Arkadaşlar kusura bakmayın, bu forumda yazan insanları da içine alarak yazıyorum, Tüik'in açıkladığı enflasyon rakamının doğru olduğuna inanan varsa gerçekten olmayan şuuruna tüküreyim.
Enag doğrudur, yanlıştır bilemem ama resmi rakamlar tamamen talimatla oluşturulan, sokaktaki gerçeklikle uzaktan yakından alakası olmayan rakamlardır ve buradaki sapkın trol dahil kimse bunun aksini ispatlayamaz.
Dün disk in açtığı dava sonuca bağlanmış ve tüik in yaptığı itirazlar son bulmuş durumda. Şimdi bu kurum yıllardan beri aldığı sonuçları neye göre aldığını açıklamak zorunda. Artık devletin ağır aksak işleyen diğer birimleri de karar verdi ve açıkla dediler. Gerçekten bu sepetin içinde ne var ve nereden aldıkları bilgiler doğrultusunda bunları oluşturuyorlar. Eğer kıçlarından uydurdular ise buradaki herkes memur. Bunların çok ciddi sonuçlarının olacağını da bilmeleri lazım en alttan en üste. Bunu takip edememiştim bence güzel bir haber oldu bu o zaman.Artık nereden enflasyon verilerini alıp söyleyeceklerse gerçek fiyatları ile insanlar rahat rahat kıyaslarlar.Ben de yıllardır bu dümenlere sinir oluyordum.Açıklasanıza doğru verileri insanlar artık sizin rakamlarınız yerine başka bir kuruluşa inanıyorlar.Devletin kurumuna inanmıyorlar çok tuhaf değil mi? Devletin içindeki açılanması istenmeyen tür şeylri yazıp çizenlere söyle ağdalı bir yazı yaz derler. Bu yazıyı ne yazan ne okuyan ne yorumlayan anlar. Biz zaten anlamak için bişey yapamayız. Şimdi bu adalar bakalım ne açıklayacaklar yada açıklayacaklar mı. Adamlarda ki cesaret bak ya. Mahkeme kararlarınada uymuyacaklar gibi. |
|
|
|
|
Bu kurla ödeme konusundaki sayıyı bir de sağlık sektörü için uygulanan ilaç fiyatları da eklenebilir. Daha geçtiğimiz aylar içinde yapılan yeni zamlar ile ilaç için kullanılan kur ancak yarısı kadar oldu. ,devlet içinde farklı kurumların kullandığı pek çok farklı kur değerleri var demekki. Bizi ilgilendiren kur bankalar için gündüz ayrı gece ayrı olmak üzere çok uzun zamandır zatnen ikiliydi.
|
|
|
|
|
Aynı durumu bende yaşadım geçmişte. Google 2fa yı bırakıp Authy kullanmaya başladım. Bu yazılımda ha bire güncelleme yapmak istiyor. Günceleme yapsam bir dert yapmasam bir dert. Günceleme sonucunda bası kodların düzgün çalışmadığına dair bişeyler okumuştum. Gerçekten kullanan arkadaşlardan bu durumu buradan paylaşırlarsa bizde bir cesaret bu işi düzeltebliriz. Epeyce bir kayıt var hepsiyle uğraşmak gerçekten muazzam zaman kaybı olacak.
|
|
|
|
Sistem aslında gayet başarılı bir şekilde kurgulanan kaynakları düdükleme sistemi ama zaman içerisinde kan azalırken sülükler arttı ve her sınırlı yağma paylaşımı gibi kendi içlerinde kavgalar arttı. Bakmayın, şu an geçmişte yaşanan bazı durumlar nedeniyle (mesela bilerek Erdoğan'ın uyuklarken görüntüsünün servis edilmesi) işi daha sıkı tutuyorlar, kol kırılıyor, yen içinde kalıyor ama değişen bir şey yok.
Akepe bitiyor, artık kimse kurtaramaz ama önemli olan onlardan sonra benzer başka birileri mi direksiyona geçecek, yoksa değişim tüm ülkeyi saracak mı? (Kastım doğrudan Chp değil, siyasi tercihten bağımsız olarak genel anlamda dürüst ve liyakatli oluşumları kastediyorum).
