Konunun aralıklı açlıktan sigaraya gelmesi enteresan oldu ama çok da iyi oldu. Sigara konusu benim bir miktar agresif olduğum bir konu, daha doğrusu başkalarını rahatsız etmeden bir şekilde içenlere herhangi bir yükselmem yok ama kendi zevki(!) için etrafını hiç umursamayanlara karşı toleranslı değilim, olmaya da niyetim yok. Mesela vatandaş bir yere misafirliğe gidiyor, o evde sigara içiliyor mu, içilmiyor mu umurunda değil, çatt yakıyor bir tane. Siktir git, nerede zıkkımlanıyorsan zıkkımlan, geldiğin yeri niye pisletip zehirliyorsun saygısız?
Benim evin önünde otobüs duragı var. Yaklaşık 4 yıldır durak burada. Otobüs bekleyenler ellerinde ne var ise otobüse binecekleri zaman çat yere atıyorlar. Oranın durak olduğunu bilmeyen lburanın kahvehanenin çöp döktüğü yer sanar. Kime ne diyeyim adamlar görgüsüz. 3 metre ilerde çöp varili var oraya atamıyorlar. Üstelik otobüs durağında sigara içmek aslında net bir şekilde yasak. Ama maalesef bu cümleden sonra "içenleri uyar bence" diye devam edemiyorum, hatta tam tersine "aman ha, sakın bulaşma" demeyi tercih ediyorum çünkü o kadar medeni bir toplumuz ki, bu uyarı kan akması için yeterli. Aynı medeniyet seviyesi çerçevesinde, o an bulunduğu yerde sıçan köpek gibi pisliklerini oraya buraya atmaktan da rahatsız olmuyorlar. |
|
|
|
Rütbe atlamaya yakın üyelerden birisi daha zirveye doğru kaydı.Legendary rütbesinin üstünde bir rütbe geleceğini düşünüyorum ben.2500 merit gibi bir gereksinim olabilir belki.Bu bir tahmin tabi duyum falan değil ama forumun sürekli kendini bir şekilde güncel tuttuğunu düşünürsek yakında böyle bir şeye giderler.Elbette bununla birlikte merit kaynaklarında da artış olur.Bir türlü başvuru yapamadım ben de başvuru düşünüyorum belki foruma katkım olur.
Yeni rütbenizi tebrik ederim.Umarım kalan 104 meritimden sonra ben de sizinle aynı sevinci paylaşabilirim.En yakın adaylardan birisi şu an @meser#, sonra sıra bizde @Zekibeyy.
Öncelikle @RaltcoinsB hocamızın yeni rütbesini tebrik ederim darısı yeni rütbeye diyerek başımıza iş çıkarmayayım nemelazım şimdi dediğiniz gibi yeni bir rütbe daha ortaya çıkartırlar yanmasın başımız  Leg rütbesine en yakın aday olarak gösterilmek beni onurlandırdı ancak benden önce hali hazırda Leg olmayı çoktan haketmiş bir hocamız daha var @Lachrymose hocamız 44 merit sonra Leg olacak ki eski mesajları ve konuları didiklense 2.kez Leg olabilecek birisi yani  O adamın çok umurunda olduğunu zannetmiyorum, kripto ekosistemine içimizde en hakim üyelerden birisi olarak forum rütbesi peşinde koşacak birisi değil. Forum eskisi gibi de değil zaten, yeni üye girişi azaldığı ve rütbe atlamak bilgi ve katılımdan bağımsız olarak zorlaştığı için bence imza dışında çok da takılmaya gerek kalmıyor, zaten hemen herkes birbirini biliyor. Mesela Lachrymose bir sıkıntıdan dolayı Jr Member'a düşse, konu açtığını görür görmez bir şey yakalamıştır kesin diye düşünerek açmayacak mıyız?  Aynı şekilde rütbelerinin ne olduğuna bakmadan paylaşımlarına değer verdiğim. sen de dahil sayabileceğim bu tarz çok üye var şu an. |
|
|
|
...
Tribünde açılması istenen pankartlara onay vermeyen Araplar mı yoksa bizim TFF'mi? Eeee bu sözleşmeye göre o hak TFF'de. TFF' vermiyorsa bu izni sıkıntı daha büyük.
