Bitcoin Forum
June 25, 2024, 09:18:03 PM *
News: Latest Bitcoin Core release: 27.0 [Torrent]
 
   Home   Help Search Login Register More  
Pages: [1] 2 3 4 »  All
  Print  
Author Topic: ANALİZ : Ekonominin yüksek oranda büyümesi iyi midir?  (Read 568 times)
Cryptorianx (OP)
Full Member
***
Offline Offline

Activity: 411
Merit: 134


View Profile WWW
June 14, 2018, 08:20:51 AM
Last edit: August 13, 2018, 06:03:48 AM by Cryptorianx
Merited by by rallier (3)
 #1


Yapısal ekonomik sorunların yanında özellikle son dönemlerde yaşadığımız döviz kuru artışlarına/baskılarına dair bir analiz paylaşmak istiyorum:

Yakın zamanda açıklanan büyüme rakamlarını sıkça duyuyor ve hatta açılan başlıklarda da sıkça görüyoruz.Türkiye ekonomisi yüksek bir oranda (%7.4) büyüdü.Evet görünüşte bu rakam bizleri cezbediyor.Fakat realitide Türkiye ekonomisi için yüksek büyüme oranları içinden geçtiğimiz konjonktürde iyi midir?

Öncelikle malumunuz Türkiye’nin şu anda en büyük sorunu döviz açığı sorunudur.Bu sorun da yeni değildir.Özellikle 1950 yılından sonra hemen hemen her on yılın sonunda Türkiye döviz sıkıntısı ile karşı karşıya kalmış ve çoğu zamanda rahmetli Demirel'in deyimiyle 70 cente muhtaç kalmıştır.Peki şimdi durum neyin göstergesidir?Neden 70 cente muhtaç kalıyor ve akabinde büyük,derin krizler yaşıyoruz.Durum özetle şudur: Yaklaşık 450 milyar ABD Dolar’ı dış borcumuz var.Bu bilinen bir gerçek. (Özel sektörün payı yaklaşık 350 milyardır diğeri kamu sektörünün borcu). Bu borcunda önümüzdeki yıl ödenmesi gereken tutarı (dış borç çevrim tutarı) yaklaşık 200 milyar dolara tekabül ediyor. Dolayısıyla gerek yurtiçi gerekse yurt dışı (bizi her zaman yıkmak isteyen iç ve dış güçler de dahil) kaynaklı faktörlerin tetiklediği bir bahane ile döviz kurları artma eğiliminde olması olağandır.Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının(TCMB) brüt döviz rezervi 110 milyar dolar civarında olmasına bu artma eğilimi devam ediyor,etmekte.

Bilakis 1994 krizi öncesi 1993 yılında, 2001 krizi öncesi 2000 yılında, dış ticaret ve cari açığımız rekor düzeylerde açık vermişti.Keza takip eden yıllarda finansal krizler yaşandı.Peki bu kriz yıllarında ne oldu?Örneğin, hem 1994 , hem de 2001 yılında dış ticaret açığımız ciddi oranda kapandı ve hatta cari işlemler dengemiz her iki yılda da fazla verdi.Fakat buna karşın, 1994 yılında ekonomimiz %6,3 , 2001 yılında ise %9,5 küçüldü.

Bu verilerden şu sonuca ulaşılır: Türkiye ekonomisi yüksek büyüdüğü dönemlerde ciddi dış ticaret ve cari açık sorunu ile karşı karşıya kalmıştır. Çünkü yüksek büyüme dönemlerinde ithalat(dış alım) patlamaktadır. Bunun nedeni de, ithalatın %75'inin hammadde, %15'inin yatırım/sermaye malı olmasıdır.Bir başka ifadeyle %90’lık kısmı yüksek büyüme için kullanılmaktadır. Kriz yıllarında ise, büyüme oranı düştüğü için ithalat kapasitesi ciddi azalmaktadır. Yakın tarihe göz atacak olursak:

Mesela Türkiye ekonomisi 2014, 2015, 2016 yıllarında ortalama %3-4 arasında büyümüştür. Dolayısıyla dış ticaret açığı daralmış ve cari açıkta sorun olmaktan çıkmıştır. Ancak 2017 yılında %7,4 büyümemiz ve her zamanki gibi ithalatı(dış alımı) arttırmış ve bu da cari açığı ciddi sayılabilecek ölçüde bozma eğilimine sokmuştur.Cari açık + dış borç + yurtiçi ve yurtdışı olumsuz faktörler beraberinde kur artışlarını getirmiştir.

