Bitcoin Forum
November 07, 2024, 04:12:10 PM *
News: Latest Bitcoin Core release: 28.0 [Torrent]
 
   Home   Help Search Login Register More  
Pages: [1] 2 3 »  All
  Print  
Author Topic: ANALİZ: Ekonomik Krizden Nasıl Çıkabiliriz?  (Read 586 times)
Cryptorianx (OP)
Full Member
***
Offline Offline

Activity: 411
Merit: 134


View Profile WWW
August 13, 2018, 09:10:31 AM
Last edit: August 19, 2018, 10:09:55 AM by Cryptorianx
 #1


Bu zamana kadar 15 kriz yaşadık.Malumunuz bu 16. kriz olacak.Peki bu krizlerle nasıl mücadele edilir ve bu krizlerden nasıl çıkılır diye sorduğumuzda bir çok cevapla karşılayabiliyoruz.Ben de naçizane cevap vermeye çalışacağım.

Öncelikle bu işe krizde olduğumuzu kabul etmekle başlayacağız.A haber vb. yandaş medya mantığıyla olaylara bakarsak yol alamayız.

Şimdi bizim içinde bulunduğumuz durum -sıklıkla verilen örnek olduğu için diyorum- orman yangınıysa ki bunu bir anda söndüremeyeceğimiz kesin.Peki bu yangını söndürmeyi nasıl başaracağız?Ne gibi önlemler almamız,adımlar atmamız gerek?

Öz itibariyle Atamızın da zamanında vurguladığı gibi muasır medeniyetler ve hatta daha da ötesine gidebilmek gayesiyle bunu azimle,çabayla,inanarak başaracağız tabiikide. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde olduğu gibi..1929 Büyük Buhranı yaşanmıştı bütün dünyada ve Cumhuriyeti kurup yücelten bu insanlar(atalarımız) küresel çapta yaşanan o krizi yine o zor şartlara rağmen aşmayı başarmışlardı.Biz de başarabiliriz,başarmalıyız.

Kaldı ki bizim paramız küresel çapta yaşanan bir krizin etkisiyle pul olmadı.Tamamen kendi yanlış ekonomi politikalarımız yüzünden pul oldu.Açıkçası şu saatten sonrada birilerini suçlamanın da bir manası ve de faydası yok.Önümüze bakmamız lazım.O yüzden yavaş bile olsa adım adım ilerleyeceğiz bu yolda.Kör biri bile olsanız elinizdeki değnekle basamakları "tık tık" kontrol ederek o uzuun merdiveni eninde sonunda yine çıkarsanız.Keza bu işe kör bile olsak -ki çok şükür değiliz- bu noktadan,en baştan başlayacağız.



Şimdi öncelikle Kamu Sektöründe yani makro ve finansal dengeyi,istikrarı yeniden inşa etmek adına önce merkezi kurumlardan başlamamız lazım.Bir başka ifadeyle bizi idare eden,ekonomimize yön veren yani "aynı gemideyiz" diyen kaptan ve tayfası bu noktada başat rol/sorumluluk alacaklar,almaları da gerek.

Öyle Merkez Bankası şakkadanak 10 milyar dolar, sonra şakkadanak bir 10 milyar dolar daha piyasaya sürerek bu yangını söndürsün kafasından bir kere kurtulmamız lazım.Bu hususta Merkez Bankası'nın bağımsızlığına gölge düşürecek ve bilakis hükümet kanadından kuşkular yaratacak adımlar atılmamalı.Demem o ki Cumhurbaşkanı veya bir bakan çıkıp Merkez Bankası "faizi indirsin,yatırımlar dışlanıyor yauv!" vb. açıklamalarda bulunmamalı.

