Paylaşım için teşekkürler ama bu tarz iş modellerinden bir cacık olmaz (kazanç anlamında), çünkü kaynak diye ortaya koydukları şey yeterli değil ve sürdürülebilirliği yok. Başlarda birileri heves eder veya kazanç ihtimali görür ve kullanır ama çok kısa süre sonra hiçbir yere varamayacağını anlar.
Kaldı ki, sitedeki hemen hemen her unsur kripto camiasında bir dönem popüler olmuş/olan bir şeylerden (ç)alıntı, arayüz de dahil olmak üzere ortaya karışık tabak yapmışlar

Evet, hatta biz de 2023'de gizli maddeler sayesinde dünya lideri olacağız, SABIR isimli ekonomik modelimizle ilk üç ekonomiden birisi olacağız, ayrıca Putin Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilmeli, bir de covid/pandemi diye bir şey yok, o tamamen aşı ayağına hepimize çip takmaya çalışan Bill Gates'in gizli planı.
Ha, bir de Ukrayna bütün Afrika kıtasını işgal etmeye kalktığı için bunları hak ediyor.

Cahilsiniz, hiçbir şeyden haberiniz yok, 2023'de Lozan'ın gizli maddeleri devreye girecek, bütün kaynaklarımızı kullanabileceğiz ve asrın liderliğinde dünyaya kafa tutacağız !!!!



( https://www.hizliresim.com/n11gjdh )

Elektrikli araç fikri konforu ve az hareketli parçası olmasının doğal olarak getireceği az sorun ihtimali ve bakım gereksinimi vb nedenleriyle bana da çok cazip geliyor ama her saniye gözün pil seviyesinde stres yaşamak, azalırsa doldururken yat uyu, anca biter durumları nedeniyle şu an için uzak duracağım bir seçenek.
Ayrıca endüstri çevre açısından toplumu manipüle ediyor, çünkü evet bunları kullanım anında çevre kirliliği yok ama özellikle bataryaların üretim sürecinin büyük kirlilik yaratması ve daha da önemlisi gereken elektriğin üretiminin yarattığı kirlilik fosil yakıtlı araçlardan pek de geri kalmamalarına neden oluyor.
Yani sanıldığı gibi çevre açısından masum değiller, en azından şu an için.

Sırf aradan indra gandi yapacakları avanta için saçma sapan projelere(!) para harcamasalar, dünyanın en dangalak enflasyon teorisinde ısrar etmeseler ve sadece bunlarla cepte kalacak birkaç milyar dolarla petrolü sübvanse etselerdi bunun ekonomiye etkisi olumlu yönde 3 kat olurdu.

Yalnız illa ki paylaştığına paylaşacağına pişman edecek sıkıntılı birileri çıkacaktır, bunu göze alabiliyorsan yap 

Benim fikrim ne kadar artarsa artsın kasko ipe ipe yaptırılacak şeklinde. Çünkü iş sadece senin arabanla ilgili değil, haydi onun riskini aldın veya Allaha emanet ettin, bir kazada kusurlu çıkarsan ve karşı tarafta ciddi hasar olursa ne yapacaksın, zorunlu sigortanın vereceği 50-100 bin ile mi çözeceksin? Öyle Mercedes vb gibi lükslere de gerek yok, herhangi bir markanın yaşı küçük arabasını dağıtırsan yüzbinlerce lira mali mesuliyet çıkacak, belki kendi aracını satsan da karşılayamayacaksın, (rakamı atıyorum) onbin lira vermemek için üçyüz beşyüzbin liranın riski alınır mı?
Ben kendi ruh halimi yazayım, araba fiyatları o kadar kudurdu ki kasko yenilerken ilk düşündüğüm olası kusurlu olduğum bir kazada karşı tarafın mesuliyeti haşırt the blackboard şeklinde girerse ne yapacağımdı.

Arçelik her konuda pişmanlıktır (bunu bir yakınımın doğrudan Arçelikte çalışıyor olmasına rağmen söylüyorum), sadece ve sadece servis ağını iyi tutarak uzun süredir milleti düdükler. İki yıl önce son kez düdüklendim ve bulaşık makinesi aldım (aynı yakınım Bosch grubu alsaydın keşke dedi sonradan) ve bin pişman oldum, arızası falan yok ama bulaşıkları yıkasın istiyorsan Finish Ultra Mega Acayip Süper Premium türü bir tablet kullanman gerekiyor, onları da duvara sürsen duvar erir, o derece ağır kimyasallar.