...
uluslararası futbol birliği kurulu ifab'ın resmi kuralları. senin verdiğin örnek yerel bir müsabaka. yahu kardeşim bu kurallara bakmaya gerek var mı? sen hiç kral edwards formasıyla şampiyonlar ligi finaline çıkan manchester city'li gördün mü? ayrıca, atatürk'ü büyük yazınca komik olmuşsun, ssg ile rolex'in twitter'da bir tartışması vardı. bu abine zerre kadar saygın/sevgin varsa internetten ara bul, beni yorma. bunlar komik davranışlar, bir daha da lütfen yapma. atatürk'ü sevip sevmemek sorusu da bana göre komik ve gereksiz bir soru. geçen gün -allah belamı versin ki- çok sevdiğim sopsolcu erzincanlı kıpkızıl bir abim de bana böyle yanlış bir muhabbetten girdi, acımadım onu da darladım, ona dedim ki: ben dersimli ya da rizeli değilim, atatürk'ü neden sevmeyeyim. ben sunniyim ve türk'üm, şu hayatta tek eksiğim galatasaraylı olmamak ama onun da tek suçlusu benim. atatürk türk tarihine geçmiş bir kişilik ama kişi kültünü kendi sınırların içerisinde tatbik edersin güzel kardeşim, elin almanı ya da fransızı senin atana da allah'ına da bakmaz, bununla da ilgilenmez, bunları siyasi meze/malzeme yapmana fırsat vermez. iş o ki gerici denilen araplar bile bu mevzuları aşmışken biz hala aşamadık, aşamadık o sahneyi işte, bu yüzden buraya sıkışıp kaldık, bu yüzden dün tüm dünyaya rezil olmuşken bunu hala anlayamayan milyonlar var. yoksa slogan atmak en kolayı, keşke her şey slogan atarak düzelseydi. Zamanında birilerinin nasıl ardı yandı ise ölmesinin üstünden neredeyse 100 yıl sonra Atam birilerinin ardını hala yakıyor ki sözlerinden ve siluetinden korkmuşlar. İç ve dış hainlerde Suudilerin bu yaptığına kılıf bulma derdine girmiş. Normal bunların tek değeri amerikan doları olduğu için bunlar iki dolara Suudilerin bu yaptığı saygısızlığı da savunacak bir şeyler bulurlar.
2-a sınıfından bir velet konuştu zannettim. seviye bu mu gerçekten? bugün kalpak takma gününüz, peki yarın pkk'nın siyasi uzantısı olmakla övünen hdp ile işbirliği yaptığınızda hangi şapkanızı takacaksınız? fötr şapkanızı mı takacaksınız? Bu yazdığın kendi tezini biraz çürütüyor bence, çünkü eğer böyleyse (ki, bence de böyle) kendi topraklarında misafir ettiğin(!) tamamen başka ülkeden iki takımın oyununda kendi değerleri olan bir şeyi öne çıkartmalarından da rahatsız olmazsın. Mesela benzer bir durumda iki tane Hint takımı İstanbul'da maç yapsa ve resim, poster vb bir Buddha sembolüyle çıksalar (kurallar çerçevesinde tabii ki) biz "vay, biz müslüman ülkeyiz, bu putu istemezük" diye ortalığı ayağa kaldırır mıydık? Bence hiç öyle bir şey olmazdı (marjinaller hariç tabii ki) ve onlar için önemli der ve üzerinde bile durmazdık. Bu yaşananların suçlusu ülkenin kaynaklarını çalıp çırptıkları için tescilli ve tarih boyunca Türk düşmanı götü boklu arap şeyhlerine dolar için el pençe duranlar, başkası değil. Kaldı ki, o gelenden de çalacaklar. |
|
|
|
vozol piyasaya yeni ürünüyle girdi. zaten 10 bin çekişli ürünü uzun zamandır yoktu ve satıcıların hepsi yeni ürün geleceği için eskisi yok diyordu. yeni vozol'umuz bu şekilde:
.
.
ürün daha şık bir tasarıma ve daha rahat bir içime sahip. 12 bin çekimli bu ürünü ben geçen hafta 650 liraya satın aldım. üstünde ne kadar çekim hakkınızın olduğunu ve bataryanın durumunu yüzdesel olarak gösteren bir ekran var. ben yine sigaraya en yakın olandan aldım çünkü diğerleri gerçekten aşırı derecede tatlı. hayatıma gün içinde hem vozol hem de sigara ile devam ediyorum.
