First of all; I used the Stake platform. I know they are a successful and good platform. That's why I think Drake is collaborating with the right campaign... If someone offers me something and I have the opportunity to test it, I take a small risk and test it. So even if I didn't know anything about the Stake platform, after Drake's advice, I would take a small risk and test it once, because I think this type of ad collaboration is very normal in our age. I don't see a reason enough to find this method strange because it is used by everyone. As a result, I am not influenced by the celebrities I love, but I take their advice into consideration...

hala değişmedi, hala aynı ve büyük ihtimalle hep aynı kalacak; mütevazi bir çiftlik evi sahibi olmak istiyorum (artı olarak, beslenme ihtiyacımı kesintisiz olarak sağlayabileceğim "küçük bir miktar para ya da kira gibi düzenli bir gelir" kalemi). belki çiftliğin içinde 30-40 adetçik küçükbaş ya da büyükbaş hayvan olabilir (hangisinin bakımı daha kolay bilmiyorum, ona göre değişir), hayvanlarım olmasa bile çiftlikte rahatça gezebilecek ve benim güvenliğimi sağlayacak 4-5 adet çoban köpeği (olmazsa olmaz), son olarak ise internet ve bir adet bilgisayar... hepsi sadece bu ve bu hayalimi öyle aman aman denilecek bir köşe dönüşü yapmadan da gerçekleştirebileceğimi düşünüyorum, yani umarım bir gün öyle olur inş.

kardeşim biz müslüm dinliyoruz, orhan dinliyoruz, ibrahim dinliyoruz; müzik bizim ruhumuzu (içimizi) kemiriyor, bizde tam tersi bir durum var. :)
https://youtu.be/EgwU7NvTMAo

şaka bir yana, müzik ruhu besler, bu önermeye katılıyorum çünkü bunun en büyük ve en güçlü örneği motivasyon müzikleri olabilir. ben şu aralar çok fazla tercih etmiyorum ama eminim ki motivasyon müzikleri sayesinde daha iyi antrenmanlar çıkaran amatör ya da profesyonel sporcular vardır.

son haftalarda valerine ismail'e çok sallanıyor; ilk geldiği zaman bu aşı tutmaz tarzında bir yorumum vardı ama onu şimdi öne çekmeyi çok gereksiz buldum çünkü türkiye liginde bugün jorge jesus için bile sallasak 3-5 ay sonra tutma ihtimali var. :) yani uzun lafın kısası, teknik direktörlerin görev süreleri türkiye'de çok kısa olduğu için, yorum %100 hakikati barındırsa da değersizleşiyor ama batshuayi örneği sanırım valerine ismail hakkında az buçuk fikir edinmemizi sağlayabilir. herifin bizdeki performansına bakın, bir de fb'de neler yaptığına... hücum pres, hücum pres diye diye bir önceki sezonun gol ve asist kralı ghezzal'i takımdan silecekti herif neredeyse...

bu kadroyla hücum presi öncelemekle, şahin'e binip daha fazla gaza basmayı öncelemek arasında hiçbir fark yok. bazı teknik direktörler hafta sonları tv'den pep'i ve klopp'u izleyip aynısını burada yapmaya çalışıyorlar sonra olan bize oluyor alüminyum.

bu acur türkiye'de kutu açma yarışmasında ve bazı bbg tarzı yarışma programlarında başarılı oldu diye "futbol dünyasının göbeğinde, hiçbir tecrübesi olmadığı bir işte" başarılı olacağını sanıyordu; neresinden bakarsan bak çooook büyük bir özgüven... :)

bence hull bu sene ligde kalacak ama acur profesyonellikten uzak olan bu kafa yapısıyla yol devam ederse birkaç sene sonra küme düşmeleri sürpriz olmaz. ben sadece "sezon başında ilk birkaç haftalık bölümde o iyi sonuçları nasıl aldılar" onu merak ediyorum. sanırım o dönem hull city'i izleyen hemen hemen herkes ilginç bir başarı hikayesi izleyeceği hissine kapılmıştır.

tamam 67, bu kadar boş yeter, düş yakamdan, sana ve diğer 67 hesabına hayatta başarılar dilerim, pek mümkün değil ama yolun açık olsun. ayrıca, bir daha chp'nin a haber'i olan sözcü gazetesini paylaştığın için seni kesinlikle eleştirmeyeceğime dair yemin ederim. artık rahatsın, bundan sonra bunu daha çok yapabilirsin.