Benim tahminim A şıkkı maalesef.
Sanırım kol kırılıp artık yen içinde kalmayacak gibi duruyor. Bakın kaybeden belediye başkanlarından gelen abuk subuk açıklamalara. Adamlar devletin diğer organlarını kendileri için var edilmiş sanıyorlar. Arkadaş bunlara ne yedirip ne içiriyorlar. Bunşar neyin kafasını yaşıyor. Bir gelen bir dah olmadı bir daha istiyor. Yok arkadaş. Gelen günlerde yeni bir anayasa dayatacaklar muhtemelen. Yeniden bir seçim ve seçilme yolu açma çabası içindeler. Gelecek olan sistemlerin için ebir seçilen bir daha seçilmemel, d,ye bir madde eklenmeli. Ben 40 yıl çalışıp emekli oluyorsam. Onnlar 5 yıl sonra emekli olmamalı. En basidinden. |
|
|
|
|
Çocukluk yıllarımızda seyrettiğimiz pek çok filmde aşina olduğumuz biriydi. Allah rahmet eylesin. Türk sineması içinde büyük bir kayıp. Yeni yetişen kişiler içinde kayıplarımızın yerini dolduracak olan gençler az. Yetişmiyor. Yetiştiremiyoruz.
|
|
|
|
FAST limiti yakın zamanda artırılmıştı şimdi tekrar artırıldı. Bu konudaki gereksinim karşılandı diyebilirim. Artık 7*24 alışveriş ve para transferi oluyor ve böyle bir durumun düşük miktarla sınırlandırılması biraz işleri yavaşlatıyordu. Zaten kendinizin olan parayı başkasına atmak için ard arda çok fazla işlem yapmak zorunda kalıyordunuz. FAST'in kullanımı açısından oldukça rahatlatıcı bir hamle olmuş. Aynı zamanda bu işlem paramızın değerinin nasıl düştüğünü gösteriyor. Yakın zamanda 100 bin ile neler alabildiğimizi biliyoruz ve şimdi bu miktar değerini kaybetti maalesef. Yakın geçmişte 100k tl ile ikinci el araç çok rahat alınabilir durumdaydı. Şimdi bu 100k tl para transferi ile iş yapmaya çalımak bile çok zor. Yakın bir gelecekte bu üst limitin biraz daha yükseleceği kanatindeyim. Başlangıç noktası olan 20k tl şimdi bu miktarın çok üstünde iş yapma kabiliyetine sahipti çünki. |
|
|
|
Arkadaşlar kusura bakmayın, bu forumda yazan insanları da içine alarak yazıyorum, Tüik'in açıkladığı enflasyon rakamının doğru olduğuna inanan varsa gerçekten olmayan şuuruna tüküreyim.
Enag doğrudur, yanlıştır bilemem ama resmi rakamlar tamamen talimatla oluşturulan, sokaktaki gerçeklikle uzaktan yakından alakası olmayan rakamlardır ve buradaki sapkın trol dahil kimse bunun aksini ispatlayamaz.
Dün disk in açtığı dava sonuca bağlanmış ve tüik in yaptığı itirazlar son bulmuş durumda. Şimdi bu kurum yıllardan beri aldığı sonuçları neye göre aldığını açıklamak zorunda. Artık devletin ağır aksak işleyen diğer birimleri de karar verdi ve açıkla dediler. Gerçekten bu sepetin içinde ne var ve nereden aldıkları bilgiler doğrultusunda bunları oluşturuyorlar. Eğer kıçlarından uydurdular ise buradaki herkes memur. Bunların çok ciddi sonuçlarının olacağını da bilmeleri lazım en alttan en üste. |
|
|
|
|
Kurumların ne hale geldiğine bakın. Birbirleri ile ilgili olarak yazılması çizilmesi gereken resmi yazışmaları geciktirip son dakika işleme sokup yapmamaları gereken ne var ise onu yapık, ayrıca kendi verdiği kararı kendi kaldırmaya kalkarak adaleti tecelli ettirdiklerini sanıyorlar. Bu sistemi bu kadar bozrsanız zamanı gelip de sizi tartması gerketiği zaman acaba nasıl bir sonuç beklersiniz. Nede olsa kantarın ayarı bozuk. Şimdi sizin istediğiniz gibi tartıyor. Ya yarın.
