Zeka küpü Numan bakmış Çin Yuanının değerini düşük tutarak kur sayesinde de ihracatta rekabet gücünü arttırıyor, o da çıkmış "çikolatalar püskevitler, bizde niye yok" demiş. Ama şu anda yönetime çöken ve enflasyonun IQ'ları seviyesine düşmesini umduğumuz bu zatlar bilmiyorlar ki (ya da daha kötüsü bilmezden geliyorlar) Çin hem hammaddeyi de kendisi üretiyor, hem de devasa bir transport gücü var ve nakliye maliyeti de düşük. Dolayısıyla parası dolara karşı ne kadar ucuz olursa sattığı malın fiyatı da o kadar düşük olacak.
Sen burada ürettiğin bir çok şeyin hammaddesini ya da ara mamülünü dışarıdan alıyorsun, paranın değeri düştükçe bunların da maliyeti artıyor, petrolün parana göre aşırı pahalı, Çin gibi bir nakliye ağın da yok, eee?

Param çok fazla erimesin diyecekler ve kripto olayını bilmeyenler ya da sıcak bakmayanlar için iyi bir alternatif olabilir. Ama mevzu az da olsa kazanmak ise getirisi en çok olan bile Tüik'in emirle açıkladığı götten çıkma oranı saymayıp gerçek enflasyonu baz alırsak zararda.
Ancak ben paramı faize koyarım, başka şey bilmem, ya da altın vb alırım diyenler için iyi bir alternatif. Ama bireysel emeklilik gibi mecburen belirlenen alanlarda kalmak zorunda olunan bir sistem için kesinlikle tercih edilecek bir fon grubu.

Burada bence donanım ve techizat eğitimden biraz daha önemli, çünkü itfaiyeciler sonuçta her tür yangın için eğitiliyorlar (en azından teorik olarak böyle olduğunu düşünüyoruz) ama bu tarz bir yangını klasik bir itfaite aracından su sıkarak sönderemezsin, özel kimyasallar falan gerekir. İtfaiye teşkilatları artık bu tarz durumlara daha hazırlıklı olmak zorunda.

Tam adını falan hatırlamadığım için paylaşamadığım bir Youtube videosunda izlemiştim, başkaları da çalışıyor ama bir Çin firmasının ürettiği korumalı batarya ünitesini test ediyorlardı. Vinçle yüksekten atma, ateş üzerinde bırakma vb zorlayıcı testler vardı ve sonunda batarya hala çalışır durumdaydı.
Bataryaların bu riskine de önlem alınacaktır, sonuçta lpg için de neler neler dediler ama lpgli araçlar yanar, patlar gibi bir algı oluşmadı, durum öyle çıkmadı.

Bu yazdığın işte tam olarak coğrafya kaderdir sendromu...Bir yabancı söylemişti, adam yerden göğe haklıydı ve hiç unutmuyorum: "Siz Türkler sadece edinmeyi seviyorsunuz, edinebilmek için bugününüzden vazgeçiyor, yaşadığınız anın kıymetini bilmiyor ve edindiklerinizi de kullanmıyorsunuz" diye. Benzer duruma ben de oturma odası sendromu diyorum, kimse kusura bakmasın ama evin üçte birlik bölümünü misafir gelince açıp, göt içi kadar bir odaya bütün aile tıkışmak zekadan muaf bir davranış.

Turgut ve yaşam şekli tercihi ne olursa olsun farketmeksizin çoğunluk için önemli olan sahiplik, nimetlerinden yararlanmak değil.
O yüzden eski nesil Z kuşağını algılayamayıp gıcık oluyor çünkü onlar bu kafada değil (neyse ki).

Bin, belki ikibeşyüz falan tamam da beşbinlik zannetmiyorum, çünkü böyle büyük kupürler tedavül için değil, finans kuruluşları arasında takasta kullanılıyor ama o işler artık elektronik ortamda yapıldığı için ihtiyaç duyulacağını zannetmiyorum.
5000 liralık banknotun sokakta da kullanılabildiği günleri de umarım hiç görmeyiz.

Bence ters bakıyorsunuz duruma, yazdığınız gibi enflasyon yüksek olduğu için ahlak bozulmadı, ahlak zaten bozuk olduğu için ekonomi hiçbir zaman toparlanamıyor. Yalana dolana, üçkağıda vb gelince Türkiye daima premier ligde yer alır, hiç değişmez.
Basit bir örnek vereyim, dünyada özellikle tekstil konusunda çakmanın birkaç merkezinden birisi Türkiye'dir, bu bir veri değil, kendi fikrim ama muhtemelen çakma pazarının büyüklüğü tekstilin kalanına denktir.
Sokaktaki adama mikrofonu uzatınca yolsuzluklara, hırsızlıklara sayıp sövüyor ya, emin olun en az yarısının kızgınlık nedeni böyle şeylerin yapılması değil, başkalarının yapıp kendisinin yapamıyor olmasıdır.

Bizim piyasadan örnek vereyim, kaç tane Türk kripto projesi var ve bunların içinde tokatçı olmayanı ne kadar, onu düşünün sadece. Bu konuda da dünyada marka olduk, bizler dahil herkes Türk projesi olunca "aman uzak durayım" diyor.

