https://sorularlaislamiyet.com/search/google/cemel%20vakas%C4%B1
http://www.dinimizislam.com/search_google_cse.asp?q=cemel+vakas%C4%B1&x=0&y=0

Buradan 1000 tane soru-cevap bulunabilir istenirse, ha hala tatmin olunmuyorsa yapacak bişi yok!

---------------------
ha bu arada "sakız orucu bozar mı" diyecek ilk kişiye cevabım: :D

https://i.hizliresim.com/SbY5xl.jpg (https://hizliresim.com/SbY5xl)


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: ekiller on April 29, 2020, 10:18:44 PM
1-  İnançlı olan insanlar çoğunlukla kendileri gibi herkesinde inançlı olmasını bekler ve doğru olanın bu olduğunu düşünür.
Peki herkes inançlı olsaydı o zaman inançlı olmanın (inançsızlar olmadığı için) ne gibi bir değeri ve ayrıcalığı kalırdı? Ve bu konuda tartışılacak ne kalırdı geriye.

2- İnsan olmasaydı tanrının adını kim anacaktı?

3- Tanrı var ise, isterse kendini yok edebilir mi? Yani her şeye gücü yetebilen varlığın gücü, kendine yeter mi ? intihar edebilir mi? Etmek istese bunu nasıl yapabilir?

4- Tanrı insanoğluna vadettiklerinden (örn: cennet ve sonsuz yaşam) bir anda vaz geçebilir mi? Eğer vaz geçebilir ise ve geçerse inançlı insanların tanrıya bakış açısı bu durumdan nasıl etkilenir?

Yukarıda iki sevdiğim arkadaşımız bu konunun açılmasına hassas yaklaşmış. Bende onların bu fikrine saygı duyarım.
Fakat unutulmaması gereken bir konuda insanın bugün ki konumuna sorgulayarak, sorarak, tartışarak geldiğidir. Saygı sevgi çerçevesinde bence her konu tartışılabilir. Kırmadan dökmeden.
 İnsanı insan yapan unsurlardan biri de budur. Bunu yapmayı kolayca becerebilen toplumlar zaten çağ atlar, kafalarında level atlar.

Konuşmayı tartışmayı  "İnançlı vs Ateist"  gibi bir challenge durumuna sokmaz isek, bu konularda sohbet etmek aslında oldukça keyiflidir.

 Not: Eğer merak ediyorsanız yada bilmiyorsanız söyleyeyim. Ben inançsızım. Kendimi Ateist yada Agnostik gibi bir kategoriye sokmak istemiyorum. Çünkü bu konuda bir tarafta yer almak ve savunuculuğunu yapmak gibi bir düşücem yok. Sadece inançsızım. 
Fanitikçe Ateist olanlara karşı olduğum gibi, fanatikçe inançlı olanlara da karşı birisiyim.


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: Captainowl on April 29, 2020, 10:37:18 PM
Önceki başlıklarda yazdığım gibi Sonsuz bir varlığı sonlu bir akılla anlamaya çalışmak kibirden öte bir şey değildir anlamsızdır.
Örnek verecek olursak daha önce hiç görmediğiniz bir renk yaratmaya çalışsanız diğer renklerden esinlenmeden yapabilir misiniz?
Bu yüzden iki taraf da kendince mantıklı argümanlar sunabilir burda aslolan mesele inanç devreye giriyor. Kimse inanmak zorunda değil ve kimse de inananlara laf söyleme hakkına sahip değil her koyun kendi bacağında


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: Bthd on April 29, 2020, 10:43:53 PM
1-  İnançlı olan insanlar çoğunlukla kendileri gibi herkesinde inançlı olmasını bekler ve doğru olanın bu olduğunu düşünür.
Peki herkes inançlı olsaydı o zaman inançlı olmanın (inançsızlar olmadığı için) ne gibi bir değeri ve ayrıcalığı kalırdı? Ve bu konuda tartışılacak ne kalırdı geriye.

Kendimi %100 tanımlamam mümkün değil inanç konusunda, ki hala kafamda oldukça fazla soru işareti var. İnanmak yönünde de inanmamak yönünde de (dinler açısından). Bu kadar şeyin (evren, canlı, atomun zibilyon kademe altından zibilyon kademe üstüne kadar) bilinçsiz, kendiliğinden yada rastgelelikle, en küçük olan olasılığında aslında bir olasılık olmasıyla açıklanamayacağını düşünmekle beraber, zıt kutupta betimlenen, yaratıcıdan geldiği iddia edilen bazı bilgilerdeki enteresanlıklar beni kararsız bırakıyor. Hele ki din adına yapılan sapkınlıklar, örneğin bazıları tarafından dinin düşünmeye engelmiş gibi gösterilmesi (dinleri sömürenler tarafından bizde hacı hoca onlarda papaz v.b.), inançlı birisinin dini yada yaratıcıyı düşünerek değil de dogmatik olarak ezbere güvenerek inanması gerekmesi durumları gibi.

Adı üzerinde "inanç" siz kafanızda yarattığınız bir şeye dahi inanabilirsiniz. Örneğin biz bir canlının içerisindeki onun hücreye benzer tanımladığı yapılar içerisindeki küçük virüsler dahi olabiliriz. Bizim için yaratıcı o canlı olabilir. Yada çokça verilen örnekteki gibi yaratıldığımızın farkında bile olmayabilir yaratıcı.

Maddeye gelince bu aslında bizim yapımızın bir gereği ben inananlar kadar inanmayanlarda da benzer eğilim görüyorum. X bilim adamı da inançsızmış bak gördün mü, bilim adamlarının yüzde bilmem kaçı da inançsız v.b. cümleleri kendisini ateist olarak tanımlayan çeşitli arkadaşlardan pek çok kez duydum. Sanırım yapımız gereği kendimizi kalabalıklar içerisinde daha güvende hissediyoruz.

Kendini inançlı yada inançsız olarak tanımlamakta çok nesnel kavramlar olmadığı için kime inançlı, kime inançsız denilebilir konusunda da tereddütlerim var. Kendimi tanımlama kısmına dönersek tek diyebileceğim sadece üstünde sıklıkla düşündüğüm bir konu olarak adlandırabilirim. Yaratıcının varlığına inanan ama din kavramına inanmayan biri olarak tanımlamak daha uygun olacak sanki.

Not kısmınızın altına imzamı atarım. İnanç konusunda neye inanırsak inanalım yada inanırlarsa inansınlar değiştirmeye uğraşmadan, yargılamadan sadece saygı çerçevesinde karşılamak gerektiğini düşünüyorum.


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: wolwoo on April 29, 2020, 10:58:13 PM
1-  İnançlı olan insanlar çoğunlukla kendileri gibi herkesinde inançlı olmasını bekler ve doğru olanın bu olduğunu düşünür.
Peki herkes inançlı olsaydı o zaman inançlı olmanın (inançsızlar olmadığı için) ne gibi bir değeri ve ayrıcalığı kalırdı? Ve bu konuda tartışılacak ne kalırdı geriye.

2- İnsan olmasaydı tanrının adını kim anacaktı?

3- Tanrı var ise, isterse kendini yok edebilir mi? Yani her şeye gücü yetebilen varlığın gücü, kendine yeter mi ? intihar edebilir mi? Etmek istese bunu nasıl yapabilir?

4- Tanrı insanoğluna vadettiklerinden (örn: cennet ve sonsuz yaşam) bir anda vaz geçebilir mi? Eğer vaz geçebilir ise ve geçerse inançlı insanların tanrıya bakış açısı bu durumdan nasıl etkilenir?

Yukarıda iki sevdiğim arkadaşımız bu konunun açılmasına hassas yaklaşmış. Bende onların bu fikrine saygı duyarım.
Fakat unutulmaması gereken bir konuda insanın bugün ki konumuna sorgulayarak, sorarak, tartışarak geldiğidir. Saygı sevgi çerçevesinde bence her konu tartışılabilir. Kırmadan dökmeden.
 İnsanı insan yapan unsurlardan biri de budur. Bunu yapmayı kolayca becerebilen toplumlar zaten çağ atlar, kafalarında level atlar.

Konuşmayı tartışmayı  "İnançlı vs Ateist"  gibi bir challenge durumuna sokmaz isek, bu konularda sohbet etmek aslında oldukça keyiflidir.

Harika bir üslup, işte budur! Aklı başında, mantıklı sorular bunlar, hem de dediğiniz gibi kırıp dökmeden sorulan sorular...Çok teşekkür ederim üstad :)
Kopya çekmeden kendi cevaplarımı vereyim:

Quote
1-  İnançlı olan insanlar çoğunlukla kendileri gibi herkesinde inançlı olmasını bekler ve doğru olanın bu olduğunu düşünür.
Peki herkes inançlı olsaydı o zaman inançlı olmanın (inançsızlar olmadığı için) ne gibi bir değeri ve ayrıcalığı kalırdı? Ve bu konuda tartışılacak ne kalırdı geriye.
İnançlı ya da inançsız herkes, diğerlerinin kendisi gibi düşünmesini ister aslında...Aklı olan herkes onaylanmak ister içten içe.. Ancak klasik tabirle "Dinde zorlama yoktur". Herkesin inançlı olmasını da beklemiyor kimse...Açık konuşmak gerekirse "bir kişinin iman etmesine vesile olmak" istenir belki..İnançlı olmak ile günahkar olmak arasında fark var, önce bunu bir belirtelim...Peygamberler dışında günahsız insan var mıdır bilemem, belki bebekler...İnançlı olmak, inançlı olanlar açısından bir ayrıcalık ve bunun herkes tarafından yaşanması istenir yani bir iyi niyetten söz edilebilir burada...
 
Quote
2- İnsan olmasaydı tanrının adını kim anacaktı?
İnsan var olmadan önce de mahluklar (yaratılanlar) vardı, melekler-cinler...Haddi zatında Allah'ın bunların tesbihine ihtiyacı yoktur, bizim O'nu anmaya ihtiyacımız vardır.

Quote
3- Tanrı var ise, isterse kendini yok edebilir mi? Yani her şeye gücü yetebilen varlığın gücü, kendine yeter mi ? intihar edebilir mi? Etmek istese bunu nasıl yapabilir?
Anadolu'da bir tabir vardır "Allah baba", Allah'ın rahmetinden ötürü de söylenir ama yanlış bir tabirdir. Allah bildiğimiz varlıklara benzemez, hiçbir şekilde tahayyül (hayal) de edilemez. Dolayısıyla O'nu kendi anlatımlarıyla tanıyabiliriz sadece, o da kapasitemiz kadar...İntihar, beşere (insana) has bir davranıştır belki bazı canlı türleri de buna benzer hareketler sergileyebilir, dolayısıyla bu tür bir davranıştan münezzehtir(uzaktır)

Quote
4- Tanrı insanoğluna vadettiklerinden (örn: cennet ve sonsuz yaşam) bir anda vaz geçebilir mi? Eğer vaz geçebilir ise ve geçerse inançlı insanların tanrıya bakış açısı bu durumdan nasıl etkilenir?
Allah vaad'inden dönmez, ne dediyse olacaktır. İnanış budur.

Quote
Yukarıda iki sevdiğim arkadaşımız bu konunun açılmasına hassas yaklaşmış. Bende onların bu fikrine saygı duyarım.
Fakat unutulmaması gereken bir konuda insanın bugün ki konumuna sorgulayarak, sorarak, tartışarak geldiğidir. Saygı sevgi çerçevesinde bence her konu tartışılabilir. Kırmadan dökmeden.
 İnsanı insan yapan unsurlardan biri de budur. Bunu yapmayı kolayca becerebilen toplumlar zaten çağ atlar, kafalarında level atlar.
Din sanılanın aksine bir tabu değildir, kendi içerisinde cevapları barındırır. Sıkıntı şurada: bazıları kabul etmez-bazıları eder. Bazıları farklı anlayışlara yönelirken bazıları esasına bağlı kalır. O nedenle özellikle günümüzde çok farklı anlayışlar türediğinden insanların kafasında sorular olabiliyor. Geçenlerde bir anket gördüm: Müslümanım diyenler arasında meleklere inanmayan var :) hadislere inanmayan-reddeden bir anlayış da var. Elbette herkes kendi inancını seçebilir, bana göre inanmamak da bir inançtır. Çünkü sürekli olarak "yoktur yoktur" demeyi gerektirir, bir çeşit tesbih gibi...

bunlar benim kişisel görüşlerim, daha fazlası için yukarıdaki linklerde aramalar yapılabilir
saygılar


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: Bthd on April 29, 2020, 11:29:32 PM
Bir soruda benden gelsin wolwoo hocam atışma gibi düşünmeyin ama lütfen.

Dinler bize iyi insan (iyilik yapma, zor durumdakini koruma v.b.) olmayı, kötülüklerden uzak durmayı emreder.

Peki biz iyilik yaparken bunu iyi insan olduğumuz için mi yapmalıyız yoksa din emrettiği için mi ? Bir karşılığı olduğunu düşünerek iyilik yapmak bizi iyi insan yapar mı ? Ben size kötülük yapmıyorsam bunu dini inancımdan ötürü mü yapmamalıyım yoksa insanlığın yada kendime yakıştırdığım şeyin bir gereği olarak mı ?

Dinlerin bazı insanlar için bu noktada çok faydalı olduğu tartışılmaz bence. Bir tane kötülüğü bile engelliyorsa yada bir iyiliği bile tetikliyorsa faydalıdır benim penceremde. Aynı zamanda dinlerin içsel olarak katkısının olduğu da söylenebilir. Ölümü kabullenebilme v.b. noktalarda ama yanlış yönlendirmiş durumlarda ölüme sebebiyet verebilmesi de mümkün. (Örn: suriye'de bir zamanlar var olan terörist grup)


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: drgr33n on April 29, 2020, 11:30:25 PM
1- Her şeyi bilen her şeyi yaratan Arap tanrısı Allah neden 4 kitap göndermiş? İlk gönderdiğini koruyamamış mı?

2- İslam dinini neden 23 yılda indirmiş? Dünyayı 6 günde yaratan Arap tanrısı Allah niye 23 yılda kitap gönderiyor?

3- Arap tanrısı Allah neden kulunun nerede yaşadığından habersizdi? Amerika kıtası 15.yy, Avustrulya kıtası 16.yy'da keşfedilmeden önce oralarda yaşayan insanların semavi dinlerden haberi bile yoktu ama bugün İslam evrenseldir deniliyor peki burada yaşayıp ölmüş insanlar cennete mi gidecek yoksa cehennemi mi gidecek?

4- Tanrı her şeyi yaratmış her şeyi biliyor ve gücü var insanın kendisine ibadet etmesine ne ihtiyacı olabilir? İnsanın Tanrıya ihtiyacı varmıdır? Varsa günlük hayatta Tanrı ne işe yarıyor sabah kalkıp bizim yerimize işe mi gidiyor akşam markete gidip yiyecek mi getiriyor ay sonu kirayı mı ödüyor?

5- Arap tanrısı Allah Türkçe bilmiyor mu? Türkçe ezan ve Kuran okunması ülkemizdeki müslüman kesim tarafından hoş karşılanmïyor. Biz sinemaya gittiğimizde Türkçe dublaj film izliyoruz ama dinin Türkçe okunması hoş karşılanmıyor o zaman halk dublaj ve altyazı olmadan yabancı film izlesin nasıl olur?

6- Türkiye'de Türk tipi Müslümanlık var mesela cuma namazı, zekat, kurban, 30 gün oruç ile ülkenin çoğunlugu ben Müslümanım diye geçiniyor. Nerede kaldı dinin emrettiği cihat?


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: wolwoo on April 29, 2020, 11:51:48 PM
Bir soruda benden gelsin wolwoo hocam atışma gibi düşünmeyin ama lütfen.

Dinler bize iyi insan (iyilik yapma, zor durumdakini koruma v.b.) olmayı, kötülüklerden uzak durmayı emreder.

Peki biz iyilik yaparken bunu iyi insan olduğumuz için mi yapmalıyız yoksa din emrettiği için mi ? Bir karşılığı olduğunu düşünerek iyilik yapmak bizi iyi insan yapar mı ? Ben size kötülük yapmıyorsam bunu dini inancımdan ötürü mü yapmamalıyım yoksa insanlığın yada kendime yakıştırdığım şeyin bir gereği olarak mı ?

Dinlerin bazı insanlar için bu noktada çok faydalı olduğu tartışılmaz bence. Bir tane kötülüğü bile engelliyorsa yada bir iyiliği bile tetikliyorsa faydalıdır benim penceremde. Aynı zamanda dinlerin içsel olarak katkısının olduğu da söylenebilir. Ölümü kabullenebilme v.b. noktalarda ama yanlış yönlendirmiş durumlarda ölüme sebebiyet verebilmesi de mümkün. (Örn: suriye'de bir zamanlar var olan terörist grup)

"Aldanma insanların samimiyetine!
Menfaatleri gelir her şeyden önce.
Vaad etmeseydi Allah cenneti;
O’na bile etmezlerdi secde.” (Mehmet Akif Ersoy) *  ;)

1- Her şeyi bilen her şeyi yaratan Arap tanrısı Allah neden 4 kitap göndermiş? İlk gönderdiğini koruyamamış mı?

2- İslam dinini neden 23 yılda indirmiş? Dünyayı 6 günde yaratan Arap tanrısı Allah niye 23 yılda kitap gönderiyor?

