Geçmişte ben de bir iki kere aynı mantıkla düşünüp Linux kurdum. Dediğin gibi gerçekten kullanımı çok hızlı ve çok çok güvenli, özellikle bilgisayarınızdan borsalara giriş yapıyorsanız ki (tavsiye etmem) çok daha rahat hareket edebilirsiniz. Ancak artık şansızlık mıdır, kader midir ne zaman Linux kursam ve tamam artık böyle devam ediyorum desem, bir uygulamaya ihtiyacım oluyor bakıyorum, benzeri Linux'de yok. Hayda tekrar mecburen Windows'a dönüyorsun. Sonra bir bakmışsın, bağımlılık gibi yine alışmışsın, bir sonraki format işlemi ile birlikte her şey başa dönüyor. Yine windows, yine mahkumiyet.

Monitöre gelince çözünürlüğün pek artabileceğini sanmıyorum. Bir ürünü 10-20 yıl kullanmanın da çok mantıklı olduğunu savunanlardanım. Kendi bilgisayarlarım "tamam abi beni bırak ben artık öldüm" demeden kullanmayı bırakmıyorum.

Ben başvurmadım ama gerçekten de bu tarz ırkçılık olayları gerçekten kabak tadı veriyor. Bir de bu tarz sitelerde en çok Türklerin olduğunu düşünürsek, bence suç biraz da bu kampanyayı yapan kucoin'de diyebiliriz. Sonuçta doğru düzgün bir iş yapmak istiyorsa, biraz daha homojen bir dağılım olmasına dikkat edebilir. Eğer sen sadece manager'in insiyatifine bırakırsan sonuçlar böyle olur.

Forumun ya da size söylenenlerin hiç bir önemi yok, umarım en kısa sürede sağlınıza kavuşursunuz. Şimdiden geçmiş olsun.

Avukatların ne söylediğinden çok başvuru aşamasında, siciliniz bozuksa, kredi alamazsınız. Burada üst kısımda da dediğim gibi bankaların ne kadar tolerans göstereceği kendilerine bırakılıyor. Ortalama bir örnek verin derseniz 100 bin kredi borcu olup ödemeyen bir kişi ve durumunda da bir değişim yoksa bankalardan bir daha kredi alamaz. Diğer taraftan hesabınızda yüklü miktar para duruyordur, diğer bankalardaki işlemleriniz de normaldir, kkb skorunuz da yükseliyordur banka size kredi vermeye karar verebilir. Burada küçük tutarlar için sistem kendi karar veriyorken daha büyük tutarlar için bölge ve genel müdürlük karar verir.

Bu arada karaliste kavramı halk ağzıdır yoksa aslında bankalar sizin sicilinizi tutuyor. Bu sicile göre de hakkınızda bir karar veriyor. Ancak bu çok doğal bir durum değil mi zaten? Sizi örnek alalım esnafsınız, bir müşteri gelip sizden bir sürü ürün aldı, sonra siz ona 3-4 kere sordunuz her seferinde sizi geçiştirip borcunu ödemediğini düşünelim, siz o müşteriye bir daha mal verir misiniz? Ya da borcunu kapattı ama o parayı almak için çok uğraştınız. Bir sonraki alışverişte hiç bir şey olmamış gibi yapabilir misiniz? İşte bu da sizin müşteri için tuttuğunuz sicildir.

Küçük tutarlar dediğim gibi gözardı edilebilir hatta Türkiye Bankalar Birliğine başvurarak sildirmeyi de deneyebilirsiniz. Zaman zaman yaşanan yanlışlıklarda bazı müşterilerin bu işlemi yaptığına da tanık oldum. 100-200 lira ile kimsenin sicili kolay kolay bozulmaz.

The100'ü ben de izliyorum. Hatta dün 3. sezonu bitirdim. PHI'nın yazdığından sonra biraz moralim bozuldu acaba son 2 sezon kötü mü olacak diye ama buraya kadar bence gayet güzel geldi.

Bir bankacı olarak şunu söyleyebilirim ki, blacklist vardır  ve 3-5 ayda düzelmez. Takibe düşmüşseniz 5 yıl tüm bankalar bunu takip eder, takibe düştüğünüz banka hiç bir zaman bu bilgiyi silmez. 3-5 ay sonra yeni kredi vermek aslında, bankanın o dönemki stratejisine göre aldığı risktir.

Şuanki dönemi baz alırsak, takibe ya da büyük bir meblağ ile aksamaya düşmüşseniz bir müşteri kolay kolay kredi alamaz. Burada karar verilirken bir iki etkene bakılmıyor. Bu müşterinin yaşadığı borç sıkıntısı ne kadar, şuanki geliri ne kadar, diğer bankalardaki durumu ne kadar, çek var mı, senet var mı, ailesinin gelir durumu (aynı bankada hesabı varsa) vs. bu şekilde sayılabilecek 200'e yakın kontrol yapılıyor. Burada bakılan kriterlerin ne denli dikkate alınacağı ise bankanın yönetim kurulunun piyasa şartlarına göre verdiği kararlara bağlıdır.