Aynen öyle ama konu dışında Kaan mevzusunda TEI'nin bir sürü maket şeklinde motor sergilemekten ve milleti oyalamaktan başka bir şey yapmadığını, o paçoz yönetim değişmediği sürece de durumun fark etmeyeceğini yazmıştım, forumun tescilli ve zavallı trolü saldırdı hemen.
Evet silah sanayimiz gelişiyor ve bariz bir şekilde genel teknolojik seviyemizden daha ileri bir pozisyonda ama motor işi önemli. Öyle cam kutunun içinde sikindirik oyuncakları başka şeylerle döndürüp motor diye kakalayarak olmaz bu iş.
Mesela tank motoru üretemeyiz, ona bir diyeceğim yok, ABD, Rusya ve Almanya'dan başkası üretemiyor, otomotivdeki seviyesi belli Japonya bile senelerce uğraştı, milyarlarca dolar harcadı ama sonuç alamayıp geliştirme programını iptal etti.
Ama uçak, otomobil/kamyon vb, helikopter, gemi ve iha motorlarını %100 olmasa bile bir şekilde üretebilmeliyiz, başka yolu yok.

Zaten bu da belirli periyotlarla servis edilen haber ya da uyarılardan birisi, futbola ilgisi olanlar konuya gayet vakıftır, futbol sevmememe ve takip etmememe rağmen ben bile okuyunca "yine mi" diyerek bir sırıttım. Futbol endüstrisi o kadar devasa hacimli ki, kayıp kaçak olayını engelleyebilmek mümkün değil. Nasıl ki büyük mağazaların, marketlerin vb gider kalemi olarak kabul edip hesaplamalarında kullandıkları bir ürün çaldırma oranı varsa, bunların da göze aldıkları bir rakam vardır, onu aşmadığı sürece uğraşmazlar bence.

Eskiden havayolu kampanyaları efsane oluyordu, şimdi maliyetler ve fiyata rağmen talep de artınca pek kampanya yapma ihtiyacı duymuyorlar, iki kişi gidiş dönüş 120 liraya günübirlik gezmeye gittiğimizi bilirim. Mevcut şartlar çerçevesinde bu da kaçırılmayacak bir kampanya ama Anadolu filosu her gün yeni bir skandalı çıkan Boeing olduğu için gerektiğinde kullanmakla birlikte pek tercih etmiyorum. Pegasus Airbus kullanıyor, havayolu tartışılır ama uçağın kendisi çok daha güvenli.

İlgi azalması ile talep düşmesini birbirine karıştırmamak lazım. Mesela fiyatlar %90 artıyorken artış %80'e inmişse bu durum hala %80'lik bir enflasyon olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Burada da elektrikli otomobillere yönelim artışı hızında bir azalma söz konusu ve otomotiv firmaları her biri milyarlarca dolara malolacak adımlar atarken tüm verileri avantajı ve dezantajı gözeterek analiz ediyorlar.

Bu arada şunu da ekleyeyim, bildik markaların elektrikli araç konusunda güdük kalmalarının temel nedenlerinden birisi mevcut modelleri elektrikliye çevirme ısrarlarıydı. Bu araçlar menzil, aerodinamik, şarj performansı vb. bir çok kriterde baştan elektrikli doğmuş ve ona göre tasarlanmış araçlarla yarışamıyorlar. Maliyetten korkarak yaptıkları bu temel hata onlara çok daha pahalıya maloldu.

Diğer çalıp çırpmaları falan bir kenara koyuyorum, o yazdığın tohum olayı var ya, tek başına bütün zerzevatı vatana ihanetten suçlamaya yeter. Bizim yerli tohumlarımız, bizim olmasa bile yine ürünün kendisinden elde edilebilen tohumları yok edip yasaklayarak başta İsrail, ABD ve Hollanda'nın kısır, GDOlu ve her seferinde yeniden alınması gereken tohumlarına mecbur bıraktılar. Mecbur derken gerçekten mecbur, sertifikalı olanlar (yani yazdıklarım) dışındaki tohumlarla ticari tarım yapmak yasak.
GDO konusunu da milletin gündeminden düşürmek için hangi ürün olursa olsun ambalaja  "GDO yoktur" ve benzeri ifadeler yazmayı da yasakladılar.

Ya sen ne kadar fitne fücur bir adamsın, belki adamceyizin bankada ancak doğalgaz ve elektrik vb faturalarını ödeyecek kadar parası var, ne biliyon? Belki ayda bir ful akbil yükleyip işe bile onunla gidiyor, ne belli? Sütten çıkmış AK kaşık gibi insanlara karşı ne kadar önyargılısınız yav.

Ha bu arada, mal beyanını niye bu kadar bekleyip yaptığı konusunda benim fikrim var ama neyse.