3- Arap tanrısı Allah neden kulunun nerede yaşadığından habersizdi? Amerika kıtası 15.yy, Avustrulya kıtası 16.yy'da keşfedilmeden önce oralarda yaşayan insanların semavi dinlerden haberi bile yoktu ama bugün İslam evrenseldir deniliyor peki burada yaşayıp ölmüş insanlar cennete mi gidecek yoksa cehennemi mi gidecek?

4- Tanrı her şeyi yaratmış her şeyi biliyor ve gücü var insanın kendisine ibadet etmesine ne ihtiyacı olabilir? İnsanın Tanrıya ihtiyacı varmıdır? Varsa günlük hayatta Tanrı ne işe yarıyor sabah kalkıp bizim yerimize işe mi gidiyor akşam markete gidip yiyecek mi getiriyor ay sonu kirayı mı ödüyor?

5- Arap tanrısı Allah Türkçe bilmiyor mu? Türkçe ezan ve Kuran okunması ülkemizdeki müslüman kesim tarafından hoş karşılanmïyor. Biz sinemaya gittiğimizde Türkçe dublaj film izliyoruz ama dinin Türkçe okunması hoş karşılanmıyor o zaman halk dublaj ve altyazı olmadan yabancı film izlesin nasıl olur?

6- Türkiye'de Türk tipi Müslümanlık var mesela cuma namazı, zekat, kurban, 30 gün oruç ile ülkenin çoğunlugu ben Müslümanım diye geçiniyor. Nerede kaldı dinin emrettiği cihat?

1- 4 kitaptan fazlası var. 124 bin peygamberden bahsediliyor, bunların bazıları resul-bazıları nebi (kitap verilen-verilmeyen) dönem dönem ahkam-şeriat da değişmiş ancak temel kurallar sabit kalmıştır diye biliyorum. son din: islam ve kıyamete kadar korunacağının garantisi verilmiştir. insanlar bir imtihanda olduklarından kendi elleriyle tahrif etmişler hatta Hz Musa Tur dağına gidip gelene kadar buzağıya tapmaya başlamışlar. İnsan-şeytan düellosu kıyamete kadar sürecek...

2-Bu soruların her biri ayrı bir başlık konusu olacak kadar geniş ancak en kısa yoluyla açıklamak gerekirse insan bir anda değişmez. yüzyıllardır putlara tapan bir kavme en başından başlanarak bir değişim sağlanmıştır ve özümsenmiştir.

3-Allah her kavme bir uyarıcı gönderdiğini söylemiştir ancak 2. maddede söylendiği gibi tahrif edilmiştir. Ulu Manitu vs kavramlar zaten bir inanışın göstergesi, insanlar her zaman tapacak birşey bulmuştur. Yüzyıllar boyu uyarıcı gelmemiş kavimlerin durumu net değil ancak bir çeşit karanlık dönemde kalanlara Allah'ın rahmet edeceği söylenir. bu konuda daha fazla tafsilat için kaynaklara bakabilirsiniz.

4- Tanrı özelde Allah'ın ibadete ihtiyacı yoktur. Namaz-oruç-zekat-hac gibi ibadetler insanlar içindir. bunları yaparken niyet de önemlidir.

5- Her mesajın aslı özeldir. Mesela bir Padişah ferman gönderse bir elçiyle, o mesajın tercümesini öğrenmek isteriz ama aslına ve elçiye ayrı bi hürmet gösteririz. Bu arada ben dublaj izlemem :D

6-Cihat iki türlü
1-Savaş
2-Kendi benliğimizle
Bu devirde aslolan kendimizle ve dürtülerimizle olan savaş...

Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile...
Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile!
Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir;
Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir;


Mehmet Akif Ersoy**

*-** https://www.antoloji.com/


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: Granxis on April 30, 2020, 09:27:30 AM
Dini konulari konusmak ve tartismak sakincali bu tur sohbetleri yaparken cok dikkatli olmaliyiz, unutmayalim ki karsi taraf bir seye ya da birseylere inaniyor.
Buradaki altin kelime - 'inanmak', bazi durumlarda bakiyorum ki gercektende karsi taraf inaniyor saf duygulariyla, o an diyorum ki "Granxis soylediklerine dikkat etmelisin, cunku inaniyor"
Kimsenin inancini zedelememeye caba gosteriniz, bilin ki belki de onun-onlarin sahip oldugu tek sey o inancidir.


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: bobita on April 30, 2020, 10:10:36 AM
Söyleyecek çok şey var, cevaplanamayacak çook sorum olur ama bu konuyu polemik meydanına çevirmek istemem, kaldı ki başlığın amacının da dışına çıkmış oluruz.
Ancak şunları merak ediyorum, biri aydınlatırlarsa sevinirim.
Canlıların biyolojik varlıkları var ve onun bir işleyişi var, aynı zamanda ruhsal/bilinçsel varlıkları var ve o da haliyle bir işleyişe sahip. Sorum şu, biyolojik işleyiş genlerde mevcutken (hücreler nasıl bölünüp, nasıl organları oluşturacağını biliyorken, vücut nefes alması, kalbinin atması vb vb gerektiğini biliyor ve kendiliğinden yapabiliyorken), yani ister Allah deyin, ister doğa deyin, bir güç bunu sağlamışken, aynı güç insanların bilinç ve ruhlarının yapması gerekenleri neden mağarada söylenenleri aklında tutup kağıda geçirten birisine emanet ediyor?
Neden ruhani yaşamın olmazsa olmazları biyolojik düzen gibi içimize işli değil? Yapamamış mı, gücü mü yetmemiş?

wolwooya özel not: Bu postu açtığın konunun amacı dışında bulursan saygı duyarım, silebilirsin veya silemezsen bilgi verirsin ben silerim. Çünkü konudaki amacının inanç felsefelerini konuşmak mı, yoksa islami sorular/cevaplar mı olduğundan pek emin olamadım. B şıkkıysa postumu sileyim.


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: Hovarda on April 30, 2020, 11:02:22 AM
Sorum şu, biyolojik işleyiş genlerde mevcutken (hücreler nasıl bölünüp, nasıl organları oluşturacağını biliyorken, vücut nefes alması, kalbinin atması vb vb gerektiğini biliyor ve kendiliğinden yapabiliyorken), yani ister Allah deyin, ister doğa deyin, bir güç bunu sağlamışken, aynı güç insanların bilinç ve ruhlarının yapması gerekenleri neden mağarada söylenenleri aklında tutup kağıda geçirten birisine emanet ediyor?
Neden ruhani yaşamın olmazsa olmazları biyolojik düzen gibi içimize işli değil? Yapamamış mı, gücü mü yetmemiş?


Burada öncelikle bir sınavın içerisinde olduğumuzdan bahsetmek gerekir. Çünkü eğer Allah hiç şüpheye mahal vermeyecek şekilde canlıları kendisine inanmaya veya dediğiniz gibi yapması gerekenleri harfiyen yapabilecek şekilde yaratmış olsaydı burada bahsedilen sınava ve beraberinde bu sınavın sonucu olan cennet cehennem gibi kavramlara da gerek kalmazdı.


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: wolwoo on April 30, 2020, 11:10:00 AM
Söyleyecek çok şey var, cevaplanamayacak çook sorum olur ama bu konuyu polemik meydanına çevirmek istemem, kaldı ki başlığın amacının da dışına çıkmış oluruz.
Ancak şunları merak ediyorum, biri aydınlatırlarsa sevinirim.
Canlıların biyolojik varlıkları var ve onun bir işleyişi var, aynı zamanda ruhsal/bilinçsel varlıkları var ve o da haliyle bir işleyişe sahip. Sorum şu, biyolojik işleyiş genlerde mevcutken (hücreler nasıl bölünüp, nasıl organları oluşturacağını biliyorken, vücut nefes alması, kalbinin atması vb vb gerektiğini biliyor ve kendiliğinden yapabiliyorken), yani ister Allah deyin, ister doğa deyin, bir güç bunu sağlamışken, aynı güç insanların bilinç ve ruhlarının yapması gerekenleri neden mağarada söylenenleri aklında tutup kağıda geçirten birisine emanet ediyor?
Neden ruhani yaşamın olmazsa olmazları biyolojik düzen gibi içimize işli değil? Yapamamış mı, gücü mü yetmemiş?

wolwooya özel not: Bu postu açtığın konunun amacı dışında bulursan saygı duyarım, silebilirsin veya silemezsen bilgi verirsin ben silerim. Çünkü konudaki amacının inanç felsefelerini konuşmak mı, yoksa islami sorular/cevaplar mı olduğundan pek emin olamadım. B şıkkıysa postumu sileyim.

Hayatımız düşüncelerimizin eseridir. / Marcus Aurelius diyor bunu, insan self control bir canlı.. Yani seçim hakkı var. Biyolojik bir varlık olmanın dışında düşünebilme yeteneği olan, sevmek, nefret etmek, kızmak, affetmek ve isteklerde bulunmak gibi seçimleri yapabildiği gibi inanmak ya da inanmamak konusunda da bir seçenek sunulmuş.

İnsanların inanmadığı bir dönem neredeyse olmamış, ya güneşe tapmış ya ırmağa ya hayvana ateşe vs vs... Irk, dil fark etmez herkeste bir inanç gücü var. Bunu ister geliştirir, isterse söndürür. İnanmamaya şartlayarak da aslında bir inanış disiplini geliştirmiş olur.
Ayrıca malumunuz herkesin biyolojik durumu bir olmadığı gibi ruhsal metafizik durumu da bir olamaz.




Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: bobita on April 30, 2020, 11:12:37 AM
Sorum şu, biyolojik işleyiş genlerde mevcutken (hücreler nasıl bölünüp, nasıl organları oluşturacağını biliyorken, vücut nefes alması, kalbinin atması vb vb gerektiğini biliyor ve kendiliğinden yapabiliyorken), yani ister Allah deyin, ister doğa deyin, bir güç bunu sağlamışken, aynı güç insanların bilinç ve ruhlarının yapması gerekenleri neden mağarada söylenenleri aklında tutup kağıda geçirten birisine emanet ediyor?
Neden ruhani yaşamın olmazsa olmazları biyolojik düzen gibi içimize işli değil? Yapamamış mı, gücü mü yetmemiş?


Burada öncelikle bir sınavın içerisinde olduğumuzdan bahsetmek gerekir. Çünkü eğer Allah hiç şüpheye mahal vermeyecek şekilde canlıları kendisine inanmaya veya dediğiniz gibi yapması gerekenleri harfiyen yapabilecek şekilde yaratmış olsaydı burada bahsedilen sınava ve beraberinde bu sınavın sonucu olan cennet cehennem gibi kavramlara da gerek kalmazdı.
Neden?
Uçsuz bucaksız, hayal bile edemeyeceğimiz büyüklükte bir evrenin yaratıcısında böyle bir ego mu var? Yaratısının sayılarla bile ifade edilemeyecek miniklikte bir parçasında yaşayan basit canlıları böyle bir sınava tabi tutmak tam olarak insandan beklenecek bir davranış değil mi?
Ve yine yazdıklarının devamı olarak (cennet cehennem gibi kavramlara da gerek kalmazdı) gerek olduğu düşüncesinin dayanağı nedir? Acaba toplulukları kontrol eder ve sömürürken (ve onlar yaşadıkları sürece durumun değişmeyeceğinin farkındayken) "burada böyle ama, diğer tarafta kral sensin" beklentisi yaratıp sorun çıkartmadan biat etmelerini sağlamak olabilir mi?


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: gospodin on April 30, 2020, 11:18:48 AM
Sakız çiğnemek orucu bozar mı:))

Benim istediğim aslında ayrı bir başlık değil de direkt olarak forum içinde açılacak bir alt başlık şeklindeydi. O zaman ciddi bir soru sorayim:

- şimdi Müslüman olmayanlar cehenneme gidecek diyorlar. Peki adam dünyada insanlık/doğa için çok iyi şeyler yapıyor. Afrika'da su kuyuları açıyor ama herif müslüman değil. Hatta babası, dedesi hep papaz. Ne olacak bu adam cehenneme mi gidecek? Ben ise hirt gibi sağda solda takilacagim ama müslüman olduğum için cennete gideceğim bir sekilde. Doğru mu bu?

Not: hirt gibi değil de düzgün bir sekilde takilayim sağda solda.


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: wolwoo on April 30, 2020, 11:44:32 AM
Sakız çiğnemek orucu bozar mı:))

Benim istediğim aslında ayrı bir başlık değil de direkt olarak forum içinde açılacak bir alt başlık şeklindeydi. O zaman ciddi bir soru sorayim:

- şimdi Müslüman olmayanlar cehenneme gidecek diyorlar. Peki adam dünyada insanlık/doğa için çok iyi şeyler yapıyor. Afrika'da su kuyuları açıyor ama herif müslüman değil. Hatta babası, dedesi hep papaz. Ne olacak bu adam cehenneme mi gidecek? Ben ise hirt gibi sağda solda takilacagim ama müslüman olduğum için cennete gideceğim bir sekilde. Doğru mu bu?

Not: hirt gibi değil de düzgün bir sekilde takilayim sağda solda.

Sana sakız serbest usta fındık lahmacun da benden :D
Öncelikle şunu bilmek lazım: bizler görünene göre yorum yapıyoruz. Öteki tarafa kim nasıl gidecek son ana kadar belli değil? Dolayısıyla kimin ne durumda olduğu (olacağı) da belli değil, bazı müstesna kişiler hariç....
İkinci olarak ben btc düşecek dedim sattım ama arttı, şimdi burada kar elde eden arkadaşlara bana pay verin desem olmaz. Satmayaydın derler ve haklılar. 3 gün önce varmış yokmuş onun da bir önemi yok çünkü artık yok :)
Üçüncü olarak Cennet de Cehennem de Allah'a ait ve kimse (peygamberler dahil) kendi yaptıkları ile cennete gidemez ancak lütuf ile gider. Kararı veren de mülkün sahibi...
Dördüncü ve asıl mesele evet İman herşeyden daha kıymetli...Yalanlayan, alay eden sonucuna katlanır.
----
Dikkat: eğer gerçekten merak ediliyorsa bu ve benzeri soruları daha geniş çaplı araştırınız please

Edit: bir kısım görüşe göre İslam'ın bilinmediği ya da doğru anlatma imkanı bulunmayan yerlerde yaşayanlar yani bir anlamda karanlıkta kalanlar, İslam öncesi devirde yaşamış gibi değerlendirilir deniyor.


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: Hovarda on April 30, 2020, 11:47:04 AM
Sorum şu, biyolojik işleyiş genlerde mevcutken (hücreler nasıl bölünüp, nasıl organları oluşturacağını biliyorken, vücut nefes alması, kalbinin atması vb vb gerektiğini biliyor ve kendiliğinden yapabiliyorken), yani ister Allah deyin, ister doğa deyin, bir güç bunu sağlamışken, aynı güç insanların bilinç ve ruhlarının yapması gerekenleri neden mağarada söylenenleri aklında tutup kağıda geçirten birisine emanet ediyor?
Neden ruhani yaşamın olmazsa olmazları biyolojik düzen gibi içimize işli değil? Yapamamış mı, gücü mü yetmemiş?


Burada öncelikle bir sınavın içerisinde olduğumuzdan bahsetmek gerekir. Çünkü eğer Allah hiç şüpheye mahal vermeyecek şekilde canlıları kendisine inanmaya veya dediğiniz gibi yapması gerekenleri harfiyen yapabilecek şekilde yaratmış olsaydı burada bahsedilen sınava ve beraberinde bu sınavın sonucu olan cennet cehennem gibi kavramlara da gerek kalmazdı.
Neden?
Uçsuz bucaksız, hayal bile edemeyeceğimiz büyüklükte bir evrenin yaratıcısında böyle bir ego mu var? Yaratısının sayılarla bile ifade edilemeyecek miniklikte bir parçasında yaşayan basit canlıları böyle bir sınava tabi tutmak tam olarak insandan beklenecek bir davranış değil mi?
Ve yine yazdıklarının devamı olarak (cennet cehennem gibi kavramlara da gerek kalmazdı) gerek olduğu düşüncesinin dayanağı nedir? Acaba toplulukları kontrol eder ve sömürürken (ve onlar yaşadıkları sürece durumun değişmeyeceğinin farkındayken) "burada böyle ama, diğer tarafta kral sensin" beklentisi yaratıp sorun çıkartmadan biat etmelerini sağlamak olabilir mi?

Bu sorunun cevabı evet.  Allah bilinmek ve tanınmak istenmiştir. Bunun neticesinde de Cinleri ve daha sonra insanları yaratmıştır. ve bu yaratılıştan önce tüm canlıların ruhları yaratılmış ve kalu bela denilen konuşma gerçekleşmiştir. Cennet ve Cehennem tüm bunların bir sonucudur. Burada her hangi bir sömürüden veya insanların bir beklentiye sokamaya çalışmak gibi basit kavramlardan bahsedemeyiz. Çünkü bunların karşılığında şu an yaşadığımız hayatta tanrının bizden bir çıkarı olmuş olması gerekir.

Rabbin Âdemoğulları’ndan -onların sırtlarından- zürriyetlerini alıp bunları kendileri hakkındaki şu sözleşmeye şahit tutmuştu: Ben sizin rabbiniz değil miyim? "Elbette öyle! Tanıklık ederiz" dediler. Böyle yaptık ki kıyamet gününde, "Bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz; A'râf Suresi - 172




Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: drgr33n on April 30, 2020, 01:25:59 PM
Sorum şu, biyolojik işleyiş genlerde mevcutken (hücreler nasıl bölünüp, nasıl organları oluşturacağını biliyorken, vücut nefes alması, kalbinin atması vb vb gerektiğini biliyor ve kendiliğinden yapabiliyorken), yani ister Allah deyin, ister doğa deyin, bir güç bunu sağlamışken, aynı güç insanların bilinç ve ruhlarının yapması gerekenleri neden mağarada söylenenleri aklında tutup kağıda geçirten birisine emanet ediyor?
Neden ruhani yaşamın olmazsa olmazları biyolojik düzen gibi içimize işli değil? Yapamamış mı, gücü mü yetmemiş?