Sonra, kurallı bir maliye politikasına geçerek kamu harcamalarına hareketli bir üst limit getirmemiz lazım.Bunun yanında "Vergi Affı" hususunda adaletli olacaksınız.Tutup kendi adamını af kapsamına almayacaksın.Özellikle de devlet teşkilatının içerisindeki belli kurumlar bütçesini aştığı vakit, onlara bol keseden ek bütçe/bütçeler ayırmayacak ve gerekirse ayağını yorganına göre uzat diyeceksin.

Mesela faizleri indir diye bas bas bağırdığın Merkez Bankası yerine, 7.7 milyarlık ödenek ayrılan, altı ay sonunda 8.3 milyar olarak bütçe güncellenmesi yapılan ve de bu ayrılan bütçenin %95'inin personel harcamalarına gittiği beyan edilen -ki böyle bir oran nasıl çıkıyor anlamış değilim- bir kuruma biraz daha tasarruflu davranması noktasında telakkide bulunacak, hatta baktın olmadı bütçesini sabitleyeceksin. Sonuçta aynı gemideysek herkes,her kurum elini taşın altına koyacak.Evet, bahsi geçen bu kurum Başbakanlığa bağlı olan Diyanet İşleri Başkanlığı'dır.


Yatırım ortamını iyileştirmek için OHAL’in kaldırılması son derece olumluydu,evet.Fakat Anayasa'yı Ohal koşulları doğrultusunda değiştirme çabaları aynı derecede olumsuzdur.Tam tersine yatırımcıları tedirgin eden olağan dışılık halinin ortadan kalkması, Türkiye’nin her an her şeyin olabileceği bir ülke statüsünden uzaklaşması herkesin işine gelecektir tabi.Ancak yargı sisteminin işleyişi ile ilgili olarak kendi kendimize yarattığımız kuşkular, artık yatırım ortamı engeli niteliğindedir.Açıkça söylemek icap ederse, yargı konuları üzerinden dış politika pazarlığı yapıyormuşuz izleniminin verilmesi yargı bağımsızlığımıza gölge düşürmektedir.Brunson-Fetö pazarlığı, al papazı ver papazı muhabbetinde olduğu gibi.Bu söylemlerden/eylemlerden uzaklaşmamız lazım.Kaldı ki hukukun üstün olduğu medeni ülkelerde yargı erki hiçbir zaman pazarlık malzemesi yapılmaz.Bununla birlikte Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, merkez ile yerelin ortak paydada uyumla buluştuğu kamu idaresi reformu üzerinde dikkatle durulması lazım.Bu noktada yeni dönem/yeni hükümet sistemi aslında bir fırsat olarak değerlendirilebilir.Merkez ve yerel arasındaki yetki paylaşımı meselesi yeniden ele alınarak bir denge/uyum üzerinde anlaşmaya varılmalıdır.Dünyadaki müreffeh toplumlara baktığımızda -bilakis Kuzey Batı ve Orta Avrupa Ülkeleri- her zaman demokratik yerinden yönetim modellerini kendi özlerinde içselleştirdikleri için bu hususta pek kavga,gürültü çıkmadığı görülür.Çünkü bu yolla bireye inmeyi,onu dinleyip hakkını savunmayı büyük bir ölçüde başarmışlardır.


Türkiye’nin, orta vadeli büyüme kapasitesini artıracak güçlü bir yapısal uyum programına ihtiyacı var. Başlangıçta mutlaka eğitim sistemini Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurumu’ndan kurtaracak bir büyük reform gerekir.Şahsen ben bu noktada MEB Bakanından umutluyum.Umuyorum, umudumuz boşa gitmez.Bu noktada ülkemiz, büyüme ile istihdam arasında dijitalleşme ile zayıflayan bağını kotarmak için eğitim reformuna yönelmek ve beşeri sermayenin(insanının,gencinin,yaşlısının) yeni teknolojik devrime intibak kabiliyetini artırmak zorundadır.

