bitcointalk forumunun reklam banneri boş kaldığında theymos bazen oraya "no god, no king" temalı uzun bir mesaj yazıyor. gerçekten coinin türkü veya türküsü olur mu tereddütte kaldım...

bir de kripto paralar arasında gerçekten başarılı olan iki tane coin var. biri bitcoin, ki biz onu bir kişinin mi yoksa bir ekibin mi yaptığını net olarak bilmiyoruz (bir çılgınlar topluluğunun ürünü olabilir). diğeri ethereum, bilgisiyar bilimci bir baba ve annenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş bir uzaylı tarafından geliştirilmiş...

diğer coinlerin alayı (yani, alayı demeyelim de %99.999'u) tokatçılık teması üzerine kurgulanmış işler...

bu alanda bir şeyleri değiştirmek kripto tarihinde bir şeyleri değiştirmek anlamına geliyor. bence bu kolay bir iş değil.

elon biraz paraya sıkıştığı için daha önce banlanan yüksek takipçili ve yüksek etkileşime sahip hesapları bir algoritma vasıtasıyla hiç kontrol etmeden açmıştı... satoshi o hesaplardan biri olabilir, satoshi kullanıcı isminin bu kadar uzun süre boyunca boşta kalması imkansız; uyandırılmış hesaplardan biri olma ihtimali çok yüksek...

bitcoin ile biraz ilgili olan hiç kimse ihtimal dahilindeki bir dolandırıcılık zokasını yemez ama twitter'dan bu kullanıcı ismini gören ve mavi tiki gören (allah'tan sarı değil) birçok kişi için artık çok geç bile (shevchenko henüz maça çıkmamışken soyunma odasından attı golü, ismail baki tuncer anlatımıyla)...

vispilio olmasaydı olmazdık... vispilio'nun kim olduğunu ve bana başka kanallardan nasıl mesajlar gönderdiğini biliyorum ama malum kitlenin de adil olabileceğine dair zerre kadar bir düşüncem varsa onun sayesindedir. ha, yine de partizanca tavırlarla dönüyor merit işleri; bunu kimse inkar edemez... mesela, antalyalı arkadaşlar var, onlar kendi aralarında bir sofra kuruyor ve yiyor, hak eden veya hak etmeyen kimseyle de paylaşmıyorlar (ramiz'in meşhur sahnesindeki eski kahveci gibi https://youtu.be/AvrmYizhD_E). uzun lafın kısası, ben bile vispilio kadar adil olamayabilirdim demek gibi bir itirafta bulunmak istiyorum, bunu da merit ihtiyacım varken bile konusunda yazmamış biri olarak söylüyorum ve merit ihtiyacım olmayan bir kampanyadayken söylüyorum, bunu açıkça ifade edebileceğim daha güçlü bir zamanım olmayacak muhtemelen, en çok direndiğim noktada ve en az ihtiyacımın olduğu bir dönemde samimi bir itiraf olduğu için söylüyorum bunu...

umarım bam teline değdiğimiz için yine ceza yemeyiz, ben biraz saf bir arkadaş olduğum için her defasında bu forumun özgürümsü bir forum olduğu zokasını yiyorum.

boğa mı yoksa ayı mı demek benim için şu anda kolay değil. belki bu ikisi de olmayabilir; uzun vadeli bir yükseliş trendini destekleyebilecek tek argüman halving, ayı diyebilmek için ise elindeki tüm parayı kaybetmek isteyen birisi olmak gerekiyor... ben uzun soluklu düşüş periyodunun bir düzeltmesinin içinde olduğumuzu düşünüyorum. hem altcoin hem de bitcoin açısından önümüz bahar ama ne kadar uzun soluklu olur kesin bir fikrim yok...

bir şekilde halledilebilecek vaatler... peki ya chq iktidar olsaydı:

- selahattin demirtaş'ın içeride yattığı yıllar şeref madalyası olarak göğsüne takılabilirdi
- osman kavala davul ve zurna ile dışarı çıkarılabilirdi
- khk ile şutlanan fetöcülere gündoğardı
- hdp bakanlıklardan birkaçına otururdu
- chq'liler hdp'liler pkk ve ypg için yapılacak operasyonlar için hazırlanan teskereye hayır dedikten sonra birlikte 29 ekim kutlardı

liste böyle uzar gider, halkımız trolleri ciddiye almıyor, gündemi iyi okuyor ve son kararını ölçüp biçerek veriyor...

arap takımları israil ile oynamak istemediler ve maçları boykot ettiler, israil bu nedenle avrupa'ya kaydı. ayrıca her iki taraf için de ciddi güvenlik tehlikesi olduğunu inkar edemeyiz, bir arada olmamaları daha iyi...