Dolayısıyla, Türkiye ekonomisi, döviz açığı ve özellikle 2010’lı yıllarda özel sektörün dış borcudur.Yüksek büyüdüğümüz zaman, yapısal sorunlar çözülemediği için, dış ticaret açığı da, cari açıkta (ikisinin birlikte görünmesine ikiz açık denir ki buna kamu sektörünü de dahil ederseniz üçüz açık sarmalına doğru bir anafora/hortuma doğru yol almış olursunuz.) ve hatta kurlarda artma eğilimine girecektir. Bu kaçınılmaz bir gerçektir sayın arkadaşlar.Bu da finansal krizlere zemin keza bizde geçmişti ve hatta maalesef yakın gelecekte de görüleceği üzere krizlere zemin hazırlamaktadır.Özetle TÜRKİYE’NİN bu şartlarda, YÜKSEK BÜYÜMEYE DEĞİL, İSTİKRARLI BİR SEVİYEDE/ORANDA (örneğin her yıl yüzde 4,5 veya 5 gibi) BÜYÜMESİ DAHA UYGUN ve MANTIKLI OLACAKTIR.Bir başka ifadeyle dışa bağımlı/hormonlu büyüme yerine ihracata dayalı büyüme modelleri baz alınmalı.Vücut geliştirip 50cm kol yapacam diye gidip anabolik streoid alıp 1-2 ay söneceğine kendi köyünün tavuğunun etini,yumurtasını ye 35cm kol yap 2 günde de sönüp ele güne rezil olmama durumu aslında.

Evet,peki çözüm nedir,ne olmalıdır?Kısaca yüksek büyüme dönemlerinde döviz açığımızı artırmayacak yapısal bir ekonomi politikası uygulanmasıdır. Onun da olmazsa olması katma değeri yüksek,sermaye yoğun ürün üretip satmak yani ihracattır(dış satım). Hem döviz açığımız artmaz, hem de ihracat büyümeye ciddi katkı sağlar. (Güney Kore gibi)

Güney Kore demişken.Bilakis son günlerde seçim mitinglerin,televizyon reklamlarında Güney Kore örneği veriliyor.İşin evveliyatına baktığımızda Türkiye ekonomisi aynen Güney Kore gibi 1980 yılından sonra “ihracata dayalı büyüme modelini” benimsemişti.Fakat  Güney Kore bunu başardı.Örneğin Güney Kore ile Türkiye’nin kişi başına düşen geliri 1980 yılında hemen hemen aynı iken, şimdi bizim kişi başına düşen gelir 9000 $ , Güney Kore’nin ise 30.000 bin dolar civarındadır. Çünkü Güney Kore, ihracata dayalı büyümeyi becerip global düzeyde markalar yaratmıştır.Biz ise maalesef enerji bakımından dışa bağımlı ekonomimiz içerisindeki emek yoğun montaj/fason sanayimizle cebelleşip durmaktayız ve Güney Kore gibi küresel markalarımız henüz tam anlamıyla oluşmadı.Özellikle son zamanlarda siyasetçilerin Güney Kore örneğini göstermesi biraz bu realiteye abes-e iştigaldir.Önceki hükümetler de dahil bir vatandaş olarak şunu sorarım mesela ben: 1980'den sonra ne oldu da Güney Kore'deki vatandaş benden 3 kat daha zengin hale geldi ve ben niye gelemedim?

Maalesef bizler hala Merkez Bankası faizleri ne kadar artırır ise, döviz kurları düşer zannediyoruz.Sanki TCBM ekonominin bütün yükünü çekmek durumundaymış gibi.(Bu arada Türkiye Cumhuriyeti değil TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI'dır.Genelde görsel ve yazılı basında "Cumhuriyeti" şeklinde yanlış yazılmaktadır.Neyse devam edelim kaldığımız yerden.)

Kur zaten artacağı kadar artmış.Bundan sonra düşse nereye kadar düşecek?Size basit bir soru: ekonomide yapısal değişiklikler olmadığı sürece 2019'un ilk çeyreğinde 1$=5tl mi olur yoksa 6-7tl mi olur?En başta bu yapısal (en önemlisi ihracat) sorunu çözmedikten sonra, Merkez Bankası’nın geç kalınmış faizleri artırma çabası hiç bir işe yaramayacaktır.Eviniz yanıyor siz de yangını bahçe hortumuyla sulayarak söndürmeye çalışıyorsunuz.Buna ek olarak ABD'den yeni bir faiz artışı daha geldi.Yatırımları dışlıyor diyerek faiz arttırmayalım mı diyecekseniz kendi merkez bankanıza?Yoksa yapısal çözümler getirerek bu döviz baskısını kontrol altına mı almaya çalışacaksınız?Elle tutulur bir politika üretmeniz,sunmanız lazım.