Hem sigara, hem de bu zımbırtıdan içiyormuş... Gospi bunlar kesmez ya, bir de marketlerden boş koli topla, ikisinden kalan zamanda o kolileri yakıp dumanını çek ciğerlerine, ohh mis. Her sabah da bir kase yoğurda bir tatlı kaşığı asbest ekleyip onu şifa niyetine yersen zımba gibi olursun. Kafayı yemiş la bu.... |
|
|
|
|
Bunun anahtarı biraz da o bin doların senin için gerçekten ne kadar ettiği ve ne kadar senin kontrolünde olduğu sorularının cevabında gizli. Çünkü her ne kadar kripto piyasası bol çarpı yapmasıyla ünlü olsa da terazinin diğer kefesini çoğu yeni yatırımcı görmezden geliyor ya da bilmiyor. Evet paranı elliye katlamak mümkün ama bunu sağlama potansiyeli olan riskli yatırım stratejisiyle % 95 zarar da mümkün, dolayısıyla o parayı ne kadar gözden çıkartabileceğin ve ne kadar süreyle rahatça kullanabileceğin önemli.
Yani uzun süredir biriktirdiğin veya tek kurşunun olan paraysa, ya da mesela 2 ay sonra filanca bir şey için lazım olacaksa muhtemelen zarar edeceksin.
|
|
|
|
Ne zamandır goruyordum almak nasip olmamıştı yarın biraz araştırayım duruma göre alacağım.
Dwf mm bu elemanlar aldiys ileride bir yerde rahat 10x yapacaktır önemli olan o zamanı bekleyebilmek.zaten kriptonun amacida bu ya.
Aslında bu diğer yatırımlar için de geçerli. Borsa yatırımlarında da diğer yatırımlarda da zamanında satmak önemli olan. Zamanında satamadıktan sonra ancak kaybettiğimiz vakte yanarız. Ben de forumda görerek bu konuda haberdar oldum. Bir miktar yatırım yaparak ben de kendimce ufak ufak takip edeceğim. İşte kripto piyasasından en çok kazanç sağlayanların ortak özelliği ve bence zamanında almaktan bile daha önemli. Tabii şunu da görmezden gelmemek lazım, zamanında satabilmek sadece psikolojik bir durum veya bilgi, deneyim olayı değil, aynı zamanda sermaye ile de ilgili bir kavram, paran ne kadar çoksa aynı paralellikte "bu kar yeterli" diyebiliyorsun, bu karar sınırlı sermayeli küçük yatırımcı için o kadar kolay değil. |
|
|
|
Bildiğim kadarıyla yakın zaman önce piyasa kurullarından birine (sermaye piyasası mıydı yoksa para piyasası mıydı tam hatırlamıyorum) kriptopara alanında uzmanlaşmış bir profesör atandı. Yani devlet kriptoparaların varlığını kabullenmeye hazırlanıyor diyebiliriz. Bu da elbette çeşitli koşullar altında olacak. Bence binance tr işlemleri üzerinden %10 15 civarı stopaj kesintisi olur daha yüksek vergi uygulanacağını pek beklemiyorum. Youtuber lar bile bu kadar ödüyor herhalde.
%10-15 stopaj kesintisine ben razıyım. Geçmişe yönelik saçma sapan işlemler yapmaya kalkar ve ortalığı karıştırırlarsa karman çorman olur her yer. Abartmıyorum ülkede bakkaldan ev hanımına herkes Bitcoin ile uğraşır olmuş. Çok ilgiliyiz bu alanda. Ben de hatırlıyorum bu haberi ama detayına hakim değilim. Yakında bir vergilendirme gelir muhtemelen. Vergilendirme olayının detayları netleşince daha iyi yorum yaparız herhalde. Yaptık derlerse elimizden gelecek bir şey yok, o kısım başka ama kafanda %15'e falan razı olma çünkü finans sistemi içindeki hiçbir kazanç faaliyetinde böyle bir oran yok, genel olarak %10 stopaj uygulanıyor ve adil olan aynı şekilde vergilendirmek. Kaldı ki bence bu oran bile çok ama ona ona itiraz edince işin rengi değişiyor, zincirleme bir itiraz gerekiyor çünkü çalışanların gelir vergisinden KDV'ye kadar hepsi yüksek, hükümet kaçıranların ve kendi himayesinde kaçırttıklarının yükünü yakaladığının sırtına yüklüyor. |
|
|
|
O zaman altına toprak, götüne yaprak yeter, böceklerde de iyi protein, mineral, vitamin vb var, onları ye, hiçbir şeye de sahip olma...Yok öyle bir dünya.