yalnız kevin de bruyne, ronaldo, mane, talisca... bu kadro çoğu avrupa takımında yok, keşke bir yolu olsa ve birkaç sezonluğuna avrupa takımları ile oynasalar... bu kadroyu avrupa takımları ile rekabet içindeyken görmek isterdim. bence uefa daha fazla futbolcunun avrupa'dan ayrılmasını engellemek için arap takımlarına karşı kesin bir tavrı aldı.

bu bilimin konusu değil, bu konudaki bütün tartışmalar çatışkıdan ibaret, ancak tanrıyı reddeden biri fazla zorlamasın özgür iradeyi de reddetsin, özgür iradeyi reddeden biri fazla zorlamasın ahlakı da reddetsin çünkü kıyma makinaları bir zamanlar canlı olan et parçalarını paramparça ettiklerinde suçluluk duygusuna sahip olmazlar.

benim cevabım basit ve net: bir eşeğin önüne iki balya saman koysanız birini kokusuna ve rengine göre diğerine tercih eder... bir de kavranması mümkün olmayan bir şeyin diyalektik sınırlarını çizemeyiz, boşuna kafayı çizmeyin (https://youtu.be/EX450xloSus).

sen merak etme kardeşim celal şengör onlara gereken cevabı vermiş. https://twitter.com/ataermeniresmi/status/1717678613502316921

bir de bunlar, bu aziz ve şerefli millete koyun sürüsü der, keşke arada sırada aynaya baksalar... bazen erdoğan'ın bunları derdest etmesinin fazla abartıldığını düşünüyorum, bunlar zaten düz yolda giderken ayakları birbirine dolanıp düşebilecek tıynette insanlar...



100 yıl, 100, yıl, 100 yıl...

kaç tane otomobil fabrikası ürettik bu 100 yılda?
kaç tane uçak fabrikası ürettik bu 100 yılda?
kaç tane tank fabrikası ürettik bu 100 yılda?
kaç tane tüfek fabrikası ürettik bu 100 yılda?
kaç tane iha-siha fabrikası ürettik bu 100 yılda?
kaç tane helikopter fabrikası ürettik bu 100 yılda?

kendi halkına koyun sürüsü, cahil, göbeğini kaşıyan adam diyenlerin gölgesinde heba edilmiş bir 100 yıl bana hiçbir mutluluk vermiyor. halkı birleşmiş ve bütünleşmiş, darbecileri hak ettikleri karanlığa göndermiş, aydınlık bir cumhuriyetin her köşesinde elektrikli otomobil üreten, iha-siha yapan, uçak yapan bir 100. yıl görmek istiyorum.

statlara doluşturulup geri kalmış demir perde ülkeleri gibi avaz avaz bağırttırılmak istemiyorum. ben çocuğumu bu zihniyetten koruyacağım...

araplar kafayı takmış, kevin de bruyne'yi de alacaklarmış... ronaldo'nun da formasını giydiği al nassr futbol takımı önümüzdeki sezon için kevin de bruyne'yi ikna etmeye çalışıyormuş. manchester city belli bir yaşın üzerinde bulunan futbolcularla yollarını kolayca ayırabiliyor ama aynı tarifeyi kevin de bruyne'ye de uygulayacaklar mı emin değilim. neticede, bu sezon birkaç maç kaçırdığı için tepe taklak giden bir manchester city var. bence ondan bu kadar kolay vazgeçmezler, ilkay'ı bile kaybettikleri için bin pişman olduklarına eminim, kevin de bruyne'nin ayrılığı evlat acısı gibi onlara...

lig zaten bu iki takımın lehine koptu, geride kalanlara allah sabırlar versin, geride kalan takımların taraftarlarından herhangi birinin şampiyonluk namına bir beklentisi olduğunu da düşünmüyorum. yani, çok değil, konuya birazcık objektif bakan herkes galatasaray ve fenerbahçe'nin bu sezonu koparttığını söyler ama ben galatasaray'ın bu yarışta çok daha fazla avantajlı olduğunu düşünüyorum. her şeyden önce kadro kalitesi bakımından fenerbahçe'den üstünler ve her iki takımı şampiyonluğa taşıyacak olan oyuncu profili konusunda daha genç isimlere sahipler... dzeko ve tadic bu sezon bütün maçlarda (üç kulvarda) oynayamaz ama icardi ve toreira sakatlık yaşamazsa her türlü ful çeker.

eskiden bu topluma belli başlı isimleri dayatmışlar, işte ne bileyim "dünyaca ünlü yumoş starımız" veya "minik karga" gibi belli başlı isimlerin dışında kimseyi tanıyamamışız... ancak, günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte herkes kolayca fırsat bulabildiği için çok güzel sesleri ve çok güzel melodileri duyma imkanına kavuştuk.

popüler kültürün kucağında seyahat ettiğim şu günlerde yeni keşfim bu arkadaş oldu.