Örnek: Blockchaini,kripto paraları anlayacak,anlatacak insanlara ihtiyaç vardır.Bunun yanında Fen ve Askeri liseler açılmalı ve gençlerin bu bölümlere yönelmesini sağlayacak teşvik edici önlemler alınmalıdır.Ayrıca hizmetler sektörü ile tarımı serbestleştirmenin de tam zamanıdır diye düşünüyorum.


Diğer meselemiz işsizlik...Yoğun Genç nüfusu olan ülkemizin ana meselesi, genç işsizliği ortadan kaldırmak olmalıdır. Özellikle genç kadınlarda artan işsizlik konusu üzerine, özel olarak eğilmek gerekmektedir.Bir toplum düşünün ki genç işsizlik oranı almış yürümüş,kadınlara baskı ve zulüm artmış, yine o toplumun ahlak anlayışı kadının cinselliği üzerine inşa edilmiş ve o toplum ilerlemiş(!) Mümkün mü böyle bir şey!?Tabii ki değil..



Bir başka konu ise ülkemizin yurt dışında anlatabileceği kapsayıcı ve pozitif bir hikayesinin maalesef olmaması.Kendi derdimizi bu noktada yabancılara anlatmakta hangimiz güçlük çekmiyoruz ki?Bilakis haklı olduğumuz konularda; Ermeni meselesi olsun Kıbrıs meselesi olsun ne bileyim 15 Temmuz Darbe Girişimi olsun...

Bu konularda derdimizi dış mecraya anlatmakta her zaman sıkıntı yaşadık.Kaldı ki bugün kendimizi uluslararası arenada/dışarıda savunmaya çalıştığımızda, tekil olaylar üzerinden sürekli savunma pozisyonunda kalmak zorunda kalıyoruz.Sürekli savunma pozisyonunda olan biri  kendi derdini ve ülkesinin tanıtımını doğru düzgün anlatsa bile tam anlamıyla başarılı olmaz,olamaz.Bizim negatif örnekler üzerinden değil pozitif odak noktaları üzerinden kurulacak bir kompozisyona ihtiyacımız var.Ülkemizin hem küresel hem de bölgesel rolü hem de içeride işleyen demokrasisi, kurulacak anlatımın son derece önemli parçaları olmak durumundadır.

Tamam karşınıza -geçmiş veya günümüz itibariyle- belki olumsuz örneklerle gelebilirler.Fakat inanın bir o kadar da olumlu örneklerle de karşılık verebilirsiniz.Onlara Cumhuriyet dönemimin devrimlerini anlatsanız bile bu sefer karşı tarafın da savunmaya geçtiğini göreceksiniz..İşte bu noktada bizlere de önemli görevler düşüyor.Kaldı ki bir ülkenin tanıtımını,haklı olduğu noktaları dünyadaki kamuoyuyla paylaşma,onlara anlatma yollarını yabancı lobi şirketleri tasarlayamaz.Tasarlasa bile başarılı olamaz.Bunların yerli ve milli olması şarttır.


Sonuç olarak niyet varsa, çözüm yolu da vardır.Bu ekonomik krizi -en azından başlangıcını- bu gün yaşamasak bile zaten yakın bir gelecekte yaşayacaktık.Türkiye Cumhuriyeti bu güne kadar 15 kriz atlatmıştır.Bunu da illaki atlatacağız.Fakat sıkıntı algıların değişmemesi.Değişim/ilerleme bekliyorsak önce alıcılarımızı doğru frekansa yönlendirmek zorundayız.Kabadayılıkla,restleşmeyle,popülist söylemlerle meseleler çözülmez.Uzlaşmayla,akılla,bilimle,mantıkla çözülür.

Kaldı ki karşı tarafta (ABD) çok iyi yönetiliyor diyemeyiz.Onların başında da bir hödük var ve maalesef dünyadaki yönetim kadroları bu noktada gittikçe radikalleşmekte.Eskisi gibi üst düzey eğitimli ve de lisan,usül,devlet adabı bilen yöneticiler de pek kalmadı.Zaten insanlar da pek seçmiyor böylelerini.Aile şirketi yönetir gibi ülke yönetmeye çalışan, popülist söylemleri olan kişiler iş başına geliyor.Sorun sadece bizde de değil,dünyada da ciddi sıkıntılar var.