Bankadaki kredi borcunuzdan 10 yıl sonra icra dosyanız zaman aşımına uğrayacağı için kurtulursunuz. Tabi bu süreç zarfında, hayalet gibi olmanız herhangi bir yerde resmi işlem yapmamanız lazım. Herhangi bir yerden herhangi bir bankaya para, arsa, ev bir geliriniz olursa, bu alınır. Kredi kartı borçlarınız ise 20 yıl sonra silinir.

 
Bankaların birçoğu otomatik tahsilat yapıyor. Yani diyelim ki siz kredi aldınız ve 3 ay geciktirdiniz, banka sizin tüm hesaplarınıza bakar ve eğer para görürse size sormadan alır. Ancak henüz başka bankadaki paranıza müdahale edemiyorlar. Bu evi banka hemen satar algısı yanlıştır. Banka her zaman önce parasını almak ister, evi satmak için ekpertiz, bir süre vs derken bu tahsilat yapamadığı durumlardaki son çaredir. Hangi banka bilmiyorum ama ödemeleri aksatmanız durumunda, bankalar "yasal" olarak bildirim yapmak zorundadır. Bunu önce mesaj, mail yoluyla yaparlar, sonra call center arayabilir, ihbarname çekilir aksama günü 90'ı geçtikten sonra işlem yasal takibe düşer. Burası artık sicilinizin de bozulduğu zamandır. (Şuan geçici olarak bu süre 180 güne çıkarılmıştır) Banka ne zaman sizden tahsilat yapamayacağına kadar verirse, kefil yoksa bu sefer teminat olarak gösterdiğiniz evin satış işlemine başlar. Burada yine yanlış bilinen bir bilgiyi düzeltelim. Diyelim ki sizin bankaya 50 bin borcunuz kaldı. Eğer bu parayı ev satılmadan önce verirseniz, banka işlemi iptal eder. Diyelim ki veremediniz ve teminat olarak gösterdiğiniz ev 500.000 TL değerindeydi. Banka tarafsız ekspertizlere bu evin değerini buldurarak, satışa koyar. Evinizin diyelim ki 450.000 değerinde çıkarsa banka bu satışı gerçekleştirip, borcunuz olan 50 bini alıp gerisini sizin hesabınıza yatırır.

Bu yazdıklarımdan banka güzellemesi yaptığım düşünülmesin, yanlış bilinen bazı konuları düzeltmeye çalıştım. Dayanın arkadaşlar yakında kripto finansal sistemi tam olarak aktif olduğunda, bir banka ile çalışmanıza gerek kalmayacak olabilir.

Şuan usd bekliyorum. Bitcoin henüz ne yöne kıracağını söylemediği için btc alamıyorum.

Malum 2017 ben de yaşadığım için altcoinlere girmekte biraz temkinliyim. Eğer gerçek bir altcoin boğa dönemi geldiyse zaten sırayla tüm coinleri gezeceklerdir o yüzden bu duruma emin olursam birine girip beklerim. Ancak hala sanki gel gel yapıyorlarmış gibi hissediyorum. Fazla hacmi olmayan bir kaç coinin bilmem kaç x yapması bende bir altcoin boğası başladı algısı yaratmıyor.

2017'de öyle kazanç/kayıplar oldu ki, şimdi yoğurdu üfleyerek yeme zamanı.

Buradan pek bir yorum çıkmaz çünkü Binance mesela bu ankette hangi ülkede gözüktü? Çoğu kişi yerel borsalardan ziyade, global borsalarda işlem yapıyorlar. Türkiye bence kripto para piyasalarında ilgili bakımından üst sıralarda çıkar.

Username: AlyattesLydia
Current post count: 2219
BTC address : bc1q0x3j5v6ppztkkrlvkszxyt8kufp72h06e2f04d

Good luck to all.

Hiçbir halving'den sonra bir anda çıkış olmamış ki, eğer kastettiğiniz insanların çıkmadığını görerek hayal kırıklığı yaşayıp satması ise bu durum gerçekleşebilir. Şuan bilen bilmeyen çok kişi girdi halvingde yükselecek diye onların ellerindeki parayı alabilirler.

Şuan için 7k'dan itibaren alıma başlarım gibi ancak düşüşün hızına göre daha da aşağıya da çekebilirim. Sert bir düşüş daha gelecek diye düşünüyorum.

O dönem insan nerden para kazanacağını şaşırıyordu. İmzadan mı voleyi vuracaksın, aldığın bir altcoin bir günde 10x mi yapacak herşey olabilir. Ne yazık ki mutlu sonla bitmedi, o dönem acemi olan herkesin elinden parasını geri aldılar.

Ben de aynı senin gibi düşünüyorum hocam. Ethereum 2.0 haberini halving çıkışı ile birleştirmek için bekliyor olabilirler. Tabi Vitalik'e kalsa olmaz ama Ethereum ekibinde illa aklı başında başka insanlar vardır.

