Biliyorsunuzdur, markayla ilgili mağduriyetini, eleştirisini paylaşan bir tüketiciye tam kendisine yakışır bir üslupla atar gider yapıp tehdit eden bir edepsizin deşildikçe altından yeni bokluklar çıkan çikolata markası.

O varoş sataşmalar Migros ve Carrefour markanın kıçına anında tekmeyi vurunca (geçici bile olsa hızlı reaksiyon almaları takdir edilecek bir durum bence) döndü dolaştı kendisine patladı.

Yetmedi, firmanın işçilerine uyguladığı mobbing ve baskı ortaya çıktı, fabrikada işçilerin Patiswiss'in Genel Müdürü Mustafa Nazif Yıldız, Baş Gıda Mühendisi Beran Ecem Akça, İnsan Kaynakları Müdürü Eşref Şişkin tarafından bir odaya alınarak sendikaya üye olup olmadıklarının sorulduğu, "Size zor zamanda iş verdik şimdi sendikalı olup bize ihanet etmeyin" denilerek baskı yapıldığı, 15 yakın işçinin de E-devlet şifreleri alınarak sendikadan istifa ettirildiği öne sürüldü.

O da yetmedi aynı şuursuzun kendisinin sosyal medyadan 2022 yılı cirosunun 250 milyon TL’ye ulaştığını yazdığı şirketin yılda 30-40 bin lira vergi ödediği ortaya çıktı. Bunun arka planında yasal bir teşvik vb var mı bilemem ama varsa da böylesine çiro yapan bir şirketten üç yılda 70bin lira vergi almazsın herhalde, illa bir noktada artık kazanıyorsun, vergini öde denir.

O da yetmedi, (baştan belirteyim bu iddia teyite muhtaç) biyografisinde yer alan yüksek lisans ile ilgili bilgilerde yazdığı okulun o sene daha yüksek lisans mezunu vermediği iddia edildi.

Şimdilik bitti ama bence bu arkadaşlardan daha malzeme çıkar, potansiyel görüyorum.

Ek not: Bu patiswiss ilk raflara çıktığında lezzeti fena olmayan, içeriği daha temiz butik bir markaydı, satışların artmaya başlamasıyla birlikte ürün çeşidi arttı, içerik derhal değişti, bok gibi yağlar, çok sayıda katkı maddesi doldu ama fiyatı yine bir butik çikolata gibi yüksek kaldı.

THY yıllardır tanıtıma çok para harcıyor ve bu nedenle marka değeri yüksek ama güvenilirlik anlamında biraz daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. Airline Ratings diye bir platform var ve her yıl en güvenilir 20 ya da 25 havayolunu yayınlıyorlar, resmi bir değerlendirme değil ama platform sektörde dikkate alınıyor.

Sıralama son beş yılda yaşanan kazalar, son iki yılda meydana gelen ciddi olaylar, havacılık düzenleyici organlar ve öncü kuruluşlardan gelen denetimler, hükümet denetimleri, filo yaşı, mürettebat eğitimi, operasyonel mükemmeliyet ve Airbus A350, Boeing 787 ve 777-9 gibi gelişmiş yeni uçakların filoda bulunup bulunmadığı gibi kriterleri kapsayan bir analize dayanıyor.

THY 2023 yılında 20 havayolunun yer aldığı listeye giremezken, 2024 yılında 25 havayolu bulunan listede 16.sırada yer bulabilmiş durumda, halbuki her yıl ilk onda olmalıydı, bu potansiyeli ve "isterse" gücü var.

https://www.airlineratings.com/news/top-twenty-safest-airlines-for-2023/
https://www.airlineratings.com/news/top-twenty-five-safest-airlines-for-2024/

Yalnız o iban işi göründüğünden çok büyük, eğer amaç göstermelik bir şeyler yapmak değilse büyük talanlar, kara para aklamalar yakalanır ama tabii ki benim de bununla ilgili çok ciddi şüphelerim var. Her şeyden öte hemen hemen hepsi pisliğe o kadar bulaştı ki, hiçbir mali operasyonu gerektiği gibi devam ettiremezler çünkü ucu mutlaka Istakoz, Maldivler ve Rolex Partisi'nden kalın birilerine dokunur.

Çünkü kamuoyunun kafasını meşgul etmek, hedef saptırmak için kabul edilebilir bedeli olan mükemmel fırsatlar bunlar. Başka bir deyişle, tek bir ağacın dalına odaklanılmasını istiyorlar ki, arkadaki orman karambole gitsin.
Kimse uluslararası sularda yüzen birkaç yüz milyar doları konuşmuyor böylece.