Şimdi tablo hem içeride hem de dışarıda böyle diye karamsar olmayacağız elbette.Kararlı,emin adımlarla yolumuza bakacağız.Vatan, siyasetin üstündedir arkadaşlar ve bu zor günlerde devlete,ülkeye kısaca milli çıkarlara güle oynaya muhalefet olunmaz.


Söyleyeceklerim bunlardan ibarettir arkadaşlar.Farklı görüş ve tavsiyesi olanlar varsa pek tabii paylaşabilir.

Herkese iyi forumlar.
ziya1453
Full Member
***
Offline Offline

Activity: 1358
Merit: 193



View Profile
August 13, 2018, 10:45:08 AM
 #2

ekonomik krizden çıkmanın tek yolu teknoloji üretmektir.
bunun için çağdaş eğtim almış yeni gençlere, bu gençleri yetiştirmek için çağdaş eğtim almış derdi aldığı bilmem kaçıncı emlağın kredisini ödemek olmayan kesinlikle emeklilik garantisi verilmemiş yeni bir öğretmen nesline ve meyvelerini görebilmek için en az 15 senen sabretmeye ihtiyaç var.
pikiditor
Newbie
*
Offline Offline

Activity: 168
Merit: 0


View Profile WWW
August 13, 2018, 01:23:23 PM
 #3

ithal ettiğin ne kadar ürün varsa onu türkiyede ucuza mal etmen lazım. çiftçiyi zenginleştirici tedbirler alman lazım. aracılar plazalarda yaşıyor. emeği veren köyü terk ediyor. saman ve sığır ithalatı yapan bir ülkeyiz. ayrıca teknolojik katma değeri yüksek ürünleri üretecek tesislere ağırlık verilmeli. parçaları yurtdışından al, türkiyede üret böyle hiçbir yere varamayız. sonra dolar yükseldi, şirket batmasına kadar gider.
Cryptorianx (OP)
Full Member
***
Offline Offline

Activity: 411
Merit: 134


View Profile WWW
August 13, 2018, 04:22:57 PM
Last edit: August 13, 2018, 04:34:04 PM by Cryptorianx
 #4

ithal ettiğin ne kadar ürün varsa onu türkiyede ucuza mal etmen lazım. çiftçiyi zenginleştirici tedbirler alman lazım. aracılar plazalarda yaşıyor. emeği veren köyü terk ediyor. saman ve sığır ithalatı yapan bir ülkeyiz. ayrıca teknolojik katma değeri yüksek ürünleri üretecek tesislere ağırlık verilmeli. parçaları yurtdışından al, türkiyede üret böyle hiçbir yere varamayız. sonra dolar yükseldi, şirket batmasına kadar gider.

Mesela "çiftçiyi zenginleştirici tedbirler" cümlesiyle neyi kast ediyorsunuz?Çiftçiler nasıl zenginleşebilir?Çiftçileri zengişleştirme yöntemleri nelerdir ve bu noktada dünyadaki diğer çiftçilere yönelik uygulamar nelerdir mesela? Emeği veren neden köyü terk ediyor ki?Bahsettiğiniz o aracılar kimler? Biraz spesifik hale getirirseniz yani açarsanız bu tanımlamaları sevinirim.Yoksa öteki türlü +1 yorum yapmak için yorum yapmış oluyorsunuz sadece.