Bitcoin'den bağımsız düşünmek zor, sürekli olarak bağlı olacaklar sonuçta Bitcoin bu işin babası olarak lanse ediliyor. Ancak fiyat bakımından biraz daha bağımsız hareket etmeli diye düşünüyorum. Yani sırf bitcoin düşme eğilimde diye, Ethereum büyük geliştirmeler yaptığında dahi düşmemeli.

Ethereum umarım bir rüzgarı arkasına alır ve o eski ATH yaptığı günlere geri döner.

Netflix gibi bir platform aslında bu tarz bir olayı basitçe çözebilecekken sanırım özgürlük diye düşünerek müdahale etmek istemiyor. Burada yapılacak çözüm belli, bir filtre korsun adına aile filtresi dersin, ya da homo hetero gibi ayrımlar yaparsın, bu tarz sahneleri filmden tercihe göre kırparsın, oldu bitti.

Geçen gün lacasa de papel'de de Berlin'in Palermo ile öpüşme sahnesini görmek istemezdim. Bir de bu oyuncuların hepsi gay'de değil, bu sahneleri sanat için bile olsa çekmek zor olabilir.

Bu durumdan genel olarak rahatsız olsam da, bu sahneler olduğu için platformu kapatmakta saçmalık olur. Netflix'e rtük kurallarını uygulamak da saçma olur. Tek çözüm var filtre yapısının gelmesi.

Güzel bir gelişme, umarım ilerleyen zamanlarda daha fazla Türk'ü takımlarda da görmeye başlarız.

I wanted to apply again. I would be glad if you review my posts in the forum.

Thanks.

Ben tam öyle düşünmüyorum. Bunlar sonuçta bir kültür, kurumsal firmalar da buna ayak uydurabilir. Geçmişte Google'da yapmıştı diye hatırlıyorum. Yarın apple'da yapabilir. Bu onların ciddiyetsiz olduklarını göstermez tam tersine güzel pr yapar.

İlk duyduğumda rakam bana da çok abartı gelmişti. Sonra kendi kafamdan mantıklı olsun diye, dedim her halde sitede çıkan reklamlardan çok büyük kazanç geliyor. Sitenin hiti filan çok çok yüksek, başka türlü mantıklı bir açıklaması olmuyor. Tamam CMC bir marka değeri oluştu ama o marka değeri de sadece kripto parayı bilen bir ekiple sınırlı diğer taraftan, belki oraya eklenmek için çok para mı isteyecek? Bir yerde bir gariplik var.

Fiyat olarak şöyle diyeyim 40 milyon dolar olsa bile bence çok.

Maalesef elinde büyük bir hacim gücü var doğal olarak para geldiği sürece bu piyasanın kralı benim demek için elinden geleni yapıyor. Coinmarketcap'ı satın alması benim gözümde cmc tüm tarafsızlığı bitirir. Çünkü bu adam bir şeyleri manipule etmeden duramıyor. Yarın çıkıp buradaki değerleri de yanlış göstermeyeceğinin bir garantisi yok, tabi derseniz ki şuan cmc çok mu doğru gösteriyor? Hayır ama en azından bir borsanın güdümünde değil.

Çok pis bir ortamın içindeyiz. Kimileri şanım yürüsün hesabı bağış yapıyor. Kimileri aman bana bulaşmasınlar diye bağış yapıyor. Tüm bunlara rağmen yine de çok para toplanabileceğini sanmıyorum. Çünkü halkın gerçekten parası yok.

Zamanında Aysun Kayacıya "Çobanın oyu ile benim oyum bir mi?" dedi diye iyi küfür etmiştik. Halkı hakir görüyor demiştik. Sonra baktık ki, kız daha önceden aslında biraz olayları görmüş. Tamam demokrasi var ülkede ama ya çoğunluk sürekli yanlış karar veriyorsa? Şimdi burada önümüzde iki yol kalıyor. Ya burada çoğunluk yanlış karar verdiği için ayrılıp daha doğru karar veren bir yere gideceksiniz ya da ömrünüzün sonuna kadar aklı kendine yetmeyen insanların verdiği kararlara uyacaksınız. İşin kötüsü kendi adıma içindeki bu hanzolar olmasa güzel memleketti. İşte bu binalar yapılmasaydı, yeşillik yok olmasaydı İstanbul harikaydı. Şu son 20 yılda nereden nereye geldik. Yol yaptık yol yaptık diye diye daha konulmadık yerimiz kalmadı. En sonra baktılar yol yapmakta da para gitmesine neden oluyor, yolu da paralı yaptılar. Hadi ona da tamam da, lan paralı yolu dandik yapmayın bare kardeşim! Bu kadar mı insan ahlaksız olur.

Bu günlerde geçecek diyemiyorum. Geçmeyecek, eğitim bok gibi. Bu kafa adamın çocuğuna bakıyorsun, aynısının kopyası... Ben 1 çocuk yapıyorum, adam 10 çocuk yapıyor. Oyun için hile yapanlara karşı oynuyor gibiyiz.