Benim bildiğim klimada f/p ürünleri Baymak, LG, orta karar olanlar Carrier, Samsung (bazı modelleri), Mıtsubishi HEAVY. Toshiba ve üst segment ürünler de Mitsubishi ELECTRIC ve Daikin'dir (tabii ki piyasa çok dinamik, değişiklikler olabilir, iyi araştırmak lazım)

İyi klima alayım diye düşünenlere bir bilgi vereyim, Mitsubishi iyiymiş diye gördüğünüze atlamayın sakın, Mitsubishi Heavy ve Mitsubishi Electric birbirlerinden bağımsız firmalardır, Heavy de vasat falan değildir ama esas efsane olan klimaları Mitsubishi Electric üretir ve fiyatları birbirlerine yakındır.

Başlığı ilk okuduğumda "aha, forumda bir toll daha, a haber yeni adam yollamış" dedim... 

Trafik ve özellikle kasko uçtu ama bunu "....mın sigortacıları.." diye açıklamak doğru değil, hemen belirteyim sigorta sektörüyle alakam yok ve geçen ay bir önceki yıla göre üçe katlayan (üstelik hasarsızlık indirimiyle) kaskonun acısını hala hissediyorum.
Ancak yukarıda mandown örneğini vermiş, araç fiyatlarıyla beraber parça fiyatları da uçtu, sadece lüks markalar değil, hepsi için geçerli bu durum ve üretücüler oran olarak maliyetteki artışın çok üstünde arttırdılar fiyatları, dolayısıyla sigortalar da uçtu. Kendimden örnek vereyim, aracım kaskoluyken herhangi bir şey olduğunda yan sanayi parça istemem mesela, böyle olunca da hasar maliyetleri alıp başını gidiyor, doğal olarak da prime yansıyor. Ucuz kaskolar var ama ne ka ekmek, o ka köfte.
Ayrıca şanlı milletimizin dünya ortalamasının üzerindeki sigorta üçkağıtlarının bedelini de aracını korumak isteyen enayiler olarak biz ödüyoruz.

Bütün bu yazdıklarımdan sigorta firmaları mağdur sonucu çıkmasın, ama bizler doğrudan onlarla muhatap olduğumuz için günah keçisi olarak sadece onlara saldırıyoruz.
Bazıları d(iye)emiyorlar ki, ülke yıllardır leş gibi yönetiliyor, eğitim, üretim, adalet kalmadı, azalan kaynakların çoğu hırsız siyasilerin cebine gidiyor, parasızlıktan elin götü boklu arabından para dileniyoruz ve bunlar daha iyi günlerimiz.
Yani ektiğimizi biçiyoruz !!!

"Noluyor lan, yazın ortasında?" dedim bir an, doğalgazlı mining cihazları çıktı herhalde diye düşündüm 

Daha yaz saati uygulamasının sağlayacağı tasarrufunu anlamaktan aciz, ya da her zaman olduğu gibi "kimbilir o işin arkasında ne avantaları vardır?" dediğimiz şahıslar mesai saati hakkında mı yorum yapmış?

Konuya gelirsek: Gelişmiş toplumlar çalışmanın niteliğine, bizimki gibi muzdan hallice cumhuriyetler niceliğine bakar, vizyon o kadar çünkü !!!

Edit: şuursuzlar=> şahıslar
Çünkü tırnak içinde yazdığım gibi bir şeyse gayet şuurlu bir davranış oluyor.

Avrupa'yı şimdiden petrol ve gaz bulamama korkusu sardı ama biz hala Gılıçdaroğlunun sallamalarıyla kendimizi kandırıyoruz, Cehape işte, her işleri yalan dolan.

- Eylül 2004: Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürü Osman Saim Dinç Gılıçdar, Akçakoca açıklarındaki sondaj sonucunda Karadeniz'in ilk ekonomik ve ticari doğalgaz keşfini "Yıl sonuna kadar doğal gaz karaya çıkartılacak" sözleriyle duyurdu.

- Mayıs 2007: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler Gılıçdar, "Akçakoca açıklarında çıkartılan doğal gaz Türkiye'de konutlarda tüketilen doğal gazın 10'da birini karşılayacak" açıklamasını yaptı.

