Bu ülkenin tek bir sorunu var o da ADALET!
Adalet olmadığı sürece ne eğitim, ne ekonomi ne de ahlak olabilir. Adalet yoksa, eğitim sisteminin içine sıçarlar kimse karşı çıkamaz. Karşı çıkmak isteyenler de sonuca ulaşamaz. Adalet yoksa, ekonomiyi önce damada, sonra Nas'a emanet ederler, kimse karşı çıkamaz. Karşı çıkmak isteyen cezalandırılır. Adalet yoksa, tüm ahlaksızlar ahlak timsali ortada gezer, kimse sesini çıkartamaz. Sesini çıkartanların da sesini keseler.
Adalet olmadığı için yasalara aykırı şekilde diplomasız Cumhurbaşkanımız oldu. Adalet olmadığı için, üniversitelerde yoldan geçenler rektör dekan oldu. Adalet olmadığı için hademeler okul müdürü oldu. Adalet olmadığı için jelibon rezervlerimiz olduğuna inanan zat 25 yıl Ankara'da başganlık yaptı. Görevi devrettikten sonra belediyenin jiplerine, lojmanına el koydu. Ankapark'ın hesabı 5 senedir sorulamıyor.
Adalet olmadığı için, şehrin göbeğindeki hastaneler kapatılıp şehir dışındaki hasta garantili şehir hastanelerine mahkum bırakıldın. Adalet olmadığı için sosyal devlet olarak bilinen ülkede yıllarca primini ödediğin sağlık hizmetini alamaz hale geldin.
Adalet olmadığı için bırak yoksullık sınırını, açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edildin. Hakkını arayamıyorsun. Sen geçim derdindeyken, seni yönetenler meydanlarda televizyonlarda "yüzde elli zam verdik, enflasyona ezdirmedik" naraları atıyor. Adalet olmadığı için ülkenin resmi enflasyonu %64,77 gerçek enflasyonu %128.
Adalet mülkün temelidir diye boşuna dememişler.
Sonuna kadar katılıyorum, bireysel anlamda her şeyin başı sağlık denir ya (ve doğrudur), toplumsal anlamda da her şeyin başı gerçekten adalet. Yazıda bir çok örnek var zaten, tekrarlamaya veya ekleme yapmaya gerek duymadım. Ve bu ülkede (sivil dönemde) ilk defa bu kadar cüretsizce anayasa ve onu uygulamakla görevli kuruma kafa tutuluyor. Çünkü ondan daha alt kademelerde büyük ölçüde kontrol sağlandı, bu gelişmeleri görenin sırtından soğuk ter inmesi lazım ama millet hala efendisine methiye düzme derdinde, burada bile var onlardan. |
|
|
|
|
Benim anlayamadığım hala bunu satış stratejisi haline getirecek kadar özel (ya da güzel) numara meraklısı kalıp kalmadığı? Böyle şeylerin eskilerde kaldığı ve artık kimsenin numarasının güzelliğini/kolaylığını falan önemsemediğini düşünüyordum, çünkü gerek kalmadı, numara ezberlediğimiz günler çok geçmişte kaldı. Ama bu arkadaşlar böyle bir iş modeliyle geldiklerine ve en azından şimdilik talep de gördüklerine göre yanılmışım.
|
|
|
|
yazının bir bölümünü cımbızlaman, işine gelen kısmı alıp gerisini göz ardı etmen bir işe yaramaz @bobita o yazı hala orada duruyor  İnsanlık komple Uygurlara yapılan gibi rehabilitasyon (!) sürecine de alınsa fayda etmez, zaten ölüm var kıyamet var, bu dünyada herkes gelip geçici Sorun zaten insanların bir şeylere inanması değil, önemli bir kısım insanın inanma ihtiyacı duyduğu bilimsel olarak da kanıtlanmış bir durum. Kişisel olarak da kimsenin inancından ya da inançsızlığından rahatsızlık duymuyorum, benim bakış açım herkesin kendi bileceği iş olduğu ve başkalarını ilgilendirmediği. Sorun bu inançların güçlenip taraftarları arttıkça vahşi bir büyüme, çoğalma dürtüsüne teslim olmaları. Vahşi kelimesi iki anlamlı, hem mecaz var, hem de gerçek anlamda vahşet var. O yüzden inandıklarını dayatanların da, inanmamaya zorlayanların da yok olduğu, böylece hem huzurlu, hem de eksilenler sayesinde kaynakları daha yeterli hale gelmiş bir dünya hayal ediyorum. |
|
|
|
|
2005 yılında, yani tam 19 yıl önce paradan 6 sıfır atıldı biliyorsunuz, geçiş döneminde önde YTL denildi, sonra TL olarak eski tanıma dönüldü. Ama bu 6 sıfır atma olayını toplumun önemli bir kısmı, hem de yaş, sosyal sınıf, eğitim/öğretim seviyesi gibi kavramlardan bağımsız olarak algılayamadı, ayak uyduramadı. Hatta eski halinde daha doğmamış olanlar bile milyonlu, milyarlı konuşuyorlar.