İnsan ömrü kısa ve istediklerini yapmadan, elde edemeden geçmesine göz yuman şükürcülük hali bence başkalarının sana gaz verip seni ......rine izin vermektir. Ve bu şükür ettirmecilik insanları kontrol etme yönteminden başka bir şey değildir.
Varsa harcarım, hayatın keyfini de çıkartırım sana ne?
Bak şimdi kitabın dalından konuşmuşsun. Bu durumda benim zevk ve isteklerimi kendi bağnaz düşünceleri ve ellerinden alınanlara kurban verme fikri beni çıldırtıyor. Sen ne istersen kendin için yap. Ama benim için senin kısır düşüncelerini dayatma değil mi. Şükür mevzusu acaip bir manyaklık. Bak şimdi asgari ücretliye şükretmeye zorluyorlar. Hak ediyor onlarda. Mevzu bu zaten, kısaca "keşiş" diye tanımlayabileceğim yaşantısı olan birisi sana da bunu tavsiye ettiğinde kibarca kendi tercihinin farklı olduğunu belirtir ve teşekkür edip konuyu kapatırsın. Ama hak etmediği halde seni, beni emip sefa içinde keyif sürenler, ya da Avrupada vb yaşayıp ömrünü gram çalışmadan işsizlik maaşıyla lokum gibi geçirenler işlerine gelince şükür edebiyatına girdiğinde insan sinir oluyor. Neyse Norveç'te birini "sülük, kimseye faydası yok" diye sepetlemişler yakın zamanda, umarım tüm Avrupa o yoldan gider. |
|
|
|
BTC 60-70 bin dolar iken bitcoin alıyoruz falan diyordu hergün. Daha sonra fiyat 15 bin dolara kadar düştü. Giden zamana mi yanalım kaybedilen paraya mı.
Sonuç olarak ülkenin yatırım stratejisine bakınca iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum.
Öyle demesine bakmamak lazım, bence hemen hemen her seviyeden bitcoin topladı ve herhangi bir bilgi veya veriye dayanmamakla birlikte ortalama maliyette şu an bile ciddi karda olduklarını düşünüyorum. Tabii şu an için kar teorik, El Salvador mal boşaltıyor diye haber çıksa bitcoin üç dört bin dolar birden düşer. Boğanın yüksek dönemlerinde yapar bence yapacağını. |
|
|
|
|
Konunun aralıklı açlıktan sigaraya gelmesi enteresan oldu ama çok da iyi oldu. Sigara konusu benim bir miktar agresif olduğum bir konu, daha doğrusu başkalarını rahatsız etmeden bir şekilde içenlere herhangi bir yükselmem yok ama kendi zevki(!) için etrafını hiç umursamayanlara karşı toleranslı değilim, olmaya da niyetim yok. Mesela vatandaş bir yere misafirliğe gidiyor, o evde sigara içiliyor mu, içilmiyor mu umurunda değil, çatt yakıyor bir tane. Siktir git, nerede zıkkımlanıyorsan zıkkımlan, geldiğin yeri niye pisletip zehirliyorsun saygısız?
|
|
|
|
ilki beklenen ilgiyi görmemişti, hatta Antalyada' ki galasında ekibin izlemeye gelen seyircilerden daha kalabalık olduğunu söylemişti o dönem Doğu Demirkol bir röportajda. Böyle bir ortamda hele hele ilkinden ağzı yanmışken (gişe olarak) ikincisini çekebilmek ve bu ekibi buna ikna edebilmek büyük iş, şimdiden epey izlenme sayısına ulaştılar ki devamı da gelecek gibi duruyor, yakın zamanda ben de izlemeyi düşünüyorum.
