Bu hafta katıldıgım online eğitimde çök tutun kapan eğitimi aldım. Szin gibi cahil kalmadım bu eğitimi online aldım. Hatta bu eğitim sonunda deprem olunca ne yapacaksınız diye soruyorlar bende dedimki tabiki çök tutun kapan deidim. Onlarda afferin sana al bu da senin sertifikan dediler. Artık deprem konusunda çök kapan az otur neyse ya işte sertifika verdiler bana.  Devlet memuru olunca o eğitim zorunlu oluyor be abi benden başka bir devlet memuru daha var olduğunu bir kere daha gördük sağolsun uzaktan eğitim kapısı bunu bize zorunlu kılmış cevapları atabilirim istersen ne işe yarıyor dersen hiç bir işe yaramıyor online eğitimin faydalı olduğuna inanan varsa biraz fazla hayalci diyebilirim Bak şimdi 6,5 diyecem pat sende çöküp kapanıp tutunacaksın. Hele bir çökme seni çökerteceklerdir. Sen hele bir tutunma kökünden sökeceklerdir. Abi ya giden 2 günümemi yanayım. Boş beleş içeriği seyrettim ona mı yanayım. Soru konusunda hiç değinme abi. İçerik gibi o da cidden sorunlu. Başka pek çok içeriğe de katılmak zorunda bırakıldık. Birileri bu içerik hazırlamaktan epey güzel kazanç sağlıyor. Bizede sertifikası kalıyor. Hemide benim sertifikalarım senin sertifikalarını dönver. Belki de dövmez. |
|
|
|
Bal Süt et balık bunlar ciddi anlamda lüks oldu hele balıkta gidip levrek vs alacaksanız kg fiyatı 500lirayı geçmiş durumda geldiğimiz noktaya bak abi her türlü içerideyiz be.  Arkadaşlar nufus artışı ve yaşam kalitesi kavramı hayatımıza girdiğinden beri en kalitesiz ürünleri tüketiyoruz. Öyle böyle değil hemde. Çünki insanlar birşeyler yemek zorunda kalkıp bana suni büyütülmüş balıklardan bahsetmeyin o dönem ne kadar rezil olsada yemekler o kadar doğaldı. Hocam çare insanin özüne dönmesi. Balık mi istiyorsun ödemek yerine gidip avlanacaksin. Yumurta mı istiyorsun gidip tavuk besleyeceksin. Et mi isiyorsun kuzu dana besleyeceksin. Süt mu istiyorsun keçi besleyip sagacaksin Eğer ortaçağ daki doğallık şuan olsa insan ömrü 140-180 yıla cikar ama çoğu ürün genetiği değişti boş kalori insan vücuduna faydası yok. Eskiden insanlar ilaç kullanmadan 70-80 yıl yaşıyormuş şuan bunca teknolojiye rağmen gidemiyor o kadar. İnsanın özüne dönme ihtimali yok, gıda konusunda son derece disiplinli bir şekilde doğru şeyler yaptığımızı varsaysak bile kurtarmıyor çünkü bazı istatistiki araştırmalar gezegenin sağlıklı şartlarda ancak 4 milyar civarında insanı barındırabileceğini, bundan fazlasına kaynakların yetmeyeceğini gösteriyor. Dolayısıyla toplumun geneli olarak kötü şeylerle beslenmeye mecburuz, küçük, şanslı bir azınlık çeşitli koşullardan dolayı sağlıklı gıdaya erişebiliyor. Üzerinde bulunduğumuz topraklar iyi bir planlama ve ata tohumlarını yeniden hayata geçirmek kaydı ile 500 milyon insanı besleyecek kalitede. Yurdun her yöresi farklı bir ürünü geliştirecek gibi dünyada nerden ne getirsen burada mutlaka yetişecek bir yöre bulur. Sorun biz bunun yapılmasını istemiyoruz. Savaş halindek, ukrayna dünyaya bgday ihraç ediyor. Bizim konyalı amcalar yangelip