Üstelik bu ultra zeki toplum kesimi sadece yeniyi kavrayamamakla kalmadı, eskinin de içine sıçtı onu da bozdu. Şu diyaloğu uydurmuyorum, bizzat duydum:
- Onun işi zor, kaç para maaş alıyormuş?
- Evet, 8 milyon maaş alıyor, evi barkı yok, zaten 5 milyarını kiraya veriyor, kalanla nasıl geçinsin?
Ve diyorsunuz ki, gelecekten hala umudumuz var...
Yav he he!!!
|
|
|
|
|
Çok hızlı gelinen bu noktadan tedirgin olmamak mümkün değil, her ilgili konuda yazdığım gibi ben en çok gerçek ile üretilen arasında fark kalmayacağı ve insan ırkının buna karşı geliştireceği tavır konusunda endişeleniyorum. Bir süre hem öyle gerektiği için, hem de tepkisel olarak gerçeğini bulma çabası içinde olacağız ama zamanla gitgide zorlaşan bu çabadan vazgeçeceğiz. Bu da medeniyetimizin öngörülemez şekilde ve kalıcı olarak değişmesine neden olacak.
|
|
|
|
ne diyodu Çin büyükelçisi "onlar hasta onları tedavi ediyoruz" Uygur Türkleri için kullanıyor bu sözleri ve tedavi yöntemi şu: sistematik tecavüz, esir kampı, domuz eti yedirme vs vs asimile ediyor yani kendi istediği kıvama getirme çabası, o da olmazsa heralde gaz odası ve krematoryum sıradaki seçenek!
bir kısım Evangelistlerle yahudiler Mesih gelsin diye armagedonu başlatmaya çalışıyor, ateist Stalin'in yaptıkları ortada, faşist Hitler ve Mussolini arı ırk derken insanlığı ortadan kaldırıyordu vs vs
Her hangi bir ideoloji sahibi onu herkese dikte etmeye çalısırsa, kafasına vura vura kabule zorlama aşamasına geçerse orada çatışma çıkar. Yüzyıllardır süren tarikat cemaat geleneğini de birkaç örnek üzerinden topluca değerlendirmek yanlış bir yol. Günümüzde medya-sosyal medya ve kitle iletişim araçları ile istenen algıyı oluşturmak pekala mümkün. Bu algılarla kafada stereotipler oluşturup baskı kurmak ötekileştirmek kimseye fayda sağlamaz.
Yasalara uyumluluk denetlenmeli ancak insanların özgürlükleri iradeleri ellerinden alınmamalı. "herkes ateist olacak" dersen yarın birgün tarikatlar gider deistlere sıra gelir öteki gün bilmem kime... sürekli düşman üretmektense "nasıl birlikte yaşarız"ı düşünmek bugünkü batı medeniyetinin en önemli başarısıdır diyebiliriz ki o da çatırdıyor...
Ya 2023 yılındayız ve yaşanan pisliklerin, katliamların arkasında hala bu ortaçağ zihniyetinin olması ne kadar acı değil mi? Sana "saçmalama, bu çağda böyle şeyler mi kaldı?" diye karşı çıkmayı çok isterdim ama maalesef haklısın. Her din içinde barındırdığı yobazlıkla akıl almaz uygulamalara neden olabiliyor ve belli ki bu güdü insan türünün evrimleşemeyen tarafı olarak varlığını hep sürdürecek. |
|
|
|
az evvel balıkçılar çarşısından hamsi aldım ve kilosu 200 lira olmuş. daha geçen hafta 150 liraydı lan hangi ara zam geçirdiler anlamadım gitti. yıllardır çevrem benimle bu hamsi sevdam yüzünden hep dalga geçer. abi ne yapayım yahu? somon dışında büyük balık yemeyi sevmiyorum. ver bana 2 kilo hamsi bir oturuşta yiyeyim onun dışında gerçekten benim için balık yemek çok uğraştırıcı bir etkinlik. genel anlamda yemek yemeyi sevmeyen bir insan olduğum için sıkılıyorum.