Burada öncelikle bir sınavın içerisinde olduğumuzdan bahsetmek gerekir. Çünkü eğer Allah hiç şüpheye mahal vermeyecek şekilde canlıları kendisine inanmaya veya dediğiniz gibi yapması gerekenleri harfiyen yapabilecek şekilde yaratmış olsaydı burada bahsedilen sınava ve beraberinde bu sınavın sonucu olan cennet cehennem gibi kavramlara da gerek kalmazdı.
Neden?
Uçsuz bucaksız, hayal bile edemeyeceğimiz büyüklükte bir evrenin yaratıcısında böyle bir ego mu var? Yaratısının sayılarla bile ifade edilemeyecek miniklikte bir parçasında yaşayan basit canlıları böyle bir sınava tabi tutmak tam olarak insandan beklenecek bir davranış değil mi?
Ve yine yazdıklarının devamı olarak (cennet cehennem gibi kavramlara da gerek kalmazdı) gerek olduğu düşüncesinin dayanağı nedir? Acaba toplulukları kontrol eder ve sömürürken (ve onlar yaşadıkları sürece durumun değişmeyeceğinin farkındayken) "burada böyle ama, diğer tarafta kral sensin" beklentisi yaratıp sorun çıkartmadan biat etmelerini sağlamak olabilir mi?

Bu sorunun cevabı evet.  Allah bilinmek ve tanınmak istenmiştir. Bunun neticesinde de Cinleri ve daha sonra insanları yaratmıştır. ve bu yaratılıştan önce tüm canlıların ruhları yaratılmış ve kalu bela denilen konuşma gerçekleşmiştir. Cennet ve Cehennem tüm bunların bir sonucudur. Burada her hangi bir sömürüden veya insanların bir beklentiye sokamaya çalışmak gibi basit kavramlardan bahsedemeyiz. Çünkü bunların karşılığında şu an yaşadığımız hayatta tanrının bizden bir çıkarı olmuş olması gerekir.

Rabbin Âdemoğulları’ndan -onların sırtlarından- zürriyetlerini alıp bunları kendileri hakkındaki şu sözleşmeye şahit tutmuştu: Ben sizin rabbiniz değil miyim? "Elbette öyle! Tanıklık ederiz" dediler. Böyle yaptık ki kıyamet gününde, "Bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz; A'râf Suresi - 172




Tanrı tanınmak ve bilinmek istemiş olsaydı 200 bin yıl sonra doğru ve kalıcı dini göndermezdi. Dünyadaki insan yaşamı Ortadoğu dinlerinden öncede vardı. Bana göre dinlerin tamamı insan uydurmasıdır bugün teknoloji çağında biri size Tanrıdan mesaj aldığını söylese inanmazsınız hatta ona deli bile diyebilirsiniz. Binlerce yıl önce telefonun, internetin olmadığı cahiliye devrinde yaşanmış bir olaya inanmak ve ortalama 80 yıl yaşacağınız hayatınızı buna göre şekillendirmek bana göre büyük bir kumar.

Bir soruda benden gelsin wolwoo hocam atışma gibi düşünmeyin ama lütfen.

Dinler bize iyi insan (iyilik yapma, zor durumdakini koruma v.b.) olmayı, kötülüklerden uzak durmayı emreder.

Peki biz iyilik yaparken bunu iyi insan olduğumuz için mi yapmalıyız yoksa din emrettiği için mi ? Bir karşılığı olduğunu düşünerek iyilik yapmak bizi iyi insan yapar mı ? Ben size kötülük yapmıyorsam bunu dini inancımdan ötürü mü yapmamalıyım yoksa insanlığın yada kendime yakıştırdığım şeyin bir gereği olarak mı ?

Dinlerin bazı insanlar için bu noktada çok faydalı olduğu tartışılmaz bence. Bir tane kötülüğü bile engelliyorsa yada bir iyiliği bile tetikliyorsa faydalıdır benim penceremde. Aynı zamanda dinlerin içsel olarak katkısının olduğu da söylenebilir. Ölümü kabullenebilme v.b. noktalarda ama yanlış yönlendirmiş durumlarda ölüme sebebiyet verebilmesi de mümkün. (Örn: suriye'de bir zamanlar var olan terörist grup)

"Aldanma insanların samimiyetine!
Menfaatleri gelir her şeyden önce.
Vaad etmeseydi Allah cenneti;
O’na bile etmezlerdi secde.” (Mehmet Akif Ersoy) *  ;)

1- Her şeyi bilen her şeyi yaratan Arap tanrısı Allah neden 4 kitap göndermiş? İlk gönderdiğini koruyamamış mı?

2- İslam dinini neden 23 yılda indirmiş? Dünyayı 6 günde yaratan Arap tanrısı Allah niye 23 yılda kitap gönderiyor?

3- Arap tanrısı Allah neden kulunun nerede yaşadığından habersizdi? Amerika kıtası 15.yy, Avustrulya kıtası 16.yy'da keşfedilmeden önce oralarda yaşayan insanların semavi dinlerden haberi bile yoktu ama bugün İslam evrenseldir deniliyor peki burada yaşayıp ölmüş insanlar cennete mi gidecek yoksa cehennemi mi gidecek?

4- Tanrı her şeyi yaratmış her şeyi biliyor ve gücü var insanın kendisine ibadet etmesine ne ihtiyacı olabilir? İnsanın Tanrıya ihtiyacı varmıdır? Varsa günlük hayatta Tanrı ne işe yarıyor sabah kalkıp bizim yerimize işe mi gidiyor akşam markete gidip yiyecek mi getiriyor ay sonu kirayı mı ödüyor?

5- Arap tanrısı Allah Türkçe bilmiyor mu? Türkçe ezan ve Kuran okunması ülkemizdeki müslüman kesim tarafından hoş karşılanmïyor. Biz sinemaya gittiğimizde Türkçe dublaj film izliyoruz ama dinin Türkçe okunması hoş karşılanmıyor o zaman halk dublaj ve altyazı olmadan yabancı film izlesin nasıl olur?

6- Türkiye'de Türk tipi Müslümanlık var mesela cuma namazı, zekat, kurban, 30 gün oruç ile ülkenin çoğunlugu ben Müslümanım diye geçiniyor. Nerede kaldı dinin emrettiği cihat?

1- 4 kitaptan fazlası var. 124 bin peygamberden bahsediliyor, bunların bazıları resul-bazıları nebi (kitap verilen-verilmeyen) dönem dönem ahkam-şeriat da değişmiş ancak temel kurallar sabit kalmıştır diye biliyorum. son din: islam ve kıyamete kadar korunacağının garantisi verilmiştir. insanlar bir imtihanda olduklarından kendi elleriyle tahrif etmişler hatta Hz Musa Tur dağına gidip gelene kadar buzağıya tapmaya başlamışlar. İnsan-şeytan düellosu kıyamete kadar sürecek...

2-Bu soruların her biri ayrı bir başlık konusu olacak kadar geniş ancak en kısa yoluyla açıklamak gerekirse insan bir anda değişmez. yüzyıllardır putlara tapan bir kavme en başından başlanarak bir değişim sağlanmıştır ve özümsenmiştir.

3-Allah her kavme bir uyarıcı gönderdiğini söylemiştir ancak 2. maddede söylendiği gibi tahrif edilmiştir. Ulu Manitu vs kavramlar zaten bir inanışın göstergesi, insanlar her zaman tapacak birşey bulmuştur. Yüzyıllar boyu uyarıcı gelmemiş kavimlerin durumu net değil ancak bir çeşit karanlık dönemde kalanlara Allah'ın rahmet edeceği söylenir. bu konuda daha fazla tafsilat için kaynaklara bakabilirsiniz.

4- Tanrı özelde Allah'ın ibadete ihtiyacı yoktur. Namaz-oruç-zekat-hac gibi ibadetler insanlar içindir. bunları yaparken niyet de önemlidir.

5- Her mesajın aslı özeldir. Mesela bir Padişah ferman gönderse bir elçiyle, o mesajın tercümesini öğrenmek isteriz ama aslına ve elçiye ayrı bi hürmet gösteririz. Bu arada ben dublaj izlemem :D

6-Cihat iki türlü
1-Savaş
2-Kendi benliğimizle
Bu devirde aslolan kendimizle ve dürtülerimizle olan savaş...

Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile...
Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile!
Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir;
Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir;


Mehmet Akif Ersoy**

*-** https://www.antoloji.com/

Açıkcası tahrif edilmiş olacağını düşünmüyorum. Tahrif etmek isteselerdi ederlerdi fakat hepsini edemezlerdi şu an Japon arşivlerinde okuyor olurduk Japonya'ya gönderilen peygamberin icraatlarını.


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: Blacknavy on April 30, 2020, 01:31:03 PM
Bu tür tartışmaları ana hesapla yapmak en doğrusu ki ortamdaki samimiyet bozulmasın. Diğer türlü olay ideoloji yarıştırmaya dönebilir. Benim fikrim ise Ortadoğu dinlerinin tamamının aynı hikaye olduğudur. Hiçbir ayrım yapmadan İbrahimi dinlerin hepsi o bölgedeki siyasi çıkar ve güç üstünlüğünü sağlama amacıyla ortaya atıldığını düşünüyorum. İlk ortaya çiktiğinda o bölgedeki alt-kültür insanlar dinler tarafından adam edilmiştir (bugün bile aynı cehalete sahipler.). Din kontrol edilmelidir, ulusal birliğe hizmet ettiği sürece ülke kültürünün korunması adına çok faydalı olabilir. Bu nedenle din hakimiyetini desteklesem de kontrol eden kişilerin kim olduğu çok önemlidir. Örneğin; FETO terör örgütü. Bu kişiler örgütlendiğinde devletler için nasıl bir tehdit oluşturduğunu görmüş olduk. Bunların ipi geçmişte diyanetin elindeydi. Bunun için şarlatanları ayıklamak gerekir. Ayrıca şu pedofili tayfa.. Malesef din alimi olarak anılan çoğu şarlatan ağacı yaşken eğme adına pedofiliyi destekliyor. Bunlara toplumsal değerler adına idam şart. İslam’in neyi emrettiğini umursamiyorum. Uygulamaya geçtiğinde beli doğrultabilmiş bir tane İslam ülkesi yok. Ülkemize faydalı olmayacak hiçbir ideolojinin önemi ya da yeri yok. Ümmetçilik anlayışı bütün ulus devletler için tehdit oluşturuyor.


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: Hovarda on April 30, 2020, 01:42:28 PM

Tanrı tanınmak ve bilinmek istemiş olsaydı 200 bin yıl sonra doğru ve kalıcı dini göndermezdi. Dünyadaki insan yaşamı Ortadoğu dinlerinden öncede vardı. Bana göre dinlerin tamamı insan uydurmasıdır bugün teknoloji çağında biri size Tanrıdan mesaj aldığını söylese inanmazsınız hatta ona deli bile diyebilirsiniz. Binlerce yıl önce telefonun, internetin olmadığı cahiliye devrinde yaşanmış bir olaya inanmak ve ortalama 80 yıl yaşacağınız hayatınızı buna göre şekillendirmek bana göre büyük bir kumar.


Bu ifade de bir eksik var hocam çünkü zaten ilk insan olarak bilinen HZ Adem aynı zamanda ilk peygamberdir. Yani Allah'ın
insanlığa ulaştırmak istediği mesaj, Orta doğu dini diye tabir ettiğin dinlerden önce de mevcuttu. Bu mesajların, emirlerin veya her neyse dezenformasyona uğraması insan türünün bir sonucudur.


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: wolwoo on April 30, 2020, 01:54:29 PM
Açıkcası tahrif edilmiş olacağını düşünmüyorum. Tahrif etmek isteselerdi ederlerdi fakat hepsini edemezlerdi şu an Japon arşivlerinde okuyor olurduk Japonya'ya gönderilen peygamberin icraatlarını.
Bir eserin orijinalinin ya da orijinal kopyasının fiziken olması başka bir durum,
O eserin bilinir, açık ve yaşanılır olması farklı bir durum...
Mesele Barnabas incili diye bir incilden söz edilir yıllardır ama gören eden yok...

Bu tür tartışmaları ana hesapla yapmak en doğrusu ki ortamdaki samimiyet bozulmasın. Diğer türlü olay ideoloji yarıştırmaya dönebilir. Benim fikrim ise Ortadoğu dinlerinin tamamının aynı hikaye olduğudur. Hiçbir ayrım yapmadan İbrahimi dinlerin hepsi o bölgedeki siyasi çıkar ve güç üstünlüğünü sağlama amacıyla ortaya atıldığını düşünüyorum. İlk ortaya çiktiğinda o bölgedeki alt-kültür insanlar dinler tarafından adam edilmiştir (bugün bile aynı cehalete sahipler.). Din kontrol edilmelidir, ulusal birliğe hizmet ettiği sürece ülke kültürünün korunması adına çok faydalı olabilir. Bu nedenle din hakimiyetini desteklesem de kontrol eden kişilerin kim olduğu çok önemlidir. Örneğin; FETO terör örgütü. Bu kişiler örgütlendiğinde devletler için nasıl bir tehdit oluşturduğunu görmüş olduk. Bunların ipi geçmişte diyanetin elindeydi. Bunun için şarlatanları ayıklamak gerekir. Ayrıca şu pedofili tayfa.. Malesef din alimi olarak anılan çoğu şarlatan ağacı yaşken eğme adına pedofiliyi destekliyor. Bunlara toplumsal değerler adına idam şart. İslam’in neyi emrettiğini umursamiyorum. Uygulamaya geçtiğinde beli doğrultabilmiş bir tane İslam ülkesi yok. Ülkemize faydalı olmayacak hiçbir ideolojinin önemi ya da yeri yok. Ümmetçilik anlayışı bütün ulus devletler için tehdit oluşturuyor.

Black yine bildiğimiz Black  :D Dostum bu senin söylediğin siyasi konular, ona ayrı başlık lazım  ;)


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: Blacknavy on April 30, 2020, 02:13:00 PM
Black yine bildiğimiz Black  :D Dostum bu senin söylediğin siyasi konular, ona ayrı başlık lazım  ;)

Ben de onu diyorum üstad, dinin kendisi aslında bir siyaset aracı. İslam’daki cihat kültürü ve kendinde olmayanı hor görüp dışlama anlayışı boşuna yok ;D. Tamamen siyasi bir birliği amaçlıyor ama burası soru-cevap yeriymiş pek bir sorum yok ondan ben kaçar :).


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: dannybrown on April 30, 2020, 03:38:29 PM
Peygamber öldükten 10-20 yıl  sonra .. en yakınları bile iktidar derdine düşüp birbirini doğramışken din ayrı siyaset ayrı demekte çok garip.
Ya anlatılan dinden birşey anlamamışlar.Yada günümüzde din diye önümüze koyulanların tamamı birileri tarafından uydurulmuş.
Yada din sandığımız şey tam olarak bunlardan arınmış bambaşka birşey.
Yani sorularla islamiyet sitesinin linkini atıp zulüm ve çifte standart öğrenmenin gerçekten din öğrenmek olduğunu sanmıyorum.
Dinin öğrenilebilecek birşey olduğunuda sanmıyorum.Yani eğer bir tanrı varsa bu zaten herşeydir.
Din de hayatın ta kendisi olup ,herşeyi kuşatan tek şeyin de o olması gerekir.



Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: wolwoo on April 30, 2020, 04:10:57 PM
 :D Hz Ali'ye Aişe'ye "dini anlamamış" demek de ne bileyim 🤷‍♂️
İnanıp inanmamakta herkes serbest, kimseyi zorla ikna edemeyiz.


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: bobita on April 30, 2020, 04:19:47 PM

Tanrı tanınmak ve bilinmek istemiş olsaydı 200 bin yıl sonra doğru ve kalıcı dini göndermezdi. Dünyadaki insan yaşamı Ortadoğu dinlerinden öncede vardı. Bana göre dinlerin tamamı insan uydurmasıdır bugün teknoloji çağında biri size Tanrıdan mesaj aldığını söylese inanmazsınız hatta ona deli bile diyebilirsiniz. Binlerce yıl önce telefonun, internetin olmadığı cahiliye devrinde yaşanmış bir olaya inanmak ve ortalama 80 yıl yaşacağınız hayatınızı buna göre şekillendirmek bana göre büyük bir kumar.