yatıyor. Ürettirilsin önce tarım sonra hayvancılık sonra da biz düzeliriz. Hocam çok doğru noktalara temas etmişsiniz ama zaten bu problemleri başımıza bela edenler global güçler, tohumda hibriti soktular, gübrede kimyasalı, ilaçta da keza öyle. Neticede neredeyse yüzde 0 doğal gıdaya mahkum birakildik. Üretici özelinde ise, tarımda olsun hayvancılıkta olsun maliyetler inanılmaz düzeyde, bir süre sonra ürününden istediği kazancı elde etmeyi bırakın sürekli içeri giren çiftçiyi de anlamak lazım. Bu konuyu devletin halletmesi şart. Tedavi edici harcamaları göz önüne alında sağlık sektörü zaten bokuyla oynuyor artık ama olsun epeyce kabarık durumda. Toplumu gıda ile sağlıklı bir duruma getirip sağlık yönünden koruyucu taramalar ve destekleri devreye almış olsalar esas harcamalarda kullandıkları ve bu kullanılmayan bölümü tarıma aktarsalar hem kaliteli ürün hem sağlıklı bir toplum ortaya çıkarırlar. Ne diyom ben ya. O zamanda adamşarın kafaları düzgün çalışır ve bu durumu oluşturanları görüp anlar. NE olur sonra seçim zamanı bunları tepeler geçer halk. Olmaz olmaz gıdada sahteciliğe devam. Oy anam oy. |
|
|
|
|
1940 lı yıllar diyeyim de aşşagı yukarı bu dönemler ve halk üstünde oynanan oyunlar halen devam ediyor. Abd marshal yardımları ile devam eden yag süt tozu askeri araç hibeleri falan diye uzayıp giden bedava içerik. !9970 yıllarında ilaç mucize gibi dayatılan her evde kullanılan vita yağı gres gibi bişey. O dönemde sana yagı ile karıştırıp kullanan hayvansal yag ile karıştırıp kullanan sade kullanan verhasılı kelam vita yagı kullanan pek çok kişi sonra kalp damamr hastalıkları ile uğraştı. O dönemde zeytinyagı daha bol şimdiki gibi hilelei de değildi. Adamalar adamdı o zamaan. Hile yapan yokmuydu yurdumda her dönem vardı tabi. Ama halkı 1940 dan sonraki süreçte zeytinyağı kullanımından o kadar uzaklaştırdılarki abuk subuk yağlara rağbet epey arttı. Hani şu krem gibi olan ekmeğe kolay sürülen yağlar var ya okuduğum kadarıyla bileşenine 1 atom daha eklenince teflon oluyor. Yok daha diyeceksiniz ama öyle. Laboratuvar ürünü. Doğal ne bulursanız tadını sevmesenizde tüketin. Zeytin yağı gerçekten hayttır.
|
|
|
|
|
Nİbiru için testnette node kurup çalıştırdım. Gelen ödül listesinde wallet adresim vardı. Bu adresle coinlist satışına başvuruda bulundum walleti onayladım tabi listedeki walleti ama satış başladı ve ben 2000+ durumundayım. Neye göre böyle bişey yaptılar bilmiyorum. Adamlar hem öncelik olacsk diyorlar hemde önceliği vermiyorlar.
|
|
|
|
Geçmişte avrupanın dibinde olan sırp katliamlarına gözcülük yapıp silah desteğindede bulunan birleşmiş milletler gücü bu dava için daha sonradan ne yaptı ise bu açılan dava sonucunda da olacak odur. Ölen her zaman öldüğü ile kalır. Katil olan ülkesinde cesaret madalyası alır. Şereflendirilir. Yaptığı katliamı tarihin bir kısımı lanetler bir kısmı ise ülkesi için yaptığı büyük işleri anlatır. Bu davanın sonucunda ne çıkarsa çıksın neteyahu ya bişey olmayacaktır. Ama diğer garibanlara olan zaten oldu.
