Size ne dedim de bu kadar agresif davrandınız bilmiyorum. Asgari müşterekte buluşabileceğimiz ortalama zeka seviyesine sahip biri olma ihtimaliniz nedeniyle size lafın çoğunu anlatmak yerine kıssadan hisse verdim. Cahil ve trol gibi kaba ifadeler kullanmanız hiç hoş olmamış.
Şu cümlenizi tekrar alıntılıyorum:
Paylaşımcı bir ekosistemin yerine zenginliği başka ülkelerden çalan insanların rahat bir yaşam sürdüğü bir sistemde tıkılıp kalmak sizi mutlu edebilir ama bana ağır geliyor.
Bana böyle bir ithamda bulunan herhangi birine cahil diyebilirim. Çünkü;
1. Türkiye'de kim rahat bir yaşam sürüyor? Eğer rahat bir yaşam sürsek, bu forumda işimiz ne? Gider gezer dolaşır hayatımızın tadını çıkartırdık.
2. Benim "zenginliği başka ülkelerden çakan insanların yaşam sürdüğü" sistemde tıkıldığımı düşündüren ne?
3. Benim "zenginliği başka ülkelerden çakan insanların yaşam sürdüğü" sistemde tıkıldığım için mutlu olduğumu düşündüren ne?
Sahra Altı Afrika ülkelerinde yoksulluk sınırına dahil olan insan sayısı her geçen gün artıyor. Bunun tek nedeni paylaşmayı öncelemek yerine sahip olmayı önceleyen mülkiyet arzusu. Dünya üzerindeki kaynaklar verimli kullanılmazsa dengesizlik her geçen gün büyüyecek.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, dünya nüfusunun yarısı, günde 2 dolardan az bir parayla geçinmeye çalışıyor. Dünya üzerinde, 1.2 milyar kişi ise günde 1 dolardan az parayla yaşamlarını sürdürmek için resmen cebelleşiyor. BM, Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi'nde ele alınan yoksullukve sağlık konularında bir rapor hazırladı.
https://www.yenimesaj.com.tr/dunya-nufusunun-yarisi-yoksul-H1077189.htmKonu Martı teknolojiydi, sen tuttun su bulamayan insanlardan, paylaşımcı olmamaktan konuya daldın. Martı'nın paylaşımlı scooter, paylaşımlı araba hizmeti vermesinin Afrika'dakilerin susuz kalmasıyla ne alakası var? Martı bu hizmeti vermese, Afrika'nın suyu daha mı az olacaktı? Martı bu hizmeti verdiği için Afrika'da su mu arttı?
Tekrar özet geçeyim: Martı'dan önce Volt'u kullanmış biri olarak paylaşımlı araç kullanımına karşı değilim. Ancak bu sistem Türkiye şartlarında yeterli değil.
İnsan gibi seyahat etmek istemek, "benim arabam olsun, diğerleri sürünsün" demek de değil. Avrupa'daki, Amerika'daki gibi metro ile şehrin en ücra köşesine gidebilsek zaten araba kullanmaya gerek kalmayacak. Ama ben evimden işime 4 vasıta değiştirerek gitmek istemiyorum. Paylaşımlı araca bineceğim diye 2km yol yürümek istemiyorum. Evden işe 50km yol için 300-400TL ödeyip araba kiralamak istemiyorum. Taksi de aynı fiyata götürüyor. Neden bi de araba kullanmanın stresine gireyim? Diyelim ki paylaşımlı arabayı tercih ettim. Günde 800 liradan haftada 4bin ayda 17-18bin lira ödemek yerine aylık araba kiralasam ve araba 7/24 elimin altında olsa daha iyi değil mi?
Bir ürünü ya da hizmeti kullanıp faydasını görmek başka bir şey, o ürün veya hizmet herşeye çareymiş gibi görmek başka bir şey. Nasıl ki, evini 40 kişiyle paylaşmak istemezsen, arabanı da başkasıyla paylaşmayı istemeyebilirsin. Bu da bir tercih. Afrika'da olmayan suyu arabaya bağlarsan o zaman cebindeki akıllı telefonu, kullandığın bilgisayarı vs. hepsini geri dönüşüme gönderip internet kafeleri, ankesörlü telefonları kullanman daha doğru olur...