Bu ifade de bir eksik var hocam çünkü zaten ilk insan olarak bilinen HZ Adem aynı zamanda ilk peygamberdir. Yani Allah'ın
insanlığa ulaştırmak istediği mesaj, Orta doğu dini diye tabir ettiğin dinlerden önce de mevcuttu. Bu mesajların, emirlerin veya her neyse dezenformasyona uğraması insan türünün bir sonucudur.
O zaman her şey iyice bulanıklaşıyor, bu durumda ilk önce karar vermemiz gerek şu, peygamberin tanımı nedir?
Peygamber (peygām-ber/peyâm-ber) kelimesi Farsça olup sözlükte “haber getiren” demektir, yine İslam inanışında (Kur’an’da belirtildiğine göre) Hz. Âdem cennette iken eşiyle birlikte ilk günahı işlemesi üzerine yeryüzüne indirilmesinin ardından Allahın telkin ettiği kelimeleri alıp tövbe etmiş, tövbesi kabul edilerek Allah tarafından seçilen bir kişi konumuna gelmiştir (el-Bakara 2/30-38; Âl-i İmrân 3/33).
Bu durumda:
1) Ya Adem ile Havva cennette ve indiklerinde bir nevi kast sistemiyle yaşıyorlardı, Allah Havva'yı muhatap kabul etmediği için yeryüzüne indikten sonra buyruklarını doğrudan değil, Adem'i aracıl ederek verdi (bu durumda kendi yarattıklarından bir türü yetersiz kabul ettiğini düşünmemiz gerekiyor)
2) Ya da bu kadar sınırlı bir haber getirebilme durumu mümkünse herkes kendine peygamber kabul edilebilir. (Dalga geçmek için yazmıyorum)
...
"200 bin yıl sonra doğru ve kalıcı dini göndermezdi."
Kusura bakma ama bu söylem bir dine bağlı olsun olmasın, inanan insanın yaratıcıya yazılımcı muamelesi yapıp küçümsemesi, hatta hakaret etmesi anlamına gelir.
Din v.034 Pre-alpha Release
Din v.035 Alpha Release
Din v.036 Beta Release
Din (Code: Islam) Official Release
???

Ekleme: Bu kadar çığırından çıkmaya müsait bir konuda, birbirine taban tabana zıt fikirlerle insan gibi tartışıyoruz. Gel de sevme şu forumu  :)


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: drgr33n on April 30, 2020, 05:06:41 PM

Tanrı tanınmak ve bilinmek istemiş olsaydı 200 bin yıl sonra doğru ve kalıcı dini göndermezdi. Dünyadaki insan yaşamı Ortadoğu dinlerinden öncede vardı. Bana göre dinlerin tamamı insan uydurmasıdır bugün teknoloji çağında biri size Tanrıdan mesaj aldığını söylese inanmazsınız hatta ona deli bile diyebilirsiniz. Binlerce yıl önce telefonun, internetin olmadığı cahiliye devrinde yaşanmış bir olaya inanmak ve ortalama 80 yıl yaşacağınız hayatınızı buna göre şekillendirmek bana göre büyük bir kumar.


Bu ifade de bir eksik var hocam çünkü zaten ilk insan olarak bilinen HZ Adem aynı zamanda ilk peygamberdir. Yani Allah'ın
insanlığa ulaştırmak istediği mesaj, Orta doğu dini diye tabir ettiğin dinlerden önce de mevcuttu. Bu mesajların, emirlerin veya her neyse dezenformasyona uğraması insan türünün bir sonucudur.

Peki Hz. Adem kaç bin yıl önce yaratıldı hocam Ortadoğu dinlerini referans alıp insanlık tarihini tespit edeceksek 5-6 bin yıldan öteye gidemeyiz.


Tanrı tanınmak ve bilinmek istemiş olsaydı 200 bin yıl sonra doğru ve kalıcı dini göndermezdi. Dünyadaki insan yaşamı Ortadoğu dinlerinden öncede vardı. Bana göre dinlerin tamamı insan uydurmasıdır bugün teknoloji çağında biri size Tanrıdan mesaj aldığını söylese inanmazsınız hatta ona deli bile diyebilirsiniz. Binlerce yıl önce telefonun, internetin olmadığı cahiliye devrinde yaşanmış bir olaya inanmak ve ortalama 80 yıl yaşacağınız hayatınızı buna göre şekillendirmek bana göre büyük bir kumar.


Bu ifade de bir eksik var hocam çünkü zaten ilk insan olarak bilinen HZ Adem aynı zamanda ilk peygamberdir. Yani Allah'ın
insanlığa ulaştırmak istediği mesaj, Orta doğu dini diye tabir ettiğin dinlerden önce de mevcuttu. Bu mesajların, emirlerin veya her neyse dezenformasyona uğraması insan türünün bir sonucudur.
O zaman her şey iyice bulanıklaşıyor, bu durumda ilk önce karar vermemiz gerek şu, peygamberin tanımı nedir?
Peygamber (peygām-ber/peyâm-ber) kelimesi Farsça olup sözlükte “haber getiren” demektir, yine İslam inanışında (Kur’an’da belirtildiğine göre) Hz. Âdem cennette iken eşiyle birlikte ilk günahı işlemesi üzerine yeryüzüne indirilmesinin ardından Allahın telkin ettiği kelimeleri alıp tövbe etmiş, tövbesi kabul edilerek Allah tarafından seçilen bir kişi konumuna gelmiştir (el-Bakara 2/30-38; Âl-i İmrân 3/33).
Bu durumda:
1) Ya Adem ile Havva cennette ve indiklerinde bir nevi kast sistemiyle yaşıyorlardı, Allah Havva'yı muhatap kabul etmediği için yeryüzüne indikten sonra buyruklarını doğrudan değil, Adem'i aracıl ederek verdi (bu durumda kendi yarattıklarından bir türü yetersiz kabul ettiğini düşünmemiz gerekiyor)
2) Ya da bu kadar sınırlı bir haber getirebilme durumu mümkünse herkes kendine peygamber kabul edilebilir. (Dalga geçmek için yazmıyorum)
...
"200 bin yıl sonra doğru ve kalıcı dini göndermezdi."
Kusura bakma ama bu söylem bir dine bağlı olsun olmasın, inanan insanın yaratıcıya yazılımcı muamelesi yapıp küçümsemesi, hatta hakaret etmesi anlamına gelir.
Din v.034 Pre-alpha Release
Din v.035 Alpha Release
Din v.036 Beta Release
Din (Code: Islam) Official Release
???

Ekleme: Bu kadar çığırından çıkmaya müsait bir konuda, birbirine taban tabana zıt fikirlerle insan gibi tartışıyoruz. Gel de sevme şu forumu  :)

Tanrı kavramını insanlar değil dinler küçültüyor hocam. 200 bin yıl doğru bir dini göndermek için beklemek büyük bir zaman israfı. İnsanlar Tanrıya yazılımcı muamelesi yapmıyor Tanrı ben yazılımcıyım diye resmen bağırıyor 4 kitap gönderiyor (Zebur, Tevrat, İncil, Kuran) en son İslam dinindeki kuralları belirlerken bile 23 yılda belirliyor bu süre içerisinde alkolü de yasaklıyor yani bir sürüm. Halbuki Allah geleceği de biliyor deniliyor ama hala karar verememiş 4 kitap 3 din göndermiş bir türlü kararını verememiş.

Siz geleceği biliyor olsanız trafik kazası yapabilir misiniz? Ben söyleyim bırakın trafik kazasını hata bile yapamazsınız...


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: Hovarda on April 30, 2020, 06:09:45 PM

Peki Hz. Adem kaç bin yıl önce yaratıldı hocam Ortadoğu dinlerini referans alıp insanlık tarihini tespit edeceksek 5-6 bin yıldan öteye gidemeyiz.



Zaman konusuna çok takıldık hocam senin ''Dünyadaki insan yaşamı Ortadoğu dinlerinden öncede vardı.'' sözüne karşılık verdiğim cevap bence çok net. İnsanlık yaşamı zaten aynı dinin Tanrısı ve onun Elçisi ile başladı. Orta doğuyu artık rahat bırakalım.


Quote
1) Ya Adem ile Havva cennette ve indiklerinde bir nevi kast sistemiyle yaşıyorlardı, Allah Havva'yı muhatap kabul etmediği için yeryüzüne indikten sonra buyruklarını doğrudan değil, Adem'i aracıl ederek verdi (bu durumda kendi yarattıklarından bir türü yetersiz kabul ettiğini düşünmemiz gerekiyor)

Hz. Adem'in peygamber olarak seçilmesinden Havva'nın kaale alınmadığı anlamını çıkarmak yerine yaratılan ilk insan olduğu için Hz. Ademin seçildiğini düşünmek daha iyi gibi :)

Dinde ki güncelleme konusu çok uzun olacak ve bu cevaplar yeni soruları doğuracağından fazla detaya girmek istemiyorum. Ama kısaca bahsetmek gerekirse; Allah yaratılmış olan her şeyden, maddeden ve canlılardan daha önce Hz. Muhammed'in nurunu yaratmıştır. Ve Bundan sonra yaratılmış olan her şey Hz. Muhammed'in nurundan meydana getirilmiştir. İnsanın yaratılışında ise 2. çeşit irade vardır konumuz ile ilgili olan kısım Cuzi iradedir. Bu irade neticesinde insan kendi bilincini doğrularını yanlışlarını ve muhakeme yeteneğini ortaya koyar. Daha öncede belirttiğim gibi dinlerin dezenformasyona uğraması bunun tabii sonucudur. Bir çok peygamber gönderilmesinin ardından sürekli olarak değiştirilen, insan çıkarlarına alet edilen dinlerin sonucunda, sizin tabirinizle son sürüm olarak Hz. Muhammed'e peygamberlik görevi verilmiştir. Neden bu kadar beklenildiği yada bu sürenin zaman israfı olup olmadığına dair açıklamalar konuyu gereksiz uzatır. Çünkü zaman mefhumunun Allah katında nasıl işlediğini bilemeyiz. Buradan İzafiyet teorisine filan atıfta bulanmak zorunda kalmayalım :)



Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: wolwoo on April 30, 2020, 06:14:32 PM
Pekiii ben de bişey sorayım madem :D
Doğduk geldik dünyaya, iyi kötü bir sistem içerisinde yiyoruz içiyoruz, sorguluyoruz
Ölünce nolacak? hepimiz toprak mı olucaz? bu mudur bizim hikayemiz?


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: mandown on April 30, 2020, 06:20:33 PM
Bu konuyu gorunce simdi gecenlerde god omens adli diziyi izledim biraz trol biraz gerçek konuyu komedi karisik anlatiyordu.izlemenizi tavsiye ederim

@gospodin bence yaradana inanan her insan bir sekilde (iyilik yaparak ) cennete gidecek sonucta biz allah diyoruz onlar tanri totalde inaniş seklimiz farkli ama inandiğimiz sey ortak. Bence taparken adina ne dedigimizin onemi yok. Kuranin mealinde de okudugum ve hatirladigim kadari ilede oyle diyoedu
İnananlar cennetin kapilari acik olacak.

Hoş bu donemde inansan da cennet olayi cok uzak gibi geliyor bir sekilde hakka girdigimizi dusunuyorum yoksa dolayli yollarla vergiden kacilmis durumdayiz hangimiz ekmegi alirkan fiş istiyoruz ki degil mi sonucta orada da mantiken gunah isliyoruz.

@wolwo bir yaradan olduguna inaniyorum ama insanlarin yolda yururken basip öldürdügümus karincalardan farkimiz yok diyorum. Yoksa kac yillik dunya.

Karincadan farkimiz ne veya arilardan hepsi gelecek nesillere kendilerini aktarmak icin cabalamiyorlar mi?

Evet toprak olacagiz ben buna inaniyorum gelip gidiciyiz


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: wolwoo on April 30, 2020, 06:24:00 PM
Bu konuyu gorunce simdi gecenlerde god omens adli diziyi izledim biraz trol biraz gerçek konuyu komedi karisik anlatiyordu.izlemenizi tavsiye ederim

@gospodin bence yaradana inanan her insan bir sekilde (iyilik yaparak ) cennete gidecek sonucta biz allah diyoruz onlar tanri totalde inaniş seklimiz farkli ama inandiğimiz sey ortak. Bence taparken adina ne dedigimizin onemi yok. Kuranin mealinde de okudugum ve hatirladigim kadari ilede oyle diyoedu
İnananlar cennetin kapilari acik olacak.

Hoş bu donemde inansan da cennet olayi cok uzak gibi geliyor bir sekilde hakka girdigimizi dusunuyorum yoksa dolayli yollarla vergiden kacilmis durumdayiz hangimiz ekmegi alirkan fiş istiyoruz ki degil mi sonucta orada da mantiken gunah isliyoruz.

@wolwo bir yaradan olduguna inaniyorum ama insanlarin yolda yururken basip öldürdügümus karincalardan farkimiz yok diyorum. Yoksa kac yillik dunya.

Karincadan farkimiz ne veya arilardan hepsi gelecek nesillere kendilerini aktarmak icin cabalamiyorlar mi?

Evet toprak olacagiz ben buna inaniyorum gelip gidiciyiz

e hocam gospodin'e gelince "cennete gideceğiz" bana gelince "toprak olucaz" :D


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: ekiller on April 30, 2020, 06:27:58 PM
Pekiii ben de bişey sorayım madem :D
Doğduk geldik dünyaya, iyi kötü bir sistem içerisinde yiyoruz içiyoruz, sorguluyoruz
Ölünce nolacak? hepimiz toprak mı olucaz? bu mudur bizim hikayemiz?

 Bir inançsızın görüşü ile EVET.  Sad but True  :)
Ama sorun değil, doğmadan önce doğacağını nasıl bilmiyorduysan. öldüğündede ölmüş olduğunun farkında olamayacaksın.
Doğmadan önce nasıl bir hiçtiysen ölüncede hiç olacaksın.  Sadece seni anan insanlar olacak. Bu güzel tarafı işin.

İnsanın kabullenmek istemediği taraf  şu "HİÇ" olma konusu. Nasıl olurda ben bir hiç olurum ?  Ama öyleydin zaten.
Aslında bir hiç olmaktan korkmaz ve kabullenir ise insan, o zaman her şey daha kolay ve acısız olur ölüme giderken ki yolda.

 Bu konu başlığı İnanç ve varlık tartışması  daha uygun bence.  Dini sorular ve cevapları zaten internette var.
Ama biz burada kendi fikirlerimizi beyan edip sohbet ediyoruz . Bu daha güzel.



Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: mandown on April 30, 2020, 06:29:54 PM
Valla hocam din konusu sorgulaninca saçmaliklar ve mantiksizliklar ile dolu.  Sorgulamazsan cennet e gidicez sorgularsan benzin olup bir aracin kiçından buharimiz cikicak tercih senin.

Yakit nasil bitmiyor nasiyorsunuz :)


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: Hovarda on April 30, 2020, 06:30:12 PM
Pekiii ben de bişey sorayım madem :D
Doğduk geldik dünyaya, iyi kötü bir sistem içerisinde yiyoruz içiyoruz, sorguluyoruz
Ölünce nolacak? hepimiz toprak mı olucaz? bu mudur bizim hikayemiz?

Reis kaşla göz arasında dinden çıkmadın değil mi?  ;D

Hani imanın şartlarından Ahiret hayatına iman diye kavram vardı :)

Quote
Yerin yok ki bu dünyada
Toprak bile kabullenmez seni :)

Doğuş (R.a)


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: wolwoo on April 30, 2020, 06:37:43 PM
Pekiii ben de bişey sorayım madem :D
Doğduk geldik dünyaya, iyi kötü bir sistem içerisinde yiyoruz içiyoruz, sorguluyoruz
Ölünce nolacak? hepimiz toprak mı olucaz? bu mudur bizim hikayemiz?

Reis kaşla göz arasında dinden çıkmadın değil mi?  ;D

Hani imanın şartlarından Ahiret hayatına iman diye kavram vardı :)

Quote
Yerin yok ki bu dünyada
Toprak bile kabullenmez seni :)

Doğuş (R.a)

yok üstad sadece her insanın düşündüğü bir sorunu dillendirdim, Din bize bunun cevabını veriyor, ben inanıyorum bu adaletsiz dünyanın bir mahkemesi olacak, @mandown hocamın söylediği gibi muhtemeldir terazinin sol kefesi ağır basacak ama umut dünyası :)

Pekiii ben de bişey sorayım madem :D
Doğduk geldik dünyaya, iyi kötü bir sistem içerisinde yiyoruz içiyoruz, sorguluyoruz
Ölünce nolacak? hepimiz toprak mı olucaz? bu mudur bizim hikayemiz?

 Bir inançsızın görüşü ile EVET.  Sad but True  :)
Ama sorun değil, doğmadan önce doğacağını nasıl bilmiyorduysan. öldüğündede ölmüş olduğunun farkında olamayacaksın.
Doğmadan önce nasıl bir hiçtiysen ölüncede hiç olacaksın.  Sadece seni anan insanlar olacak. Bu güzel tarafı işin.

İnsanın kabullenmek istemediği taraf  şu "HİÇ" olma konusu. Nasıl olurda ben bir hiç olurum ?  Ama öyleydin zaten.
Aslında bir hiç olmaktan korkmaz ve kabullenir ise insan, o zaman her şey daha kolay ve acısız olur ölüme giderken ki yolda.


 Bu konu başlığı İnanç ve varlık tartışması  daha uygun bence.  Dini sorular ve cevapları zaten internette var.
Ama biz burada kendi fikirlerimizi beyan edip sohbet ediyoruz . Bu daha güzel.

bold yazan yere imzamı atarım üstad

*başlığı değiştireyim, güzel fikir


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: mandown on April 30, 2020, 06:49:22 PM
Hic olmak umrumda bile degil yada hic olmamak. Ben bunu en yakindan gördüm bence tek mesele guzel yasamak ama bu bu ulkede imkansiz. Bu ülkede nufus %98 müslümanda olsa yonetimimizden tut her noktada islamiyet ile ilgisi yok

Güzel yasadiktan sonra sorun yok yaş oldu 38 daha tatil nedir bilmem hah bu noktada bari o tarafta rahat ederiz diye bir umut duygusu ile var bence cennet. Ben burada da cenneti yasayanlarin oldugunu dusunuyorum


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: Bthd on April 30, 2020, 06:52:50 PM
İnsanın kabullenmek istemediği taraf  şu "HİÇ" olma konusu. Nasıl olurda ben bir hiç olurum ?  