|
|
|
|
Tıpkı zengin olmak istediği halde ömrü boyunca çok çalışmaktan, ticaret yaparak vb risk almaktan kaçınıp sadece her hafta aldığı bilete piyango çıkmasını bekleyerek zamanını tüketen birisi gibidir, hep arkasından koşacakları bir figür bekleyen toplumlar. Ve genellikle biz de dahil doğu coğrafyasında baskındır bu refleks.
Halbuki yapı kişiler üzerine değil, sistemler üzerine kurulsa görevi alan sorumluluklarını yerine getirip kendisinden sonrakine devreder.
Hocam ömür boyu çok çalıştım. Kimsenin kötülüğünü istemedim. Başkalarının zaaflarından faydalanmadım. Hakkım olan dışındakine el uztmadım uzatmam. Ama halen bişeyim yok gibi. Nedenmi. Aha bu siyasiler yüzünden. Her bi haltı iyi yapacaklarını söyleyip yılların kazançlarını bir gecede çer çöp durumuna getirmek için aldıkları kararlar. Düzenli olarak her 10 bilemedin 15 yıl içinde bir kere donumuza kadar soyulduk hep hükümetler tarafından. Son yıllarda ise bu çok aşırı derecede düzene bindi. Öyle yılları beklemiyorlar ışık hızıyla gerçekleşiyor. Nasıl zengin olalımki. Soyguncuyu koynumuzda besliyoruz. |
|
|
|
Grafige bakınca 1935 yılı ile 2023 yılına gelene kadar büfusun genel dağılımı nasıl toparlanarak gelmiş. Daha düzenli bir yaşama kavuşulmu. Güzel bir grafik.
Ama internet kullanım oranı dediğimiz şeyi be aslında yaşlı grubun eline tam anlayıp kullanamadığı yeni nesil android telefonların olduğunu düşünüyorum. Yani bizim yaşlılarımız çatır çatır internete girmiyor birileri facebook yada benzeri olan uygulamaları ayarlamış onlarda bunları can sıkıntısı geçsin diye kurcalıyorlardır.
Bir kısmı öyle bile değil, bizzat kendi kayınpederimden örnek vereyim, birkaç ay öncesine kadar hep tuşlu telefon kullanıyordu, interneti bırak mesajla bile pek ilgilenmiyordu. ama artık düzgün kullanılabilecek ve gözün rahat görebileceği büyük ekranlı tuşlu telefon pek kalmadı. Dolayısıyla android telefona geçirdik mecburen ama onun için yine sadece telefondan ibaret. Dokunmatik telefonlar yaşı büyükler için eziyet oluyor ya hocam mesela bir yere girecek pat dokununca telefona başka bir yere giriyor arayacakken listeyi arıyor yanlış birini arıyor çok başıma geldi artık kontrollü kullandırmaya çalışıyoruz bir ara WhatsApp durumuna kredi kartını bile atmıştı yanlışlıkla dikkatli olun Güzel tesbitler ytaşlılarımızın en büyük sorunu bu dokunmatik telefonlardaki ekranlara istemeden farklı bir yerine dokunup arama yapmaları. Yılların yorgunluğu ellerin titremesi falan. Aynı sorunu ben annemde yaşıyorum. Şöyle bir çözüm ürettim. Cihaz ekranına aramalarala ilgili olarak widgetler oluşturdum. Bunlara aramak istediği kişinin resmini atadım. Kimi aramak ister ise onun resmine dokunuyor. Çağrı başlıyor. Zaten rehberde bulunan herkesi her gün aramıyor. Gelen çağrılara cevap versin yeterli. |
|
|
|
Farklı yerlerde de yazılanlar arasında hep enflasyona değiniliyor.