Yinede ilginize teşekkürler.  Smiley  
Cryptorianx (OP)
Full Member
***
Offline Offline

Activity: 411
Merit: 134


View Profile WWW
August 13, 2018, 04:33:35 PM
 #5

ekonomik krizden çıkmanın tek yolu teknoloji üretmektir.
bunun için çağdaş eğtim almış yeni gençlere, bu gençleri yetiştirmek için çağdaş eğtim almış derdi aldığı bilmem kaçıncı emlağın kredisini ödemek olmayan kesinlikle emeklilik garantisi verilmemiş yeni bir öğretmen nesline ve meyvelerini görebilmek için en az 15 senen sabretmeye ihtiyaç var.

Ekonomik krizden çıkmanın tek yolu sadece ve sadece "TEKNOLOJİ ÜRETMEK" değildir.Az da olsa dünyada tarım ekonomisine dayalı kalkınan ülkeler de mevcuttur; Kanada,Avusturya,Hollanda gibi.Bunun yanında krizden çıkıp kalkınmış bir ülke statüsüne gelmeniz için öncelikle iç tasarrufları arttırıp yatırımlara dönüştürmeniz gereklidir.Buna ek olarak yargınızın bağımsız olması çok önemlidir, merkez bankanızın bağımsız olması çok önemlidir.Yani bu çözümü sadece teknolojiye bağlarsanız o krizden kolay kolay çıkamazsanız Ziya Bey.

Bir başka öz ifadeyle.. Hastanın Ateşi 40 dereceye çıkmış ve akabinde acile kaldırmışsınız.Bir tane serum bağlayalım iyileşir nasıl olsa mı diyeceksiniz?Farklı tahkikatlar,ölçümler,kontroller yapıp ona göre teşhis koymayacak mısınız?

"Teknoloji Üretmek" kavramını da açmak lazım tabi.Ne tür teknoloji üreteceksiniz mesela?Evet, aklımızda deli sorular..Neyse.

Yinede ilginize teşekkürler.  Smiley
rexxxoonaa
Jr. Member
*
Offline Offline

Activity: 322
Merit: 2


View Profile WWW
August 13, 2018, 09:44:49 PM
 #6

1929 krizi dünyanın tamamını etkileyen bir krizdi sadece bizim yaşadığımız bir kriz değildi ve biz o zamanlar ''bağımsız'' bir devlettik. teknoloji üretmek evet en kısa yol fakat ambargo gelirse ürettiklerimizi satacak ülke de bulamayız. önce tarıma ağırlık verip tekrardan kendimize yeten ülke olmak zorundayız.

▬▬▬▬▬▬▬▬  Guider.travel  ▬▬▬▬▬▬▬▬
clementoniiiiii
Newbie
*
Offline Offline

Activity: 84
Merit: 0


View Profile WWW
August 13, 2018, 09:51:40 PM
 #7

öyle aynı gemideyiz olaylarını bırakmamız gerek yazacaksanız baştaki adamdan kurtulun. yıllardır bize söylemediğini bırakmadı adam da şimdi mi anladık aynı gemiyi.
usakli64
Full Member
***
Offline Offline

Activity: 1050
Merit: 152


View Profile WWW
August 13, 2018, 10:07:38 PM
 #8

Krizler her zaman cikabilir.  Kriz cikti yaygarasi yapmak Amerikayi suclamak acizliktir.  Amerika bilindik Amerika yeniden kesfetmis gibi konusmanin luzumu yok.  Dusmaninin merhametine kalmis bir ekonomi yerine biz yollar yerine fabrikalar yapsaydik,  zehir zemberek aciklamalar yerine diplomatik ve planli sekilde uslup takinsaydik vs......  Sanki bir ruyayi anlatiyormusum gibi geldi. 

yaviz0002
Jr. Member
*
Offline Offline

Activity: 420
Merit: 1


View Profile WWW
August 13, 2018, 10:24:27 PM
 #9

üreterek sağlarız, jeopolitik konumumuzu hakkıyla kullanarak çıkarız, kutuplaşmayı önleyerek çıkarız.