metro market konusunda ise yazdıklarınız tamamen doğru. kendi markası uygun ama o fiyata başka büyük marketlerde daha iyi ürünleri de bulabildiğinizi unutmayın. metro'nun güzel tarafı mağazaları güzel ve et reyonlarının başarılı olması.
Ohaa, ohaaa Ya eskiden sokak kedisinin önüne hamsi atsan "ulan bana bu dandik şeyi mi balık diye kakalıyorsun?" diye tıslar, giderdi. Hamsi la hamsi, 200 Lira nedir? Ve işin kötü tarafı şu, 1 Nisan itibarıyla bu günleri bile mumla arayacağız, şimdilik sadece sürtüyorlar, aksiyon Nisandan itibaren başlayacak. İşte o zaman mikrofon görünce "herkeşin karnı tok, iş beğenmiyorlar" diyen şuursuzları göreceğiz. |
|
|
|
|
Ülkenin tamamı ....yor ama yarısına yakınında Stockholm Sendromu var, o yüzden kurtulamıyoruz.
Halkın önemli bir bölümünü kendi avanta ve liyakatsizlik sistemine dahil edip besledikleri için onların ille de akepe demelerini anlayabiliyorum, kendi içinde bir mantığı var çünkü. Ama öyle olmayanlar sırf yobazlıkları nedeniyle bildiğini okuyor, götünde delik donla gezip haftanın beş gününü makarna bulgurla geçirip hala "Örduğanın gotüyün kılıyık" kafasındaki yaşam formu sürüsü maalesef bizim nasıl yaşayacağımıza karar veriyor.
|
|
|
|
ReeCoin Ayrıcalık Programı (ReeBonus)
Ree Bonus Puanları: Reecoin kullanıcıları, belirli işlemleri gerçekleştirerek veya belirli bir miktar Reecoin'i belirli bir süre boyunca elde tutarak
Ree bonus puanları kazanacaklardır. Bu puanlar, Reeder markalı ürünler üzerinden yapılacak alışverişlerde kullanılabilecektir.
Teknolojik Ürünlerde İndirimler ve Özel Teklifler: Reecoin sahipleri, kazandıkları Ree bonus puanlarını Reeder Elektronik Akademi ve
Mağazacılık Ticaret AŞ tarafından işletilmekte olan ReeDükkan satış mağazalarında veya çevrimiçi platformda akıllı telefonlar, tabletler,
aksesuarlar ve diğer teknolojik ürünler üzerinde indirimler elde etmek için kullanabileceklerdir. Bu indirimler, Reecoin topluluğuna özel olacak
ve puanların değerini artıracaktır.
Özel Hediyeler ve Kampanyalar: Ree bonus programı, kullanıcılara sadece indirimler sunmakla kalmayacak, aynı zamanda özel hediyeler, erken
erişim teklifleri ve yeni ürün lansmanlarında öncelikli davetler gibi benzersiz fırsatlar da sağlayacaktır. Bu, Reecoin sahiplerini ödüllendirmek ve
topluluk içindeki katılımı ve sadakati teşvik etmek için tasarlanmıştır.
Etkinlikler ve Deneyimler: Reecoin kullanıcıları, Ree bonus puanlarını Reeder Bilişim Sanayi ve Ticaret AŞ ve Reeder Elektronik Akademi ve
Mağazacılık Ticaret AŞ tarafından düzenlenen özel etkinliklere katılım için de kullanabileceklerdir. Bu etkinlikler, teknoloji fuarları, ürün tanıtım
etkinlikleri ve kullanıcı topluluk buluşmalarını içerebilir. Kullanıcılar, bu etkinliklerde Reeder Bilişim Sanayi ve Ticaret AŞ ve Reeder Elektronik
Akademi ve Mağazacılık Ticaret AŞ ekipleriyle ve diğer Reecoin sahipleriyle tanışma ve etkileşim kurma fırsatı bulacaklardır.