Birde ürün kaitesi içindeki kullanılan ham made de azalmaya yol açan etkilerden bahsediliyor mesela Shrinkflasyon, Skimpflasyon, Greedflasyon gibi.
Şimdi kakao ve kullanıldığı ürünler için bu kelimeler karşılığını bulacak demekki.
Ürün kaliitesizleşecek
ürün gramajı düşecek
ve ürünün fiyatı yükselecek.
Bakın bunlar bizigerçekten iktisatçı yaptılar. Gör daha neler neler öğreneceğiz.
Hocam bizim üç harflilerde kendi markaları olarak tezgahta olanların zaten kalitesi belliydi, şimdi bu aşamadan sonra sadece bisküvisi kalır kakaosu falan mikroskopla anca görülür şekilde olur büyük ihtimalle. Hani bilinen bir durum var, Alman nutellası ile bizim içeride üretilen nutella diye, aralarında bariz üstü fark var bizzat denedim gördüm, şimdi orada da makas biraz daha açılacak muhtemelen, tüm bunlar heeeeep gerçek iktisatçıların işi bu arada dediğiniz gibi  Sadece Nutella da değil üstelik. Soğuk çay markalarında da benzer durumlar var. Yurtdışında bildiğiniz demlenmiş çayı %80-90 oranında satarlarken Türkiyede demlenmiş çay yok. Varsa yoksa katkı maddesi ile doldurulmuş şeyler var. O yüzden kakao artan fiyatlarıyla Türkiyede artık çikolata falan bulmak da zor olacak. Bulsan da fiyatı cep yakacak. Hocam bu kakao örneğinde olduğu gibi, dünyada herhangi bir yerde küçük bir dalgalanma olsa, bize yansıması Tsunami dalgası gibi oluyor mevcut ekonomik şartlar nedeniyle. Ben çikolata çok sevmem, kırk yılda bir canım ceker çekmez ama onu da sağolsun biraderler hallediyor, kırk yılda bir akşam keyfi yapayım, kurayım çilingir soframi diyorum, 50 lik rakıya üç sene önce komple masa kurduğum geliyor aklıma ondan da vazgeçiyorum. Diyosunki hocam bir rakı balık yapayım yanına bir kaç ta meze ekleyeyim diyince hesap adamı bir çarpıyor lan bu hesabı yinemi sek yaptınız ne kadar sert olmuş olum biraz indirim katında az kafa yapsın ama bu kadar sert çarpmasın diyosun. O olmuyo artık. Önde tekel çarpıyo, sonra meze çarpıyo ciğerin kilosu 850tl olmuş. Bunları alıp halen kafayı bulmadıysan eh artık rakıyı hakettin sen. Yarasın |
|
|
|
- Tamer Karadağlı Chp rozeti takacak
- Şafak Sezer'in nasıl yaratıcı bir tornistan yapabileceğini hayal etmek bile zor
- Diğerlerine kıyasla özgül ağırlığı en düşük olan, hayatı gereksizlikle eş anlama gelen Hakan Ural koluna Chp dövmesi bile yaptırır
Benim favori üçlüm bu. Tamer Karadağlı nasıl oluyorsa her dönemde gündem olmayı başarıyor ve her zaman göründüğünden farklı bir kişi gibi davranabiliyor. Devlet Tiyatroları'nın başına geçtikten sonra güç zehirlenmesi yaşadığını da gördük. Önce kadın düşmanı hareketler, sonra araştırma yapmadan varılan yargılar ile iyice itici bir hal almayı başardı. Şafak Sezer ilk çıktığı günden beri antipatik bulduğum birisi. Her zaman sivrilmeyi ve çıkarları doğrultusunda hareket etmeyi başarabiliyor. Medyum Hakan Ural bu sefer geleceği göremedi ve Murat Kurum'un başarısızlığı karşısında ağzı açık olanları izledi gibi görünüyor. Kendinden ne kadar da emin konuşuyordu başkanlık yarışını kimin kazanacağı yönünde tahminlerde bulunurken. 