Ölen binlerce insan varken saçma sapan kararlar sonucunda sözde para cezalarının veya yaptırımların ne anlamı var ki? Ölen gitti, küçücük çocuklar hayatını kaybetti hem de kalleşçe hem de bombalarla o yüzden yüzsüz iki yüzlü kişilerin çok bir şey yapmasına gerek yok sadece şunu söyleyeyim eğer bu Almanya veya Fransaya yapılsaydı şu an İsrail diye bir ülke haritada yoktu @RaltcoinsB hocam belki biz görmeyiz ama dünya sürekli bir gelişim ve değişim içinde şimdilik avrupa ülkeleri gelişmiş durumda yada insan hakları üst seviyede bilki gelecek günlerde buralarda oluşacak olan zafiyet ve zayıflıklar ortaya çıkınca bu israil denen illet ilaki geçmişin öcünü almak için almanyaya bulaşıp onuda hasta edecektir. Çünkü almayanın hatası bu günleri ortaya çıkaracak hareketleri başlattı. Beddua geri gelir edilen yeri bulur. |
|
|
|
Bal Süt et balık bunlar ciddi anlamda lüks oldu hele balıkta gidip levrek vs alacaksanız kg fiyatı 500lirayı geçmiş durumda geldiğimiz noktaya bak abi her türlü içerideyiz be. Arkadaşlar nufus artışı ve yaşam kalitesi kavramı hayatımıza girdiğinden beri en kalitesiz ürünleri tüketiyoruz. Öyle böyle değil hemde. Çünki insanlar birşeyler yemek zorunda kalkıp bana suni büyütülmüş balıklardan bahsetmeyin o dönem ne kadar rezil olsada yemekler o kadar doğaldı. Hocam çare insanin özüne dönmesi. Balık mi istiyorsun ödemek yerine gidip avlanacaksin. Yumurta mı istiyorsun gidip tavuk besleyeceksin. Et mi isiyorsun kuzu dana besleyeceksin. Süt mu istiyorsun keçi besleyip sagacaksin Eğer ortaçağ daki doğallık şuan olsa insan ömrü 140-180 yıla cikar ama çoğu ürün genetiği değişti boş kalori insan vücuduna faydası yok. Eskiden insanlar ilaç kullanmadan 70-80 yıl yaşıyormuş şuan bunca teknolojiye rağmen gidemiyor o kadar. İnsanın özüne dönme ihtimali yok, gıda konusunda son derece disiplinli bir şekilde doğru şeyler yaptığımızı varsaysak bile kurtarmıyor çünkü bazı istatistiki araştırmalar gezegenin sağlıklı şartlarda ancak 4 milyar civarında insanı barındırabileceğini, bundan fazlasına kaynakların yetmeyeceğini gösteriyor. Dolayısıyla toplumun geneli olarak kötü şeylerle beslenmeye mecburuz, küçük, şanslı bir azınlık çeşitli koşullardan dolayı sağlıklı gıdaya erişebiliyor. Üzerinde bulunduğumuz topraklar iyi bir planlama ve ata tohumlarını yeniden hayata geçirmek kaydı ile 500 milyon insanı besleyecek kalitede. Yurdun her yöresi farklı bir ürünü geliştirecek gibi dünyada nerden ne getirsen burada mutlaka yetişecek bir yöre bulur. Sorun biz bunun yapılmasını istemiyoruz. Savaş halindek, ukrayna dünyaya bgday ihraç ediyor. Bizim konyalı amcalar yangelip yatıyor. Ürettirilsin önce tarım sonra hayvancılık sonra da biz düzeliriz. |
|
|
|
Bu konuda da ülke insanının cehaleti ve açgözlülüğü devreye giriyor, ne zeytin yetiştiriciliğini biliyoruz, ne de doğru yağ üretimini. Herifin zeytinliği var ama bakıyorsun verimlilik vasatın bile altında, mesela diyorsun ki sen bunlara ne sıklıkta su veriyorsun, diyor ki zeytin sulanmaz...Nah sulanmaz, zeytin sulanır ama senin zihniyetin cahil olduğu için koyun gibi bildiğinden devam ediyorsun.
Bir de ülkenin sorgulanmaz değerlerinden "üçkağıtçılık" var işin içinde, emin olun iyi diye aldığınız zeytinyağlarının bile çoğu maalesef pamuk yağı katkılı, hatta fiyatı da ucuzsa bilin ki pamuk yağı zeytinyağı katkılı.
Yabancı alır mı senden hileli yağı, İtalya'dan, İspanya'dan hatta Yunanistan'dan daha iyi ve hilesizini daha ucuza alıyor zaten.
Tarım konusundaki kıskaçtan zeytinci de nasibini alıyor. Hem destek yok hemde madenler için katledilen zeytinlikler vsr. Zeytin agaçlarını romalılar dikti biz kesiyoruz. Binlerce yıldır her türlü hava koşuluna karşı direnip bu günlere kadar gelmiş olan bu mucize ağaçları yok edip bunda da sahteciliği artırıyoruz. Dün bir markette baktığım saf zeytinyagı markaları artık 1500 civarında geziniyor. Almak isteyen buyursun alsın diyor. Koç gibi ithal olup burada paketlendiği gibi yerli olan ayçiçek yagının 200tl oldugu günlerden geçiyoruz. Yakında raflardaki saf zeytinyağı yavaş yavaş kaldırılır. |
|
|
|
Bilişim sektörü kendi kendinin canavarını yaratıyor anlaşılan. Yapay zeka gelişimi ve kendi kendine iş yapan pek çok program işletim sistemlerinin daha akıllı hale gelmesi bu sektörde çalışan pek çok kişiyi etkileyecektir. Yıllar öncesinden çalışma hayatında bir servisin yani atıyorum 20 kişinin yaptığı komplike bir işi bir program online olarak yapıp sonucu ortaya koyuyor. Sadece bilişim değil diğer sektörlerde etkilenecektir bundan.