---

bir tarafta mehmet ali çelebi gibi cesur ve yiğit vatansever adamlar var (allah sayılarını artırsın, allah olmayanlara da versin :d), diğer tarafta ise pkk'nın uzantısı olmakla övünen hdp'ye bakanlık verebiliriz açıklamaları yapanlar, selahattin demirtaş ve osman kavala'nın serbest kalması için bizi destekleyin diyenler, khk'lılara gül dağıtanlar var.

ne olursa olsun, bu asil ve yüce millet doğru kararı verecektir, benim bundan yana şüphem yok. bu yüzden, sonucun şimdiden belli olduğunu düşünüyorum.

konu sanırım biraz farklı bir şey ama ben olayı kendimce şöyle yorumluyorum: işyerinde yemekhanede çalışan insanlara yardımcı olmak için tabaklarımı ya da tabldotumu hep en iyi şekilde sıyırırım (bazen yiyerek, bazen onları çöp kutusuna iyice dökerek/süzerek çünkü bulaşık makinasına koymadan önce bir ön temizleme vs. yapıyorlar), çatal ve kaşığımı da bazen kullandığım peçete ile silerim, eğer varsa tepsimi de mümkün olduğunca temiz tutarım.

mesela bu konuda çok net bir örneğe daha sahibim. dışarıda ya da işyerinde yediğim zamanlar, menüde ambalajlanmış ayran varsa onun boş ambalajının içine yediğim meyvelerin çekirdeklerini atarım ya da ambalajlanmış 200 ml'lik küçük su şişelerini veya kullandığım peçete kağıdını onun içine koyarım/istiflerim. biraz fazla abartıyorum ama bana göre zor bir iş yaptıklarını düşündüğüm için ya da benim kolay kolay yapabileceğim bir iş olmadığı için onlara "yemek boşumu" mümkün olan en temiz hali ile iade etmeye çalışıyorum.

ergenlikte salgılanan hormonlar ve beraberinde gerçekleşen fiziksel değişimler hayat tecrübesi 0 (yazıyla sıfır) olan bizleri -zincirleme bir şekilde- acayip hallerden acayip hallere soktu. hatta, birçok konuda bu yüzden "geçmişe bakınca, şimdiki aklım olsaydı" diyoruz belki...

ama postunda belirttiğin gibi, benimkilerin ve eminim ki burada bulunan çoğu kişinin gerçekten çok garip anıları vardır. ben "buraya yazabilirim" dediğim birkaç anımı son anda yazmaktan vazgeçtim, "buraya yazamam" kategorisindekilere değinmeme bile gerek yok, çoğu fecaat... :)

bizim internet kafeci yaşlı amcanın efsane olan "gülüm senin yarım saat doldu" repliği yıllarca aramızda gırgır konusuydu. birisini evine uğurlarken veya birisinin biletini keserken hep aynı klasik cümleyi kullanarak aramızda gırgır muhabbeti yapardık.


adisyona yarım saatlik counter açtıran nesil tarih oldu.

o değil de "counter ve pes" ömrümden çaldıklarını geri verse, bu dünyada rahat bir 5-6 sene daha yaşardım; gece gece efkarlandım. :)

bence biraz abartılsa da gerçekten çok önemli bir ödül... mbappe yeni kontratı ile psg'den dünyanın parasını kopardı ama hala mutlu değil çünkü fransa liginde kaldıkça bu ödülden uzak kalacağını ve bu ödülü kendisinin tek rakibi olan haaland'a her defasında kaptıracağını çok iyi biliyor. herif sırf bu yüzden psg'de sorun çıkarıyor ve ayrılmanın yollarını oluşturmaya çalışıyor bence...

benzema'ya gelirsek; geçen sezon harika bir performans göstererek bu ödülü sonuna kadar hak etti, bu konuda herkes hemfikir ama bu ödülü yıllarca beraber oynadığı ve bir miktar arkasında kaldığı ronaldo'nun olmadığı bir ortamda/takımda alması da bence başka bir tartışmanın önemli bir konusu olabilir. ki zaten internette bu konu ile ilgili çok acayip capsler gördüm. :)

chp'nin a haber'i olan sözcü paylaşımın nedeniyle sana söylediklerimden dolayı özür dilerim arkadaşım. istersen jin tv bile paylaşabilirsin, sonuçta bunlar yakın zaman öncesinde aynı derneklerden ödül almış olan gazeteler ve burası da sizin mekanınız.