Bunu bilmiyordum ama ilk film vizyonda ilgi görmediyse bile sonradan ciddi bir beğeni topladı, Ali Atay'ın zaten kemik kitlesi olan bir tarzı var, gerçi senaryo tamamen ona ait değil ama onun elinden geçtiğini belli ediyor. Bence ikinci film konusunda o kadar tereddüt etmemişlerdir çünkü ilki hak ettiği yere geldi. Ama sinemaya gitmek için üç kere düşünmek gereken şu dönemde film çekmek başlı başına cesaret işi. |
|
|
|
Belli bir yaş üstü her nesil öncesi herkes o yollardan geçti zaten, bir yandan sana şundan uzak dur, filanca zararlı diyorlar ama ev gaz odası gibi (bizimki öyleydi en azından), sigara dumanından nefes alamıyorken bunun nedeni olan kişiler diyor ki, sigara çok zararlı, sakın...
Neyse ki bende ters tepti, hayatım boyunca sigaradan nefret ettim.
Eskiden ama epey eskiden dolmuş, otobüs, minibüs, yolcu otobüsü yani anlayacağınız her yerde sigara içiliyordu. Bir anda her yer duman altı oluyordu. Kömürlü tren içinde nefes almak için camı açınca bu seferde dışardan duman giriyordu içeriye. Gerçekten herkes bir büyüme göstergesi olarak sigara içiyordu. Benim büyük oğlan şimdi sigaraya başlamı. Çocuğa kızamıyorum neden mi geçmişte yanlarında sigara içtiğim için. Allahtan çok içmedim. Sadece sonunu gördügüm bir birlektelik olduğunu gördüğüm bu sigara içme mevzusu için severken ayrılın derim. Gerisi içene kalmış. Hocam 80 lerde şehirlerarası otobüs seyahati yapanlar bilirler, otobüsün içinde göz gözü gormezdi, ulan adam molada zaten sigara icmissin, yolculuğa tekrar başlanmış daha neyin sigarası bu demek kimsenin de aklına gelmiyormus, iş yerlerinde de serbestti uzunca süre, masa üzerinde ağzına kadar dolu kul tablası, hele kışın cam da acilamayinca resmen felaket olurdu ortam. Bu arada babam da bana hiç kizmamisti sigara mevzusunu öğrendiğimde, sebebi de sizinki ile aynıydı sanırım. Ben çok eskiden, sanırım birkaç ay boyunca mahallenin abilerinden görüp çocuk hevesiyle günde bir iki sigara içmiştim, onun dışında asla ağzıma koymadım, nefret ederim ve bulunduğum ortamda içirmem. Ama böyle davranıyorum diye kendimi asla güvende hissetmiyorum çünkü bahsettiğin ortamda büyüdük, evde, toplu taşımada, çarşıda pazarda, oturulan mekanlarda, kısaca bulunduğumuz her yerde zehir soluduk, annemin babamın sigara dumanlarından televizyonu göremezdim, öyle berbat zamanlardı. |
|
|
|
Arkadaşlar önerileriniz için teşekkürler açıkcası ben her gece film izlerken abur cubura dayanmak yerine nargile gibi bir şey içmeyi düşündüğüm için bu işe merak sardım.Abur cuburlar göbeği şişiriyor boş boş film izlemekte sarmıyor nargile ile film ya da maç seyretmenin keyfi gerçekten farklı ama şimdi nargileyi alsam bile orjinal tütün bulabilir miyim derdine düştüm bana çakma satsalar ben anlamam mal gibi içerim. Ukalalık etmek istemiyorum, lütfen öyle algılama ama akşamları film izlerken dayandığın acur cuburun sana nargileden daha fazla zarar vermesi için küflü ekmek arası cıva yiyip yanında içecek niyetine egsoz soluman lazım, ancak o zaman kendini erken öldürmek için nargileye iyi bir alternatif yaratmış olursun. Günde üç dört paket sigara iç daha iyi, nargile o kadar (belki daha da fazla) tehlikeli. |
|
|
|
Buradaki amacım alkol, sigara, uyuşturucu, kumar vs.. bağımlılıkları değildir. Temel mesele satın alma bağımlılığımızı nasıl yenebiliriz üzerine. Hemen hemen hepimiz her gün bir şeyler satın alıyoruz. Bunların bir kısmı ihtiyaç bir kısmı fuzuli şeyler. Her gün yaptığımız gereksiz satın alımlar ve bunların yol açtığı alışkanlıklar yüzünden elimizde paranın varlığını hissedemiyoruz. Tüm bu alışkanlıklarla ve bir şeyler satın alma bağımlılığı ile nasıl başa çıkabiliriz? Bu konu hakkında tecrübeleriniz varsa mutlaka paylaşın ve yararlı şeyler elbette çıkacaktır. Bunları uygulamaya şimdiden hazırım.