Buradan yürüyerek beni çok rahatsız eden bir noktaya da parmak basayım. Hiç olma kaygısı beraberinde "iz bırakma" gereksinimini getiriyor. Bunu ilk benden 10 yaş büyük bir arkadaşımla konuşurken fark etmiştim, yaşım xx oldu hala hiç bir şey yapamadım bir kitap bile yazamadım gibi bir cümle kurmuştu. Etrafınıza dikkatli baktığınızda insanların iz bırakmak adına abuk subuk işler yaptığını çok net göreceksiniz.

Bende olaya tam tersinden bakıyorum biz bu dünyaya ne kadar az iz bırakarak gidebilirsek gelecek nesillere o kadar büyük iyilik yapmış olacağız. Çünkü bütün karmaşıklığına ve düzensizliğine rağmen mükemmel olmamakla birlikte aynı zamanda mükemmel olabilen bir evrende yaşıyoruz ve şu an bıraktığımız izler sadece ve sadece dünyayı daha hızlı yok olmaya götürüyor.

Biz cehenneme mi cennete mi yoksa sadece evrenin içindeki madde döngüsüne geri mi döneriz bilmiyorum ama inançlarımızdan hariç olarak saygı, iyi niyet gibi kavramlar ortak noktamız olabilirse (bir üst inanç gibi) inançlarımız ne olursa olsun daha güzel yaşayıp daha iyi bir gelecek yaratabileceğiz.


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: wolwoo on April 30, 2020, 07:09:02 PM
İnsanın kabullenmek istemediği taraf  şu "HİÇ" olma konusu. Nasıl olurda ben bir hiç olurum ?  

Buradan yürüyerek beni çok rahatsız eden bir noktaya da parmak basayım. Hiç olma kaygısı beraberinde "iz bırakma" gereksinimini getiriyor. Bunu ilk benden 10 yaş büyük bir arkadaşımla konuşurken fark etmiştim, yaşım xx oldu hala hiç bir şey yapamadım bir kitap bile yazamadım gibi bir cümle kurmuştu. Etrafınıza dikkatli baktığınızda insanların iz bırakmak adına abuk subuk işler yaptığını çok net göreceksiniz.

Bende olaya tam tersinden bakıyorum biz bu dünyaya ne kadar az iz bırakarak gidebilirsek gelecek nesillere o kadar büyük iyilik yapmış olacağız. Çünkü bütün karmaşıklığına ve düzensizliğine rağmen mükemmel olmamakla birlikte aynı zamanda mükemmel olabilen bir evrende yaşıyoruz ve şu an bıraktığımız izler sadece ve sadece dünyayı daha hızlı yok olmaya götürüyor.

Biz cehenneme mi cennete mi yoksa sadece evrenin içindeki madde döngüsüne geri mi döneriz bilmiyorum ama inançlarımızdan hariç olarak saygı, iyi niyet gibi kavramlar ortak noktamız olabilirse (bir üst inanç gibi) inançlarımız ne olursa olsun daha güzel yaşayıp daha iyi bir gelecek yaratabileceğiz.

Üstad harika bir yorum, yalnız kimseye zararımızın olmayacağı, kusursuz bir dünyada yaşamak istemez miydik? Herşeye gücü yeten Allah'ın şu kısacık dünya hayatından sonra ardımızda bıraktığımız (mesela burada yazdıklarımız gibi) ufacık birşeyi bile bahane ederek sonsuz bir lütufta bulunması düşüncesi tüm sorunlarımıza-sıkıntılarımıza-dertlerimize ilaç olmaz mı?
Atıyorum 100 milyar insana şu kainat kadar olan bir alanı tahsis etse, adına da Cennet dense ve insan gibi muazzam varlıklarla ebedi yaşam sürülse...Bizler kendimizi bir hiç gibi görmeliyiz ama bu bir Hiç olduğumuz anlamına gelmez aksine haddini bilen iyi insanlar olmamız anlamına gelir ki bu da bir iyiliktir, bence...

Demin btc 8400'lere gelince alım yaptım, biliyorum ki artacak ama hemen geri sattım "ucuza verdim" çünkü bilen bilir hata yapma yanlış yapma lüksüm yok özellikle bu aralar...Dünya da buna benziyor, çok ucuza alabileceğiniz şeyleri az bir karla da satabilirsiniz, paha biçilmez fiyatlara da okutabilirsiniz. İşte orada biraz hüner biraz da kısmet devreye giriyor :)


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: muslol67 on April 30, 2020, 08:58:15 PM
Uzun zamandır bu kadar güzel ve seviyeli muhabbetin döndüğü başka başlık hatırlamıyorum. Ama nedense konu beni gerim gerim geriyor halen. Bu tarz konularda yanlış bir kişinin, yanlış bir söylemi can sıkıcı boyut yaratabilir. Herkes kendi dinle ilgili görüşlerini kendi içinde yaşayarak, diğer insanlarında inançlarına saygı gösterirse bence bu konularda konuşmaya gerek bile kalmaz.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: lossnet on April 30, 2020, 09:12:23 PM
Bence din tartışması yapmak gereksiz. Hem yeri burası değil hem de böyle bir tartışmadan sağlıklı sonuçlar çıkmaz. Herkes kendi bildiği doğruyu savunacaktır. Ayrıca herkesin inancı kendinedir; bilgi almak isteyenlerin de kutsal kitaplara, hadislere, güvendiği kaynaklara bakarak araştırmasını yapması en doğrusudur. İlla da tartışmak istiyorum diyenler varsa, onun da elini tutamayız elbette. Tek konu üzerinden yapsınlar bakalım. Belki bu başlık merkezi hale gelerek fayda sağlar.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: trendcoin on April 30, 2020, 09:23:53 PM
Tanrı tanınmak ve bilinmek istemiş olsaydı 200 bin yıl sonra doğru ve kalıcı dini göndermezdi. Dünyadaki insan yaşamı Ortadoğu dinlerinden öncede vardı. Bana göre dinlerin tamamı insan uydurmasıdır bugün teknoloji çağında biri size Tanrıdan mesaj aldığını söylese inanmazsınız hatta ona deli bile diyebilirsiniz. Binlerce yıl önce telefonun, internetin olmadığı cahiliye devrinde yaşanmış bir olaya inanmak ve ortalama 80 yıl yaşacağınız hayatınızı buna göre şekillendirmek bana göre büyük bir kumar.



1- tanrıyı olası bir kavram olarak ele alırsak, bir tanrıya inanmış olmam beni sonsuz kazançlı ve 70 yıllık kısıtlı bir yaşam seçimine iter.

bu kısıtlılıkları da gayet makul buluyorum; hayatımın bir döneminde pek çoğunu gerçekleştirdim ve bugün keyfi seçimlerimle bile bu kısıtlılığı seçebilirim.

2- tanrının olası varlığı, inanmamış olanı 70 yıllık kısıtlı kazanca ve sonsuz kayba uğratır.

3- benim için sonsuz kazanç ve kısıtlı kayıp, sonsuz zarar ve az kazançtan daha fazla akıllıca bir seçimdir.

pascal'ın kumarı diye detaylı bir şekilde aratabilirsin..


leibniz monadoloji'de evrenin yaratılması ve tanrının olası müdahaleleri hakkındaki ihtimalleri mümkün detayları ile işliyor. cep telefonu varken google play ile mağazaya ilahi mesaj gönderseydi de peygamber kullanmasaydı gibi çıkarımları manodoloji'yi okuyarak daha iyi değerlendirebilirsin. belki cep telefonu ve peygamberler hakkında tez oluştururuz ve forumun kenar köşesinden çıkıp beraberce akademik anlamda başarı elde ederiz. :))  




Peygamber öldükten 10-20 yıl  sonra .. en yakınları bile iktidar derdine düşüp birbirini doğramışken din ayrı siyaset ayrı demekte çok garip.
Ya anlatılan dinden birşey anlamamışlar.Yada günümüzde din diye önümüze koyulanların tamamı birileri tarafından uydurulmuş.
Yada din sandığımız şey tam olarak bunlardan arınmış bambaşka birşey.
Yani sorularla islamiyet sitesinin linkini atıp zulüm ve çifte standart öğrenmenin gerçekten din öğrenmek olduğunu sanmıyorum.
Dinin öğrenilebilecek birşey olduğunuda sanmıyorum.Yani eğer bir tanrı varsa bu zaten herşeydir.
Din de hayatın ta kendisi olup ,herşeyi kuşatan tek şeyin de o olması gerekir.


eğer bir din yoksa tanrı YOK; x, deizm, pandeizm, panandeizm, tanrı biziz, o her yerde, içimizde, dışımızda vs. vs. hatalı çıkarımlardır.

siz yine de kendinizi rahat ettiğiniz şekilde temellendirin ama olay aşağı yukarı numenal ve fenomenal ayrımdan beri böyle..

bu konudaki güçlü bir çıkarımınız, bizi forumun kenar köşesinden de çıkarır.




Bir inançsızın görüşü ile EVET.  Sad but True  :)
Ama sorun değil, doğmadan önce doğacağını nasıl bilmiyorduysan. öldüğündede ölmüş olduğunun farkında olamayacaksın.
Doğmadan önce nasıl bir hiçtiysen ölüncede hiç olacaksın.  Sadece seni anan insanlar olacak. Bu güzel tarafı işin.

İnsanın kabullenmek istemediği taraf  şu "HİÇ" olma konusu. Nasıl olurda ben bir hiç olurum ?  Ama öyleydin zaten.
Aslında bir hiç olmaktan korkmaz ve kabullenir ise insan, o zaman her şey daha kolay ve acısız olur ölüme giderken ki yolda.

 Bu konu başlığı İnanç ve varlık tartışması  daha uygun bence.  Dini sorular ve cevapları zaten internette var.
Ama biz burada kendi fikirlerimizi beyan edip sohbet ediyoruz . Bu daha güzel.


abi buna özdeşlik ve çelişmezlik ile bir çıkarımda bulunabiliriz.

eğer kırmızı kalem dersem, kırmızı olmayan kalemleri de düşünür ve bilebilirim; bu sonuç kırmızı kalem ile çelişmez.

ölümden sonrası için varlığın devamını, bu hayatı biliyor olmama bağlayabilirim. ölümden sonraki hayat, bu hayat ile çelişmez ve "varlık bakımından, olası kategori farklılığı olsa bile" özdeştir. yanlış hatırlamıyorsam sokrates'in buna yakın bir diyaloğu vardı.. tabii bunlar duyusal olandan diyalektik ile elde ettiğimiz şeyler oluyor, tıpkı doğmadan önce yoktuk ve sonra da olmayacağız önermesi gibi.





din felsefesi için iyi başlangıç kitapları var, bir kaçını okumak insanı hayatı boyunca militarist duygulardan uzak tutar.

mesela ben sosyalizm için olumsuz düşünceler barındırıyorum ama hiçbir zaman militarist duygular beslemiyorum; çünkü bence gerçekten aptalca olur.


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: drgr33n on April 30, 2020, 09:26:52 PM
Pekiii ben de bişey sorayım madem :D
Doğduk geldik dünyaya, iyi kötü bir sistem içerisinde yiyoruz içiyoruz, sorguluyoruz
Ölünce nolacak? hepimiz toprak mı olucaz? bu mudur bizim hikayemiz?

İnsanoğlu kendini çok büyük görüyor hocam. 11 Eylül saldırılarında 3 bin kişi ölmüştü misilleme olarak ABD iki ülkeyi işgal etti. Bugün ABD'de pandemiden dolayı sadece 1 günde 3 bin kişi ölüyor nerede kaldı süper gücün misillemesi tüm karizma gitti.

Bana göre öldükten sonra mezarında bir önemi yok en fazla 100 yıl sonra seninle son konuşan insanda ölmüş olacak ve hiç dünyaya gelmemiş gibi olacaksın. 2-3 bin yıl sonra gömüldüğün yerde o mezarın izleri bile kalmayacak.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: wolwoo on April 30, 2020, 09:41:12 PM
Bence din tartışması yapmak gereksiz. Hem yeri burası değil hem de böyle bir tartışmadan sağlıklı sonuçlar çıkmaz. Herkes kendi bildiği doğruyu savunacaktır. Ayrıca herkesin inancı kendinedir; bilgi almak isteyenlerin de kutsal kitaplara, hadislere, güvendiği kaynaklara bakarak araştırmasını yapması en doğrusudur. İlla da tartışmak istiyorum diyenler varsa, onun da elini tutamayız elbette. Tek konu üzerinden yapsınlar bakalım. Belki bu başlık merkezi hale gelerek fayda sağlar.

üstad bu tartışmalar hemen her yerde yapılıyor zaten, evde-okulda-işte-sosyal medyada...hatta burada da yapılıyor ama genelde kaçak güreşiliyor :) en azından insanlar relax ve özgür bir biçimde düşüncelerini söylemiş olur. Kim bilir belki fikrini değiştiren bile olabilir ::)

Bana göre öldükten sonra mezarında bir önemi yok en fazla 100 yıl sonra seninle son konuşan insanda ölmüş olacak ve hiç dünyaya gelmemiş gibi olacaksın. 2-3 bin yıl sonra gömüldüğün yerde o mezarın izleri bile kalmayacak.

işte bunu diyorum, o halde yaşamanın-sevmenin-iyiliğin-kötülüğün hiçbir anlamı olmazdı ama "5 dakika sonra ölsek yok olacağız" düşüncesi bana uygun gelmiyor hocam...
"Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım" MAE
anyway
neticede hepimiz görüp yaşayacağız ölümü...


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: Blacknavy on April 30, 2020, 09:53:04 PM
Tanrı tanınmak ve bilinmek istemiş olsaydı 200 bin yıl sonra doğru ve kalıcı dini göndermezdi. Dünyadaki insan yaşamı Ortadoğu dinlerinden öncede vardı. Bana göre dinlerin tamamı insan uydurmasıdır bugün teknoloji çağında biri size Tanrıdan mesaj aldığını söylese inanmazsınız hatta ona deli bile diyebilirsiniz. Binlerce yıl önce telefonun, internetin olmadığı cahiliye devrinde yaşanmış bir olaya inanmak ve ortalama 80 yıl yaşacağınız hayatınızı buna göre şekillendirmek bana göre büyük bir kumar.



1- tanrıyı olası bir kavram olarak ele alırsak, bir tanrıya inanmış olmam beni sonsuz kazançlı ve 70 yıllık kısıtlı bir yaşam seçimine iter.

bu kısıtlılıkları da gayet makul buluyorum; hayatımın bir döneminde pek çoğunu gerçekleştirdim ve bugün keyfi seçimlerimle bile bu kısıtlılığı seçebilirim.

2- tanrının olası varlığı, inanmamış olanı 70 yıllık kısıtlı kazanca ve sonsuz kayba uğratır.

3- benim için sonsuz kazanç ve kısıtlı kayıp, sonsuz zarar ve az kazançtan daha fazla akıllıca bir seçimdir.

Trader adamin hali her yerden belli oluyor, gerçek traderler cennette buluşacak inşallah ;D


Title: Re: Dini sorular-cevaplar köşesi
Post by: wolwoo on May 01, 2020, 09:52:35 PM
Fanitikçe Ateist olanlara karşı olduğum gibi, fanatikçe inançlı olanlara da karşı birisiyim.
Çok doğru bir söz. Eskiden bir arkadaşım vardı. Zabah akşam din din din... Muhtemeldir o dönem bizi "kafir" gibi görüyordu, neticede sigara içen, kızlar hakkında konuşan insanlardık :D ama sonra nolduysa bu vatandaş cozuttu, içkiye verdi kendini, abuk subuk hardcore ilişkiler vs resmen farklı biri oldu ve bu defa antidinci oluverdi. Sanırım psikolojik olarak kendini bu şekilde rahatlatıyordu, içinde bulunduğu tezatlığın sesleri onu daha çok öfkelendiriyor sürekli hem eski kendisine kızıyor hem yeni durumunun verdiği, alışkanlıktan gelen, pişmanlık duygusu onu bitiriyordu. Sokakta gezen öpüşen koklaşan çiftlere imreniyordu, asla onlar gibi olamayacağını düşünerek..günah işleme korkusundan sıyrılması, filmlerdeki gibi aşk sahneleri onun için hayaldi. Belki bir açıdan jinekologun seks hayatına benzetebiliriz durumunu :D
İşte o yüzden ne yapıyorsak yapalım hangi dine inanırsak inanalım ya da inanmıyorsak da aşırıya kaçmamak gerekiyor. Herkesi olduğu gibi kabullenmek, kendimizi üstün görmemek, başkalarının inançlarına ya da inançsızlığına saygı göstermek çok zor olmamalı...


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: Blacknavy on May 25, 2020, 05:25:37 AM
Ben tek tanrılı düzene inanan bir insanım, tanrıya olan inancım su götürmez bir gerçek ancak ateist olan kişilerin neden sürekli olarak tanrının olmadığını kanıtlama çabasında olduğunu anlayamıyorum. Ben deist olarak (belki de tatlı su müslümanı emin değilim) İslam'ın hadislerden bağımsız olarak topluma getirdiği düzeni seviyorum, bir deist ile bir müslümanın bu konularda tartışmasını anlıyorum ancak bir inanan ve bir inanmayan varken ateist-müslüman tartışması yapmak ne kadar doğru veya sonuç alınabilir bilmiyorum. Bu bir inanç meselesidir, sen olmadığına inanıyorsun adam ise olduğuna inanıyor.