Mert Demir - Ateşe Düştüm
https://youtu.be/RQmXet6kZ-Y

yumoş starlarımız da insanların duygularını sömürmenin kolay olduğu günlerde malum yerlerden belediye konserleri koparıyor, o konserler de olmasa "şok şok şok, kirasını ödeyemiyor, çöp evde yaşıyor" haberlerini okuyacağız bu adamların...

bazı insanlar kendi çaplarında ellerinden geleni yapmaya çalışıyor, bazı insanlar da bununla alay etmeye çalışıyor, türkiye pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da bir kutuplaşma içine giriyor ve tarafların kim olduğunu ve içten içe hangi tarafı desteklediğini aşağı yukarı herkes biliyor... https://twitter.com/1923beyazturk/status/1716527241671098615

boykot gibi bir işe girişmedim ama boykot eden varsa onları tebrik ederim.

ben son zamanlarda %100'e yaklaştığım anda bütün arzları satmaya başladım, tab arzına da farklı bir muamele uygulayacağımı zannetmiyorum, her şeyden önce küçümencik paralar ile onlarcasına ulaşmış kalabalık bir portföyü elimde tutmak istemiyorum (tarzım değil); yumurta mı tavuktan çıkar yoksa tavuk mu yumurtadan çıkar benim konum değil, ben horozun rolünü üstlenmek istiyorum...

doom da benzer bir kurguya sahip. sanırım o dönemlerde çıkan oyunların hemen hemen hepsi bu tarz hikayelere yönelmiş olabilir.

forumda sürekli bir ufo ve uzaylı muhabbeti mi desem yoksa propagandası mı desem dönen bir şeyler var. ufolarla ilgili ne kadar absürt haber varsa forumda konu olarak işleniyor, şimdi geçmişe doğru bir tarama yapsam en az 15 tane böyle saçma sapan haber ve ona bağlı konu bulurum. :)

bir de abede afganistan'dan topuklarını kıçına vura vura kaçtı; nasıl da uzaylılarla aşık atıyormuş? ya biz liseye giderken inci sözlük'te uzaylılarla nasıl sekiz yaptım konulu hikayeler yazardık, bu abede basını da işi iyice o noktaya doğru çekmeye başladı.

malum sıvının müptezeli arkadaşlar var, beşiktaş ligde her puan kaybettiğinde ortalığa çıkıp saçma sapan şeyler yazarak 40 yıllık beşiktaşlı olan beni bile utandırıyorlar... ligde galatasaray üzerimizde çünkü bizden daha iyi bir takım çünkü şampiyonlar liginde bayern münih'e bile gerdek gecesi kabusu yaşattılar. ligde fenerbahçe üzerimizde çünkü bizden daha iyi bir takım çünkü bu sezon deliksiz gidiyorlar.

ligde günah keçisi var ne olsa, tff derler, siyaset derler, hakem derler, kayıkçı misali derler babam derler ve asla utanmazlar ve saçma sapan şeyler söylerler ama avrupa'ya gittiğimizde ve bize orada boruyu döşediklerinde günah keçisi bulamazlar; mahalle takımı gelir silindir gibi ezip geçer böyle...

şenol güneş seçimden sonra görevi bırakmalıydı, çok erken bıraktı ve biraz yüzüstü kaldık maalesef, seçimler neticelendikten sonra yeni yönetimin önünü açmak için istifasını verebilirdi. bu istifası zamanlama bakımından biraz anlamsız oldu ve bugün bodo glimt dahil diğer kötü sonuçların sebebi oldu maalesef... ben yine de şenol hocayı seviyorum, beşiktaş'a geçen hakkı asla ödenemez...

genel olarak vergiler çok yüksek, vergilerin yüksek olması eleştiri konusu olabilir ve bence daha doğru bir eleştiri de olur ama sağlanan teşvikin eleştiri konusu olması çok doğru değil (çok doğru değil, az doğru :d)...

belki, bu kampanyada mimarlık, mühendislik ve güzel sanatlar vs. okuyan öğrencilere bir ayrıcalık tanınabilirdi bilgisayar konusunda (çizim programları yüksek performans gerektiren ekran kartlarını zorunlu kılıyor); ama aslında ben sosyal devlet zırvalığına kökünden karşı olduğum için içten içe bu uygulamaya da çok sıcak bakmıyorum (itiraf ettim rahatladım)...

geçen gün bazı arkadaşlar din üzerinden faiz gerilimi hakkında trol bir konu açmıştı. trol bir konu olduğu için saçma sapan bir konu olmuştu...