---

neden hatırladığımı bilmiyorum ama bu forumda bir tane multiboy67 nickli utanmaz bir oktrol vardı. nickini net hatırlayamadım ama sanırım 67'li bir şey olması gerekiyordu. bütün pespayeliğine rağmen utanmaz ve rezil olmaz low levelin biriydi, hatta rezil oldukça çamur gibi ayaklarınıza daha çok dolanan lanetli bir şeydi; tarif etmek bile iğrenç...

neyse, konu hakkında yorum yapmak gerekirse; bu seçimler mehmet ali çelebi ve siha sezgin versusu olacak çünkü sokaktaki adam stratejik derinliksadsad ve büyük resim peşinde koşmak yerine sade ve basit olanı görüp kararını verecek; şimdiden hayırlısı olsun, hadi hayırlı tıraşlar.

eğriye eğri doğruya doğru, fenerbahçe top oynuyor arkadaş, kimse bunu inkar edemez, ne hakem muhabbeti, ne eksik/sakat muhabbeti, ne de başka bir şey var dillerinde; sahaya çıkıp toplarını oynuyorlar... sezon başında bu kadar kadro değişikliği yapıp, bu kadar çok verim alan başka bir takım olmuş mudur ben en çok onu merak ediyorum. takımın neredeyse tamamı değişti ve sil baştan bir takım oluşturuldu. normal şartlar altında böylesi köklü değişikliklerden sonra böylesi başarılar elde etmek çok zor olur. henüz hala ligin başı olsa da "fenerbahçe zoru başarıyor" diyebiliriz.

chp'nin a haber'i sözcü gazetesini paylaşınca birbirinizi meritlediğinizi itiraf etmişsin, çok iyi olmuş. az biraz utanmanız varsa bu rezillik size ömür boyu yetmeli! burayı chp evine çevirme rezilliği nasıl düze çıkar emin ol hiç bilmiyorum, işiniz zor.


bak, sen cahil taklidi yapıyor olabilirsin ama apo'nun kardeşi osman öcalan trt'ye çıktığında pkk'nın ölüm listesinde bulunuyordu; hatta bu listeye caş diyorlar, öğren bunları. osman öcalan o programa çıktığında ypg hakkında ve selahattin demirtaş hakkında ne demiş, senin borazanlığını yaptığın partinin genel başkanı ypg ve selahattin demirtaş hakkında ne demiş? öğren bunları, öğren ki boş yapma, bir daha tıraş yapmak için ve bunun gibi beş para etmez klasik martavalları tekrarlamak için benim postlarımın altına girme.

ya hadi akp'ye osman öcalan muhabbeti ile sallıyorsun (benim şeyimde olmaz, hatta haklılık payı da var derim, seninle benim aramdaki fark bu çünkü) ama bari chp borazanlığı yaparken biraz utanman olsun. halk tv, tele 1, krt neyinize yetmiyor. :)

https://www.ensonhaber.com/gundem/kilicdaroglunun-yardimcisi-pkk-kanalinda-konustu-2014-08-06
https://www.star.com.tr/medya/chpli-sezgin-tanrikulu-pkk-medyasinda-haber-1095642/
https://www.milatgazetesi.com/haber/chpli-gursel-tekin-teror-orgutu-pkknin-218472/
https://parantezhaber.com/siyaset/chp-grup-baskanvekili-ve-chp-genel-baskan-yardimcisi-pkknin-kanalinda-422h

anf, medya tv, mezopotamya ve diğerleri... bu haberlerden o kadar çok var ki (listele listele bitmez) diline doladıkları osman öcalan muhabbetinde zerre kadar samimi olsalar şu muhabbetlerden sonra insan içine çıkmaya yüzleri olmaz ama dediğim gibi bunlar kendilerine ezberletilen üç-beş zırva ile insanları kandırabileceklerini zannediyorlar.