Benim İslam'da beğenmediğim tek nokta, dinin devlet tekelinde olması gerektiğini düşünmem ve ümmetçilik anlayışını reddetmem. Bunun dışında gerek ataerkil yapısı, gerek koyduğu kurallar ve ahlak anlayışı ile 'bildiğim kadarı ile' pek bir sorunum bulunmuyor ki zaten kendi çapında çeyrek muhafazakar bir tip olduğum için ne yalan söyliyim çoğu kural işime geliyor. Kuran'ı okuma fırsatım henüz olmadı ancak üniversite bittikten sonra iş aradığım dönemde piyasada en çok inananı olan (top seller) dinleri tek tek okuyarak kendi aklım ile neyin doğru neyin yanlış olduğunu test etmek ve eğer mantıklı bulursam da bunlardan birinin mensubu olmak istiyorum. Eğer gerçekten tanrı varsa (benim inancım %100) ve beni hareketlerinden sorgulanabilir bir birey olarak bu dünyaya getirdiyse, benim idrak yeteneğim doğru olan dini idrak etmek için elverişlidir. Ön yargısız bir şekilde, hadisi vesairesi bakmadan direkt olayın özüne ineceğim.

Quote
Türkiye'de Türk tipi Müslümanlık var mesela cuma namazı, zekat, kurban, 30 gün oruç ile ülkenin çoğunlugu ben Müslümanım diye geçiniyor. Nerede kaldı dinin emrettiği cihat?

Bir üye bu mesajı yazmış mesela. Tanrıya inanmak, hatta onu doğru bir şekilde diğer insanlara aktarmak, hatta ve hatta iyi bir insan olup çevrendekiler için olumlu ve doğru bir örnek teşkil etmek bile bir cihattır (cihat kelimesinden de, kullanandan da hoşlanmıyorum, tehlikelidir ancak Bilal'e anlatır gibi anlatmak gerekti).

Quote
Tanrı her şeyi yaratmış her şeyi biliyor ve gücü var insanın kendisine ibadet etmesine ne ihtiyacı olabilir? İnsanın Tanrıya ihtiyacı varmıdır? Varsa günlük hayatta Tanrı ne işe yarıyor sabah kalkıp bizim yerimize işe mi gidiyor akşam markete gidip yiyecek mi getiriyor ay sonu kirayı mı ödüyor?

Koskoca tanrının insanın ibadetine ihtiyacı falan yok (galaksiyi yaratmış, galaksiyi. sen kimsin ya -tayyip ses tonu ile (https://www.youtube.com/watch?v=4lnaldrNDCU)) ancak insan bir teşekkür eder değil mi? Garson bile önünüze bir yemek koyduğunda usulen teşekkür edilir, her işin bir raconu vardır. Tanrı sana can verdiyse gece yatağında iki dua edersin, bu kadar basit. İman/tapınma ya da nasıl adlandırıyorsan, senin içinden nasıl geliyorsa öyle olmalıdır. Ben bir insan olarak bile; bana bir insanın isteksiz bir şekilde teşekkür etmesindense, istekli ve samimi bir gülücüğü tercih ederim.

Sonuç: Ateist 1aderlerime sesleniyorum, abi sen inanmıyorsun zaten (farkındasın değil mi)? İnanmadığın bir şeyin olmadığını kanıtlayamazsın, sana göre zaten yok. Ben mesela SAODA Bitkisinin olduğuna inanmıyorum, so what? Bütün gün SAODA Bitkisi'nin olmadığını sana nasıl anlatayım? Vallahi çok az kaldı forumdaki ateistler yakında beni imana getirecek.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: wolwoo on May 25, 2020, 06:29:05 AM
@Blacknavy kardeş islam'dan doğru düzgün haberi olup da çıkan birinin başka bir dine inanması, sebat etmesi imkansıza yakın çünkü anlamsız gelir. napacak ki buda heykeline mi secde edecek, Hz İsa'ya tanrı mı diyecek vs vs kısacası bizden ya müslüman ya deist-ateist olur ;)


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: drgr33n on May 25, 2020, 06:58:43 AM
Quote

Bir üye bu mesajı yazmış mesela.

Siktirgit. Dün beni blokladığını söyledin https://bitcointalk.org/index.php?topic=5250657.msg54490825#msg54490825 bugün 1 ay önceki mesajımı alıntılayıp bana cevap veriyorsun adam olsan Sahte Mehdi Cemaatinden para alıp almadığını açıklardın. Çevrenede anlat bu hikayeleri sahte mehdi cemaatini ifşalayan adamı karaladım de gurur duyarlar seninle.



Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: gospodin on May 25, 2020, 07:39:36 AM
Quote
Türkiye'de Türk tipi Müslümanlık var mesela cuma namazı, zekat, kurban, 30 gün oruç ile ülkenin çoğunlugu ben Müslümanım diye geçiniyor. Nerede kaldı dinin emrettiği cihat?
bunu ben yazmış olabilir miyim? gerçi ben "cihat" kelimesi kullanmam hiçbir zaman. bir kere bunun adı türk tipi müslümanlık değil, anadolu müslümanlığıdır. siz ne sanıyorsunuz türkler müslüman olmak için sıraya girdiğini mi? balkan savaşı dönemimde bosnalılar "bizim müslümanlığımız türkiye'deki müslümanlıktan" derdi. sonra her şey değişti.

@blacknavy sana gök tengri inancı yakışır ama nedense pek yanaşmıyorsun. tahminim o içindeki minik muhafazakar blacky buna karşı çıkıyor. kır zincirlerini rahat ol. ;D

@drgr33n hocam sen ciddi misin? uğur dündar gibisin.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: drgr33n on May 25, 2020, 08:07:39 AM
Quote
Türkiye'de Türk tipi Müslümanlık var mesela cuma namazı, zekat, kurban, 30 gün oruç ile ülkenin çoğunlugu ben Müslümanım diye geçiniyor. Nerede kaldı dinin emrettiği cihat?
bunu ben yazmış olabilir miyim? gerçi ben "cihat" kelimesi kullanmam hiçbir zaman. bir kere bunun adı türk tipi müslümanlık değil, anadolu müslümanlığıdır. siz ne sanıyorsunuz türkler müslüman olmak için sıraya girdiğini mi? balkan savaşı dönemimde bosnalılar "bizim müslümanlığımız türkiye'deki müslümanlıktan" derdi. sonra her şey değişti.

@blacknavy sana gök tengri inancı yakışır ama nedense pek yanaşmıyorsun. tahminim o içindeki minik muhafazakar blacky buna karşı çıkıyor. kır zincirlerini rahat ol. ;D

@drgr33n hocam sen ciddi misin? uğur dündar gibisin.

Türk ya da Anadolu tipi Müslümanlığı farketmez gerçek olan Türkiye'de çoğunluğun İslamın ne olduğunu bilmemesi. Deist bile İslamın getirdiğin düzeni seviyorum diyebiliyor bu kafaya ulaşmak kolay değil hocam

Quote
Haram aylar çıkınca, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, esir alın, kuşatın ve onları her geçit yerinde gözetleyin. Şayet tövbe ederler, namazlarını kılarlar ve zekâtlarını verirlerse artık onları serbest bırakın. Allah yargılayıcıdır, bağışlayıcıdır.

Tevbe Suresi 5 https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Tevbe-suresi/1236/1-6-ayet-tefsiri

Burada ne yazıyor yukardaki deist ne yaşıyor kafa böyle işte.

Ben Müslümanım diyen gavurlarla dost olamaz! Theymos ile dost olamaz ;D

Quote
Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.

Mâide Suresi - 51 https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/M%C3%A2ide-suresi/720/51-ayet-tefsiri


Ayrıca garson örneği vermiş. Garsona sipariş veririm getirdiğinde teşekkür ederim çok memnun kalırsam bahşiş bile veririm. Tanrı beni yaratırken bana mı sormuş ben teşekkür edeyim?  Verdiği örnek bile çöp!


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: ekiller on May 25, 2020, 08:31:52 AM
 Bence, bir insanın neye inandığı değil ne yaptığı ve nasıl yaşadığı önemli olan. İnançlarını ön plana çıkartarak yaşamaya çalışmak ise bir kitlenin mensubu olduğunu sürekli ve baskın şekilde ifade ederek o kitleden destek ve güç almaya çalışmak olarak yorumluyorum ben.
Buda ardında çıkar olan bir durumdur. Eğer Allah var ise ve onun ile kulu arasında bir gönül bağı var ise zaten Allah kulunun içini biliyordur dimi ? Böyle deriz hep zaten. Peki o halde 2 de 1, ben müslümanım, ben yahudiyim, biz böyleyiz, şöyleyiz,  Müslüman kardeşlerimiz falan diye hitabetlerde bulunmak niyedir ? Bu söylemlerin altında yatan hissiyat aslında fanatikçe mensubu olduğun topluluğu savunmak, öne çıkartmak ve bu topluğun parlayan bir yıldızı olduğunu diğerlerine göstermektir.


Ben tek tanrılı düzene inanan bir insanım, tanrıya olan inancım su götürmez bir gerçek ancak ateist olan kişilerin neden sürekli olarak tanrının olmadığını kanıtlama çabasında olduğunu anlayamıyorum.........

Kısmen yazdığın post içinde kendin cevabını da vermişsin, bende ekleyeyim.  Bu dediğini her ateist yapmaz. Maksatı show yapmak olanlar yapar. Aynısı inançlı kesimde de vardır. Sürekli Allah'ın varlığını ispat etmeye çalışan şahıslar vardır.
Aklı başında bir ateist (Buna kabaca gerçek ateistler diyelim )  zaten var olmadığına inandığı bir şeyin, yokluğunu ispatlamaya çalışmaz. Çünkü zaten yok olan bir şeyin yokluğunu ispatlayamaz. Aynı şekilde gerçekten gönül bağı ile Allah inancı olan kişiler de sürekli Allah vardır, Allah vardır diye bir ispat çabasında bulunmaz. Çünkü Allah var ise onları zaten görüyordur ve bu inançlı kişilerde bunun farkındadır.

Allah her ne kadar güzel bir fikir ise de, varlığı da yokluğu da ispat edilemeyen bir paradoks gibidir. Bu neden ile de zaten inanmak yada inanmamak var.
Cennet, cehennem ve sonsuz yaşam her ne kadar güzel bir düşünce ise de, oda ispat edilemez. (Ve bana çok insansı yapım bir fikir gibi görünüyorlar).

İnsanlar yaşamları boyunca genellikle otomatik olarak inandıkları şeylerin gerektirdiklerini yapar.
Örnek olarak, birinize desem ki;  "Elini şu kor ateş dolu sobaya sok elin yanmayacak."  muhtemelen bana inanmayacak ve inandığı şeyi yapacaktır. Yani elini sobaya sokmayacaktır. Çünkü ateşin elini yakacağına inanmaktadır ve bunun kanıtları da vardır.

Fakat benim anlamadığım bir şey ise, toplumun %90 dan fazlası sorsan müslümanım der ve inançlı olduğunu söyler. Ama inancının gerektirdiklerini yapmaz.
Din kuralları keskin çizgiler ile belirtilmiştir kitaplarda.     Nedir bu inancın gerektirdikleri ?
En basitinden imanın şartları, islamın 5 şartı ve ibadetlerin kabul olma şartları olarak belirtilmiştir bunlar. Adı üzerinde ŞART  koşulmuş şeyler var.
Birde yapılmaması gereken günah olanlar var.

 Ee şimdi ben etrafıma bakıyorum herkes inançlı, müslüman. Ama kimi bu şartları yerine getirir iken büyük çoğunluk getirmediği gibi üzerine de bir dolu günah işliyor. Karı kız muhabbetleri, alkol, uyuşturucu, evlilik dışı ilişki, zina, faiz ile kazanç sağlama vs vs.   E hani müslümandın ? Hani Allah a inanıyordun ?  Caminin yolunu bilmez, haftada 1 banyo yapar yada onuda yapmaz pis pis gezer, oruç tutmaz.
Nasıl müslümanlık bu nasıl inanç? Tamam böyle yaşamakta yine inanç.  Ama sen neye inanıyorsun? hangi din hangi allah ? Yok öyle bir din ve Allah.

Çoğu işine geldiği gibi bir Allah ve din yaratmış kendine ona inanıyor. Sonrada inançlıyım, müslümanım diye çemkiriyor.
Yok efendim Türk tipi müslümanlık yok Arap tipi. Kuran da böyle bir şey yok onu söyliyeyim. Oldu olacak daha kategorize edelim ve Ege tipi Akdeniz tipi müslümanlık olsun. Hatta şehirlere göre. Pff  olur mu yani öyle şey ?
 
 Şimdiye kadar okuduğum kitaplar; 2 kere Kuran-ı kerim, 1 kere incil,  matta, luka, yuhanna, markos. Bir ara Tevrat  okumaya da yeltenmiştim bitirmedim. Okuduğum bu kitaplarda hiç dinlerin coğrafi lokasyonlara göre serbestçe yaşanabileceğinden bahis yok.  Eee peki o zaman bir inancın mensubu olduğunu söyleyip ama onu böyle serbestçe, işine geldiği gibi, kafana göre yaşamak neyin kafası ?

Biraz önce içi ateş dolu sobaya elini sokamayan sen, (Elinin yanacağına inandığı için) şimdi işlediğin büyük günahlar ile  cehennemde yanmayı göze alabilecek kadar ya aptalsın, ya çok delikanlısın buna değer diyorsun, yada kusura bakma ama sen İNANÇLI falan değilsin.  Hiç bana Allah, kitap, müslümanlık, islam diye sallama o zaman.  ... "....Derim ben adama".  

Ben inançsız bir insan olarak, (Ateist yada ne derseniz)  inançlı görünen bu tayfanın yaptıklarına akıl erdiremiyorum.
Ve böyle kaypakça yaşayıp cennet hayali kurmaktansa. İnançsız olarak yaşar ve hak ettiğim yer sırf inançsız olduğum için; Var ise cehennem ise ona razı gelirim.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: gospodin on May 25, 2020, 08:34:06 AM
Quote
Türkiye'de çoğunluğun İslamın ne olduğunu bilmemesi.
allahlık oynamayı bırak, kimin islamın ne olup olmadığını sen bilemezsin. hatta kimse bilemez!

bunları yazmadan önce türklerin sahip olduğu eski inanışları araştır. selçuklu dönemi, osmanlının kuruluş döneminde ülkedeki müslümanlık anlayışı nasılmış? insanları karıştırırak ne elde etmeye çalıştığınızı anlamıyorum. vahabi düşüncesine mi sahip olsunlar!

edit:

Quote
Yok Türk tipi müslümanlık yok Arap tipi. Kuran da böyle bir şey yok onu söyliyeyim.
bunu herkes biliyor ama atladığınız çok büyük bir nokta var sevgili @ekiller. dinin bir kültür olduğunu unutuyorsunuz. eski alışkanlıklarını silip arap hayat tarzında yaşayabilir misin? bunu bu topraklara uygun şekle sokuyor insanlar. şu an insanların "müslümanlık" olarak yaptığı çoğu batıl inanış eski alışkanlıklardan. niye bir gecede silip atamıyorsun? bir gece cahil kalan bir milletin bunu rahatlıkla yapması gerekiyordu. ;D

bir kişinin müslüman, ateist, hristiyan, musevi olması benim için önemli değil. isterse makarnaya bile tapsın bana ne? sadece kalkıp "makarna bu bu bu!" diye kafama vurmasın. çok da umrumda mk milletin müslümanlığını tam yaşayamaması. genel ahlak kuralları içinde yaşayan bir insan olduktan sonra isterse erkek haliyle çarşaf giysin.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: trendcoin on May 25, 2020, 08:56:26 AM
türk tipi ateistlerin (%95, çok az istisna vardır) temel davranışları böyle cımbızcılık yapmaktır.


tevbe 4'te anlaşmaya uymayan ve bozgunculuk yapan bir gruptan bahsedilmektedir.

tevbe 6 ve 7'de buna rağmen pişman olup sığınma talepleri olursa onları güvenli bir bölgeye ulaştır der.


şimdi kurtuluş savaşı sırasında ordularınızla çanakkale savaşında olduğunuzu, "anzak ve yunan askerlerine karşı yumuşak davranın" diye emir verdiğinizi düşünün! böyle bir şey olmaz, hayatın gerçeği değildir, savaş alanı savaş alanıdır!



maide 51 de bu ve benzeri gerçekleri çarpıtanlar için geçerlidir, gerçeği çarpıtan samimi olmayan biri ile neden dost olayım ki..

