Bu sorunun çözümü basit aslında. Herkes İstanbul'da yaşamasın.

birkaç ay önce arkadaş bana kullandığı win 10'u orijinale(!) çevirmek için bildiğim bir program var mı diye sormuştu. kendisine "10 liraya key satılıyor alsana amk!" diye artistlik yaptığımı çok iyi hatırlıyorum. o zaman bu keyleri nasıl bu kadar ucuza sattıkları hiç ilgimi çekmemişti ama şimdi etkinleştirilmemiş bir win 10 kullanıyorum. internette bakınca bunun yasal olup olmadığını tam olarak anlayamadım.

webtekno'da yer alan haber: Microsoft Türkiye ile Görüştük: 19 TL’ye Satılan Windows 10 Lisansları Yasal Değil!

ekşi sözlük'te yer alan başlık: n11'de 19 tl'ye windows 10 lisansı satılması

şimdi bu keyler çalıntı mı, yasal mı mı mı da mı? ben sağ alt tarafta "etkinleştirimedi" yazısını görmekten rahatsız oluyorum. 20-30 lira ver amma tatava yaptın it demeyin lütfen. e-kitap ve film dışında korsanın her türlüsüne karşıyım

İstemiyoz anlayisin için sağ olasin

ahahahahaha ..
Yalnız şaka maka kafayı yememek elde değil.
Bu devirde Hiçbir tartışmaya katılamayan,Gençleri anlayamayan.
İleriyi göremeyen bir lider olmak nasıl bir duygu ya.
İstediği kadar bu kafada devam etsin.Bir daha seçim kazanamayacak.
Yeni nesilin yüzde 90ı akpye oy vermiyor.
her sene bu nesil artıyor.Akpli yaşlılar ölüyor.
Durum böyle.Kendi sonlarını kendileri hazırlıyorlar.

Hollanda başbakanı;

Sigara içiyor musunuz? İcmiyorsunuz yukarıda yazdiginizi yapmış olmalısınız:))
Airsoft yapalım arkadaşlar bosverin sigarayı. Fork yaparım böyle.

Böyle bir olayda kim haklı kim haksız ancak o anki muharebe koşulları, emir komuta zincirinde olanlar, TSK kendi iç mekanizmasında değerlendirip gerekirse ağır ceza mahkemelerine taşıyıp (ki Askerliğin kendine has dinamiklerinden dolayı daha doğrusu bence bunun Askeri Mahkemelerde de incelenmesidir) karara bağlanabilecek bir durum.

Uzaktan "şezlongtan" yapılan yorumlar doğru olmaz.

"Kafası kesilen asker kelle koltukta 3 gün savaştı" falan bazı arkadaşlar ortaçağ muharebe koşullarını hala geçerli sanıyorlar ama artık uzaktan akıllı füze, drone veya biyolojik (biraz zorlanınca da nükleer) silah gönderiyorlar, bazen "kelle koltukta" 3 değil 30 gün savaşsa da sonuç değişmiyor, o yüzden silahlı kuvvetlerde de her yerde olduğu gibi rasyonel stratejiler savaş kazandırır, başkalarının hayatı üzerinden edebiyat yapmak çok kolaydır...

İlave Not: Türk askeri dünyanın en kahraman askeridir bundan şüphem yok, fakat şehitlik mertebesi, hayatını arkadaşları için göz kırpmadan feda etmek gibi çok yüce kavramlar, artık savaş kazandırmak için yeterli olmuyor. Savaşlar teknolojiyle, stratejiyle, ekonomik imkanlarla, ve bu elementler bir araya geldikten sonra meydandaki askerlerin başarılarıyla kazanılıyor, bunu da vurgulamak isterim.

Bu bırakıp giden askerleri savunan kişiler herhangi bir kavgada yanındaki arkadaşını satıp ayakları kıçına vuracak şekilde kaçacak tipler net. Sizin gibi düşünen zihniyetler sayesinde TÜRK ASKERİ diğer ırklara göre nam yapmıştır, bu yüzden bunu sizin gibilerin idrak etmesi zordur.
Çanakkale savaşında siz olsaydınız devir değişti, atmayan silahlarımız var, karşıda son model gemiler var, mühimmatımız yok karşıda 10 kat mühimmat var der, güzel mazeretler uydurur vatanı feda ederdiniz. Evet o dönem sizin gibi düşünen bazıları o gemileri batıran topları hurda diye İtalyanlara satacaklardı. İki yanlış bir doğru etmez ama iyi bir mazeret eder.

her ay 450 tl btc alıp sansini deneyebilirsin

Olaya şuradan başlamak istiyorum. Amacım hiçbir kurumu savunmak amacı değildir lütfen yanlış anlaşılmasın.