"Allah büyüktür,onların doları varsa bizim de Allah'ımız var, aynı Gemideyiz, bu günler de geçer!" vb. iç politika malzemesi yapılan söylemlerle meseleyi geçiştirip nabza göre şerbet vermek, uzun vadede kesinlikle bir çözüm getirmeyecektir.


Türk Lirasının diğer yabancı paralar karşısındaki değer kaybı,2012-2018

Son sözümü sayın Özgür Demirtaş hocamdan alıntı yaparak bitirmek istiyorum:

"Cebinde 100 lira paran var.
Üstüne 500 lira borç aldın.
Şov amaçlı,
Uzun vadede yüksek kar getirmeyecek yatırıma yatırdın.Mesela betona.
600 liralık adamım diye övünüyorsun.
Halbuki sen artık 100 liralıkta değilsin
Borç aldığın para senin değildi,
Borcun faizi de 99 lira olsun.
Sen artık 1 liralıksın"
grcnn
Member
**
Offline Offline

Activity: 448
Merit: 11


View Profile
June 14, 2018, 08:47:17 AM
 #2

güzel olmuş böyle bilgilendirici bilgiler olmalı her kes gibi bin tane konu açmaktansa az ve öz iyidir  Smiley Wink Huh Cool

  ▬[  FXPay.IO  ]▬   
▌ A Decentralized Gateway to The World's Digital Ecosystem  ▌
▬▬  MAIN SALE STARTS 1st AUGUST▬▬ | Twitter  | Telegram  | ANN  | Medium  | LinkedIn  | Facebook| ▬▬
jullerkone
Newbie
*
Offline Offline

Activity: 182
Merit: 0


View Profile WWW
June 14, 2018, 09:10:31 AM
 #3

ekonomik büyüme faiz, enflasyon, dolar kuru hangisine katkısı var. ekonomik büyüme her şey demek değil. bu sene istersek %50 büyüyelim o dolar kuru hepsi yukarı yönlü hareketine devam eder. ithalata dayalı pazar ülkesiyiz. bence tepedekiler bu sorunları çözmek için uğraşmıyorlar bile. seçimden sonra birinci öncelik enflasyon ile mücadeleymiş evet seçimden önceki mücadeleyi gördük.
Sirtho
Member
**
Offline Offline

Activity: 244
Merit: 10


View Profile
June 14, 2018, 10:15:45 AM
 #4

Üreterek ekomominizi büyütüyorsanız iyide, bizim ülkemizdeki gibi ekonomik büyümeler biraz havada kalıyor. Üretim adına hiçbir şey kalmadı sadece ithal ediyoruz. Daha önce dünyada üretimde ilk sıralarda bulunduğumuz çoğu şeyi artık ithal eder hale geldik.

jorgesalcedo
Member
**
Offline Offline

Activity: 728
Merit: 10

Trphy.io


View Profile
June 14, 2018, 11:04:15 AM
 #5

Söylediğin gibi ekonomik büyüme iyidir ama bunun dayanağı nedir onu çok iyi incelemek gerekir.
Gündeme yönelik de aslında bilgilendirici bir yazı olmuş ama anlayana artık...

heidikim
Full Member
***
Offline Offline

Activity: 602
Merit: 100



View Profile
June 14, 2018, 11:49:39 AM
 #6

Olayı halkın anlayacağı dille bir kaç cümleyle güzelce özetlemiş, ama düşünmeyen sorgulamayn bir topluluk olduğumuz için fişeklemeye çabuk geliyoruz ve araştırma konusundaki eksikliklerimiz de ortaya çıkıyor.
cabbarlana
Full Member
***
Offline Offline

Activity: 448
Merit: 100


send and receive money instantly, w/no hidden cost


View Profile WWW
June 14, 2018, 12:22:17 PM
 #7

Üretim olmadan sanla büyüme rakamlarıyla ortalığı ayağa kaldırma girişimin sonucunda ortaya çıkan yüksek enflasyon ve işsizlik rakamlarının acı faturasını hepimiz yaşıyoruz ve yaşıyacağız da

jasernity
Jr. Member
*
Offline Offline

Activity: 224
Merit: 4


View Profile WWW
June 14, 2018, 12:39:34 PM
 #8

yarım yamalak iş yapılırsa olacağı bu. konu farklı ama nasıl denetimsiz olduğumuzu anlatayım. kaç tane cinsel içerikli sms geldi bana. öyle sitelere tel numarasını da vermedik. sms de firmanın kodu var. hangi akla mantıkla atıyorsun bu sms i. yetişkin olmayan çocuk okusa bir düşün. bunlar için şikayet hattı kurmuşlar. sorunu ilk başta düzeltmezsen orası da iş yapmaz. böyle başı boş yönetim tarzına sahip oldukları için benim oyumu alamayacaklar.