- Ağustos 2007: Enerji Bakanı Hilmi Güler Gılıçdar, Karadeniz'de petrol bulunduğu müjdesini verdi.

- 2010'da TPAO'nun Batı Karadeniz açıklarında sürdürdüğü doğalgaz arama çalışmalarında bin 600 metre derinlikte yeni rezerv bulunduğunu, Akçakoca sahilinin yaklaşık 14 kilometre açığında denizin 100 metre derinliğinde yeni kuyu açılarak sondaj çalışması başlatıldığı haberini ise Anadolu Ajansı Cehape zihniyeti duyurdu.

- Ağustos 2012: Enerji Bakanı Taner Yıldız Gılıçdar, Hakkari yakınlarında petrol bulduklarını söyledi, ancak "Hem özel sektör hem de TPAO petrolü terör nedeniyle aramaya başlayamadı" diye devam etti.

- Haziran 2020: Enerji Bakanı Fatih Dönmez Gılıçdar, TPAO'nun kendi sondajıyla Akçakoca'da bir doğal gaz keşfi olduğunu duyurdu. Dönmez Gılıçdar, "Rezerv yakaladılar. Üretim de yapılıyor. Batı Karadeniz tarafında böyle bir keşfimiz ve üretimimiz var. Karadeniz'den biraz daha ümitliyiz" açıklamasını yaptı.

- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Gılıçdar, Zonguldak'ta Filyos Limanı açılışında yaptığı konuşmada, Amasra-1 kuyusunda 135 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulunduğunu açıkladı. Erdoğan Gılıçdar, doğalgaz rezervinin böylece 540 milyar metreküpe çıktığını söyledi.

Will Zeki Müren see us too?

wBıdıbıdılara asla güvenmedim zaten ve güvenmem.
Birebir aynı senaryo değil tabii ama, düşünsene dolar alacaksın ve hırdavatçıya gidiyorsun, 100 dolar karşılığı para veriyorsun ve adam sana 100 dolar resmi basılmış bir kağıt veriyor ve diyor ki: "Merak etme sana verdiğime karşılık gelen 100 doları çekmeceme koyacağım, garantisi bizzat benim abicim..."

İşte tam olarak bunu demeye çalışıyordum, şimdi bu orospu çocuğunu yakalamış olsan ne yazar, olmasan ne yazar? Sonuç olarak bütün Marmaris'i yaktı şerefsiz.
(Açılmazsa alternatif: https://imgur.com/a/Z2j7hsP )

Tamam, Baykar durumu iyi değerlendirdi ve ortaya somut şeyler koydu ama o başarının arkasında Tusaş'ın yıllarca geliştirmek için çaba ve kaynak harcadığı Anka'ya ait tüm Ar-Ge'nin bedelsiz ve koşulsuz olarak Bayraktarlara teslişm edilmesi ve böylece Baykar'ın 1-0 önde başlaması var.
Üstelik iş bununla da sınırlı değil, daha Baykar ürünleri çıkmadan orduya Anka alımını neredeyse durdurdular, Tusaşa verilen ödeneği kuşa çevirdiler ve ne hikmetse daha sonra Tusaş hiçbir ilaheyi kazanamadı, hep Baykar kazandı.

Ya hocam keşke yapılsa, savunmada, teknolojide, otomotivde vb. kendimize yetsek, kim istemez? İstemeyen gerçekten bu vatanın evladı değildir ama yalan dolanla milleti uyutuyorlar, işte ona ayar oluyorum.

Konuyu açan arkadaş, üzgünüm, çok fazla iyiniyetli ve romantiksin.
Neden?
Çünkü marifet bunu (orman yakma eylemini) daha düşünce düzeyindeyken bilinen ve bilinmeyen devlet enstrümanlarıyla önlemektir, yoksa bir kişi bile, azıcık kafası çalışıyorsa hiç yakalanmadan milyonlarca ağaçlık ormanı yakabilir, bu aşamada engelleyemezsin.

Ayrıca bunlara destek olarak bir de artık geri döndürülemeyecek noktaya geldi kabul edebileceğimiz küresel ısınma var, önümüzdeki yıllarda dünya hiç yaşamadığı boyutta felaketler yaşayacak, değil ormanlar, belki şehirler bile yanacak.