kısmi rezerv para sistemini koy çuvala, faizi koy çuvala (düşükmüş, yüksekmiş goygoyunu da koy), merkez bankasını koy çuvala, hepsini salla salla vur duvara çünkü bunların hepsi fiktif işlemler... reel olmayan, kurgusal, aracıların kağıt üzerinde para kazanmak için oluşturduğu sıfır riskli işlemler... bundan 100 sene öncesinde -faiz başta olmak üzere- bu işlemlerin hiçbiri ciddiye alınmayan işlemlerdi. mal para sistemlerden kopuş ile kullanılmaya başlanan itibari paralar sayesinde güç kazanan kavramlar bunlar... sanki normallermiş gibi davranıyoruz ama bir anomalinin içinde kendilerini bize dayatan kağıttan kaplanlardan başka bir şey değiller...

bunu sağlamanın yolu darbelerden ve darbeci zihniyetten arınmış bir ülke olmaktan geçer ama bizle ilgili olan kısma ben de pek giremiyorum, zira darbeci vesayetçi zihniyetten yavaş yavaş kurtulup demokratikleşme adımları atıyor olsak da henüz demokratikleşme çabamızın çeyreği kadar bile özgür bir ülke olamadığımız için o kısımlar bonnnbalı sütlaç... belki, bir darbeden sonra oluşan 1982 anayasasından kurtulup daha özgürlükçü bir anayasaya sahip olursak her şeyi daha rahat konuşabiliriz. kaldı ki cumhuriyetin 100. yılına bir darbe anayasası ile girmek bile başlı başlına bir utanç; siz önden girin, dilerseniz statlara doluşup sabahlara kadar avaz avaz bağırarak kutlama yapın, ben birkaç sene arkadan gelmek istiyorum arkadaşlar...

abdullah avcı kati kuralları olan bir oyun sistemine sahip ve sistemini oluşturabilmesi için belli başlı oyunculara ihtiyacı var... beşiktaş'ta bu yüzden başarılı olamamıştı, ben onun beşiktaş'ta uzun yıllar boyunca görev almasını çok isterdim... vida varken oyunu savunmadan kurgulayıp 45-50 metrelik bir alana sıkıştırmaya çalışıyorduk, o dönem biraz transfer bütçemiz olsaydı veya vida gibi sağlam kontratlara sahip futbolculardan kolayca kurtulabilseydik ve avcı'ya biraz şans tanısaydık bence çok iyi bir takıma dönüşebilirdik...

trabzonspor'da ya ezber bozan sistemler deneyecek, ki bu da onun hoşnut olacağı bir şey olmayacak, ya da ara transfer döneminde çok fazla transfer yapacaklar (kendisine birtakım sözler verilmiştir, imzaladığı mukavele o kadar da boş değildir)...

iri ve güçlü köpek türleri ile yan yana kaldım ve bazılarına kısa bir süreliğine bakıcılık yaptım ama köpeklere hayranlık duymamın en büyük sebebi sürü hallerindeki faaliyetleri... 6-8 tane kadar çoban köpeği ile birlikte kaldım ve bunlar bildiğiniz kırma köpeklerdi ama sürü halindeki hareketleri o kadar çok etkileyiciydi ki kedi mi yoksa köpek mi sorusuna vereceğim cevabı belirledi...

ancak, yalnızca bugün bizim pisi pisi psikopatı iki kere köpek kovalarken gördüm. böyle bir tane kedi bence on bin tane köpeği yok eder (https://www.youtube.com/watch?v=9LcSw74RHEA).

her zaman dışarı çıkma fırsatı bulamıyorum; denk mi geldim yoksa bu aralar biraz fazlaca psikonevrotik ataklar mı geçiriyor bilmiyorum ama sonuç olarak birinde doğrudan köpeğin birinin ayaklarına arkadan dalarken gördüm, diğerinde ise köpeği kovalarken gördüm (köpekler de bel seviyesine yakın büyüklükteki sokak köpekleriydi). tek kelime ile hayranıyım...

limit düşük ama 9500 liralık telefon gayet de yeterli olur bence... sonuçta, bu uygulamanın amacı herkesi 70-80 bin liralık iphonelarla donatmak değil. bu uygulamanın amacı güncel yazılıma sahip ihtiyaçlara erişemeyen gençlere yardımcı olmak... kaldı ki, listede iphone yok diye eleştiri yapanlar benim gibi iphone kullanmayanları da dolaylı olarak hor görüyor.


çok konuşsak da bazen bir şeyler anlatmamız mümkün olmuyor, bazen birkaç görsel her şeyi daha kolay anlatıyor. twitter'da ataermeni diye bir trol var, bu ve benzeri konularla iyi alay ediyor. biliyorsunuz, türkiye'de malum bir kitle var, her halleriyle çelişki, her halleriyle iğreti...

https://twitter.com/ataermeniresmi/status/1717246651759288589