Ben bu saatten sonra Worldcoini rahat bırakacaklarını zannetmiyorum, kaldı ki bu eylemin kabul edilebilir haklı sebepleri var. Arka planı güçlü olduğu için varlığını sürdürecek, hatta zaman zaman çok güzel de kazandıracaktır ama son tahlilde bu piyasanın "sağlamcıları" muhtemelen pek tutmayacaklardır ve onlarda iyi para var.
Şahsen kısa dönem al sat yapabilirim belki (günlük kadar kısayı kastetmiyorum ama), yatırım yapılacak bir emtia olarak görmüyorum. En azından potansiyel fırsatların ardı ardına geleceğini düşündüğümüz şu dönemde.

Neler oluyor söyleyeyim, daha doğrusu buralara nasıl gelindiğini söyleyeyim. Biri ya da öteki hiç farketmez, onyıllar boyunca bunların götünü kaldırdı çünkü oy güçlerine göz diktiler. Kimisi seçimlerde adı konmamış ittifak yaptı, diğeri "hem de doğrudan devleti temsil ederken" sınırdan orospu çocuklarını törenlerle, konserler, şenliklerle içeri aldı, meşrulaştırdı. Bunların da doğal olarak götleri kalktı.
Siyaset meydanında ister iktidar, ister muhalefet olsun birisi çıkıp "tüm Kürtler için tabii ki geçerli değil ama evet Türkiye'nin kendi içinde devletin bütünlüğünü tehdit eden bir AYRILIKÇI KÜRT sorunu vardır" diyemedi, çünkü işlerine gelmedi, Kürt oyları çok iştah kabarttı.
İçinde bulunduğumuz durumu apoyla, pkk ile falan sınırlamak sorunu ve tehlikesini küçültmektir, o nedenle ve bilerek böyle  söylüyorlar.
Sorunun adı konulmadan atılacak hiçbir adım da samimi değildir, emin olun amaç sadece sizin gazınızı almaktır.

Başarı her zaman tutarlı ama değişen şartlara göre revize edilebilir bir şekilde, gerçekleştirilebilir hedeflerle yola çıkılmış orta/uzun vade planlarla gelir ve ister beğenelim, ister beğenmeyelim Çin bu konuda iyi iş çıkartıyor.

RaltcoinsB Japonlar akıllı adamlar belki ama çok büyük yanlış adımlar attılar, küresel anlamda yeniden şekillenen dünyayı iyi okuyamadılar ve şu an geçmişin mirasını yiyorlar.
Mitsubishi'nin üretmeye çalıştığı yolcu uçağı projesine yıllar boyu onmilyarlarca dolar döktüler, başaramadılar ve çöp oldu (şimdi yine bir uçak projesine başlayacaklarmış), demek ki fizibilite doğru yapılmamış ve bizim tabirimizle "zararın neresinden dönersen kardır" bile diyemediler.
Aynı şekilde yıllarca tank motoru yapmaya çalıştılar, tam rakam bilinmiyor ama ona da milyarlarca dolar harcayıp vazgeçtiler, demek ki plan/proje gerçekçi değilmiş.
Sony (ki, bir zamanlar en değerli markalarından birisiydi) önce değişen elektronik dünyasına ayak uyduramadı, sonra mobilde mücadele etti ama onu da başaramadı ve daha aptalca bir adımla en iyilerden biri iken lcd panel üretiminden de çıktı.
Otomotivde tüm dünyada geçerli "Capon olsun, taştan olsun" imajı çoktan tarih oldu.
Şu anda Japonların en bilinir iki özelliği Tokyo'nun çok pahalı bir şehir olması ve Japon trenlerinin çok dakik olması.
Yani o kadar da akıllı değillermiş demek ki.

Sanırım insanlar devlet havayolu olmasına takılıp maaş değerlemesini ona göre yaptıkları için gözlerine fazla geliyor ama işin aslı öyle değil. THY geçen yıl 6. kez Türkiye'nin en değerli markası seçildi, muhtemelen bu yıl da durum değişmeyecek, değerli markaları yönetenler için kazanç da ona paralel yüksek olur. Bu kısmı bildiğimden yazmıyorum ama kur nedeniyle bu maaşların yabancı benzerlerine kıyasla düşük kalma ihtimali de yüksek bence.

"Uluslararası lider marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance'in 2023 yılı “TURKEY100 - Türkiye’nin En Değerli Markaları” araştırması tamamlandı. Listede ilk sırayı 2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022 yıllarında olduğu gibi Türk Hava Yolları aldı.
Türk Hava Yolları, 2022 yılında 1,6 Milyar Dolar olan değerini, %26 artırma başarısı göstererek 2,02 Milyar Dolar değere ulaştı."

