İnsanların airdrop uğruna tam olarak gözleri döndü ve inanılmaz rahat davranıyorlar. Birkaç kişi çıkmış, bir şey kurmuş ve diyor ki "airdrop verebilirim" onu yap, bunu yap, şunu yap ve esas önemlisi cüzdanını bağla. Tamam bundan tamamen kaçarak bu piyasada kalmak da aşırı temkinlilik ama önüne gelen yere de cüzdan bağlanmaz be birader.

Doğru mu anladım, hem kendi inisiyatifimle gideceğim ve hem de "ben kazandım ama al sen ye, bana da biraz bırakırsan minnettar olurum.." mu diyeceğim?
Kriptoların vergilendirilmesi gündemde, değişik oranlar dillendiriliyor ama hatırladığım kadarıyla bunların hiçbirisinde %35 gibi bir soygun rakamı yok. Şahsi fikrimdir, şu şartlarda asla gidip de "ben geldim, hadi beni ....." demem, vergi değil haraç bu.

Hiçbir şekilde akla, mantığa, bilimsel öngörüye dayanmayan faiz indirim ve başta biraz işlevsel olmakla birlikte sonradan iyice zıvanadan çıkıp ekonomi üzerinde taşınamayacak bir yük haline gelen KKM zaten zor ayakta duran sisteme vurulan son ölümcül darbeler oldu. Ve düzeltilebileceğine dair de herhangi bir umut ışığı görünmüyor.
Türkiye'nin gerçek anlamda çöküp, çarkların tamamen durmamasının tek nedeni benzer durumları geçmişte de yaşadığımız için ülkecek kaşarlanmış olmamız. Bu süreçlere alışık olmayan bir ülke olsaydık şu an her şey çok farklı, tam bir kaos şeklinde olurdu.

Biraz şey gibi aslında, ister kripto, ister klasik borsa olsun, zibilyon tane fenomen var ya, sürekli birbirine tamamen ters tahminlerde, öngörülerde bulunuyorlar, sonra hangisi tutarsa "geçenlerde yazdığım gibi.." şeklinde (tersine yazdıklarını silenler de var) şeklinde hava atıyorlar.
halloweenn666 bence onların ticari amaç gütmeyen versiyonu, yazdığı abuk sabuk yorumlardan birisi doğru çıkarsa ayvayı yedik, 7x24 dinleyeceğiz gibime geliyor. 

Ama tekrarlamam gerekirse, edepsiz ve saldırgan bir arkadaş olmadığı için beni hiç rahatsız etmiyor, değişik bir lezzet katıyor foruma.

Genel anlamda söylüyorum, o dediklerinin hiçbir haber değeri yok çünkü sözkonusu olan kişi dün kara dediğine bugün hiç rahatsız olmadan ak demesiyle ünlüdür. Hatta bu durum neler olacağı konusunda bir tahmin mekanizması olarak bile kullanılabilir. Bkz: Sisi...
Örnek çok olduğu için bir taneyi yeterli gördüm.

Bir de şu çıktı şimdilerde, son zamanlarda değişik konularda  "evet yapılacak ama seçimden önceye yetişmeyeceği için, sonra.." meyanındaki vaadler dillendirilmeye başlandı, tamamının yalan olacağı kesin.

Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler olacak...
Belli ki büyük umutlarla getirdiği Mehmet Şimşek'i doğrudan ilgilendiği şeyler dışında gayriresmi olarak bile yetkilendirmediği ve diğer konularda bildiğini okuduğu için adamın elindeki enstrümanlar faiz ve vergiden ibaret. Şimşek'in devletin de tasarruf.... şeklinde verdiği demeçler senin, benim dememden öte bir anlam taşımıyor, ama durumu çözmesi isteniyor.
Anlayacağınız batı cephesinde yeni bir şey yok, akepe doymadan yemeye devam edecek, faturayı vatandaş ödeyecek.

Bir yerlerde okumuştum (bir yerler derken uyduruk anlamında değil, tam kaynağı hatırlamadığım için öyle yazdım), muhtemelen dünya genelinde de farklı değildir ama bizdekileri kontrol etmişler, Türkiye'deki web sitelerinin bile çoğu hiçbir kuralı sallamayıp çerez onay izni sorusuna hayır denilse bile çerezleri kullanmaya devam ediyormuş.
Hak veriyorum tüm veritabanımız elden ele dolaşıyor, o büyük ihlalin dışında yazdığım gibi bir çok ofsayt durum varken ben de artık sallamıyorum açıkçası.
Ha, psikopata bağlamaktan vazgeçmediğim buna benzer tek bir konu var, kargo kolilerinin üzerindeki isim/adres/telefon bilgilerinin olduğu yapışkan etiketleri illa yırtar, boş koliyi ondan sonra atarım.

Ya mandown ilahi, sen şaka mısın, nerede yaşadığından haberin mi yok?
Bu ülkede Hollanda'yı protesto için portakallar yerlere atıldı, İtalya'yı protesto için motosiklet yakıldı, Çin'i protesto için Koreli dövüldü ve hala şuursuz kitlenin eylemlerinin altında mantık arıyorsun 
Hatta daha da kötüsü ne kadar kapı kulu olduklarını unutuyorsun.
Yarın (gerçekten yarın) Erdoğan çıkıp İsrail islamın koruyucusudur dese hepsi İsrail bayraklı tişörtlerle gezip dövecek Filistinli avına çıkar.

