Arkadaşlar tam nizami şekilde olmamakla birlikte ben bu olayı yaklaşık bir yıldır uyguluyorum, gerçekten faydalı bir eylem.
Yazarken bilerek yaygın tabir olan aralıklı orucu kullanmadım, oruç ifadesiyle aklımızda canlanan ve su içmenin uzun süre yasak olduğu her şey sağlık için zararlıdır, hücresel düzeyde yaşlanmayı hızlandırır.
Neyse konumuza dönelim, bu arkadaşın en yaygın kullanımı "16 saat kendini tut/8 saat içinde tıkın" şeklinde ama yaş gruplarına göre 15/9 ve 14/10 şeklinde de uygulanabiliyor. Bana 16/8 fazla geliyor (orada da insan beyninin az puşt olmadığını kanıtlayan bir enteresanlık var, onu da yazacağım), en fazla 15/9 şeklinde uyguluyorum ama 12 saati geçen her açlık az ya da çok faydalı, yani ne kadarını yapabiliyorsan yap, bu az deme.
Şunu da belirtmek gerekiyor, bu bir diyet değil, başka bir anlamdan dolayı yine oruç da değil, çünkü dönemsel yapmıyorsun, yaşam şekli haline getiriyorsun ama tabii ki istisnalar, yapmak istemeyeceğin zamanlar olacaktır, dert değil.
Kanıtlanmış faydaları çok önemli:
- İlk merak edilecek olduğu için başa kiloyu yazıyorum ama bu arkadaşın esas işlevi kilo verdirmek değil, saatlere uysan bile sağlıksız, saçma sapan beslenmeye devam edersen kilo falan veremezsin.
- Insülin direncini azaltabiliyor, kan şekerini % 3-6, açlık insülin düzeylerini % 20-31 oranlarında düşürebiliyor, bu da tip 2 diyabete karşı koruma sağlıyor,
- Araştırmalar aralıklı açlık uygulayan bireylerde, birçok kronik hastalığın temel sebebi olan inflamasyon belirtilerinde azalma olduğunu gösteriyor.
- Bazı bireylerde yüksek kolesterol, hiperglisemi, hipertansiyon gibi kalp hastalığı için risk faktörlerini azaltabildiği görülmüş (kesinlikle uygulanan tedavilere alternatif değil, destekleyici)
- Aralıklı açlık beyin hormonu BDNF’yi artırıyor ve böylece yeni sinir hücrelerinin büyümesine yardımcı olabiliyor.
- Alzheimer karşı da koruma sağlayabiliyor.
- Vücuttaki ‘’otofaji’’ faaliyetini ciddi düzeyde arttırıyor (vücudun, hasar görmüş hücreleri parçalayarak, hücresel geri dönüşüme kazandırması, bunlar oramızdan buramızdan çıkardıklarımızdan değil, hücresel düzeyde, yaşlanmış ve bozulmuş hücre yapılarının, hücrenin kendi lizozomu tarafından sindirilmesi işlemi), ancak bazı araştırmalar bu artışın 16 saat altındaki açlıklarda sınırlı olduğunu gösteriyor.
- DNA rejenerasyonu sağlayabildiğine dair bazı çalışmalar var ama bunlar henüz çok yetersiz ve teyite muhtaç.
Uygulama basit, bir şey yemiyorsun
, kalorili, tatlı (tatlandırıcılar dahil) içecek de tüketmiyorsun, bol su içiyorsun (
çok önemli), çay, kahve (şekersiz, eklentisiz), bitki çayı ve maden suyu serbest, hatta metabolizma hızlandırıcı etkisinden dolayı kahve teşvik ediliyor.
DİKKAT:
Şeker hastalığın varsa tip1'de kesinlikle yasak, tip2'de kafana göre değil, doktor onayı ve kontrolüyle yapıldığında özellikle faydalı oluyor,
Kan şekeri dengesizliğin varsa doktor onayıyla yapabilirsin,
Hipotansiyonun yani düşüklüğün varsa doktor kontrolüyle (muhtemelen onaylamaz),
İlaç kullanıyorsan doktora danışarak,
Yeme bozukluğu öykün varsa yasak,
Hamile kalmaya çalışıyor, hamile veya emzirme dönemindeysen yasak.
Gelelim şu beynin puştluk bölümüne:
Yukarıda yazdığım gibi 16 saat beni zorluyor ama diğer taraftan bir sonraki aşamaya geçtim ve bir süredir haftada bir iki sefer tek öğün yiyorum, yani yaklaşık 21-23 saat açlık demek (sonraki hedefim bu faydaları zirveye taşıyan 2-5 günlük açlıkları uygulamak, bu onun provası). İşte normal zamanda 16 saati bulamayan ben o günlerde bu beyin arkadaşa "hiç heveslenme, akşama kadar bir şey yemek yok" dediğimde (dediğimde lafın gelişi tabii) bırak 16 saati, yediğim zamana kadar açlık hissetmiyorum, yani 14. saatten itibaren taciz eden, darlayan beyin puştunun gıkı çıkmıyor.