Kesinlikle katılıyorum, bilişim sektörü (aslında öncesinden de öngörülebilir bir şekilde) kendi topuğuna sıkmış oldu, hatta şimdilik topuk diyebiliriz, bu durum zamanla diz, baldır, karın vb şeklinde ilerler. Open AI'de ciddi ilerleme katedilen "genel yapay zeka" gerçek anlamda hayatımıza girdiğinde insanlığın yok oluş süreci de başlamış olacak, çünkü yapay zeka bir süre fiziki gerekliliklerden dolayı bize mecburken, hayatımızın içinde yer alarak kimi yerde kolaylaştırıp, kimi yerde zorlaştıracak ama bir noktada ihtiyacı kalmayacak. Şu anda bile dandik bile olsa yeni yapay zekalar üretebilen yapay zekalar var ve bu giderek artacak. Daha sonraki aşamada yine yapay zeka sayesinde son derece işlevsel robotlar geliştirilecek, yani yapay zekanın fiziksel mecburiyet durumu da ortadan kalkmaya başlayacak ve insanın tüm bunlar üzerindeki kontrolü giderek zayıflayacak (ama yavaş yavaş, filmlerdeki gibi savaşarak değil). Öyle bir nokta gelecek ki, kendi türünü korumayı hedefleyen ve doğası(!) gereği her duruma son derece rasyonel yaklaşan yapay zeka insanın gezegene zarar verdiğini görecek ve kendi devamlılığı için yerkürenin korunması gerektiğine karar verecek. Ve o gün geldiğinde herhangi bir savaş falan yaşanmayacak, kendine yetme özelliğini çoktan yitirmiş ama bunun farkında olmayan insanlık çok büyük oranda kayıp verecek. Benim naçizane gelecek öngörüm bu, o nedenle uzayda biyolojik ve gelişmiş yaşam formları olduğuna da artık inanmıyorum, çünkü hepsi bu yoldan geçmek durumunda. Uzayda yaşam var elbette ama gelişmiş olanlar etten, kemikten değil. Yapay zekalar gelişiyor ve geliştiriyor. Bu tür çalışmalar içinde olan yazılım geliştiren arkadaşlar sonuç olarak bu gelişmenin hep içinde olacaklar. Yapay zeka gelişmesi içinde yapılacak olan en güzel gelişme bu zekanın internet ortamında olacak olan kirli haberlerin ortadan kaldırabilme yeteneginin olması. Tabi bunun terside mümkün. Bu konuda olumlu düşünmek istiyorum. Bu temizlik olduktan sonra hem yazılımcı hem kullanıcı hemde yeni geliştirirlecek olan yapay zeka platformları dah verimli olacaktır. Şimdiki göreeli olarak işinden olanların da farklı alanlarda yine bu konuya hizmet edeceklerini göreceğiz gibi. Ama zaman lazım. |
|
|
|
Bilginiz olsun, somon sadece doğal olarak yetiştiği ortamda pembe/kırmızı renkte olur, o renk yediği karideslerin kabuğundaki bir pigmentten gelir ve balık bu pigmenti atamadığı için rengi değişir. Yerli/çiftlik vb üretilen somonlar bu şekilde beslenmediğinden normal balık renginde olurlar ama genel tüketici alışkanlıklarından dolayı üreticiler yemlere karides unu katarlar.
Deermişim....Şaka şaka, bir kısmı bunu kimyasal yöntemlerle halleder. karides unuyla balığı kırmızılaştıran fazla yoktur.
Tavsiyem, gerçekten Norveç'ten vb gelen avlanmış somon değilse kırmızısından kaçının, illa zararlı olacak diye bir şart yok elbette ama risk almaya da gerek yok.