“İnsan, birlikte en çok zaman geçirdiği beş kişinin ortalamasıdır.” Jim Rohn



bu forumda sürekli bir organize din karşıtı söylem çabası olduğu için de kimin kendini parlatmak ve öne çıkarmak çabasında olduğunu anlamak zor olmasa gerek.

son olarak eklemek zorundayım ki, güneşi eşkenar üçgen olarak yaratmadığı için tanrıya o konuda ben de kırgınımasdafazx


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: huseyin15 on May 25, 2020, 09:03:46 AM
Avrupa'da ya da Amerika da böyle midir bilmem ama en çok din ile ilhili sorular bizim ülkemizde soruluyor.. Ramazan ayinda tv de hocalara  yok denize girdim orucum bozulur mu? Cevap sen denize girersen bozulmaz ama deniz sana girerse bozulur😀
Bir sürü kitap var ac oku kendin araştır aklını kullan. Biz Topluluk olarak cahiliz özellikle okumama cahili  bunu kabul edip ona göre çözüm üretmeliyiz


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: wolwoo on May 25, 2020, 09:04:46 AM
@ekiller Hocam İslam özelinde konuşacak olursak, olayın bir itikad bir de amel (davranış) tarafı var. Bu yüzden islamın şartlarının yanında imanın şartları da var. İman etmek=inanmak diyebiliriz, islam=iyi bir müslüman olma gayretiyle yapılan davranışlar... mesela Allah'a kitaplara peygamberlere inanmak iman meselesidir...bunlar inancın gereğidir ve olmazsa olmazdır. İslamın şartları ise belirli şartlar altında yapılması gereken farzları ihtiva eder. bunun dışında büyük ve küçük günahlar da var yani yapılmaması gerekenler...işte asıl paradoks orada yaşanıyor ki normal olanı da budur. insan günah işler, tövbe eder, Allah bağışlar (bağışlayacağı umulur) yani herkes kendisine yaraşanı yapar. tabi burada "bol bol günah işleyelim" diyen yok :)
geçenlerde mezhepler konusunda konuşurken de aslında yine bir ayrıntıyı(!) gözden kaçırdık o da itikadi mezhepler: genel kabul gören iki mezhep var maturidilik (türklerde yaygın) bir de eşarilik...bunun dışında onlarca mezhep kurulmuş yayılmış yıkılmış gitmiş...hariciler şunlar bunlar...dolayısıyla Türk tipi müslümanlık var mıdır? abartmamak kaydıyla vardır diyebiliriz...nedir bu Türk tipi müslümanlık: amelde hanefi, itikatta maturidi şeklinde özetleyebiliriz. yine alevilik bildiğim kadarıyla türklere has bir mezhep...

Ve böyle kaypakça yaşayıp cennet hayali kurmaktansa. İnançsız olarak yaşar ve hak ettiğim yer sırf inançsız olduğum için; Var ise cehennem ise ona razı gelirim.
pireye kızıp yorganı yakmanın alemi yok üstad, bırak sobayı kibrit ateşine dayanamayız ;) müslümanların temsildeki zaafiyeti nedeniyle ebedi hayatı riske atmak pek mantıklı değil! kaldı ki müslümanlık da derece derece, cennet-cehennem de derece derece...yani herkes aynı yere gitmeyecek :)


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: drgr33n on May 25, 2020, 09:06:57 AM
Quote
allahlık oynamayı bırak, kimin islamın ne olup olmadığını sen bilemezsin. hatta kimse bilemez!

Sakin ol şampiyon bunu bilmek için Allah olmama gerek yok. Bunu çevremden gözlümlüyorum. Şunuda düzeltelim tanım Türk tipi Müslümanlık ya da Anadolu tipi Müslümanlık değil Türkiye'de yaşanılan Müslümanlık olacak.

Türkiye'de yaşanılan Müslümanlık gerçek Müslümanlık değil çünkü Suudi Arabistan'da yaşanılan müslümanlıkla aralarında çok fark var. Türk'e sorsan onlar vahhabi derler ama Arapça bir dini ana dili Arapça olan Araplardan daha iyi bildiğini ve yaşadığını söylemek garip.

Quote
ama atladığınız çok büyük bir nokta var sevgili @ekiller. dinin bir kültür olduğunu unutuyorsunuz. eski alışkanlıklarını silip arap hayat tarzında yaşayabilir misin?

Kültürse Arap kültürü o zaman bu din nasıl evrensel oluyor?  Bencede İslam bir Arap kültürüdür. Arap dinidir.

türk tipi ateistlerin (%95, çok az istisna vardır) temel davranışları böyle cımbızcılık yapmaktır.


tevbe 4'te anlaşmaya uymayan ve bozgunculuk yapan bir gruptan bahsedilmektedir.

tevbe 6 ve 7'de buna rağmen pişman olup sığınma talepleri olursa onları güvenli bir bölgeye ulaştır der.



Madem tevbe 4-5-6-7 dediğiniz gibi o dönemdeki bir gruptan bahsediyor o zaman diğer ayetlerde o dönemin ayetleridir. 2020 yılında yaşayan bir insanı ilgilendirmez hocam.



Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: trendcoin on May 25, 2020, 09:16:59 AM
hayır! bu ayet, yaşayabileceğim benzer durumlara karşı bana örnek temsil edebilir.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: wolwoo on May 25, 2020, 09:22:14 AM
Madem tevbe 4-5-6-7 dediğiniz gibi o dönemdeki bir gruptan bahsediyor o zaman diğer ayetlerde o dönemin ayetleridir. 2020 yılında yaşayan bir insanı ilgilendirmez hocam
https://i.hizliresim.com/FJhm9P.png (https://hizliresim.com/FJhm9P)
Geçen gün bir yerde gördüm, şöyle bir istatistik paylaşalım. Görüldüğü üzere kıssalar, diğer kutsal kitaplarda olduğu gibi Kuran'da da epey yer kaplar. Bunda "ibret" alma noktasında kıssaların epey etkili olması, nedenlerden biri olarak gösterilebilir. Tabii bunu kendi kafamıza göre değil bir sistematik çerçevesinde ve dini usullere göre yapmak gerekiyor.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: muslol67 on May 25, 2020, 09:31:34 AM
Bu konularda yazılmış 3 sayfa ve 60 posttan sonra halen kavga edilmemiş (bir kaç sivri çıkışı saymıyorum) olması sevindirici. En azından çoğunluğumuzun aklı başında insanlardan oluştuğunu gösterir.
Bu konu bizim memlekette çok su kaldırır çünkü bizde bizdencilik vardır. Yani herkes yanındakini kendi safında görmek ister. Mesela bizim toplum düşünce yapımızda bir Ermeni'yi haklı görmek sıkıntılı olabilir. Daha önce örneklerini gördük.

Çok örneği var bunun. Hepimiz din kardeşiyiz lafı, bu kafanın ürünüdür mesela. Hemşehrim, takımdaşım, meslektaşım ve hatta akrabam. Hayatında görmediğin 7-8. düzeyde bağın olan biri çıkıp akrabammm diye yanına geliverir. Tabi bir de kayın hısımlıklar var. Evlenirsin, karının dıdısının dıdısının dıdısı koskoca adam gelir sana enişte der. Hadi çık işin içinden.

Yani demem o ki din işi bizde biraz sıkıntılı agalar. Ben konuşmaktan her zaman çekinirim. Maalesef insanlar bu konuda hoşgörüsüz bence. Yani yukarıda Blacknavy'nin bahsettiği gibi ateist falan istemez bizimkiler. Sevmezler öyle şeyi.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: drgr33n on May 25, 2020, 09:51:40 AM
hayır! bu ayet, yaşayabileceğim benzer durumlara karşı bana örnek temsil edebilir.

Peki hocam Kuranda peygambere ait özel ayetler neden var? Kutsal kitapta kişiye özel ayet olur mu? 28 Nisan 3205'te doğacak bir insan bu bilgiyi ne yapsın? Ya da şu an bu bilgiyi ben ne yapayım hocam?

Quote
Ey peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verip de elinin sahip olduğu kadınları, seninle birlikte hicret eden amca kızlarını, hala kızlarını, dayı kızlarını, teyze kızlarını, kendini peygambere mehirsiz olarak bağışlar da peygamber de onunla evlenmek isterse böyle bir mümin kadını -ki sonuncusu diğer müminlere değil, zatına mahsustur - sana helâl kıldık. Müminlere eşleri ve sahip oldukları kadınları hakkında hangi kuralları geçerli kıldığımızı biliyoruz. Sana mahsus olanı güçlük çekmeyesin diye meşrû kıldık. Allah çok bağışlayıcı, pek esirgeyicidir.

Ahzâb Suresi - 50

https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Ahz%C3%A2b-suresi/3583/50-ayet-tefsiri

Quote
Onlardan dilediğinin beraberliğini erteler, dilediğini yanına alırsın. Uzaklaştırdıklarından birini tekrar istemende senin için bir sakınca yoktur. Bu hüküm onların mutlu olmaları, üzülmemeleri ve hepsinin senin verdiğine razı olmaları için en uygun olanıdır. Allah gönüllerinizdekini bilir, Allah ilim ve hilim sahibidir.
Quote
Bundan sonra sana kadınlar helâl olmaz; mülkiyetin altında bulunanlar dışında kadınlarını, güzellikleri hoşuna gitse bile başka eşlerle değiştirmen de helâl olmaz. Allah her şeyi görüp gözetmektedir.
Ahzâb Suresi - 51-52 . Ayet

https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Ahz%C3%A2b-suresi/3584/51-52-ayet-tefsiri


Ahzâb Suresi - 53. Ayet

Quote
Ey iman edenler! Peygamberin evine size yemek için izin verilmediği vakit asla girmeyin, fakat çağrıldığınızda -erkenden gidip yemeğe hazırlanmasını beklemeksizin- girin, yemeğinizi yiyince hemen dağılın, söze dalıp oturmayın; bu davranışınız peygamberi rahatsız ediyor, size söylemeye çekiniyor, oysa Allah hak olanı açıklamaktan çekinmez. Peygamber hanımlarından bir şey istediğinizde, onlar perde arkasında iken isteyin; bu sizin kalplerinizin de onların kalplerinin de temiz kalması için en uygunudur. Resûlullah’ı üzmeye hakkınız yoktur, kendisinden sonra ebedî olarak eşleriyle de evlenemezsiniz, sizin bunu yapmanız Allah katında büyük bir günahtır.


https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Ahz%C3%A2b-suresi/3586/53-55-ayet-tefsiri


Ahzâb Suresi 52'de Allah Muhammed'in cinsel hayatına karışıyor. Böyle bir şey olabilir mi hocam bu kitap sizce Tanrı kelamı olabilir mi?


Quote
Bundan sonra sana kadınlar helâl olmaz; mülkiyetin altında bulunanlar dışında kadınlarını, güzellikleri hoşuna gitse bile başka eşlerle değiştirmen de helâl olmaz. Allah her şeyi görüp gözetmektedir.
Not: Bu bilgiler Diyanet İşleri Başkanlığına ait kuran.diyanet.gov.tr sitesinden alıntıdır. Ahzâb 50-53 özeti için başka bir siteden bilgi: https://i.imgur.com/Y4JVZJv.png


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: wolwoo on May 25, 2020, 10:05:12 AM
hayır! bu ayet, yaşayabileceğim benzer durumlara karşı bana örnek temsil edebilir.

Peki hocam Kuranda peygambere ait özel ayetler neden var? Kutsal kitapta kişiye özel ayet olur mu? 28 Nisan 3205'te doğacak bir insan bu bilgiyi ne yapsın? Ya da şu an bu bilgiyi ben ne yapayım hocam?

aynı yerde açıklaması da var hocam

Quote
Hz. Peygamber’in hiç olmazsa aile hayatında rahat olabilmesi, birden fazla eşiyle yaşarken sıkıntıya düşmemesi için kendisine özgü olmak üzere bahşedilen ruhsatlar, kolaylıklar bu âyetten itibaren bazı açıklamalarla birlikte şöyle sıralanmıştır: Dörtten fazla olan eşlerle evlenmesinin helâl olması, isteyen kadınlarla mehirsiz evlenmesinin câiz olması, kadınlarının yanlarında kalma sürelerini eşit tutma (buna fıkıh kitaplarında, paylaştırma mânasında kasm denilmektedir) mecburiyetinin bulunmaması, bu âyetler geldiğinde evli bulunduğu kadınlardan başka kadınla evlenmesinin ve bunlardan birini boşayarak yerine bir başka kadını almasının câiz olmaması, vefat ettiğinde veya boşadığında eşleriyle başkalarının evlenmesinin câiz olmaması ve eşlerinin bundan sonra yabancılara karşı daima perde arkasında bulunmaları.

 Birçok kadın, peygamber eşi olabilmek için mehirsiz olarak onunla evlenmek istemiştir (âyetin ifadesiyle kadınlar kendilerini ona bağışlamışlardır). Bu şartla evlenmesi âyete göre câiz olduğu halde kendisinin bu ruhsatı kullandığına dair örnek yoktur (Ebû Bekir İbnü’lArabî, III, 1559). Ayrıca kendisi, yirmi beş yaşında iken kırk yaşında dul bir hanımla evlenmiş, onunla yirmi beş yıl mutlu bir hayat yaşamış, çocuk sahibi olmuş, Hz. Hatice vefat edinceye kadar da başka bir hanımla evlenmemiştir. Şu halde daha sonra, on yıl gibi kısa bir zaman içinde birçok eşle evlenmesinin cinsel arzuyla izah edilemeyecek sebepleri ve hikmetleri olmalıdır. Fedakârlık eden bazı hanımların ödüllendirilmesi, evlilik yoluyla akrabalık (sıhriyet) bağı kurarak bazı fertleri ve grupları kazanmak, onlarla yakınlık ve dostluk oluşturmak ve bu suretle İslâm’a karşı olan cepheyi zayıflatmak, özel hayatı ve aile ilişkileri başta olmak üzere ümmetin bilmesini istediği hususların eksiksiz zaptedilip başkalarına anlatılmasını, bu amaçla toplumun peygamber hanımlarının bilgilerinden yararlanmalarını sağlamak bunlardan bazılarıdır. Hanımların da onunla evlenmek istemelerinde birinci saik, peygamber hanımı olarak yaşama ve ölme şerefine nâil olmaktır. Bu sebepledir ki, kendilerini, dünya nimetleri ile peygamberden birini seçmede serbest bıraktığında eşlerinin tamamı onu ve Allah rızâsını seçmişlerdir (Resûlullah’ın çok evliliğinin başlıca sebepleri konusunda daha fazla bilgi ve değerlendirme için bk. Muhammed Hamidullah, İslâm Peygamberi, II, 10-17).
https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Ahz%C3%A2b-suresi/3583/50-ayet-tefsiri

İslam silsile yoluyla bugünlere geldi, dolayısıyla geçmişteki olaylar geleceğe de etki eder. Bilmediğimiz pek çok husus da vardır muhakkak...Hatta mesela inanmamak için bu ayeti delil saymanız da bir başka mucize olabilir :)

Quote
Kur'an'da Bir Mucize ; Ebu Leheb'in Kafir Olarak Ölmesi
“Ebu Leheb’in elleri kurusun, kurudu da… Ne malı ne de kazandığı ona fayda vermedi. O, alevli bir ateşe girecektir. Karısı da odun hamalı olarak onunla beraber girecektir. Boynunda da hurma lifinden bir ip olacaktır.” (Tebbet 1-5)
 
Asıl adı Abdüluzza’dır. Kur’an ona “Alevli ateşin babası” manasında “Ebu Leheb” ismini takar.

Ebu Le­heb’in ka­rı­sı ise Üm­mü Ce­mil’dir. Ümmü Cemil her gece pıtrakları, dikenleri ve dikenli ağaç dallarını toplayıp büyük demet yapar, boynuna bağlar, geceleyin ayağına batsın, yaralar açsın diye Peygamberimiz (s.a.v.)’in geçeceği yollara atar ve saçardı.
 
Bizler bu iki şahsın Müslümanlara yapmış oldukları eziyet ve zulümleri ilgili kitaplara havale ediyor ve sadece, bu surenin gaybdan vermiş olduğu haberi ve bu haberin doğru çıkmasını tahlil etmek istiyoruz.
 
Tebbet suresi, Ebu Leheb ve eşinin küfür üzere öleceğini haber vermektedir.
Ve haber verdiği gibi de çıkmıştır.

Bu, gaybdan haber vermektir. Gaybı ve geleceği bir beşerin kendi kendine bilmesi ve birilerinin akıbetinin ne olacağını bildirmesi mümkün değildir. Madem mümkün değildir, o halde diyebiliriz ki, gaybdan haber veren Kur’an Allah’ın kelamıdır ve O’nun sözüdür.
 
Şimdi bu delil üzerinde biraz daha derinlemesine tahlil yapalım:
 
Kur’an, Ebu Leheb ve eşinin kafir olarak öleceğini ve Cehenneme gideceğini bizlere haber veriyor. Kur’an’ın Allah’ın kitabı olduğunu kabul etmeyen ve bunu inkar eden kimse, şu sorularımıza nasıl cevap verebilir:
 
1- Ebu Leheb, Tebbet süresi indikten tam 7 yıl sonra ölmüştür. Yani Tebbet suresinin ayetleri, Ebu Leheb hasta yatağında ölümü beklerken gelmemiş, bilakis tam 7 yıl sonraki akıbetini bildirmiştir. Ebu Leheb’in küfür üzere öleceğini -Haşa, eğer bu kitap Allah’ın kitabı değilse bir beşer kendi başıyla nasıl bilmiştir?
 
2- İslam’ın başlangıcında İslam’ın birçok düşmanları vardı ki, zamanın geçmesiyle her biri teker teker İslam’a girmiş ve Peygamberimize biat etmiştir. Hatta bunların içinde Müslümanlarla savaşan Halid bin Velid, Ebu Süfyan, Amr İbn As gibi zatlar da vardır. Hatta bunların içinde Hz. Hamza’yı şehit eden Hz. Vahşi ve Hz. Hamza’nın kalbini söken Hz. Hind de bulunuyordu.
 