ekonomik büyüme bence aldatmaca. o rakamların gerçekliğinden emin değilim. haa doğru da olsa bizim hayat pahalılığına çözüm sunmuyor. antep fıstığı 200 lira mı oldu ooo ithalat yaparım bak 50 lira düştü diye seviniyorlar. yazık vallahi. spekülatörlerin önüne geçeceklerine. kolay yolu seç.

traveler  |  Travel more. Pay less! Get more out of your travel.
An innovative crypto-friendly discount travel aggregation platform
ziya1453
Full Member
***
Offline Offline

Activity: 1358
Merit: 193



View Profile
June 14, 2018, 05:12:57 PM
 #9

neyle büyüdüğüne göre değişir. ihracat yaparak büyüyorsan tabiki iyidir ki iç tüketime de yansıyacağı için dahada iyi olur. yok sadece iç tüketimle ve dışardan sıcak para ile büyüyorsan eninde sonunda patlarsın bkz. türkiye.
Iamrobot
Member
**
Offline Offline

Activity: 294
Merit: 10


View Profile
June 14, 2018, 10:35:57 PM
 #10

Ülke ekonomimizin AVM ve siteler üzerine kurulu olduğunu düşünürsek. Sadece beton dikerek nereye kadar gideceğiz acaba bunun geri dönüşü ne kadar olacak. 10 yıl sonrasında parayı nereden bulacağız. Asil meseleler bunlar. Sen savaş uçağı üret fabrika kur ama büyümen 3.5 olsun hiç önemli değil gelecek için yatırım sonuçta.
pikiditor
Newbie
*
Offline Offline

Activity: 168
Merit: 0


View Profile WWW
June 15, 2018, 12:46:16 PM
 #11

kendi kendine yetebilen ekonomimiz olsa yurt içi hasıla ile durumu idare etme olasılığımız olabilirdi. ama biz dolar, euro üzerinden ithalat ağırlığı olan ülkeyiz. açın tv reklamlarını alayı yabancı. elin liptonu karadenizden bizim çayları alıp satıyor. dünyaca ünlü markamız çok az.
zorbey
Member
**
Offline Offline

Activity: 448
Merit: 33


View Profile WWW
June 15, 2018, 01:25:50 PM
 #12

Üretim üretim üretim. Bu işten cıkmamızın başka yolu yok. Üretip ihracat yapamazsak gelecek çok parlak değil. Seçimden sonra ne yapıp edip mutlaka çok ithal ettiğimiz ürünleri üretmemiz gerekiyor. Yoksa betonla bu iş olmaz, olamaz.
ozgurk
Member
**
Offline Offline

Activity: 252
Merit: 10

OPEN GAMING PLATFORM


View Profile
June 15, 2018, 02:48:45 PM
 #13

Buyumenin nereye dogru oldugu onemli ama. 4% buyumek onemli degil, borc miktari ve cari acigin artmamasi gerekiyor. Ithalat ihracat icinde calisilmasi gerekli, zamaninda Vehbi koc un lafi vardi 1usd lik urun satmak icin 1.5usd mal almamiz gerekiyor diye.

ugurszf
Jr. Member
*
Offline Offline

Activity: 434
Merit: 1


View Profile
June 16, 2018, 09:25:12 AM
 #14

Mehmet Şimşek in yapmış olduğu açıklamada,  büyümenin tüketime bağlı olduğunu söylediğini unutmayalım. Sürdürülebilir bir büyüme için tüketim değil üretim olması gerekir. Yoksa piyasalar bu şekilde dalgalanmaya devam eder ve ekonomi sürekli sos sinyalleri verir. Bu
mnyers1
Newbie
*
Offline Offline

Activity: 210
Merit: 0


View Profile
June 16, 2018, 10:26:39 PM
 #15

lastiği şişiriyoruz ama içini havayla dolduruyoruz ve o lastiğin çeperi artık maksimuma dayandı, patlayacak.umarım patlamadan o hava söndürülür..
portatifx
Newbie
*
Offline Offline

