Dün antalya semt pazarı dağılmaya yüz tutmuşken yetişti arkadaşım. Artık son kalan domatesler çürük değiller ama bütün müşteriler mıncıkladığı için kendisinden geçmiş. En ucuz 6 lira.
Hem antalya'da hem de pazarda bu fiyatlar böyleyse marketlerde 8-10 lira vardır.

işte olayın özeti. Hangi amaçla çıkartılmış olursa olsun kimsenin etlisine sütlüsüne karışmadan bunlar gerçekleşecek.

satıcılar orada müşterisini dolandırmaya yönelik kelime oyunları yapıyorlar işte. 25 yıl boyunca elektrik üretimi garantisi veriyormuş. Peki ya ne kadar üretecek. Bana verimden haber ver %kaç verimle üretim yapacak 10. yılından sonra.

arkadaşların söylediği gibi turuncu bölge diye bulutlu havalarda da yüksek verimde elektrik üretemez. bulut ne kadar fazla verim o kadar düşer çünkü düşmüyor güneş enerjisi.

Kısaca güneş panellerinin mantığını bilen bir adam bu küçük oyunlara düşmez. En basit bir anlatımla güneş panelleri dediğimiz şey milyonlarca solar cellerden oluşur. bu hücreler 2 tabakadır. güneş enerjisi üsteki çarptığı zaman o enerji ile üstte bulunan hücrelerdeki elektronu kopartır ve hemen altında bulunan tabakadaki boş katmanlara yerleşir. Bu da elektrik enerjisinin oluşmasını sağlar. Bu en basit anlatım.

(Güneş enerjisini aldığı açı önemlidir ona göre enerji düşer çünkü. Aşağıdaki arkadaşın bahsettiği gibi enerjiyi uygun açı ile almıyorsa verimi düşer.
Havada bulut varsa bulutlar gelen enerjiyi soğuracağı için buluttan geçen enerji daha az olacaktır. Bu da yine üretim verimini düşürecektir. )


Ben doğrudan üretim yapmadığım için elimde şu kadarlık üretimden bu kadar kazandım diye bilmiyorum ama lisanssız bir şekilde sen elektrik ürettiğin zaman üretim yöntemine göre devletten aldığın para belli. Dolar kuru yüksek olduğu için ve güneş enerjisinin desteği daha fazla olduğu için aradaki dağıtım ücretleri bu arada birbirini aşağı yukarı dengeliyor diye biliyorum.

Devlet lisanssız üretimlerde güneş enerjisinden üretilen elektriğin KW'ına 13.3 cent ödeme yapıyor. (Tabi bunun içinden dağıtım bedeli- trt cartlar curtlar düşülerek ayrıca vergisi falan)

Dağıtım bedeli vergilerle falan yarıya yakınını götürüyor. şu şartlarda 40 kuruş civarında olması gerekiyor.

12 kuruş bana bir hiç geldi. 12 kuruş olmuş olsaydı Akdeniz bölgesini güneş panelleriyle doldurmazlardı herhalde. 1MW'a kadar olan bütün tesisler lisanssız üretime giriyor ve aynı şekilde ücretlendiriliyor.

Tabi bunu en iyi yapan bilir. abim tedaşta çalışmasına rağmen o bile tam çözebilmiş değil çünkü arada YEKDEM destekleri de devreye giriyor.

Hocam bu işi projelendirdiğin taktirde ne buluttan ne de rig kapandı tekrar açalım derdinden kurtulursun. Çift yönlü sayaç takılıyor evine. Senin güneş panellerinden ürettiğin elektrik sisteme salınıyor sen de tedaşın hattından normal elektriğini kullanıyorsun. Ay sonu fatura geldiği zaman bakarlar 10 kw üretmişsin 20 kw kullanmışsın. Tedaş o 10 kw'nın ücretini alır.


Gündüz güneş panellerinden gece de şebekeden çekersem bu sistem kendini 5 yılda kurtarıyor. Bu bana zor geldi.

Ankara yıllık güneşlenme süresi yaklaşık 2400 saat. Senin bölgene göre +-200 olabilir. biz 2400 üstünden bakarsak.
5kw/saat (enerji üretebilen güneş paneli) * 2400 saat/yıl = 12bin kw/yıl
elektrik 50 kuruştan 12bin kw = 6 bin lira.