Eğer bir şeyi istiyorsanız ve almaya maddi gücünüz yetiyorsa almalısınız. Bu şey basit ya da değil, ucuz ya da pahalı her ne olursa olsun eğer istiyorsanız ve gücünüz yetiyorsa almalısınız. Her şeyi erteleye erteleye yaşar hale geldik. Buradaki önemli nokta maddi gücümüzün yetme durumudur yani kendinizi zorlayarak bir şeyler almak değil. O an istediğiniz şeyi almadan yatırım yapmayı ya da parayı kenara koyup daha farklı değerlendirmeyi de seçebilirsiniz. Zaten emin olun almak istediğiniz bir şey olursa bunu kafaya da koymuşsanız detaylara bakmadan alıyorsunuz. İstiyordunuz ve şartlar da uydu o yüzden aldınız. Bu kadar. Eğer bu durum bağımlılık haline geldiyse yani ihtiyacınız olmayan ya da isteyip istemediğinizde kararsız olduğunuz şeyler varsa da maddi açıdan zor duruma düşmeden bundan vazgeçmelisiniz. İnsanın heves ettiği, istediği, hayal ettiği ve hayalindekine ulaşma şansı olduğu şeylerle, ihtiyacı olmayan ve sırf alışveriş yapmak için yapılan şeyleri ayırmak gerekiyor. Bu ayrımı yaptığınızda sorun ortadan kalkacaktır. Buna katılıyorum, bir çok kişinin tavsiyesi (ama nedense o tavsiye edenlerin genellikle cüzdanı kalın, kimin paraları onlar acaba?) hep aynı, "bir şey sana gerçekten gerekliyse al"... Bu doğru bir mantık değil, bir "tercih" olarak kabul ederim, kişiden kişiye değişecek bir bakış açısı ama "böyle yapmak lazım" dayatmasına ayar oluyorum. O zaman altına toprak, götüne yaprak yeter, böceklerde de iyi protein, mineral, vitamin vb var, onları ye, hiçbir şeye de sahip olma...Yok öyle bir dünya. İnsan ömrü kısa ve istediklerini yapmadan, elde edemeden geçmesine göz yuman şükürcülük hali bence başkalarının sana gaz verip seni ......rine izin vermektir. Ve bu şükür ettirmecilik insanları kontrol etme yönteminden başka bir şey değildir. Varsa harcarım, hayatın keyfini de çıkartırım sana ne? |
|
|
|
Zamanında adama götü ile güldüler şimdi herif oturduuğu yerden para kazanır oldu. Böyle geleceği gören vizyoner insanların yaşadığı kafayı yaşamak isterdim.
O'da biliyor hype geldiğinde miletin btc harcamak istediğini çok zekice ve akıllı cak bir hareket bu.İkinci bir seçenek her zaman iyidir.
Hakikaten öyle oldu ya (neyse ki ben gülmemiştim), adam topladı topladı, ayıda da elbette satış olmuştur ama boşaltmadı, şimdi oturduğu yerden hazinenin dolarlarının ne seviyelere ulaşacağını hayal ediyordur. O değil de şu vatandaşlık işine El Salvador yerine Uruguay girseydi şahane olurdu, yemeyip içmeyip biriktirmek lazım derdim, çok takip etmiyorum ama hatırladığım kadarıyla El Salvador perişanlıkta Venezuela!nın sadece bir iki tık üstü sanki. |
|
|
|
|
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan:
"Kural koyucular açısından bütün finansal sistem elindeki bütün güçle üzerine gittiği halde Bitcoin şimdi 42 bin dolar. Yani 60dan 42ye düşürdüler. Sıfır yapamadılar. Bir kere yapılmıştı, denediler ama şimdi yapamıyorlar. Orası da artık teslim alınabilecek, ortadan kaldırılabilecek bir alan değil"
Tabii bunun farklı anlamda bir altyazısı daha var, vergi iştahı zirvede olan hükümet diyor ki: Bükemediğimiz bileği öperiz(!)