bu ülkede trafik lambaları "sarı, kırmızı ve yeşil" yerine "sarı, kırmızı ve mavi" yandı (https://www.star.com.tr/guncel/trafik-lambalarinda-o-renkler-sirf-bir-araya-gelmesinler-diye-haber-1003986/). adamlara "kara basınca çıkan ses" denildi (https://www.evrensel.net/yazi/78521/dag-turkleri). sizin politikalarınız halkı devletten soğutarak milletimizin içinde onarılması zor derin yaralar açtı. çok şükür ki, adamlar bu meselelere el attı da bugün o bölgelerde yaşayan insanlarımız tekrar devletin varlığını hatırladı. ben akp'li değilim ama akp sizin kirli politikalarınızı da toparladı, haklarını yemeyelim; ve en önemlisi bunu yaparken hdp ile ittifak yapmadılar, bu siyaset üstü bir denemeydi. bugün iki milletvekili, bir belediye uğruna hdp ile ittifak yapmak (https://www.youtube.com/watch?v=ulcvO9KUXEY, https://www.ulusal.com.tr/siyaset/chpli-yalim-hdpye-bakanlik-vaadinde-el-arttirdi-1den-fazla-da-bakanlik-verilebilir-15001086) ile, siyaset üstü bir denemeyi birbirine karıştırmak; bu kadar şeylik ancak tahsil ile mümkün olur dedirtir.


ben karşımda ciddiye alınabilecek birini görmek istiyorum, bir daha böyle boş şeyler yazma, benim postlarımın altına girme, git ötede chp'nin a haber'inden manşet paylaş, arkadaşların sana merit versin, ben çoluk çocukla eğleşecek biri değilim, denginde birini bul kendine...

bence de en iyi adres twitter olacaktır ama twitter gibi mecralarda berbat tokenler gazlanıyor olsa da aynı zamanda vur-kaçlık çok karlı işler de paylaşılıyor. malum, bizimkiler de kısa yoldan köşeyi dönme heveslisi olduğu için tencere kapak misali bu paylaşımlar rağbet görüyor.

bir ara "haftanın en çok kazandıran kripto paraları" tarzı haberleri, twitter trendleri ile karşılaştırmıştım ve bizimkilerin tam zamanlı yakın bir piyasa takibi yaptığına şahit olmuştum. sonuç olarak, bizimkilerin twitter'daki pozisyonları hakkında yapılan kötü eleştirilere katılmakla birlikte, piyasayı ve akışı yakından takip etmeyi başardığımızı da düşünüyorum. yani, bence eleştirelim ama gömülecek bir şeyin olmadığını da bilelim.

yaparım demiş yapmış. :) yaptığı şeyi elbette tasvip etmiyorum ama önceden pazarlığa girmesi ve eli beğenmemesi vs. onun amatör biri olduğunu düşünmemi sağladı. bu yüzden ilk defa böyle birisine biraz sempati duydum. hem zaten patlamış, yakayı ele vermiş; olaydaki potansiyel mağduriyetler en aza inecek. :)

defi platformlarının en büyük handikaplarının güvenlik açıkları olduğunu zaten biliyoruz ama genelde flash loan saldırıları gördüğümüz için solana gibi ağlarda böyle şeylerin daha az yaşanabileceğini düşünüyordum. maalesef bu tür tehlikeler her zaman yaşanabiliyor ve biz son kullanıcılar olarak bu gibi durumlar karşısında epey çaresiziz.

bu arada patlakçı avraham'ın twitter hesabı buymuş: https://twitter.com/avi_eisen

bu da olaya ilişkin olarak yaptığı "karlı bir ticaret" açıklaması: https://twitter.com/avi_eisen/status/1581326197241180160

müzik öğretmenine -duyamayacağını sanarak- biraz kötü bir laf söylemiştim ama kadıncağız duymuştu. yerin dibine geçtiğimi iliklerime kadar hissettiğim başka bir an hatırlamıyorum. bu yüzden bu olay hafızamdan bir türlü çıkmıyor. bunun dışında, tellerden atlarken yakalanmalar, bahçede sigara içerken sniperdan kaçışmalar, mükemmel devamsızlık serileri ve daha niceleri...