Kişiselleştirilmiş Teklifler: Reecoin ekosistemi, kullanıcıların alışveriş alışkanlıklarını ve tercihlerini analiz ederek, kişiselleştirilmiş indirimler ve
teklifler sunmayı hedefleyecektir. Bu, kullanıcı deneyimini daha da iyileştirecek ve Reecoin kullanıcılarının ihtiyaçlarına ve ilgi alanlarına daha iyi
hizmet verecek bir yaklaşımdır.
Reecoin'in utility ve ayrıcalık sunma stratejisi, dijital varlık kullanımını genişletmek ve kullanıcılarına gerçek dünya değeri sağlamak için
tasarlanmıştır. Reecoin sahipleri, Ree bonus programı aracılığıyla, teknoloji tutkunları için cazip fırsatlar ve ödüller elde ederken, aynı zamanda
Reeder markasının sunduğu yenilikçi ürünler ve hizmetlerle daha yakından bağlantı kurabileceklerdir. Bu yaklaşım, Reecoin ekosistemini sadece
bir yatırım aracı olmaktan çıkarıp, kullanıcıların günlük hayatlarında aktif olarak kullanabilecekleri dinamik ve katma değerli bir platforma
dönüştürmeyi amaçlamaktadır. mesela bu tip kripto paralar apple'nin aklına gelmiyor. koskocoman bir ekosistemi var adamların ama yok kafa sıfır. ha amerika'da oldukları için bu riske girmiyorlar diyelim de o zaman samsung? o da kore'de sıkıntı yaşar. xiaomi? onu da çin'de yerler. lan geriye zaten ülke kalmadı ) araba markaları var onlar da yapmıyor ama bizim daha geçtiğimiz aylarda halka açılan şirketimiz hemen bir kripto para atağı başlatıyor. neyse litepaper'de benim dikkatimi çeken tek nokta şu: token dağılımında kilitli satış, kilitsiz satış vs yazıyor ama bir de "team" diye bir kelime var. tamam staking demişsin eyvellah da team ne lan amk?Tamam işte, TEAMülen düdükleyecekler, üstelik millet koşa koşa düdüklenmeye gelecek. Kaldı ki, Reecoin ekosistemini sadece bir yatırım aracı olmaktan çıkarıp, kullanıcıların günlük hayatlarında aktif olarak kullanabilecekleri dinamik ve katma değerli bir platforma dönüştürmek ifadesi kripto ekosistemine biraz olsun aşina olan herkesin sırıtmasına neden olacak bir şey. Yani hedef kitle kesinlikle taze ördekler, ondan tamamen eminim. |
|
|
|
@LGD2Business hocamın Erzincan'daki doğa katliamı felaketi getirdi postunu okuyunca hatırladım, okuduğum ve etkilendiğim bir haber sonrası forumda gündeme gelsin ve bu tehlike tartışılsın diye zamanında bu başlığı açmıştım. Bu tehlikeyi bilim adamları görmüş, çevreciler görmüş, okuduğu haberlerden anlayıp ben görüp dert edinip gelip buraya yazmışım, siz değerli forumdaşlarım dert edinip yazmışsınız ama asıl dert etmesi gereken yetkililer onlar sadece ceplerini dert etmişler. Son yaşanan olay üç beş kişinin başına patlatılıp kapanacak. Çünkü eğer olan bitenin gerçek anlamda üzerine gidilirse çıkar zinciri o kadar derinlere gider ki, şu an Türkiye'de o sularda yüzebilecek savcı bulunmuyor. O cesareti olan savcı çıkar ama her türlü engelle, belayla engelleneceğini ve sonuç alamayacağını bildiği için kendisini yakmaz. Eleştirmiyorum, ülkenin hali ortada, ben olsam ben de yapmam. |
|
|
|
|
Bir de şöyle bir husus var, Türkiye'de kripto regülasyonlarının eli kulağında, belki haftalar, belki günler var. Kulis dedikoduları ilk aşamada sektörün regülasyonuna ilişkin yasal düzenlemenin çıkacağı, vergilendirme kısmının bir sonraki aşamada hayata geçirileceği yönünde. Yasal zemine oturmuş bir sektör hepimiz için iyi bir şey ve sanırım kimse "ben kazanayım ama tek kuruş vergi vermeyeyim" diye bir dünya olmadığının farkında ama sağda solda konuşulduğu gibi %10-20 gibi oranlar sözkonusu olursa bu tarz alternatifler belli limitleri olsa da önem kazanacaktır.
|
|
|
|
Hazır bu konu açılmışken bir şey soracağım, eskiden beri hep aynı şeyi duyuyorum, diyorlar ki Metro'nun balıkları hem taze, hem de lezzetli olur. Bireysel olarak da girilebiliyor artık sanırım ama bizim Metro Gross alışkanlığımız olmadığı için hiç deneme fırsatı bulamadım. Metro'da satılan balıkları deneyen oldu mu, gerçekten iyi mi?