Bütün bu kişiler daha sonra tövbe etmişler ve “Sahabe” ve “Hazret” unvanına layık olmuşlardır. Bu kişiler gibi Ebu Leheb’in ve eşinin de tövbe etmesi mümkündü ve son derece de doğaldı. Ancak Kur’an’ın lisanıyla, onların tövbe etmeyeceği ve kafir olarak öleceği ilan edildi. Acaba Hz. Muhammed (s.a.v) Allah’ın peygamberi ve Kur’an da Allah’ın kitabı değilse, Ebu Leheb’in ve eşinin kafir olarak öleceği nasıl bilindi?
 
3- Akıllı bir insan kendisini yalancı durumuna düşürecek konularda iddiada bulunmaz. Hele yalanını ortaya çıkaracak tarzda gayba ait hiçbir şey söylemez. Şimdi şunu bir düşünün: Kur’an, “Ebu Leheb ve eşi kafir olarak ölecek” diyor.

Eğer Ebu Leheb veya eşi: “Ben Müslüman oldum, tövbe ettim.” deseydi, Kur’an’ın mezkur haberi doğru çıkmamış olacaktı ki, bu da Kur’an’ın davasının iptali anlamına gelirdi. Hatta eğer Ebu Leheb veya karısı, yalandan da olsa, münafıklık yaparak “Biz Müslüman olduk” deselerdi, Kur’an’ın ve Peygamber Efendimizin doğruluğu birden yok olacaktı.
 
Öyle ya, Kur’an “kafir olarak ölecek” diyor, o kişi ise “ben Müslüman oldum” diyor. O zaman Kur’an’ın bu gaybi haberini ne ile izah edeceksiniz. İşte durum bu kadar ciddi iken, Kur’an Ebu Leheb ve eşinin küfür üzere öleceğini haber veriyor ve haber verdiği gibi tam 7 sene sonra Ebu Leheb küfür üzere ölüyor.
 
Eğer Kur’an Allah’ın kelamı olmayıp -haşa- bir beşerin düzmecesi olsaydı, hiç o beşer yalanını ortaya çıkaracak böyle bir iddiada bulunur muydu? Siz olsanız bulunur musunuz? Elbette hayır! O halde bu haberi ve bu haberin doğru çıkmasını, Kur’an’ın Allah’ın kelamı olmasından başka ne ile izah edebilirsiniz?
 
Evet, Kur’an “Kafir olarak ölecek” diyor ve 7 sene sonra kafir olarak ölüyor. Bütün düşmanlığına rağmen, ayet-i kerimeyi yalan çıkarmak için münafıklık yaparak “İman ettim” bile diyemiyor. İman kelimesini yalandan da olsa telaffuz edemiyor.
Bunu bilmek, ancak ve ancak zamandan münezzeh olup, bütün zaman ve mekanları aynı anda bilmek ile mümkündür ki, bu sıfat da Allah-u Teala’dan başkasında bulunmaz.
 
İşte, Kur’an’ın Ebu Leheb ve eşinin küfür üzere öleceğini haber vermesi ve tam haber verdiği gibi vukua gelmesini delil göstererek deriz ki, Kur’an, gaybları en iyi bilen Allah’ın kelamıdır ve O’nun sözüdür. Kur’an’ın gaybi haberleri bu hükümden başka hiçbir şeyle izah edilemez.
https://www.risaleajans.com/islam/kuranda-bir-mucize--ebu-lehebin-kafir-olarak-olmesi


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: trendcoin on May 25, 2020, 10:08:35 AM
hayır! bu ayet, yaşayabileceğim benzer durumlara karşı bana örnek temsil edebilir.



neyse size iyi tartışmalar :)) bana bugünlük bu kadar ateist tebliği yeterasdadsaf kendimi yeterince dinden uzaklaşmış hissettim.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: drgr33n on May 25, 2020, 10:14:32 AM
Bana boşa mesaj yazıyorum gibi geliyor. Tamam arkadaşlar her şeyi yaratan Tanrı kutsal kitaba bir insanın cinsel hayatını yazmış normaldir diyorsanız ben daha mesaj yazmam.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: trendcoin on May 25, 2020, 10:15:27 AM
Bana boşa mesaj yazıyorum gibi geliyor. Tamam arkadaşlar her şeyi yaratan Tanrı kutsal kitaba bir insanın cinsel hayatını yazmış normaldir diyorsanız ben daha mesaj yazmam.

bana da yazdıkların boş gibi geliyor. :)) ortak yönlerimiz de var aslında..


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: drgr33n on May 25, 2020, 10:41:16 AM
Bana boşa mesaj yazıyorum gibi geliyor. Tamam arkadaşlar her şeyi yaratan Tanrı kutsal kitaba bir insanın cinsel hayatını yazmış normaldir diyorsanız ben daha mesaj yazmam.

bana da yazdıkların boş gibi geliyor. :)) ortak yönlerimiz de var aslında..

Kuran ayetlerini paylaştım yazdıklarım boşsa dinden çıkarsın hocam aman dikkat et ;D

Amacım bilgi paylaşmaktı kimsenin dinden çıkmasını beklemiyorum seviyeli bir tartışma için teşekkür ederim iyi günler hocam :)


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: RaltcoinsB on May 25, 2020, 02:55:47 PM
Yazılanları detaylıca okuyunca bazı konulara cevap vereceğim bende kendimce şuan vaktim yok ancak istediğiniz şekilde olun , tek karşı çıktığım dindarsanız dininizden cımbızla istediğinizi çekip almayın , inanmayan olursanız da bazı konularda bazı ayetleri çekip kanıt gibi sunmayın burada trendcoine katılıyorum çünkü çok doğru tespitlerde bulunmuş. Din olayı hassas bir olay saygılı olmalıyız birbirimize


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: mandown on May 25, 2020, 03:08:20 PM
Konu iman olunca cevap yazmak istemiyorum. iman bana göre kişiye özeldir ancak sürekli gündemde tutmak konularak açarak belli kesimleri karalayarak konuşmak veya yazışmak doğru değil.

Ben kuranı kerimi meal olarak okudum mantık konusu devreye girdiğinde sorgulanması gereken bir dünya konu var. bırakın kimin hangi dine inandığını nasıl inandığını asıl siz kendinize bakın.

biri vardı elinde sigara içip bana dini konularda ders vermeye kalkan hıyar kuranı kerimde bile insanın kendine zarar vermesi haram yazıyorken sen  bir elinde sigara içip bana dini konularda hep konuşsan ne konuşmasan ne.

islamiyet kişiye özeldir.

Ramazan ayındaki sahurun bitiş saati olmaması gün ağırıncaya kadar yenildiği halde zifiri karanlıkta yemek yeyip içmeyi kestiğimin an zaten kişiselleştirmiş oluyoruz. sonuçta emir belli


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: Captainowl on May 25, 2020, 03:29:11 PM
Arkadaşlar herkesin dini kendine, elbette burada seviyeli olarak tartışılabilir ama her iki taraf da kendine göre doğru olan argümanları tünel görüşle savunacağı için sağlıklı bir tartışma olmayacak her iki taraf da kendi fikrini empoze etmeye çalışacaktır bu yüzden boşuna enerjinizi harcamayın :)


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: wolwoo on May 25, 2020, 03:41:33 PM
biri vardı elinde sigara içip bana dini konularda ders vermeye kalkan hıyar kuranı kerimde bile insanın kendine zarar vermesi haram yazıyorken sen  bir elinde sigara içip bana dini konularda hep konuşsan ne konuşmasan ne.

ben de sigara içiyorum, tiryaki olunca konuşma hakkım olmuyor mu :) pp'de bile zigara içen wolverine var :D

beyler sadece açık oturum yapıyoruz, konuyu hortlatan da Blacknavy ;)

çok istek gelirse kapatırız konuyu, no problem


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: Blacknavy on May 25, 2020, 03:46:30 PM
İnanç ve varlık tartışmasında neden kasıtlı ve sürekli olarak İslam’a saldırılıyor onu anlamıyorum. Bir tanrının yokluğunu inanmadığınız din kitaplari ile kanıtlamanız mantıken mümkün değil, ateist 1aderlerim bunu anlamakta zorlanıyor.

- Kabul edilmiş fizik kurallarına göre hiçbir şey yoktan var olamaz ya da vardan yok olamaz en kötü form değiştirir (sıcaklığa dönüşmek gibi) ama ben bugün varım ve buradayım. O halde bu fizik kurallarının dışında bir olay var; her zaman varolmuş bir şey, bir varlık, yani tanrı.

- Tek tanrılı düzene inanıyorum çünkü çok tanrılı inanç sistemleri Marvel çizgi filmlerinden farklı değil, o alanda tartışma yapmak bile istemiyorum.

- Gospodin Gök Tengri inancına neden inanmıyorsun demiş. Daha önce de dediğim gibi dinlerin tamamı hakkında bilgim bulunmasa da bugün Türkler olarak birçok geleneğimiz bu inanca dayanıyor. Gök Tengri denen inanç sistemi öyle deizm gibi bir tanrıya inandım bitti değil. Bunun okunup öğrenilmesi gerekiyor, deizm kolay yol.

- Bana ısrarla küfür eden bir üye var, kardeşim alıntı yaparken senin adını oraya hiç koymadım. Seninle hiçbir şekilde anlaşamayacağımız için konuşma yapma gereği duymuyorum. Beni yanlış anlama ama uzmanından destek alman senin için çok iyi olur (özür dilerim iyiliğin söylemem gerekti).

- Konuyu hortlatma sebebim, konunun aslında hortlanmamış forumda sürekli din/ateizm muhabbeti dönüyor oluşu. Yukarıda da söylediğim gibi ateistlerin neden tanrının olmadığını kanıtlama gayretinde olduğunu anlayamıyorum (inanmadığın bir şey zaten yoktur, olmadığını da kanıtlayamazsın). Bundan sonra din tartışması yapacak olan bence bu konuyu kullansın. Sürekli yeni başlık açarak; Allah vs dolar gibi saçma başlıklar açarak gözümüzü kirletmesin.

- Son olarak, kaliteli tartışmalar için ana hesap kullanın ve alt hesaplar ile sizin gibi düşünmeyen insanlara küfredip durmayın. Bir kişinin alt hesaptan bana küfredip, ana hesabı ile yüzüme gülmesi etik değildir. Bu forumda düşünce/ifade özgürlüğü var ve buna rağmen ısrarla yan çarlar ile ideolojik konular açılıyorsa diyecek bir şey bulamıyorum. Bu ortamda samimi tartışmalar yapılması için herkesin açık ve öz olması gerekir, gizli kapaklı anonim hesaplardan benimle ideoloji tartışıp bana küfredilmesi karşımdaki kişiye ne kazandırıyor, gerçekten anlamıyorum.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: Kalemder on May 25, 2020, 03:51:46 PM
çok istek gelirse kapatırız konuyu, no problem

Bir kaç mesajın iki kelimesi hariç hiç okumadım konuyu. Normalde din siyaset başlığı açanları ignore edip geçiyorum. Söz konusu sen olunca bunu yapmadım. Yani senle alakası yok. Sonuçsuz tartışmalara yıllardır girmiyorum.

Kişisel olarak bu kategoride din/siyaset tartışmaları olmasından rahatsızım. Keşke @Efs farklı bir kategori açsa "Sonuçsuz tartışmalar" yada siyaset din diye.

Her neyse belirttiğin için görüş belirtmek istedim. Bence kilitle. Topluluk olarak da, din siyaset konuları açanları ignore edelim. Kafamız rahat olsun, muhabbet bozulmasın.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: mandown on May 25, 2020, 03:52:47 PM
@wolwoo sigara sonuçta insana zarar veriyor ve kuranı kerimin meailindede şu ayet var.

Quote
Alimler genellikle, “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.”(Bakara, 2/195) ve "Kendi kendinizi öldürmeyin." (Nisâ, 4/29 ) mealindeki ayetlerden “İnsanın kendi vucuduna zarar vermesinin haram olduğu” hükmünü çıkarırlar.


Kaynak: https://sorularlaislamiyet.com/insan-vucuduna-zarar-veren-her-sey-haramdir-sozu-bir-hadis-mi-yoksa-ayet-midir

Eee haram kılınan birşeyi yaparak zaten kafadan karşı gelmiş oluyorsuz. ve haramı uygulamaya devam ediyorsa bana göre din kişiselleştirilmiştir.

@Blacknavy Tek tanrılı düzene bende inanıyorum ancak gerçek din islam ise islamı da tamamen kişiselleştirdiğimize inanıyorum yani benim inanış şeklim le senin inanış şeklin aynı olmak zorunda değil.

Faiz haram ama diyanet her yıl çılgın faiz geliri elde ediyor. ne kadar komik değilmi? Bu bence kişiselleştirmektir.

Din konusu hassas bir konu o yüzden forum gibi bu tarz platformlarda birbirimizi haklı göstereceğiz diye de tartışmaya gerek yok sonuçta hepimiz haklıyız.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: wolwoo on May 25, 2020, 04:04:54 PM
evet biri "başlığı kapat" diyor, biri "kalsın, tek başlık olsun" diyor :D

@mandown hocam, din tektir ama fraksiyonları vardır, bireyler de İNSAN olduğu için %100 dindar olamaz, olsa zaten evliya olur :) "inandım" demekle TAM bir mümin olunmaz ama günah işleyerek de dinden çıkılmaz, sadece harama helal derse dinden çıkar çünkü "kural koyucu" olur ama "yau gardaşım tamam yanlış-haram ama nefsime hakim olamıyorum" derse günahkar olur, bu durumda görüş bildirme hakkı da elinden alınmıyor. Ama şuna katılıyorum: hemen herkesin farklı bir anlayışı var inanç konusunda...



netice itibariyle: NE DİYYSİİİZ? KAPATIYM MI KAPATMIYM MI KONUYU? :) kapatsam nolacak zaten hergün açılıyor :)


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: mandown on May 25, 2020, 04:09:13 PM
Din tek ve kişiselleştirilemediğine göre. yıllardır yaşadığımız yeni bir dinmidir?

Haram suçunu istikrarlı bir şekilde devam etmeye çalıştığında aten helal demiş olmazmısın :D yada dediğim gibi ramazan bayramında sahurun bitiş saati olmadığı halde buna bir saat getirmek ne bileyim saçma.


Yav kalsın konu sohbet ediyoruz işte. 2 sohbeti edemeyen de kusura bakmasın yazmasın buraya.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: Blacknavy on May 25, 2020, 04:10:12 PM
evet biri "başlığı kapat" diyor, biri "kalsın, tek başlık olsun" diyor :D

netice itibariyle: NE DİYYSİİİZ? KAPATIYM MI KAPATMIYM MI KONUYU? :) kapatsam nolacak zaten hergün açılıyor :)

Bu ortamın samimiyetinin bozulmaması için yan hesaplardan dini/ideolojik/siyasi mesajlar atanı toplu olarak ignoreleyelim ve dini/ideolojik tartışma yapılan tek konu bu olsun. Birileri troll gibi fitne fesat çıkarıyor, bunlar etik hareketler değil.


Title: Re: İnanç ve varlık tartışması
Post by: wolwoo on May 25, 2020, 04:26:45 PM
Din tek ve kişiselleştirilemediğine göre. yıllardır yaşadığımız yeni bir dinmidir?

Haram suçunu istikrarlı bir şekilde devam etmeye çalıştığında aten helal demiş olmazmısın :D yada dediğim gibi ramazan bayramında sahurun bitiş saati olmadığı halde buna bir saat getirmek ne bileyim saçma.

Yav kalsın konu sohbet ediyoruz işte. 2 sohbeti edemeyen de kusura bakmasın yazmasın buraya.

evet her günahta ve günahta ısrar edişte sıkıntı vardır ve tehlikelidir ama Mevlana'nın da dediği gibi "gel ne olursan ol yine gel, come oon" ;)

özellikle günümüzde çok sayıda yeni anlayış türedi, hangisi hak hangisi batıl, insanlar kendi seçimlerini kendileri yaparlar.

ramazanda sahur konusu tartışmalı bir konu ama diyanetin uygulaması bence doğru bir uygulama çünkü en azından takribi bir saat veriyor ve ihtiyatlı davranıyor. şimdi herkes kafasına göre yapsa bazı pimpirikliler gece 1'de ağzını kapatır, yanındakilere de kapattırır gücü yetiyorsa :) bazısı da pokunu çıkartır "ben de gece körlüğü var, güneş doğana kadar yirim" der ;D o açıdan makul ve ihtiyatlı bir saat verilmesi bence mahzurlu değil, bu bir "yeni din" demek değil, içtihad kapısı da kapalı değil


Bu ortamın samimiyetinin bozulmaması için yan hesaplardan dini/ideolojik/siyasi mesajlar atanı toplu olarak ignoreleyelim ve dini/ideolojik tartışma yapılan tek konu bu olsun. Birileri troll gibi fitne fesat çıkarıyor, bunlar etik hareketler değil.

Aga benden yana endişe etmeyin, tek ve öz hakiki hesabım budur! ;) belki insanların endişeleri vardır bilemiyoruz tabii ama bence gayet demokratik bir ortam burası, olabildiğince...farklı görüşlerden arkadaşlar gayet medenice konuşuyoruz, arada laf sokmalar olabiliyor, biraz dikkat edersek birbirimizi rahatsız etmeden konuşabiliriz, zaten istemesek de takıntı haline getirenler var bu konuları!