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬    Oracolcoin XOR    ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬
madcoin
Sr. Member
****
Offline Offline

Activity: 504
Merit: 251



View Profile
August 13, 2018, 11:38:57 PM
 #10

Krizden çıkmak için öncelikle devlet kurumlarından başlayarak tasarruf kemer sıkma ve uzun vade içinde üretime geçmek şart.
necrofurian
Jr. Member
*
Offline Offline

Activity: 252
Merit: 1


View Profile WWW
August 14, 2018, 08:42:23 AM
 #11

amerikadaki kurumların güçlü yapısı örnek alınabilir. haberde okudum. merkez bankası başkanını, başkan atıyormuş. hazine, maliye bakanı damat. yabancıların vurduğu birkaç alan daha var. yargı bağımsız değil falan filan. onların bu ağızlarını kapatacak tedbirler mesela.

gemstra  |▌  The Future of Social Selling  |▌  A blockchain infrastructure
● ● ● ●  for the biggest gig economy of tomorrow  ● ● ● ●
Allonee
Member
**
Offline Offline

Activity: 392
Merit: 11


View Profile
August 15, 2018, 10:25:04 AM
 #12

Üretmeden ekonomik krizen çıkamazsın. Birilerine bağımlı olmaya devam edersin. İlla yüksek teknoloji üretmek zorunda değilsin tarım konusu hayvancılık konusu bile başlangıç için az maliyetli ama güzel adımlar. Hollanda örneği orada.
jhontwis
Full Member
***
Offline Offline

Activity: 756
Merit: 104



View Profile
August 15, 2018, 11:36:28 AM
 #13

Bddk nın son yaptığı hamleler biraz olsun işe yaradı, Avrupa dan da biraz olsun güven verici yorumlar geldi. Avrupa İmar Bankası TR yükümlülüklerini yerine getiriryor şeklinde bir açıklama yapmıştı galiba. İthalat ihracat dengemiz ihracat lehine dönmesi gerekiyor.
bigbooss
Sr. Member
****
Offline Offline

Activity: 1302
Merit: 264


View Profile
August 15, 2018, 12:20:02 PM
 #14

Türk malını destekleyici tedbirler alınmalı öyle iPhone yi vergiye boğmak çözüm değil
Yerli üretici ürün satacak arge ye para ayıracak daha iyi ürün çıkartacak böylece yurt dışında rekabet edebilecek ve ülkeye döviz girdisi sağlayacak

blogmanya
Member
**
Offline Offline

Activity: 364
Merit: 10

GR


View Profile WWW
August 15, 2018, 03:03:34 PM
 #15

Ekonomik krizden cikmak once şu dis mihraklar kafasindan cikmak lazim.  Her olayda dis mihraklar diyeceksen daha ne demeye o koltuktasin.  Uretim bu isin formulu nokta.  Yok havaalani hastane cami degil.  Bacasinda dumani tuten fabrikalar nokta

BITMART CRYPTOCURRENCY EXCHANGE
pavetjove
Newbie
*
Offline Offline

Activity: 118
Merit: 0


View Profile
August 16, 2018, 08:51:58 PM
 #16

 Falancadan 15 milyar filancadan 10 milyar dolar da gelse "ki gelenlerde hayrına gelmiyor o ayrı mesele" kısa süreli rahatlarsın ama önemli olab geleceğe dair sağlam adımlar atıp gerekli yatırımları yapmak. Hükümet savunma sanayisine önem veriyor bu iyi birşey ama en başta eğitim, sanayi, tarım ve hayvancılık sektörlerine gereken önem verilmesi gerekir. Ayrıca demokrasi, insan hak ve özgürlükleri alanında atılan her adımın olumlu geri dönüşümü olacaktır. Şu an ülke olarak imajımız iyi değil bununda değişmesi gerekir
gamzeeekeskinn
Newbie
*
Offline Offline