BTC
Yukarıdakini merit kabul et mandown, gerçeğinden sıfır adet bulunduğu için gönderemiyorum, "yine" borcum olsun.

Ben ekonomist değilim ama ülke şartlarında birazcık kafası çalışan ve okuryazarlığı olan (hatta bu bile şart değil, kendisini yetiştirmiş çok eğitimsiz insan var) herkes ekonomiden anlıyor, dolayısıyla ahkam kesebilirim.
Pandemi sürecinde global ölçekte kendisini gösteren ama görmezden gelinen ekonomik kriz hemen hemen tüm ülkeleri vurdu ama yine büyük çoğunluğu normalleşme ile beraber topun ağzından kurtuldular. Geleneksel olarak hangi iki uzaktan kardeş kaldı?
Türkiye ve Arjantin tabii ki... Ortak noktaları yolsuzluk, talan ve hukuk/güçlerin ayrılığı ilkesi eksikliği olan bu iki ülke dünyayı şaşırtmadı.
Türkiye bence 2 şey olmasa yine de yırtar, krizi bu kadar derinleştirmezdi:
1) "Ben ekonomistim" in icadı düşük faiz=düşük enflasyon zırvası
2) Klişe ama "öksüzün, yetimin hakkını" açgözlü yamyamlara peşkeş çeken KKM

Not: KKM'ye para koyan herkes tabii ki yamyam ya da açgözlü değil, böyle bir fırsat varken yararlananlar onlar ve en doğal hakları. Benim kastım büyük ve şaibeli paralarla suistimal edenler, ki, bu garabet zaten onlar için çıkartıldı.

Bu durum genel olarak umut ve güç ile ilgili, bunlar kaybedilmişse (ülkede milyonlarca insan kendi trajedisinin içinde debeleniyor) değil 100K dolar, 500 Lira için bile intihar edebilir maalesef.
Siyasete girmek için değil, kastettiğim şeylere çok bariz örnek anlamında yazıyorum. İmamoğlu 7-8 bin farkla kazandığı ilk seçim iptal edilince yenilendiğinde 800K farkı sadece tepkilerle mi attı? Hiç yılmadan, dimdik çıkıp çakallığa savaş açtığı için başardı, karşısındakilere çaresizlik görüntüsü verseydi sonuç çok farklı olurdu.
Yani kimi insan sorunları içinde iyice büyütmeye, kimisi de çözüme odaklanmaya meyilli oluyor.

Kesinlikle katılıyorum, üniversiteler neredeyse lise düzeyine indi zaten. Eskiden ilk beşyüzün en sonlarına bile olsa ODTÜ, Bilkent vb girerdi, artık o da yok, hedef ilk binin içinde kalabilmek, yüksek öğretimin DE içine sıçtılar.

"Türkiye’de Ocak 2024 itibarıyla 208 yükseköğretim kurumu (devlet/vakıf üniversitesi ve vakıf meslek yüksekokulu) ile dünyada üniversite sayısı bakımından 25. sırada yer alıyor. RWU verilerine göre Türkiye’den ilk bine giren üniversite sayısı toplam üniversite sayının %3,8’ine tekabül ediyor. Bu oran ile Türkiye, Suudi Arabistan, Güney Kore ve Mısır gibi ülkelerin gerisinde. Nüfus dikkate alındığında da üniversite kalitesi açısından Türkiye’nin birçok benzer ülkeden geride kaldığı görülüyor. Üstelik bu durum üniversite sıralaması yapan diğer kuruluşların verilerine bakıldığında da fazla değişmiyor. Türkiye’nin özellikle nitelikli devlet üniversiteleri 2015’ten bu yana sıralamalarda irtifa kaybediyor. "
https://www.dogrulukpayi.com/bulten/turkiye-universiteleri-siralamalarda-geriliyor

Valla katıldım ama ne tablolar güzel, ne de taahhütler, ayrıca rönesans da Istakoz, Maldivler ve Rolex Partisi'nin düdükleme araçlarından birisi, o nedenle hiç sevmem. İki üç tavan yapsın, almayı düşündüğüm 300 lira civarı bir nem ölçerli termometre var, onu beleşe getirsin yeter, aynen okuturum.
Halka arz diye bir kavram kalmadı artık zaten, iktidara yakın şirketler için beleş kaynak yöntemi.

Abartma, arkadaşın bugüne kadar tamm beş tane gönderisi var ve iki tanesi normal yorum (diğerleri iki airdrop katılımı, bir de bu), daha ne olsun, sen de resmen öküz altında buzağı arıyorsun ha. Ayrıca olabilir, kakala... pardon bilgilendirmek için tüm künyeyi sayabilir, ne var bunda?

