Ferrum benim şimdiye kadar belki de en çok güvendiğim projeydi, hala da öyle. Ancak (bu kısım kendimce yazdığım bir senaryodur sadece) fiilen hayatın içinde olmasıyla (Afrika'da Kudi'nin başarısı ve ödeme aracı olarak sokağa inmiş olması) taktir ettiğimiz proje bu avantajının yaşadığımız özel durumdan dolayı dezavantaja dönmesi riskiyle karşılaşabilir.
Şunu demek istiyorum, üretimle, şirketler ve değerleriyle, sokaktaki alışverişle vb. doğrudan korelasyona sahip olmadıklarını Corona günlerinde gösteren kriptolar genel olarak baktığımızda gayet güzel bir sınav verdiler, global ekonomideki sarsıntıyla pek paralel davranmadılar. Ancak Ferrum'un en önemli ayaklarından birisi Afrikada fiilen hayatın içinde olan Kudi, ve o hayat virüs günlerinde ne durumda bilmiyoruz, sekteye uğradıysa bu durum Kudiye de yansıyabilir ve Kudinin insanlar tarafından kullanımının düşmesi genel bir duraklama veya yavaşlama yaşatabilir (tekrar edeyim, kaidemden sallıyorum).
Ama aslında bu da yumurta/tavuk durumu, başka bir açıdan bakıldığında böyle bir durumun oluşması sonrası için güven artışı ve projenin uygulanabilirliğinin ispatı konusunda sinerji yaratabilir. Yani dediğim şey gerçekleşirse iyi mi olur, kötü mü olur, o da başka bir tartışma konusu.
Not: Hayır, ot falan çekmedim
Fikirlerine tabi ki saygı duyuyoruz hocam ve dillendirmen çok güzel. Sağduyulu bakış açınla her zaman takdir toplamış birisisin.
Sanırım şunda hepimiz hemfikirizdir ki kripto para dünyasında gün aşırı ne olacağını tahmin etmek çok zor. Trend yönünde sabah akşam sallayan yüzlerce insan var ama gerçekten ne olacağını bilmek imkansız. Ben yıllardır az çok bounty ve CM'lik muhabbeti yüzünden piyasanın içindeyim. Forumun eskileri benden daha tecrübeli elbette ama reel yaşam ile kripto arasında köprü sağlamaya çalışan o kadar çok proje var ki...
Benim ilk tanıdıklarımdan ve ciddi olabileceğini düşündüklerimden birisi Zeux'du. Yine bir bounty muhabbetine tanışmıştık. Ama arpa boyu yol gidemediler. Çektikleri bir video'dan ileri gitmeleri mümkün olmadı. Hubrisone vardı. Hiç saymıyorum bile. Sonra aslında beni umutlandıran ve içeriğine dahil ekibinden birileriyle bir kaç kez konuşma şansı bulduğum Digilira oldu. Digilira ile forumun eskilerinden bazı isimler ciddi çalışmalar yaptılar ve digilirapay üzerine fikir sundular. Temelde kripto ile ödeme yapıp fiat ile karşı tarafa geçen bir sistemdi. Çok da akıllıcaydı. Ancak benim eleştirim şu olmuştu Serkan bey'e o zaman. Kim elindeki kripto ile ödeme yapar? Çünkü çoğunlukla olay değer saklama ve para kazanmaya döndü. Üzerine epey konuştuk. Fikirleri çok güzeldi ve sanırım çok ilerleyemediler.
Sonra ben Ferrum ile tanıştım. Daha doğrusu onlar beni buldu. Kudi'yi ilk başta anlamakta zorlandım. Ama gerçekten güzel bir fikir olduğuna kanaat getirmiş durumdayım. Hemen şunu söyleyeyim mevcut yapısıyla Kudi'yi tüm dünyaya yaymak bu aşamada kolay değil. Ama şu anda Nijerya ve Gana'da insanların aktif olarak kullanabilir olduklarını görmek çok güzel.
Bununla ilgili de sorular geliyor bazen buradan yazmış olayım. Afrika neden seçildi? Öncelikle Afrika pek çok konu gibi kriptolar ve blockchain içinde halen bakir alan. Yani el değmemiş. Ferrum Network ilk giren avantajına sahip orada. Ferrum'un ardından Gemini, Dash ve Binance'da bölgede girişimler yaptı bu arada. İkincisi yukarıda dediğim gibi Kudi'yi tüm dünyada uygulamak kolay değil çünkü yasal mevzuatlara takılır. Afrika bu anlamda biraz daha rahat! Ve son olarak maliyetler. Hep aynı noktaya geliyoruz ama Ferrum sadece 1 milyondan az fazla yatırımla işe başladı. Ve Türkiye gibi orta yoğunlukta bir ülkede bile şirket kur, muhasebe, avukat ve sahada çalışacak adamlar falan derken 50-100k $ arası yatırım istiyor. Ama bu işi Afrika'da çok uyguna çözebiliyorlar. Ve orada işleyen 2 mekanizma hali hazırda var ve Ferrum projesine yükü çok az.
Bugünün koşullarında ne olur bilemeyiz ama Ferrum 1-2 yıl arası yatırımı diye her zaman dile getirmişimdir. 6-7 ayda 3x bıraktı. 6-7 ay sonra belki tekrar düşer aşağıya bilemem ama yukarı çıkabilme ihtimalini seviyoruz. İşallah bizleri güldüreceğini düşünüyorum.