Sen de haklısın, hükümet bile dolar kuru tahminlerini yukarı doğru yükselttiğine göre 500 liralık banknot da kısa süre içinde şu anki 200 ile aynı seviyeye gelecek demektir.
Her zaman olduğu gibi ülkecikler hariç Arjantin ve Türkiye olarak yine perişanlıkta zirveyi paylaşıyoruz. Birbiriyle direkt bağı olmayan, coğrafi olarak bile çok uzak bu iki ülkenin ekonomik sıçmalarının paralelliği hep ilgimi çekmiştir. Birinde sıkıntı varsa mümkün değil diğerinde işlerin iyi gidiyor olsun, illa o da çuvallar.

Şöyle de bir şey var, bilemiyorum ama on milyonlarca dolarım bile olsa tek bir borsada bu kadar para tutmam şahsen. Eskiden olsa neyse derdim ama belirli bir güven endeksine ve hacme sahip bir çok borsa var artık, Binance bile olsa niye böyle meblağları (muhtemelen bazıları için bütün paranı şeklinde de söyleyebiliriz) tek yerde tutup orada işletiyorsun?
Hepsinde vardır belki diyeceksiniz ama o kadar kalınların hesaplarına bir şey olmaz.

Yahu bu adam daha birkaç gün önce diğerlerinin açıkladığını söyleyip mal varlığını soranlara "mülk Allahındır" dememiş miydi?
Aradan biraz zaman geçti, baskılar artınca mal varlığını açıkladı ki, say say bitmiyor,.
E hani Allahındı? Gözümüz yok, "vay bu adam bunları nereden, nasıl elde etmiş?" falan da demiyorum, olabilir, geriden gelen vardır, ticaret yapmıştır vb, varlıklı olmasında herhangi bir sorun yok ama bu kadar malı mülkü olan ve azıcık kafası çalışan biri öyle laflar etmez.

O da doğru, artık gelişen teknolojide her şey o kadar alt ya da yan dallara ayrıldı ki, burada olduğu gibi ısıtma/soğutma diye genellemek bile yanlış oluyor. Evet ikisi de "ısı" kavramıyla ilgili ama bambaşka sistemler.

Bu arada soğutma ile ilgili bir bilgi vereyim, soğutmada genel olarak en iyisinin Mitsubishi olduğu kabul edilir ama burada önemli bir nüans var, evet en iyisini Mitsubishi üretir ama hangisi? Belki bir kısmınız ilk defa duyacaksınızdır, Mitsubishi'nin klima üreten ama birbirinden tamamen bağımsız iki ayrı şirketi var, Mitsubishi Heavy ve Mitsubishi Electric.
Diğeri de kesinlikle "kaliteli" sınıfında olmakla birlikte dünyada rakipsiz kabul edilen ve gerçekten en iyisi Mitsubishi Electric olandır, aklınızda olsun.
Diğeri de asla üzmez ama ikisi de diğerlerine göre bariz pahalıdır, en iyisi olsun diye o kadar fark verip de diğerinden bir sınıf altta olanı almayın. Mitsubishi Heavycilere sorarsanız fark yok, aynı fabrika ya da bu daha iyi falan diyebilirler ama öyle değil bilginiz olsun.

Sadece Almanya değil, Çin dışında hemen hemen tüm üretici ülkeler tamamen elektrikliye geçiş süreçlerini ya ötelediler, ya da neredeyse vazgeçtiler. Bunda hem ilginin azalması, hem araçların bilinen sorunları/kısıtlamaları, hem alternatif yakıt modelleri (başta hidrojen) için yapılan ar-ge çalışmaları ve hem de hibrit konseptinin tutması rol oynadı.
Çin büyük kumar oynuyor ama zarı da rastgele atmıyor, otomotivdeki zayıf pozisyonunu elektriklilerle güçlendirdi, tam gaz ilerlemeye de devam ediyor. Eğer devasa paralar harcadıkları batarya araştırmalarında yol kat edemezlerse çok zarar ederler ama batarya olayını çözerlerse (bir tık daha büyük ihtimal bence) otomotiv de artık Çin'den sorulur.
Batarya araştırmaları sadece kapasite, şarj, ağırlık vb konusunda değil, güvenlik için de yoğun çalışmalar var.

Bu bir trend ya da moda değil, İskandinav ülkelerinin tamamı üstü kapalı hatta bazıları daha aleni Rus tehdidi altında ve bununla başa çıkacak askeri güçleri yok, askeri açıdan bunların alayını cebinden çıkartabilecek Ukrayna bile batının desteği olmasa şimdiye çoktan işgal edilmişti.
Özetle, Danimarka ya da başkası, yakında ormandaki sincapları askere alırlarsa bile şaşırmayın.

Paranın alım gücüne bakılırsa aslında 1000 liralık banknotun bile çıkması lazım çünkü büyük değerli para kalmadı. Çok değil, birkaç yıl öncesini hatırlayın, muhtemelen siz de yaşamışsınızdır, atmden para çektiğinizde 200 lira verirse "ben bunu şimdi kime vereceğim, bozmazlar" diye söylenmiyor muydunuz? Şimdi ancak üç harfli marketlerde günlük alışverişe yeter.
Binlik banknotun psikolojik etkisi de olacağı için çıkartmazlar ama beşyüzlük çıkartmaları şart.