50bin lirayı amorti süresi 8buçuk yıl

Ha o zamana kadar elektrik fiyatı artar orası ayrı.

edit: en önemli not güneş panellerinin 25 yıl elektrik üretmesi iyi bir şey ama yeterli değil. verim de önemli oluyor o konuda. 10 yıl sonra verimi %30 düşecekse 20 yıl sonra %60'ı düşecekse elektrik üretmesinin pek bir manası kalmıyor.

Hangi şirket bu kadar 1 gün içinde bu hesap kitap işlemlerini yapabilecekmiş de başvurabilecekmiş. Bu kadar acil miymiş bu 300 tır et de bir günde hemen işi bitirmek zorunda kalmışlar.

O sırada ABD değil Kanada ile aramızda bir problem olsaydı bu olayların hepsi onlara yüklenecekti zaten biz çok unutkan bir milletiz. Örnekleri bir değil iki değil. Öyle bir yönetiliyoruz ki aynı süleyman demirelin dediği gibi dün dündür bugün bugündür.

Alkışlamaya devam. Ver mehteri ver.

ülkenin ekonomik anlamda denetlenmesini amerikalılara vermedik mi arayı bulabilmek için gelin bizi denetleyin denildi büyük ihtimalle 

para parayı çekmiyor. Paranın kimde olduğu önemli artık. Paranın sahibi eğer ki muhalefet yapıyorsa yaptığı iş ne kadar iyi olursa olsun hakkını alamıyor. Para birilerinin tanıdıklarındaysa ne iş yaptığın veya nasıl iş yaptığın önemli değil. O para da ihalelerde seni buluyor.

Tren kazası yapıldıktan sonra o ihaleyi yapan firmaya soruşturma açıldı mı? o kadar insan öldükten sonra nasıl unutuldu demi.

Dönmeyecek zaten döndüremeyecekler. Ben bu şartlar altında araba almam mesela. Biz devamlı inşaata bakıyoruz da otomotiv sektörü her ay daha çok daralıyor. Geçen yıl bu aya göre satışlar %68'e yakın düşmüş. Bunda sadece şirketler mi zarar görüyor. Bunun tedarikçisinden, yedek parçacısına kadar orada çalışan işçisine kadar hepsi zarar görecek.

100bin liralık bir kobi kredisi çekmeye kalsam 5 yıl geri ödemeli şekilde ödemem 240bin lira çıkıyor. Ben hangi işi kuracağım veya hangi işimi geliştireceğim de bu krediyi kapatacağım. Hele ortalık bu kadar belirsiz kur bu kadar dengesizken.

300bin liralık bir konut kredisi çekmeye kalsam 10 yıl da ödeme şeklinde toplam ödemem en düşük 800bin tl.

100bin tl taşıt kredisi 4 yıl geri ödemesi. toplam ödeme 220bini geçiyor.
zaten 50 bin liralık arabayı devletin sadece ötvsi ile 100 bine alıyorum üstüne bankaya da 2 araba parası veriyorum. Devlet diyor ki birader araba almak istiyorsan 4 tane alacaksın 2 si bankaya gidecek birini ben alacağım biri sende kalacak. Hadi oradan.

Ekonomi küçülmeye gidecek. Küçüldükçe küçülecek işsizlikte bu küçülmeye artacak.

ha bu arada 3 tane büyük ayakkabı firması daha şimdiden battı.

şöyle bir gerçek var. 100 tane suçluyu sen bir yere kapattığın zaman neden yaptık biz bunu bundan sonra daha dikkatli yaşayalım diye mi konuşacaklar yoksa hepsi geçmişinde neler yaptığını anlatarak birbirlerini daha da mı gazlayacak? Kendilerini telkin edip hayatlarına çeki düzen verseler her yıl yeni hapishanelerin yapılıyor olmasına veya hapishanenin büyütülmesine gerek kalmazdı.

Hapishane geçmişi olan çok fazla tanıdığım insan yok. Bir tane akrabam vardı sadece hafif bir suç olduğu için açık ve rahat bir hapishanede yatmıştı. Ziyaretine gittiğim zaman rahatsız oldum duramadım. Bizim gibi insanlar evet hapishaneden korkabilir ama onların yaşam tarzı olmuş artık.