Sen yine polissin, tarafın beli, daha doğrusu sonuç olarak arbedede bir taraftasın, ya biz sokaktaki vatandaş ne yapacağız? Sakin sakin bir yerden bir yere gitmeye çalışıyorsun, bir yerlerden 20-30 kişi fırtlıyıveriyor, ellerinde karnını kaşıyan bıyıklı orangutanın resimleri. Başka yere seğirtiyorsun, oradan da gaz bombaları hazır gruba ilerleyen polisler geliyor, ortalık bir anda savaş alanı. İtiş kakıştan mı uzak duracaksın, gazdan mı kaçacaksın, "ulan beni de bunlardan zannedip alırlar mı" diye strese mi gireceksin....

O işin tek amacı resmini görünce, adını okuyunca sarmısak demeti görmüş vampire döndükleri Atatürk adından kurtulmaktı, sırf tekrar açılması gündeme gelmesin diye pistleri de tahrip ettiler. Bu işi o kadar planlı yaptılar ki, kimse itiraz etmesin, farklı tartışmalar başlamasın diye yeni havaalanının adını sadece İstanbul yaptılar, yoksa kesinlikle çok bayıldıkları dinbazlardan ya da eski sağcı siyasilerden birisinin adını verirlerdi.

Yerli borsalardan birine üye olan kullanıcı, platformdaki üyelik seviyesinin artırılması yönünde talepte bulundu, borsa kullanıcının kimliğinin ön ve arka yüzünün fotoğrafı ile vesikalık fotoğrafını istedi. Kendisinden gereğinden fazla kişisel veri talep edildiğini savunan kullanıcı, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında inceleme yapılması ve verilerinin silinmesi için KVKK’ye başvurdu.

Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), kripto para hizmet sağlayıcıları tarafından işlenen kimlik ve fotoğraf bilgilerinin, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamına girdiğine ve verilerin işlenmesinin uygun olduğuna karar verdi.
Kişisel verilerin kullanıcı tarafından yapıldığının tespit edilebilmesi için işlendiği belirtilirken, (bu kısım bana tuhaf geldi) kişisel verilerin silinmesi yönünde bulunulan talep hakkında bir işlem yapılmayacağı açıklandı.
https://kvkk.gov.tr/Icerik/7756/2023-570

Not: Karar birkaç aylık ama ben forumda göremedim

Şu anki halka arzların büyük çoğunluğunun temel amacı para sıkışıklığını, borç yükünü maliyetli banka kredisi yerine bedava  halk parasıyla çözmek olduğu için istisnalar hariç halka arz hisselerini makul karda elden çıkartmak daha akıllıca olur. Bunun sadece yazdığın değil, başka nedenleri de var.
Risk ne, olası bedelsiz sermaye arttırımlarını kaçırmış olursun ama artık halka sadece markette çer çöp satılmıyor, arz şirketlerinin de çoğu çer çöp. Yani o ihtimal mesela 3 yıl öncesine göre çok daha az.

Bizimki gibi ülkelerde sorun şu, bir ülkenin ekonomisinde sıkıntı varsa çok basit bir öngörüyle giren az/çıkan çok demektir. Konuya rasyonel yaklaşım ise her ikisine de müdahale etmektir ama her zaman için önce gideri azaltmak hedeflenir çünkü geliri arttırmak zamana yayılacak bir süreçken gideri azaltmak daha hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilir.
Peki bir ülkenin en başta gelen gider kaynağı nedir? Tabii ki devletin kendisi.

Hoop, konunun başına dönelim, eğer devlete çökmüş olan iktidar kısıntı faktörünü sadece vatandaşa yüklüyor ve kendi giderlerini arttırarak devam ettiriyorsa o ülkenin ekonomisi DÜZELMEZ
Bütün boktan ekonomili ülkelere bakın, ilk göreceğiniz uzun uzun duble yollar, otobanlar, havaalanları, koca koca binalardır çünkü bunlar göze (dolayısıyla oy vermeye) hitabeder, bizdeki klişeden de bilirsiniz "düple yol yabdı..." der ve alkışlarlar. Bu taktiğin yolsuz, hırsız yönetimlerde bir avantajı daha vardır, işin içine arazi/inşaat vb, özetle rant girince komisyon ve avanta da girer ve az buz değildir.
Ama bu tarz yatırımlar "ölü yatırım" olarak kabul edilir çünkü bizim jargonla ROI çoook uzundur, ekonomi sıkıntılıysa ertelemek, hatta vazgeçmek doğrusudur.
Tüm bunlara devletin günlük işleyişindeki korkunç israfı da ekleyince (hala kıçımın boku genel müdürlüğündeki osuruk işleri daire başkanı sıfır üst model araçla geziyor) ekonominin iflası kaçınılmaz hale gelir.