Tabii ki kriter marketten, semtteki balıkçıdan alınmış bir balık sınıfında değerlendirmek, sabahın köründe balık halinden alınmış bir balıkla kıyaslamıyorum.
Ben uzun zamandır alıyorum oldukça memnunum. Metro Gross genel olarak manav - şarküteri - kasap üçlemesinde de her zaman en taze ürünleri sunuyor. Kırmızı ette piyasadaki en iyi market diyebilirim, meyve sebze pahalı ama her zaman tazesini bulabiliyorsunuz. Eskisi gibi kart falan da gerekmiyor, her ne istiyorsanız girip satın alabilirsiniz. İster alkol, ister yiyecek, ister evinize tabak takımı  Balık kısmına baktığınızda zaten hangi saat giderseniz gidin ne kadar çok sıra olduğunu görürsünüz. Genelde kasa kasa ürün gelir ve hiç bekletmeden müşteriye sunulur. Soğuk zinciri güvenli, balığı günlük geliyor, temizleme işini de yapıyorlar. Marketler arasında ilk sıraya koyabilirim sanırım. Tek eksisi fiyatları bir tık daha pahalı oluyor. Migros ve Carrefour çipura, levrek ya de mevsimi olan balık neyse onda indirim yapıyor, Metro'da balık konusunda pek indirim denk gelmiyor. Fiyatları yaklaşık olarak %15-20 daha yüksek olabiliyor. Ama çeşit sayısı çok fazla ve gittiğiniz zaman mutlaka size hitap eden boyda ya da lezzette bir şeyler bulabiliyorsunuz. Zaten genel olarak anlaşmalı olduğu çiftlikler var ve çiftlik balıkları ona göre geliyor, stok azalmadan yenisini istemiyorlar diye biliyorum Eyvallah xzone, sağolasın, yazdıkların duyduklarımla paralel, sanırım en kısa sürede bir Metro ziyareti yapmak gerekiyor. Peki başka bir şey sorayım, eski çalışma düzeninde Metro düşük miktarlı alımlarda bile bir şekilde piyasadan az da olsa hesaplı olurdu, hala (ve herkese açıldığı halinde) böyle mi yoksa perakende diyeceğimiz satışlarında fiyatlar dışarıyla paralel mi? Yok hocam uzun süredir metro'nun bir fiyat avantajı yok. Bireysel müşteri için daha doğrusu. İşletmelerin ticari üyeliği oluyor, o zaman sanırım uygun olabilir. Bireysel müşteriler için de bazı ürünlerde 10'lu 20'li alımlarda uygun olduğu olabiliyor ama o da her üründe değil. Onun dışında normal alışveriş için bir avantaj yok. Başka markette olmayan ürünler olabiliyor, bir de kesin orijinal ürün olması olayı var bence güzel bir tek. Balıkların taze olduğuna katılıyorum ama etlerin iyi olmadığını düşünüyorum. Anladım, bireysel anlamda piyasayla paralel gidiyor diyebiliriz yani. Tabii Metrolar büyük olmaları ve hem çeşit, hem de alternatif anlamında çok ürün barındırmaları nedeniyle cazibelerini korumaya devam ediyorlar, duyduğum kadarıyla kendi markaları olan Aro'nun da arada iyi ürünleri olabiliyormuş, aynı Migros gibi. Migrosta da kendi markalı ürünlerinin bazıları dandiktir ama bazıları çok bildik markaların üretimi gayet kaliteli ürünlerdir. Mesela Migros marka peynirleri ben beğenmiyorum ama balı alınır çünkü aslında Anavarza, ya da Migros marka buzdolabı poşeti aslında Cook vb. Üreteni okuyarak yönelince ürün kalitesinden taviz vermeden ciddi tasarruf yapılabiliyor |
|
|
|
Sorun dinler değil veya kimin neye inandığı sorun cahil insanların sömürülmesi birilerinin bu insanları uyarması gerekiyor. Geçenlerde gördüm vatandaşı ikna etmişler evini barkını almış bu tarikatlar sonra adam geçinemiyor gidiyor tarikatlara benim evimi verin diyor adamın götüne tekmeyi atıp gönderiyorlar geri.