2 güne kalmaz farklı bir kostüm giyip karşımıza çıkar  Bu tamer denen hergele geçen gün Antalyada bir tarihi bina önüğnde açıklama yapıyor. Bu tarihi bina için tiyatro için epey bişeyler söyleyip devlet tiyatrolarının baltalandığını söyleyip suçu Antalya ana kent beledeiyesine kesiyor. Antalya belediye başkanı olan arkadaş sayın böcek de diyorki siz bu meczuba bakmayın bizi suçlayan lişi bubinanın sorumluluğu turizm bakalnlığında yani kendisi takip edip yapacak. Bundan bile haberi yok diyor. Bu adamlardan bu ülke kurtulmalı . Bunlardan sanatçı falan olmaz. Sanatçının halk tarafında olanacak bir duruşu olmalıdır. Yoksa sanatçı olmasına imkan yoktur. Devlet adamlığı ağırlığı diye birşey var, diyelim ki konumun gereği yaptığın incelemede kusur buldun, devlette bunu yolu yöntemi bellidir değil mi, resmiyette gereğini yaparsın, öyle tam da seçim öncesi millete reklam edercesine propaganda yapamazsin, ki nerenin kimin sorumluluğunda olduğunu da bilmediğin ortaya çıkınca iki katı rezil olursun böyle. Diğerleri de pek kayda değer isimler değiller bence. Şu konya civarında açılan büyük obruklar var ya hozam. Hah işte bunun benzeri olanların hepsini toplayıp orada dolduracan sizin yeriniz işte bu çukurlar diye. Adam olun burayı cennete çevirin. Yada adam olmayın burasını üç güne foseptik çukuruna çevirin. Benze üç gün bunlara uyar fazlasına gerek yok. Dİger hıyarların adlarını saymaya gerek yok ki. |
|
|
|
Bu içinde bulunduğumuz hafta kredi kartlarındaki bedava taksit bitti. Şimdi zamlı taksit dönemi başladı. Yarın bir gün bunun zamlı taksidini de kaldırırlar sonrası taaaaa eskiden olduğu gibi çek senet işine döneriz. Çocuklar eskiler bilir siz bilmessiniz her mahallede bir mafya vardı. Bunar çek senet tahsili ile uğraşırdı. Ahanda o döneme yeniden eliyoruz. Hani 2000 li yıllara geri dönme başlamıştı ya yakında 1990 sonra aşağı doğru gideriz. Zamda neymiş deriz. |
|
|
|
O kahraman bize geçtiğimiz yüzyılın başında bir kez geldi, tun ulusun kaderini yanindaki vatanseverler ile değiştirdi, milletin içinde bunu yapacak güç her durumda vardı, sadece ardından gidilecek bir lider lazımdı, o da bunu layığıyla yapıp kendisinden sonrası için yapılması gerekenleri bile söyledi, şimdi yeni bir lidere ihtiyaç var mı, bence yok, mevcudunun yolundan sasmayalim yeter.
Sadece bize yol gösterip ışık tutan bir lider değildir Ulu Önder Atatürk. Farklı ülkelerde heykeli dikilmiş olan ve ortaya koyduğu ilkeler ve yaptığı yenilikleri kendilerine ışık olarak alıp uygulayan ülkeler var. Bizim zorlama ile yaptığımız kanadı yok ama uçuyor dediğimiz kişilerin geldikleri durumda ortada. Uçuyorlarmı inşallah uçacaklar. |
|
|
|
|
Şimdi bürokrasi içinde en alta bulunan makam başkanlıktır. Mevcut yapı içinde en sağlam olan ayakları en sağlam yere basan kesimi de budur. Bunun üstünde olan yapınıntamamı kızakta gibi çalıiıyorlar. Şimdi bu yapı içindeki en gereksiz yapı ise bakanlık. Neyin bakanlığı bu. Bakanlık falan kalmadı ki. Konu mankenleri ile bir tuluat. Yemini olmayan adamın bakanlığı da olmaz olamıyorda. GEçmiş hükümetlerde bakanların yetkileri belliydi. Bunu başbakan bile ellerinden alamıyordu. İmza atmayan bakan olayı sonlandırıyordu. Şimdi bakan dediğiniz zatlar kendi başlarına istifa bile edemiyorlar. Durumun bu olduğu bir ortamda sahaya inen kim olursa olsun millet tarafından pek tanınıp sayğı duyulan bir kadroda barındırmıyor.