Ülkeler bakkal dükkanı değildir, iflas edince kapanmazlar, o şekilde anlaşılmaz ve biz şu anda iflasın eşiğindeyiz.

Şehir hastanelerinin yapılış amaçları belli, iktidarın en çok avantayı ne tür ihalelerden elde ettiğine ve şehir hastanesi bahanesiyle kapatılan devlet hastanelerinden "mecburen" kayacak hastaların gideceği özel hastanelerin çoğunun kimlere ait olduğuna bakınca resim gayet netleşiyor.
Böyle bir şeyi gerçekten hizmet için yapsalardı sadece birkaç tane ve "doğrudan elini kolunu sallaya sallaya gidilemeyen" tam olarak ihtisas hastaneleri olurlardı, yüksek standartta hizmet verecekleri için özel kadar olmasa da bir miktar bedeli olurdu ve ayrıca yurtdışından da ciddi hasta gelir, onlar tek başına sistemi finanse etmeye yeterdi.

Onu öyle düşünme, yaşadığı büyük şokun ve bundan sonra aşağı yukarı yaşayacaklarının düşüncesiyle psikolojik bir savunma mekanizması olarak reddetmiş olma ihtimali yüksek. Çünkü neler neler gördük şu ülkede ama bu tüm süreciyle birlikte hepsinin üzerine çıkacak kadar ağır kötülük dolu bir durum. Kimse bir yakınının (hele de aynı evi ve seçerek aynı hayatı paylaştığı birinin) bu yüzünü öğrenip normal bir psikolojiyle hayatına devam edemez.

Futbolla hiç aram yok, basketbol severim ama onun da eski tadı, efsaneleri yok, artık pek izlemiyorum, voleybol da aynı şekilde ama en azından bizim tanrıçalar dünyayı ipe dizerken seyretmek keyifli oluyor.
Ben Snookerı çok severim, "sakin ama heyecanlı" tanımına en uyan spor dalı bence, yeni jenerasyon yavaş yavaş ustalaşıyor ama tüm istikrarsızlıklarına, dengesiz form durumuna rağmen izlemekten en tat aldığım oyuncu Ronnie O'Sullivan'dır, sadece kazanmaz, hamleleri de çok keyiflidir.

Aynen öyle, çok sayıda bilimsel çalışma var ve bunlar aşıların güvenli olduğunu ve içerdikleri çok düşük seviyedeki riskin aşısız hasta olunursa Covidin yarattığı risklere kıyasla son derece kabul edilebilir olduğunu söylüyor. Yarın öbür gün aşının beklenmedik bir yan etkisi keşfedilirse bunu da aynı bilim insanları yapacaktır.
Aşı karşıtları millet okurken sorgulamadığı için araştırmaları evirir çevirir, manipüle eder ve kendilerini haklıymış gibi gösterirler, yeni bir durum değil bu.
Bana göre aşı karşıtları ile dünyanın düz olduğunu iddia edenler aynı mental kapasiteye sahipler.

Sizde de şöyle bir şey var mı? Artık öyle bir hale geldim ki, herhangi bir konuda "kutlamak", "kutlu olsun" falan, ne demek istediğimi anladınız, içimden gelmiyor, pozitif özel durumlara duyarsızlaştım. Bireysel olarak duygusal, ekonomik, sağlık gibi özel bir sorunum yok, ülkemizin ve toplumun geldiği nokta beni bu hale getirdi.
Ha, ben görür müyüm bilemem ama ülkeyi yok etmek (daha doğrusu popülasyonu değiştirip bütünlüğü bozmak) için planlı bir şekilde çalışıyorlar, içerideki de verilen görevleri harfiyen yerine getiriyor, dolayısıyla X bir süre sonra toprak bütünlüğü ve baskın öz ırkları olan (Türk, Kürt, Laz vb) bir ülke kalmayacak.

İnanç ve ırk söz konusu olduğunda insan kainatın en vahşi yaratığı haline gelebiliyor maalesef, yapabileceği kötülüğün sınırı olmuyor, insanlık tarihi bu durumun mide bulandırıcı örnekleriyle dolu ve hala da devam ediyor.
Yalnız şunu belirtmek isterim, ışid bunu kendi inisiyatifiyle yapmamıştır (zaten "görev tamamlandı" dercesine hemen üstlenmelerinden belli), birilerinin ihalesini almış, gerçekleştirmiştir. Ve bunlara kemik veren içeriden/dışarıdan herkes olabilir, bir tek Ukrayna'nın olması bana mantıksız gelir çünkü açığa çıkarsa aldıkları desteğin çoğunu kaybedeler ve Rusya çarklarına sıçar, kimse de niye yapıyorsun diye soramaz.

Aynen öyle, faiz artışı ilacının son kullanma tarihi doldu, artık işe yaramıyor, zaten kur konusu iyice zıvanadan çıktı, yırtık ufak tefek yamalarla düzelebilecek değil artık, bilimi baz alarak radikal ve rasyonel büyük adımlar atmak gerekiyor.
Kur konusu açılmışken de efsaneyi hatırlayalım:
https://www.youtube.com/watch?v=Po809h94mgU