@Bobita hocam söylemeye çalıştığınız şeyin eski Türkiyede mümkün olabileceğini düşünüyorum. Mevcut yapıda üretici rengini değiştirmek için para harcayarak manüple etmeye çalışmayacaktır. O zaman balığın üretim maliyeti çok yükselecektir. Şimdi konya tarafında yapılan bir çiflik balığı üretimi vsar buradan gelen balığın eti alabalık gibi. Zaten yerli ırk olarak ta alabalık kullanılmıştır. Karadenizde ki çifliklerden gelen yerli somonlar alabalık agırlığı olmasına ragmen deniz içindeki havuzlarda yetiştirildiğinden dolayı renk olarak daha pembe durumda. Bu karidesten değil de kullanılan suyun tuzluluk oranının bunda etkili olduğunu düşünüyorum. |
|
|
|
|
Evet bu akar yakıttaki artışın sanki bu son yapılan zamlar ile duracağı gibi bir algımı oluştu ne yoksa ben mi öyle algılıyorum çevremden. Aha merkez bankası başkanı değişti. Gelenin nasıl yoğurt yiyeceğini yavaş yavaş göreceğiz. Bu 42 olan rakamlar 24 mü olacak yoksa 2*42 mi olacak. Hep farklı başlıklarda da verdiğim 1994 örnegi var. Gerçekten şimdi bulunduğumuz ortam daha 1991 yıllarındaki gibi olmaya başladı daha yolumuz var. Bir sakız 1000000tl olunca duracaktır.
|
|
|
|
|
Dün yine cepa avm içinde bulunana reedershop un önünden geçtim. İçerde sıralanmış ürünler var kapısında S23 bilmem ne için indirim yada 12 ay vadeli satış reklamı. Ama içerde bu teknoloji markasının tanıtım show room unda yoktu. Gerçi orandan her geçtiğimde de görüyorum kimse olmuyor. Tezgahtar bile olmuyor. Kapı açık gir al çık. Sonra ödersin gibi. Bom boş.
|
|
|
|
Bu gün açıklanan merkez bankasının yöneticisinin değişmesi de gösteriyorki enflasyonu coşturanlar bu koltukta oturamıyor.  Yeni gelen yada atanan yada günah keçisi olan kişi bakalım nisan ve mayıs performansı nasıl olacak. Şimdi direk tüik üstünden enflasyona bir tekme atacaklardır. Sizde göreceksiniz. Enflasyonun façası nasıl bozulacak. Yok öyle kendi başına buyruk yükselmeler. Hizaya gelecektir. |
|
|
|
|
Bu gün geceki son dakika haberlerin birinde istifa yazıyordu. Görevden alma olayını resmi açıklamalarda affını isteyerek beyanda bulunuyorsun ya ona fayanarak söylüyorlar. Son 1 aydır olan olayların meyvesini vermesi devleti kimin nasıl yönettiği konusunda da acaip bir gidişatın olduğunu ortada. Bakalım gelen neye dayanarak merkez bankasını yönetecek.
|
|
|
|
Hayvancılık desteklenmedi et süt fiyatları aşırı arttı şimdi sıra tarım ürünlerinde. Görüyoruz ki tarım ürünlerinede sahip çıkılmıyor, portakal üreticisinin alternatif bir değerlendirme seçeneği olsa bu kadar kendini komisyonculara ezdirmezler. Eskiden Levent Kırcanın bir filmi vardı ıspanakları denize döküyorlardı sebebi araştırılınca ürün fazla olunca para etmediği az olunca değerli oldu söyleniyordu. 80li 90lı yılların filmleri bu günü ne güzel yansıtıyor ülkede hiç bir şey değişmez mi?
@ZekiBeyy hocam ülkede değişen çok şey var. Bir kere bu tarz olaylara artık mileet güldürü alanında gülmüyor gülemiyor. Bu fiyat politikaları ile milletin canını yakıyor artık. Tarımın desteklenmesi lazım ancak biz partonları destekliyoruz. köylüde patronu destekleyeni destekliyor. Avrupada olan köylü gösterilerine bir bak aklı başında olan adamın yaptığı protestolar. Burada olsa senin örnekten gidelim alıp ıspanagı ayak altında çiğner üretenide vatan haini ilan ederiz. |
|
|
|
|
Geçmişte avrupanın dibinde olan sırp katliamlarına gözcülük yapıp silah desteğindede bulunan birleşmiş milletler gücü bu dava için daha sonradan ne yaptı ise bu açılan dava sonucunda da olacak odur. Ölen her zaman öldüğü ile kalır. Katil olan ülkesinde cesaret madalyası alır. Şereflendirilir. Yaptığı katliamı tarihin bir kısımı lanetler bir kısmı ise ülkesi için yaptığı büyük işleri anlatır. Bu davanın sonucunda ne çıkarsa çıksın neteyahu ya bişey olmayacaktır. Ama diğer garibanlara olan zaten oldu.