Ya kimsenin mesaj aldığı falan yok, bir aracı 20 yıl aynı şoföre verirsen şoför olduğunu unutur, kendisini aracın sahibi kabul eder ve elinden gitmesin diye her şeyi yapar. Şu an böyle görünmesi gerektiğini anladığı için öyle yapıyor, bu kadar.
Ülkenin bütün kaynaklarını emdiler ve 31 Marttan beri şimdi elden gitme ve hesap verme korkusu sardı, örnek: CHP'ye geçen Afyon Belediyesinde prizlerde bile bir sürü dinleme cihazı, bazılarında kamera çıktı, niye?
Yedikleri boklar ne kadar anlaşılıyor, haklarında ne yapılacak önden öğrenip tedbir almak için.
Ülkeyi bunca yıldır sömüren IMP için (Istakoz ve Maldivler Partisi) yolun sonu zaten geldi, önemli olan millete yaptıklarının bedeli hakkıyla ödetilebilecek mi, yoksa yanlarına mı kalacak, gerisi hikaye.

Zaten yapılan şey (selektörle uyarmak) çok aptalca, tam da bizimki gibi coğrafyalarda olabilecek bir durum, yukarıda totti67 de örneğini vermiş, yaptığın selektör sayesinde gerçek anlamda kanun dışı bir durum varken haberdar olurlarsa ne olacak? Araması olan birisi varsa, araçta olmaması gereken şeyler varsa vb.
Ayrıca sana ne, radar zaten hız yapanı yakalıyor, limitler içinde gidene herhangi bir şey yok, bir mağduriyet durumu yok, dedim ya çok aptalca bir eylem.

Severim böyle sorunu dillendirip durmaktansa çözüme odaklanan insanları...

Yaşama sevinci denen şey tamamen bakış açısıyla ilgili, bazı insanlar çok basit şeylerle yetinerek koruyabiliyorlar ama bunu da doğru bulmuyorum çünkü "yetinmek" zaten baştan hayata karşı taviz vermek bana göre. Gerçekten kendi iradesi ve tercihiyle az, basit şeylerle mutlu olabilenleri ayrı tutuyorum tabii ki, ne mutlu onlara.

Açgözlülüğün cehalet ve hırsla birleşiminin berbat sonucu maalesef.
İntihar falan yok ama benim yakın bir arkadaşım da benzer bir boku yedi, üstelik yememe fırsatı vardı, eline geçen miras parasını kriptoda büyütmeye karar verince bizim diğer arkadaşlar ısrarla benimle konuşmasını, fikir almasını, bu işlerin nasıl öğrenileceğinin yollarını sormasını istediler, konuştuk ama çokbilmiş tavırlarından kesinlikle dinlemeyeceğini ve kendi bildiğini okuyacağını anladım.
Aynen de öyle oldu, kendi parası ve diğer mirascının kendisinde duran parasını kaybetti (söylemiyor ama kaldıraçta batırdığını tahmin ediyorum) ve şimdi araba, arsa satıp, mecburen emekli olarak en azından diğerine olan borcunu (milyonlarca lira) ödemeye çalışıyor.

Söyleyeceğim durum bize özel de değil, tüm dünya için az ya da çok geçerli aslında. Normal şartlarda bu haberi doğru kabul edip direkt yorum yapardım ve yorumum da diğer arkadaşlarınkine paralel olurdu, yasada yeri yoksa götünden element uydurup ceza yazamazsın. Ancak hem medyanın medyalıktan çıkıp iyice yozlaşması, hem de sosyal medyadaki %90 sallamasyon oranı nedeniyle bu olayın aktarıldığı şekilde geliştiğine dair ciddi şüphelerim var. Hatta gerekçesi geçerli cezaya sinirlenen sürücünün kendisi bile uydurmuş olabilir.

İran ile İsrail arasında yaşanan durum şu an olduğu kadarıyla yani çatışma diyebileceğimiz seviyede kalsa bile petrol fiyatına etkisi olacaktır, hele savaş boyutuna varırsa geçmiş olsun, mazot 50 liraya inse keşke diye dua ederiz. Ortadoğudaki olumlu/olumsuz her gelişme petrol fiyatına mutlaka yansır.

Ya bu işi karakoldaki vasıfsız polise havale edersen işe teröründen girer, hırsızlığından çıkar, 6 ayda rozet almış adam ne bilecek kriptoyu, kendisi de biraz uğraşmış birisine denk geleceksin ki dilinden anlasın. Böyle durumlar yaşayan olursa savcılık ya da mali şube dışında kimseye dert anlatmaya çalışmasın, herhangi bir ifade, tutanak vb imzalamasın. sonra uğraşır durursunuz.