Activity: 152
Merit: 0


View Profile
June 16, 2018, 11:13:58 PM
 #16

ondan sonra vay efendim kötü yönetiliyoruz falan filan diyen kişiler bu konuyu iyi araştırsın da büyüyormuş gibi göstermek neymiş öğrensinler..
adile
Member
**
Offline Offline

Activity: 252
Merit: 10


View Profile
June 17, 2018, 07:06:17 AM
 #17

"Cebinde 100 lira paran var.
Üstüne 500 lira borç aldın.
Şov amaçlı,
Kar getirmeyen yatırıma yatırdın.Mesela betona.
600 liralık adamım diye övünüyorsun.
Halbuki sen artık 100 liralıkta değilsin
Borç aldığın para senin değildi,
Borcun faizi de 99 lira olsun.
Sen artık 1 liralıksın"

kar getirmeyen yatırım yapmak aptallıktır. öncelikle karı ön planda tutmak lazım ve kar bazlı bakılmalı

yatırım yaptığımız betonun getirisi ney ??
aldığımız faranın vadesi faiz oranı ve geri odeme şekli ney?

bunları bilirsek eğer yaptığımız beton yatırımı kendi kendini amorti ediyormu ve kaç yıldan sonra kar bırakıyor bunları da bilmemiz gerekir. eğer kısa vadede kendini amorti ediyor ve kara geçiyorsa yaptığımız yatırım mantıklıdır.
mhanbostanci
Legendary
*
Offline Offline

Activity: 3178
Merit: 1517



View Profile WWW
June 17, 2018, 07:56:55 AM
Last edit: June 17, 2018, 05:21:42 PM by mhanbostanci
 #18

Gün gelip bu hıyarları savunacağım aklıma gelmezdi ama,

ben bu konuda yazılanlara katılmıyorum. İnşaat sektörü Türkiye'de her zaman lokomotif sektör olmuştur. sen o 600 lirayı betona yatırmadın aslında. İnşaat sektörüne harcadın, bunun içinde çimento fabrikaları, demir fabrikaları, işçiler, müteahhitler, bu sektöre hizmet ve malzeme veren yan sektörler hepsine para pompalamış oldun.

Dolayısı ile kağıt hesabında sen 1 liralık adam olmuş olabilirsin ama aslında 600 liralık hayat verdin ekonomiye.  Üstelik bu sirkülasyon sırasında dolaylı vergiler ile o 600 liranın %20 sini geri topladın vatandaştan.

Kamu ekonomisi bakkal hesabı ile yönetilmez arkadaşlar. Bu kadar da ön yargılı olmayalım.

Her ülke kendi iç dinamiklerine bağlı olarak değerlendirilmelidir. Türkiye de ihracata dayalı veya üretime dayalı bir büyüme modeli yürütmek neredeyse imkansız.
Çünkü doğru düzgün üretmiyoruz. Ürettiklerimiz de dünya pazarında rekabet edecek özellikte ve güzellikte değil.
İhraç edebileceğimiz 3 - 5 kalem şey var. Onlarda da alıcı ülkelerin kotaları ile karşı karşıyayız. Bu nedenle büyümek için inşaat sektörünü iteklemekten daha iyi bir çözüm yok elimizde.
heidikim
Full Member
***
Offline Offline

Activity: 602
Merit: 100



View Profile
June 19, 2018, 02:58:58 PM
 #19

İyi güzel söylüyorsun dostum da parayı sadece betona gömmek mi bu kadar büyüttü ülkeyi rakamlarla oynayarak ancak kendimizi kandırırız. Biz üretemiyoruz kota uygulanıyor kısmına katılmıyorum, para katma değeri yüksek alanlara kanalize edilirse çar çur edilmezse gayet güzel üretim de yapılır ihracat da yapılır.
sunistator
Newbie
*
Offline Offline

Activity: 168
Merit: 0


View Profile WWW
June 19, 2018, 03:14:32 PM
 #20

inşaat sektörü ile yurtiçinde şirketleri zengin edersin. kaç tane şirketimiz yurt dışında şu kadar milyar dolarlık inşaat ihalesi alıyor, kaç tanesi. bunlar işin kolayına kaçmak. kur fabrika, üret, geliştir, dünya markası oluştur. toplasan inşaat şirketleri bir tane samsung yapabilecek mi acaba. benim bildiğim lokomotif sanayidir. aslında bu da klişe laf. asıl lokomotif yüksek teknoloji şirketleri. ama ülkemizde son derece az.
Pages: [1] 2 3 4 »  All
  Print  
 
Jump to:  

Powered by MySQL Powered by PHP Powered by SMF 1.1.19 | SMF © 2006-2009, Simple Machines Valid XHTML 1.0! Valid CSS!