|
|
|
|
@bobita hocam hani meşhur bir şirket var ya "Cümle Alem Ltd Şirketi" diye. Birisi olmaz bir şeyi anlatmak için kullanır ya. Aha bu şirket bizim bu niklerden yola çıkarak bize acaip bir iş teklifi ile gelirlerse. Siz bu niklerle bu şirkete yakışırsınız diye. https://twitter.com/TrkcanCoban/status/1004736604655808512Unutulur mu ya, o limited şirket bir zamanların efsanesiydi, bak şimdi geçmişe gittim, o devirlerde de Türkiye'nin insan hakları karnesi çok zayıftı ama en azından bir yönden fark vardı. her şeyi yazıp çizebilen, siyasilerin tiplerine karikatürlerde hiç çekinmeden takla attırılabilen zamanlardı. Şimdi ekonomist bu kardeşimiz sağolsun, Silivri Sanat ve Basın Merkezini açtı, yapabilen sanatını orada icra ediyor. Yıllarca gırgır okudum. Fırt okudum. Çarşaf okudum. Şimdi bazen gazete satan bayi önlerinde durunca bu ve benzeri mizzah dergisi görmek istiyorum ama yok. Olanında kendine faydası yok. Her hafta gırgır alınacak her tarafı okunacak bir hafta boyunca karikatürlerin geyiği yapılacak ve diğer sayı gelsin diye beklenecek. Güzel günlerdi. Ben artık belli bir yaşa gelmiş olsam da geçmiş değil, daima gelecek ilgimi çeker, hiçbir zaman "nerede o eski bla bla"cılardan olmadım, değişimin değişmeyen bir gerçeklik olduğunu bilirim ve benimserim. Ama, elimde olsa inan o Gırgır, Çarşaf, Fırt alınıp okuma olayını devam ettirebilmek isterdim, bugün tabii ki genç bir arkadaşımıza Arap Kadri, Muhlis Bey, Yavlum Mithat, Çılgın Bediş vb hiçbir anlam ifade etmiyordur ama gel bir de bize sor. @bobita hoca şimdi arap kadri ile tarzanın filmini çekiyorlar. Bakalım ortaya ne çıkacak. Kadro güzel film inşallah arap kadriye yakışır olur. Arap kadri recep ivediğin orjinal versiyonu. Recep ise bunun yabani hali bence. https://www.beyazperde.com/filmler/film-318636/Ya ben Ahmet Mümtaz Taylan'ı çok severim, beğenirim ve bana göre Türk sinemasının, tiyatrosunun en güçlü oyuncularından birisidir ama Arap Kadri olmaz arkadaş, o tiplemeye ancak mesela Şafak Sezer gibi medyatik şempanzeler falan yakışır. Anlıyorum para kazanmak lazım ama ister dram, ister komedi oyna 300 bin ton ağırlığın var senin be üstad, şu da kabul edilir mi? Filmin fragmanına baktım 18.sınıf, son derece boktan bir şeye benziyor. Buyurunuz fragmana koyacak kadar beğendikleri espri(!): - Senin ağzına bir yılan şakası yapmıştım hatırladın mı? O ağzına değen şey yılan değildi. |
|
|
|
Elimizdeki eski olan elektronik cihazların yada aletlerin pek çoğunun ufak bakım ve revizyonla birlikte yeni olan eklentilere kavuşması çok kolay. Tabi bu kolaylık belki de benim için. Ama geröekten yeni bir müzik çalar almak atıyorum 5000tl. Elinizde eski bir müzikçalar var teyp yada cd çalar diyelim. Bunun içine piyasadan alabileceğiniz 100tl civarı olan küçük mp3 çalar yada biraz daha gelişmiş bluetooth eklentisi ile bu eski müzük çalarlara yeni yetenekler kazndırmış olursunuz. Bunu yapmak arzu eden ufak bir araştırma youtube videolarında da bunlar ile ilgili pek çok yayın bulabilir. Bakın hem alışveriş isteğiniz yerine gelir. Hem bir ürün ortaya koymanın hazzını yaşarsınız. Eski ev sinema sistemine bir tane Bluetooth eklentisi alın jendi fişlerini kullanarak bunu cep telefonunuza bağlayın gümbür gümbür dimleyin. Bunun için sadece bir arakablo kullanmanız yeterli.