|
|
|
|
- Tamer Karadağlı Chp rozeti takacak
- Şafak Sezer'in nasıl yaratıcı bir tornistan yapabileceğini hayal etmek bile zor
- Diğerlerine kıyasla özgül ağırlığı en düşük olan, hayatı gereksizlikle eş anlama gelen Hakan Ural koluna Chp dövmesi bile yaptırır
Benim favori üçlüm bu. Tamer Karadağlı nasıl oluyorsa her dönemde gündem olmayı başarıyor ve her zaman göründüğünden farklı bir kişi gibi davranabiliyor. Devlet Tiyatroları'nın başına geçtikten sonra güç zehirlenmesi yaşadığını da gördük. Önce kadın düşmanı hareketler, sonra araştırma yapmadan varılan yargılar ile iyice itici bir hal almayı başardı. Şafak Sezer ilk çıktığı günden beri antipatik bulduğum birisi. Her zaman sivrilmeyi ve çıkarları doğrultusunda hareket etmeyi başarabiliyor. Medyum Hakan Ural bu sefer geleceği göremedi ve Murat Kurum'un başarısızlığı karşısında ağzı açık olanları izledi gibi görünüyor. Kendinden ne kadar da emin konuşuyordu başkanlık yarışını kimin kazanacağı yönünde tahminlerde bulunurken. 2 güne kalmaz farklı bir kostüm giyip karşımıza çıkar Bu tamer denen hergele geçen gün Antalyada bir tarihi bina önüğnde açıklama yapıyor. Bu tarihi bina için tiyatro için epey bişeyler söyleyip devlet tiyatrolarının baltalandığını söyleyip suçu Antalya ana kent beledeiyesine kesiyor. Antalya belediye başkanı olan arkadaş sayın böcek de diyorki siz bu meczuba bakmayın bizi suçlayan lişi bubinanın sorumluluğu turizm bakalnlığında yani kendisi takip edip yapacak. Bundan bile haberi yok diyor. Bu adamlardan bu ülke kurtulmalı . Bunlardan sanatçı falan olmaz. Sanatçının halk tarafında olanacak bir duruşu olmalıdır. Yoksa sanatçı olmasına imkan yoktur. |
|
|
|
Asıl mesele tepedekilerin kararlarını kendi ikballeri doğrultusunda mi yoksa halkın refahı ekseninde mi şekillendirdigi bence. Cumhuriyet kurulduktan sonra yapılan bir sürü atılım ile her anlamda çökmüş bir sistemin yerine radikal atılımlar ile kolay kolay hiçbir ülkenin yapamayacağı adımlar atıldı, fabrikalar kuruldu, eğitimde tarımda vs bir sürü yenilikler hayata geçirildi. Son 20 yılda ise cumhuriyet dönemi kazanımları bir bir elden çıkarıldı. İkisi arasındaki en temel fark da biri yeni kazanımlar elde etmek için sıfırdan harekete geçmek ile eldekileri satıp birşeyler yapmak gibiydi. Sadece savaş sanayisindeki atılımları örnek verenler olabilir çünkü onun dışında elle tutulur pek de birşey yok yaptıkları.
Elde olan malların satılması konusunda miras yedi gibi davranıldı. Sadece satılıp şaşaa için kullanıldı. Satış sonrası satılan fabrikaların akibetleri hiç sorgulanmadı. Sen bu fabrikayı aldın üretimi ve çalışmayı devam ettiriyormusun karlılığın nedir. Çalışan sayın ne oldu diye sormak yerine bu satılan fabrikaların arazilerinin rezidans olması için yasalar çıkartıp bu yönde bir çaba içinde oldular. Bu günlere gelindi. |
|
|
|
Bu enflasyonla rakamlar katlanırsa 20 yıldır sıfır atılmış halini hala algılamayan, "yirmi milyon maaş alıyorum, ekmek zaten dokuz milyar" diyebilen IQ free kesimin nasıl yaratıcı söylemler geliştirebileceğini düşünmek bile istemiyorum.