Activity: 84
Merit: 0


View Profile WWW
August 17, 2018, 04:32:44 AM
 #17

bakanımız damat olmazsa, milletvekilimiz makam şöföründen olmazsa, liyakat sahibi kişiler görev alır ve bürokratlara daha fazla rol verilirse çıkarız.
fullypak
Legendary
*
Offline Offline

Activity: 1456
Merit: 1005



View Profile
August 17, 2018, 06:54:45 PM
 #18

Üniversitede sınav yapıp eşini çocuğunu akademisyen alan kafanın ülkeye ne kazandıracağını düşünüyoruz. Norveç devlet telefonu ile tatile gitti diye bakan istifa ettirir TRT World bütün birinci yakın kan hısımlarını kuruma doldurup dolarla maaş öder.
hndgnl
Jr. Member
*
Offline Offline

Activity: 182
Merit: 4


View Profile
August 17, 2018, 07:30:41 PM
Merited by taseron.isci (2)
 #19

ithal ettiğin ne kadar ürün varsa onu türkiyede ucuza mal etmen lazım. çiftçiyi zenginleştirici tedbirler alman lazım. aracılar plazalarda yaşıyor. emeği veren köyü terk ediyor. saman ve sığır ithalatı yapan bir ülkeyiz. ayrıca teknolojik katma değeri yüksek ürünleri üretecek tesislere ağırlık verilmeli. parçaları yurtdışından al, türkiyede üret böyle hiçbir yere varamayız. sonra dolar yükseldi, şirket batmasına kadar gider.

bu aracılar kim? isimsiz cisimsiz hep bir aracıdan dem vuruluyor da asıl aracı devlettir. Bu malı çiftçiden alan adam kamyonuna mazot koyar, o malı çekecek işçisi vardır, o yere kira öder, o işletmenin farklı farklı bir sürü vergisi vardır. Ürünü satar kdvsini öder. Bu aracı dedikleri asıl devlettir. devlet bu yükü çiftçinin üstünden ve o malı çiftçiden alıp tezgaha götüren adamın üstünden çeksin gör çiftçi nasıl para kazanıyor.

Bundan aylar önce ahaber seri yayın çıkardı. Aracıların peşine düştüler sözde sonra 2. gününden sonra yayının devamı gelmedi. Gördüler asıl aracının devlet olduğu.

sadece ekonomik kriz değil ülkenin gelişebilmesi için eğitim olacak, işleyen bir hukuk sistemi olacak, halkı ezen değil halkın yanında olan bir yönetim anlayışı olacak, torpilin yerine liyakat geçecek, senin tanıdığın var diye kanunlar kurallar esnetilmeyecek çiftçiye ne ise vekile de aynı kurallar geçerli olacak. devletin malı deniz yemeyen keriz anlayışı olmayacak.
Halk ikiye bölünmeyecek hep beraber bu devlet için çalışacağız.

Kaliteli projeler var. Hani bundan bir bok olmaz diye yarışmaya bile alınmayan sonra da avrupa da birincilikler alan. İşte o yarışmanın yetkililerin işlerine son verilecek. Herkes hakettiği göreve alınacak sırf birilerinin akrabası diye bir yerlere getirilmeyecek.

Bunlar bile yeter.
cannbola
Jr. Member
*
Offline Offline

Activity: 462
Merit: 1


View Profile WWW
August 18, 2018, 03:07:56 AM
 #20

satılacak pek bir şey kalmadı da kalanları satmazsın. teknolojik araştırmalar için devlet desteği vererek teşvik edersin, hukuk sistemini düzenler,  yargıyı bağımsızlaştırırsın.

lucky.io  [ KEEP PLAYING! KEEP WINNING! ]
Pages: [1] 2 3 »  All
  Print  
 
Jump to:  

Powered by MySQL Powered by PHP Powered by SMF 1.1.19 | SMF © 2006-2009, Simple Machines Valid XHTML 1.0! Valid CSS!