Sadece verdiğin örnek anlamında konuşuyorum, genelleme değil, öncelikle belirteyim. Yav elini vicdanına koy ve öyle cevap ver, elinde hala cd çalar, pikap, teyp olabilir farketmez, bu tarz hi-fi cihazı olan ve kulağı muhtemelen bunların ürettiği müziğin sounduna alışık/arayan birisi 100 değil, 300-500 liralık dandik mp3 çalara yüklü daha da dandik 128 kbps mp3 ses dosyalarıyla tatmin olabilir mi? Millet bırak hazır çipleri, transistörlü bile değil, çok daha doğal ses ürettiği için 50 yıl önce kullanılan lambalı amfileri arıyor. harıl harıl, sırf bu nedenle lamba üretimi hala devam ediyor. |
|
|
|
@bobita hocam hani meşhur bir şirket var ya "Cümle Alem Ltd Şirketi" diye. Birisi olmaz bir şeyi anlatmak için kullanır ya. Aha bu şirket bizim bu niklerden yola çıkarak bize acaip bir iş teklifi ile gelirlerse. Siz bu niklerle bu şirkete yakışırsınız diye. https://twitter.com/TrkcanCoban/status/1004736604655808512Unutulur mu ya, o limited şirket bir zamanların efsanesiydi, bak şimdi geçmişe gittim, o devirlerde de Türkiye'nin insan hakları karnesi çok zayıftı ama en azından bir yönden fark vardı. her şeyi yazıp çizebilen, siyasilerin tiplerine karikatürlerde hiç çekinmeden takla attırılabilen zamanlardı. Şimdi ekonomist bu kardeşimiz sağolsun, Silivri Sanat ve Basın Merkezini açtı, yapabilen sanatını orada icra ediyor. Yıllarca gırgır okudum. Fırt okudum. Çarşaf okudum. Şimdi bazen gazete satan bayi önlerinde durunca bu ve benzeri mizzah dergisi görmek istiyorum ama yok. Olanında kendine faydası yok. Her hafta gırgır alınacak her tarafı okunacak bir hafta boyunca karikatürlerin geyiği yapılacak ve diğer sayı gelsin diye beklenecek. Güzel günlerdi. Ben artık belli bir yaşa gelmiş olsam da geçmiş değil, daima gelecek ilgimi çeker, hiçbir zaman "nerede o eski bla bla"cılardan olmadım, değişimin değişmeyen bir gerçeklik olduğunu bilirim ve benimserim. Ama, elimde olsa inan o Gırgır, Çarşaf, Fırt alınıp okuma olayını devam ettirebilmek isterdim, bugün tabii ki genç bir arkadaşımıza Arap Kadri, Muhlis Bey, Yavlum Mithat, Çılgın Bediş vb hiçbir anlam ifade etmiyordur ama gel bir de bize sor. |
|
|
|
Konuyu açan hocamız da yazmış, diabeti engellemesi de çok iyi. Açlığa dayanamayıp kahvaltı yapamadan duramayan kişiler ileride diabet olabiliyor. Gençlikten dikkat etmeli. Bu yönden de aralıklı açlık güzel bir şey. Zaten oruç ya da uzun süreli açlıkların da yararlı olduğunu gösteren çok çalışma var(susuzluk değil ve bu kesinlikle sağlık için kötü). Kilo vermede ise yararlı olabilir ancak uzun açlıktan sonra 3000 kalorilik şeyler yiyen insanlar da olabiliyor. Günlük harcanan kalori > günlük alınan kalori. Bu kadar basit ve bunu uygulamanın gerekliliği malum.
Evet, benim yazarken atladığım, kendim yapmadığım için de özel olarak belirtmek hiç aklıma gelmeyen somut bir uyarıyı eklemişsin teşekkürler. Ben şöyle yazmışım: "saatlere uysan bile sağlıksız, saçma sapan beslenmeye devam edersen kilo falan veremezsin", ama buradan yiyeceklerin sadece niteliği kastediliyor gibi bir anlam çıkabilir, hayır, püsür'ün de yazdığı gibi, yediğinde aldığın kalorinin de insan evladı gibi olması gerekir, öğünde 3000 kalori tüketiyorsan hiçbir yöntem seni ölümden kurtaramaz. |
|
|
|
|
Show Posts