İşin acı tarafı şu, o kişi bir şekilde yine mal mülk edinse diyermeyiz ki "bir daha asla böyle bir salaklık yapmaz", kesin tekrar yapar da demiyorum ama akıllanmayıp başka bir tarikata düdüklenmesi olasılığına yok canım, olmaz artık demek olası değil. Dinin sömürgenliğinin yapıtaşı zaten inanç. bir kere ikna ettin mi hiçbir şeyi kanıtlaman ya da mantığa dayandırman gerekmiyor, kişi artık o yapıya inanıyorsa gerisini sorgulamıyor (sorgulamak da alenen ya da üstü kapalı bir şekilde yasaklanıyor zaten). |
|
|
|
Tamamen internet üzerinden para kazanmak keyifli olsa gerek ama yine de işin deposal kısmı ile alışveriş siteleri yoğunluklar yaşıyor bahsettiğiniz gibi iddia siteleri ise tertemiz para kazanıyor bu da çok normal çünkü kumarda her zaman kasa kazanır kumara alışkın olup para kazanan tanıdığım kimse yok Serdar ortaç bile bu yüzden batmadı mı ? Yemeksepeti çok daha yukarıda sanıyordum ama onu biraz aşağıda gördüm ben düzenli işte kullanırım kendisini  Yemeksepetinin popülerliği sürüyor aslında ama alternatif çoğaldı, öyle olunca hem doğal olarak pasta bölündü, hem de (hele de şu ekonomik ortamda) fiyat hataları yapıyorlar. Trendyoldan oldum olası hoşlanmam, kullanırım ama tercih etmem, mesela aynı restorana hem yemeksepetinde hem de trendyol yemekte bakıyorsun, aynı sipariş trendyolda daha ucuza geliyor, o nedenle uygulamadan yemek söyleyeceksem artık genelde yemeksepetinden bulup trendden sipariş veriyorum. Al sana yemeksepeti açısından tehlike çanı. |
|
|
|
Netgsm piyasadaki en iyi 850 li hizmeti verir çok uygundur fax vs ile ilgileniyorsanız piyasada daha ucuzu yok diyebilirim belki. 8-10 yıllık aktif kullanıcısiyimdir.
Uzun zamandır mobil hat calismalari vardı sonunda net ürünler sunmaya başlamışlar. 15 liraya açıkçası hat sunmaları harika olmuş inceleyeyim kripto için bir hat almak iyi bir fikir olabilir.
O şekilde kullanılabilir belki ama diğerlerinden çok ucuz olursa haksız rekabet davası açar o fiyatları değiştirtirler, çünkü gsm sektörü diğerlerine benzemez, artık iletişimin temel yöntemi olduğu için firmalar vahşi kapitalizmin neferleri olarak hareket ediyorlar, bence çoğu zaman da birlikte hareket ediyorlar ama bunu görüp engelleyecek olanlar da nemalandığı için öylece gidiyor. Ben 5-6 yıl öncesine kadar Pttcell kullanıyordum, Avea hattı kendi isimleriyle ve neredeyse yarı fiyatlı tarifelerle sunuyorlardı, sonra tabii ki işler değişti. |
|
|
|
|
Piyasa bu kadar oturmuş ve aslında marka algısı bile kaybolmuşken, hele de sektör korkunç derecede yatırım isteyen bir sektörken buraya yatırım yapmak son derece salakça bence. Fiziki altyapıları olmayacak, servis sağlayıcıların altında kiralık altyapıyla faaliyet gösterecekler ve bu da yüksek maliyet, özel numara satmakla falan bir yere varabileceklerini zannetmiyorum.
İyi planlar ve sürdürülebilirliği sağlarlarsa sadece "daha ucuz" olarak müşteri çekebilirler, kaldı ki bu da düşük karlılık demek.