Yaklaşık olarak en az 15 senedir Altyapı işlerinde çalışıyorum ve neyin ne olduğunu çok iyi biliyorum. Bende bu işlere başlamadan önce farklı bir sektörde iken kurumların müşteri hizmetleri ile dünya kadar sorun yaşamışımdır. Bazen bizim düşündüğümüz gibi iki kabloyu birbirine bağla ve anında hat gelsin mantığını düşünürdüm.

Sonra Türk Telekom, Superonline , Türksat ve Vodafone firmalarının mütehaatlik işlerini yürütürken saha da bizzat bulunduğum için bu işlerin aslında bizim düşündüğümüzün aksine ne kadar çile olduğunu fark ettim.

Türkiye'de veya aslında çok belli başlı ülkelerde olan yer altı kanalizasyon sistemleri olmadığı için , aslında Amerika da bile belli başlı yerlerde vardır bu sistem. Çoğu zaman her kurum kendi kazısını kendisi yapmak zorunda kalıyor.

Ben en son Superonline ve Türk Telekom işlerini yaparken bize gelen şartname'de yazan kazının ölçüsü en az 60 cm veya 40 cm olacağı şeklindedir. Halbuki senden önce gelen Doğalgaz, Enerji ,Su tesisatı yapan firma onların ineceği minimum değere inmemişse! işte orada sen kazı yaparken şu resimdeki aleti 40 cm ayarlıyoruz ;



Bu alet yer altında ne var , ne yoksa hepsini kesip geçer. O arada eğer Doğalgaz firması kendinin şartnamesinde inmediği yere inmediyse ki onunda şucu yok ondan önceki Elektrik kablosu varsa onu kopartmıştır ve bunun için ceza ödemiştir. O da mecbur 10 cm yukarı çıkar.

Doğalgaz'ın 10 cm yukarı çıktığı yerde senin şartnamende yazan 40 cm hikayesi de yalan olur. Sen 40 cm ayarlarsın hop 30 cm de doğalgaz borusu kopar Mahalle'de doğalgaz yoktur. O lanet doğalgaz'dan bi gaz çıkar ki. Sen rahat rahat uyurken veya söverken bir firmaya orada işçiler canları ile uğraşır.

Bu iş maalesef böyle arkadaşlar. Türkiye'deki tüm İnternet ve Telekom servis sağlayacıların hepsinin altyapı işlerinde bizzat bulundum. İnanın bunları kurumlar ile alakası yok. Olay sadece çarpık kentleşme ve maalesef doğru dürüst altyapı çalışmasının olmamasından.

Avrupa ve Amerika'da ise bazı bölgelerde bu olay farklıdır. Yer altı kanalizasyon sistemleri vardır, ama dediğim gibi oda belli ve başlı lokasyonlardadır.

nasıl yani vefat eden askerleri almamışlar mı?

eğer arkada bırakıyorsan veya sahip çıkamıyorsan arkada bırakanlar zaten o mesleği yapmasın..  şehide sahip çıkamayan canlıya hiç sahip çıkamaz.

Askeri üniforma bir çeşit kefen gibidir, tarihte bir yere bombardımana gönderilen, geri dönecek yakıtı olmadığını bile bile bombayı attıktan sonra kamikaze dalışı yapıp, düşmanla birlikte kendini imha eden askerinden tutun, 5 gün hiç uyumadan ilerleyen kanının son damlasına kadar çatışan askerler mevcut. Verdiğim bu örnekler ve daha fazlası tarihte bir çok kez yaşandı. Askerlik diğer mesleklerle karşılaştırılamaz, askerlik gerektiğinde ölmek veya öldürmek demektir. Her oyunun bir kuralı olduğu gibi savaşın ve çatışmanın da bir adabı vardır. Savaş esnasında mühimmat bitti, tüfek tutukluk yaptı vs bahaneleri ile korkup da geri çekilmek olmaz, hele hele şehit düşen silah arkadaşını orada bırakıp kaçmak hiç olmaz. O kadar korkuyorsan gidip başka iş/meslek yapacaksın. Doğru karar.