|
|
|
|
|
Bu gün Ankarada cepa migrosta yerli somon vardı bir kaçtane aldım. Eğer ankarada olan arkadaşlar var ise kendilerine yakın olan migroslara bir baksın kilosu 99tl. Güzel temiz balık. Bizim eski alabalık ile norveç somonu karışımı. Bir kısmı tatlı suda yetiştiriliyor bir kısmı ise karadenizin suyuna uygun hale gelmiş durumda. Her ikisi de bol ve ucuz oluyor. Değerlendirmeniz dileği ile. Bir de akşama tabi fırında balık var. Sırından sonra yanına ne gelir ne gider onuda akşam düşüneceğiz artık.
|
|
|
|
|
Çağ geliştikçe kullanılan cihazlarda buna ayak uydurmak zorunda kalıyor. Eski nokia ericson sony ne bileyin eski olan bu ürünlerin ruhunu veren seymbian işletim sistemi aslında çağa ayak uyduramadı. O dönemde google firmasının prototip olarak yapmaya başladığı android işletim sistemi bu symbian işletim sistemi ile aynı platform üstündeydi. Ama geliştirici olan google ve buradaki serbestlik serbest düşünce ve bunun yansıması android kullanan cihazları apple firmasıyla birlikte yenilikçi olarak öne taşıdı. Aslında eski telefonların sorunu işletim sistemlerinin esnek olmamasıydı. İleriyi düşünemediler. Herkes yaılımı kendi elinde tutup tekelleşmeye çalıştı. Android ise ürünü herkesle payşaltı. Sadece kullanılan ortak klasörleri kendileri yektesanlık olması açısından isteğe göre ve geliştirme amaçlı olarak kendileirnde tutular. Halende sistem gelişirken isteyen bunu serbesçe kulanıyor. Adamlar akıllı. PAra istemek yerine reklamdan kazanıyorlar.
|
|
|
|
Gerçekten şu an ne istiyorsunuz hayatta? Kısa cümlelerle kim ifade edebilir?
Huzur Sakinlik Anlayış Alkol Şu ölümlü dünya da biraz olsun beni anlayacak biri ile içip dertlesmek istiyorum. @halloweenn666 hocam ya insana bi huzur vermiyon ya. Bak kaç yıllık uyuyan konu sen git hortlat şimdi millet ne istiyecem diye inim inim inleyerek buraya bişeyler yazacak ( örnek bak ben ) huzur istiyorum. Akşamları eve gidince güzel film istiyom. Sofraya oturunca güzel yemek istiyom. Gece uyuyunca güzel rüya istiyom. Sabah kalkınca günaydın diyecek eş, arkada, çocuk, komşu istiyom. İşe gelince güler yüzlü yönetici istiyom. Bankaya gidince sağ tarafta olmak şartı ile bol sıfırlı hesap istiyom. Herhalde şimdilik yeter. |
|
|
|
Bu hafta katıldıgım online eğitimde çök tutun kapan eğitimi aldım. Szin gibi cahil kalmadım bu eğitimi online aldım. Hatta bu eğitim sonunda deprem olunca ne yapacaksınız diye soruyorlar bende dedimki tabiki çök tutun kapan deidim. Onlarda afferin sana al bu da senin sertifikan dediler. Artık deprem konusunda çök kapan az otur neyse ya işte sertifika verdiler bana. |
|
|
|
aynen benim atalarım köyde elma şarabı içmeden sabah kendilerine gelemiyormuş. o dönemin en beğenilmeyen yemeği ise yarak sote idi.
@gospodin hocam ne güzel yazmışsın eskileri. Tabi bu yapılan orta çağ yemekleri yöreye göre farklılıklar da gösterebiliyor. Mesela daha doğuya gidince orada haşgeryar da çok sevilirdi özellikle sabahları. Orta çağ yemegi Haşgeryar : haşlanmış gergedan yarağı Bunun sotesi güzel olurmuş. illaki bir yerlerde bunu kaydı kuydu vardır. Çıkar gelir yakında. |
|
|
|
|
Show Posts