Zamanın yasaklı olan sisyasetçisi Süleyman Demrel yeniden siyasete atıldıktan sonra özal dönemindeki yaşanan enflasyon ortamını değerlendirirken tl bazında para büyüklüğü olarak ilk defa katrilyon diye bir büyüklük kulanmış ve demiştiki bu gidişle bütçe buraya varacak. Yani önlem alın enflasyonu durdurun. Şimdi sanırım bizim bütçe yada diğer ne hesabı yaparsanız yapın bu katrilyonu geçtik sonrası olan sanırım sentrşlyon du oraya vardık. Şu atılan sıfırları göz ardı etmeyin. İlk kandırmaca oradan başladı zaten. Sıfır atarak piyasayı düzeltmiş gibi algılatıp öyle gösterdiler. Düzelen bir şey yoktu. |
|
|
|
TÜİK'in uzun zaman sonra hem İTO'dan hem de ENAG'dan daha yüksek oranda aylık enflasyon açıkladığını görüyorum. Bunun sebebinin yaklaşan yerel seçimler öncesi memur ve memur emeklilerinin gözünü boyamak için olduğunu tahmin etmek çok zor değil. Geri kalan 4 yıl boyunca başka seçim olmadığı varsayılırsa geri kalan aylarda aylık enflasyon oranını yine TÜİK'in 0,01 tarzı çıkaracağını düşünüyorum.
Geçen ay ki TÜİK verilerini görünce böyle bir gönderi yazmıştım ve TÜİK beni utandırmayarak neredeyse ENAG'ın yarısı oranında bir enflasyon rakamı açıklamış. İlerleyen aylarda TÜİK beni daha da haklı çıkartmak için yüzde 1 ve altında enflasyonda açıklayabilir. Memur ve emekli daha düşük oranda zam alsın diye. TÜİK'i kendini kendi seçmeninin bile güvenmediği bir kurum haline getirdiler. Hocam kamuda çalışıp geçen yıl bu dönemlerde 13k civarı maaş alan bir arkadaşım, şu anda 37 k maaş alıyormuş ama 13k ile yapabildiklerini 37k ile yapamadığını söylüyor, mantıken bu maaşlar enflasyon kadar artıyorsa - bakın bir yılda iki kat maaş artışının ne kadar inanılmaz bir olay olduğunu falan geçiyorum- ya maaşları az arttırmışlar, ya da enflasyonu kırpmışlar şeklinde basitçe izah ediyorum bu manzarayı çevremdeki at kafalılara ama hala nato kafa nato mermer düzleminde yaşayan çooook sıkıntılı bir kitle var. Bu piyasa çalkalanmasının sonucunda fiyatlar yukarı gitti. Faizler yukarı gitti. Maaşlar asğari ücretler piyasadaki serbest şekilde yükselişe mazur kalmadı. Maaşları birileri hazırladı biri dediki şu olsun. Öyle olunca piyasa 100 maaşlar 30 yükseldi. İki yıla yakın bu şekilde durum manüple edildi. 15k tl maaş alanın şimdiki maaşı 43k tl civarı. Eğer piyasadaki olanlar olmuş olsaydı bu kişinin maaşı 120k tl ile 150k tl arasında olmalıydı. Her şey yanıltma üstüne kurulu olduğu için o zamanki maaşları şimdi ne verirseniz verin alım gücü yönünden elde edemiyorsunuz. |
|
|
|
Zurnanın zırt dediği yer kavramına nerdeyse geldik yada gelmek üzereyiz. Bu zurnanın sesini ne zaman duyarız bakalım. Yok dediklerine sanırım seçim sonucu itirazları bitince geçilecek. Geçen seçimde baskı sonucu emekliler erken emeklilik haklarını almışlardı. GEri kalan emeklileri de kendi yanlarına çekerek hep birlikte açlık gervine gönüllü oldular. Şimdi mehmet bey ne açıklar ne zaman açıklar yok denen ne varsa az kaldı. |
|
|
|
|
Show Posts