Şimdi bir gazla talep görmüşlerdir ama birkaç sene sonra Netgsm diye bir şeyin olacağını pek zannetmiyorum açıkçası.
|
|
|
|
Kötü bi strateji diiil. Ama teknolojik gelişmeleri ıskalamış bi düşünce bana göre. Tasolar yeniden oynanmadıkça favori olamazlar. Onun yerine NFTs belki favori olabilir. Çünkü dijital bi çağdayız. Dijital teknolojilerin popüler olması daha bi mantıklı. Taso oynayan kimse yok. Tasolar daha bi çok eski dönemlerin eğlence anlayışı. Bugün oynanmayan bişi. Tekrar popüler olamaz bana kalırsa. Koleksiyon bazında olsa bile oyunun bugün yeniden popüler olması gerekir bana göre. Ben stratejiyi kötü bulmadım. Denemeye değer bişi. Ama para kaybetme riskiniz ufak diii bana göre.
Kısmen hak veriyorum ama bu "bilerek" göze alınabilecek bir risk olarak da kabul edilebilir. Çünkü iki seçenek var A) Tasolar tamamen dijitalleştiği ve anlamlarını yitirdikleri için talep sıfıra inebilir ve adeta çöp olabilirler (yani senin söylediğin) B) Tasolar dijitalleştiği için fiziki olanlar çok ciddi bir koleksiyon malzemesi olarak ciddi rağbet görebilirler, bu sadece birilerinin "değerli" kabul etmesiyle zincirleme reaksiyon şeklinde olabilecek bir durum. |
|
|
|
|
Gönderdiğin/çekim yaptığın bir adres sıkıntılı durumlarda kullanılan kara veya gri listedeki başka adreslerle ilişkilendirilmiş olabilir, bunu söylerken karşılıklı transferden bahsetmiyorum, tesadüfen o adreslerle birden fazla kez aynı blokta transfer yapılmış olsa bile yapay zeka kırmızı ışığı yakmıştır.
Zaten hala sonuçlanmamış olması bir şey çıkmadığını ama yasal sıkıntı yaşamamak için iyice didiklediklerini gösteriyor. Yakın zamanda açılır diye düşünüyorum.
|
|
|
|
Bugün kızıma demir ilacı almak için eczaneye gittim eczane bile verileri işliyor dağıtım izni istiyor nasıl bir döneme geldik ula bir şey olmaz Binance da çaldırsın zaten Yemeksepeti çaldırdığında tüm firmalara gitmiş 50 yerden sahte bet mesajları gelip duruyor aq
Bizim gibi ülkelerde insanlar alıştığı için sorun değil ama avrupada kişisel verilerin gizliliğine çok özen gösteriyorlar.Almanya'dan örnek verecek olursak en basit şeyler için bir ton prosedür ile uğraşman lazım dilekçe vs git gel gerçekten çileden çıkabiliyor insanlar bizde e-devletten tek tıkla halledebiliyorsun ancaaaaaaaaak e-devletten veri sızıntısı ile ilgili çok fazla haber okudum geçmişte ne kadar doğru bilemem sanırım teknolojide bizden ileri ülkelerin bu konularda bizden geri kalmasının asıl sebebi bu. Aslına bakarsan güya burada da hemen hemen aynı yasalar geçerli ama bizim olayımız o zaten, genellikle yasanın kendisi iyidir ama uygulanmaz. Tabii şu da var, kişisel verilerin korunmasını sağlamakla mükellef olan devlet (yani görevi bir vatandaş olarak bana hizmet vermek olan çatı kurum) tüm e-devlet bilgilerini birden fazla kez çaldırdı. Kendi kasasındaki bilgilere sahip çıkamayan liyakatsiz bir yapı üçüncü kişilerin denetimini nasıl yapacak? |
|
|
|
|
Kullanılır kullanılmaz, bilemem ama kesinlikle el altında bulunması gereken bir alternatif, oldukça ilgimi çekti, bilgilendirme için teşekkürler.
Gerçi fiziki karta çok sağlam iteledikleri için (yurtdışı için de çok yüksek bir rakam ama hele bizde bir banka kart ücreti olarak 3.000 TL istese genel müdürlüğünü ateşe verirler) prensip olarak almam ama sanal olanı bulundurmakta fayda var, burası Türkiye, neyin ne olacağı bilinmez, B planı olması iyidir.
|
|
|
|
|
Show Posts