Bir de kısa süreli bir grup ile arkadaşlık kurmuştum arkadaşlık demeyeceğim bana abilik yapmışlardı yaşça benden çok büyüklerdi ama hayatlarını o kısa zamanda izledim. Hapishaneye girmiş çıkmışlar 2şer 3 er kere sonra eskisi gibi devam ediyorlardı belki de daha hızlı bir şekilde. Yine aynı işler yine aynı hayat tarzı.

Devamlı af teklifleriyle içerdeki ve dışardaki insanlar daha rahat hareket ediyorlar artık. Nasılsa bir af çıkar nasılsa bir şey olur yırtarız mantığındalar. Sen kapkaççıyı emniyetin ön kapısından alır ifadesini aldıktan sonra dışarı salarsan bu adam bu hayata alışır artık. Başka bir şey yapmaya çalışmaz. Nasıl olsa dosyalar birikiyor orada yaralamıyor da kimseyi en fazla 3 5 ay ceza alır onda da denetimli serbestlik falan kurtarır. Bu kapkaç sadece kapkaçla ibaret mi kalacak sanki

Bunları salsınlar 3 5 yıl sonra tekrar içeri sokmaya çalışacaklar bitmek bilmeyen davalar sürecek. O 3 5 yıl içinde de çektirecekler bize çocuklarımıza.

Bitcoine bugün ne oldu hangi haber geldi de bir anda yine düşmeye başladı. Kalkınca bir bakayım dedim de yine kıpkırmızı olmuş ortalık.

Bana da Monero çıktı. 

"Sen insanlar arasında bulunmaktansa tek başına karanlık sokaklarda gezmeyi tercih edersin. Sana kimsenin karışmasına ve yargılamasına izin vermezsin. İnsanlar sana bakmazken çok daha mutlusun. Senin kripto para birimin Monero!"

Bu tip olayların hepsinden sonra nedense sadece "ne de olsa Türkiye'de yaşıyoruz, burası Türkiye" demekten sıkıldım artık.
Böyle böyle gelişmiş ülkelerin arasına katılacağız artık.

Moonforum var özellikleri bakımından bitcointalk'tan daha gelişmiş bir forum fakat forumun kurucuları geçmişte yaptığı kampanyalarda bir çok kişinin tokenlerine çöktüler.

KriptoguruTR arkadaştan Allah razı olsun. Bir tane mesajıma 1 tane merit atmış. Onun sayesinde Newbie olmaktan kurtuldum. 1 merit daha gelirde sMeritim olursa ilk göndereceğim adam yeni kuraldan dolayı 100 activitylerden Newbieye düşen olacaktır.

Geçmiş zamanda iphone ve samsungun dolar kurundan dolayı yaptığı zam gibi huawei de ürünlerine zam yapmış. zam oranı yaklaşık %25-30 arasında değişiyor.

hırsızlıkların şekli değişti artık. hele kendilerini yargılayacak olan insanlarda kendileri olduğu için siber saldırı diye kulp takıp geçiyorlar. Kim sistemlerine erişebiliyor zaten.

yastık altındaki dolarları bozdurun derken kendi dolarlarını man adasına gönderdiler. Bu uçak ne ki cumhurbaşkanlığına ait 14 tane VIP uçak mevcut zaten üstüne 3 tane de helikopter.

uçaklar helikopterlerin yanında 260 tan fazla da özel üretilmiş özel ekipmanlarla desteklenmiş araç filosuna sahip.

Dolar 6 lira olduktan sonra 15bin lira olması normal değil mi? sonuçta bu telefondan apple 700 dolar kazanıyorsa bizim devletimizde vergileriyle 700 dolar kazanıyor. Kalanı da üretim masrafı artı aracıların kar marjı.

zamanında bas bas bağırdılar yandaş bir medya havuzu oluşturuyor diye. İş adamlarından para toplandı kanallar teker teker alınıp kendilerine bağlandı. İnsanların gerçeklerden uzak kalması için, istediklerini istedikleri gibi servis edebilmek için yaptıkları en akıllıca hamleydi.

Artık kimsenin hiç bir şeyden haberi yok. Instagramda arada denk geliyorum. İşçilerin paylaşımını yapıyorlar. Şu tarihte şu arkadaş öldü, şu tarihte şu arkadaş sakat kaldı, şu kazalar yaşandı diye. İnsanlar artık sesini bile duyuramıyor. Bazı kanallar bunu duyurmak isteseler de doğrudan yalancı, iftiracı yaftasını yapıştırıyorlar.