Merhaba JunkieCyclone, ben de bahsettiğin fikir üzerine düşündüm, bir rüzgar türbinini, ana şebekeye bağlı olmadan nasıl kendini finanse eder üzerine, forumu biraz da bu yüzden takip ediyorum, biraz işin mutfağını da öğreneyim diye,
Rüzgar enerjisi hakkında biraz bilgiliyim, hatta bu konuda arkadaşlarım çalışma yapıp uluslar arası bir yarışta, çok düşük imkanlarla bir çok büyük imkanları olan takımları geride bıraktık, medyada bulabilirsin çalışmayı, anonimite adına burda link paylaşmam doğru olmaz, özelden link atabilirim,
Rüzgar enerjisi dünyada gerçekten bakir bir konu, otomotiv endüstrisi ya da elektronik endüstrisi gibi bir kere tren kaçırıldığında hep geride kalınacak bir konu değil aksine ne kadar gelişirse gelişsin uzun yıllar bakir kalacak bir konu,
Bir yere rüzgar türbini kurmak için arazide 4-5 sene ölçüm yapmak gerekli, bu olası meteorolojik riskleri minimize etmek için oldukça önemli, ülkemizde de dünya da da ölçüm süresi ortalama bu kadar,
Rüzgar türbinlerinin en önemli handikapı fonlama giderleri;
sadece ülkemizde değil dünyanın genelinde, endüstriyel türbinler kurmak için yerel hükümetlerle ve büyük bankalarla çalışmak gereklidir, bunun içinde alanında tanınmış bir aracı kurum gerekli,
Her ne kadar aksi sanılsa da, Türkiye bu tarz yatırımlara verilen teşvikler bakımından dünyada kötü bir sıralamaya sahip değil. Aksine oldukça iyi teşvikler söz konusu,
Avrupa imar bankası bu tarz yatırımlar için fonlama sağlıyor, hem de başka bir çok yatırıma göstermediği imkanları sağlıyor, yani anlayacağın yeter ki gel rüzgar türbini kur diye gözünün içine bakıyorlar şirketlerin.
Dünyada çok uluslu 8 tane sözü geçer türbin üreticisi firma var, bunlar genel olarak türbinleri anahtar teslim vermezler (veremezler), dünya genelin türbin sattıkları ülkelerde, bazı parçaların alt yüklenici bazında üretimi, kurulum, alt-yapı işleri, bakım vs gibi çok önemli maliyet kalemlerini (ki türbin maliyetinin %40 kadar devasa bir rakamdır) yerel üreticilerle bölüşürler, ki ülkemiz bu tarz işler için maliyet açısından biçilmiş kaftandır. Bu konuda şanslıyız.
Türkiyede bu büyük firmaların satışta 3-4 tanesi hatırı sayılır pazar payına sahip ve yerel firmalarla çok iyi kordineler, en çok pazar payı vestasta, satılan 4 türbinin 1 i vestastır diyebilirim, anlaşma yapmak için bu gibi büyük firmalardan fiyat alınmalı,
Fiyatı etkileyen gerçekten 100 tane etmen var, bunları say say bitmez yoruluruz,
ama hesap yapacak olursa ama çok kabaca bir hesapla kw başına 800-1000 euro gibi bir yatırım maliyeti bizleri bekler, örneğin 3Mw bir türbin için 3 milyon euro yeterli olur. Bunun özelliği fonlanabilir olmasıdır.
Eğer endüstriyel rüzgar türbinleri fonlanamazsa ve yatırım yükü şahısların veya şirketlerin sırtında olduğunda, maliyetler yatırım yapılamaz düzeylere gelir, (türbin ömründen çok daha uzun süreler haline gelir 20-25 yıl gibi)
Ayrıca yatırım yaparken size düşük faizli kredi- hibe veren kurumun sizi bağlayan çok fazla isteği vardır, ayrıca yasal yükümlülükleriniz de oldukça fazladır, yani ne yazık ki profesyonel olarak endüstriyel boyutta elektirik üretip, bunu mining de kullanırken önünüze onlarca engel çıkar,
eğer yaparsanızda bu karlı olmaz, fonlama maliyetiniz çok artar batarsınız, (büyük ihtimalle zaten sizi türbinleri kuracak aşamaya bile getirmezler)
Ayrıca bu tarz türbinler lisans gerektirir (şu an 1Mw üstü) , ve türkiyede bu rüzgar tarlalarının lisans maliyetleri gerçekten karışıktır, adeta bir borsa haline gelmiştir.
Bir de bu tarz türbinlerin yakınınında yerleşim kuramazsınız yaşayamazsınız, elektriğini uzağa iletip kimseye bulaşmadan mining yapmak içinde yine alt yapı maliyeti gerekir. (şebekeye satmak daha karlı hale gelir)
Bunun gibi üzerinde düşünülünce bu işin mantıksız olduğu hakkında 20-30 argüman var.
Madencilik için yapılması gereken farzı misal aramızda para toplayıp 50-100k usd miz topladığımızı varsayıyorum, yerli üretici firmalardan 1kw, 5kw 10kw gibi rüzgar türbinleri satın alıp parsel parsel yerleştirip, (kurulumunu ben ücretsiz yaparım
), yatırımcı başına dağıtmak olabilir, ya da bu fiyata 50kw lık güzel bir türbin satın alıp (bu daha mantıklı), tesisatını kurup, çatır çatır mining yapılabilir, kimse de size sen burda ne yapıyorsun hemşerim diye bir şey sormaz ne maliye ne belediye, lisasda soramazlar bu yüzden 50Kw yı şebekeye satmaktan daha karlı olur,
Bakım gideri en büyük kalemdir, eğer bu tarz bi miningi meslek edinirseniz bakım işlerini de öğrenirsiniz diye düşünüyorum,
+elektrik sarfiyatı/mining geliri, mining yatırımı roi vs, kısmını hesaplamadım, zaten çok değişken günlük olarak, ve benim hakim olduğum bir konu değil.
Ayrıca yenilenebilir yeşil bir enerjiyi, böyle enerji katili bir işte kullanmak üzerinde çok uzun süre düşünülmesi gereken bir konu. Böyle bir iş için mini bir doğalgaz santrali kurmak doğaya daha az zarar verir, çünkü rüzgar türbini üretilirken de doğaya zarar veririz, ve böyle bir işle ürettiği yeşil enerjiyide tümden yok ederiz. Bu yeşil enerjinin çıkış noktasına, amacına, mantığına tümden aykırıdır,
Burda bitcoine karşı olduğum anlaşılmasın aksine BTC nin bizi çok daha temiz bir dünyaya götüreceğine inanıyorum, her ne kadar devasa düzeyde elektrik harcıyor gibi gözüksede, bitcoin üretiminin dünyadaki elektrik sarfiyatına oranı okyanusdaki bir damla kadar, fakat insanoğluna getirdiği özgürlük ve özgüven dünyayı biraz daha yaşanılabilir bir yer haline getirecek gibi.