şimdi geçmişe bakınca, beni adam etmek için varını yoğunu ortaya koyan rahmetli babama sonsuz şükranlarımı bir kez daha sunuyorum, benim böyle bir evladım olsaydı eldivenle bile sevmezdim. :)

yazdıklarına göre senin de epey aydınlatılmaya ihtiyacın var gibi gözüküyor abi.

piyanist kim bilmiyorum, saat sabahın 6'sı, ben yataktan yeni kalktım, şimdi bu saatte anımsayamadım. fazıl'ı diyorsan, o arkadaş rakı balıkçının peşinden gidiyor olmanın pişmanlığını yaşıyordu geçen günlerde; sanırım yanlış adres, burada öyle biri oturmuyor... :)



o baro başkanı son seçimi kimlere karşı kaybetti biliyor musun? ebru timtik ve helin bölek gibilerine desteklerini sunanlar, onların posterlerini baro binalarının duvarlarına asanlar kimlerdi biliyor musun? bak, bence bunları bir öğren, zaten öğrendikten sonra mehmet ali çelebi'yi ve metin bey'i daha iyi anlarsın.

ayrıca, o baro başkanı daha önce parlarken hangi muhabbetle parlamıştı hatırlıyor musun? o muhabbete rağmen kendisi kktc'de bugün yeni bir görev aldı. ben sana şimdi sorayım, aynı şey farklı taraflar arasında yaşansaydı parlayan kişi aradaki çatışmaya rağmen benzer bir görev alabilir miydi? cevap verme zahmetine girmek zorunda değilsin abi, hazır cevap jokerini kullanırsan "n*h alırdı" tüyosu ile karşılaşabilirsin; bence joker hakkını kullan... :)

bu adamlar kendi ana eksen çizgilerini bugün hala bal gibi muhafaza ediyorlar, kimse bunun aksini söyleyemez. mehmet ali çelebi ve metin bey dün ne iseler bugün de aynı şeyler; onlar aynı şey olma hallerini muhafaza edebiliyor olmalarına rağmen paydaş olmayı başarmışlarsa, bugün neden onları aydınlanmış olmakla itham edelim?

sana bir soru daha sorayım, o baro başkanı o gün parlarken onu destekleyenler, bugün onu kötülüyorsa gerçek anlamda aydınlanmış olan kim olur? adam kendi çizgisini muhafaza ediyorken ne oldu da birdenbire onun hakkında olumsuz düşüncelere kapıldı malum kesim? joker hakkını bir önceki soruda kullanmasaydın iyiydi, tüh. :)



türkiye bugün ab ve abd'nin ağır etkisinden kurtulmuş bir şekilde bağımsız politikalarla rusya, şangay hattı ve türk keneşi ile iyi ilişkiler geliştiriyorken aydınlık mı yön değiştirmiş oluyor? doğu perinçek'in rotasını değiştirdiğini zannetmek türkiye siyasetinden bi'haber olmak demektir abi, sosyal medyada böyle asılsız tezviratlar çok döndüğü için birbirine karışmaz denilen ak ile kara iç içe giriyor maalesef, sonra her yerde bunları düzeltmekle uğraşmak zorunda kalıyoruz. bize de yazık değil mi? özel hayatımız, gülüp eğlendiğimiz günler olmasın mı? :)

dün akşam tottenham ve everton arasında oynanan maçı izleme fırsatı buldum. heriflerin kanat oyuncuları deneyimli perisic ve genç yetenek richarlison ama bütün yük yine çekik prens son heung-min'in üzerinde, harry kane sanki "her şeyi ben mi yapacağım" havasında, perisic ve richarlison da "savunma mı yapacağız yoksa hücum mu" kargaşasında (ki onlar pochettino'nun 3-5'li savunma stratejisine kurban oldukları için belki de en az suçlu olanlar), kısacası freddy kabusu tadında bir tottenham izledim.

oysa şu futbolcular başka birinin elinde olsaydı bugün bambaşka bir futbol ve tottenham izleyebilirdik. bence tottenham'a çok net bir şekilde yazık oluyor...

galatasaray orta sahası kayserispor karşısında gerçekten çok kötüydü. orta saha direnci bu kadar zayıf olan bir takım el mahkum her topu kendi ceza sahasında görür. bence kayserispor ilk yarıda farkı daha da artırabilirdi ama risk almak yerine skoru korumayı tercih ettiler.

bu arada, kayserispor transfer yasağı cezası almıştı, geçen sene oynayan futbolcularıyla yola devam ediyorlar. bugün galatasaray'ın karşısında biraz daha hazır ve daha iyi bir rakip olsaydı her açıdan daha farklı bir maç izleyebilirdik.


paylaşmadan geçemedim, sadasfaasaf şu sayfaya bayılıyorum yawwww, süper bir kafası var. :)

haber linki bulamadım, ekşi çukurundaki haber linki de uçmuş ama benim hatırladığım en orijinal satışlardan biri buydu. konunun tarihine ve uygulamanın lokasyonuna bakarsak bu gibi konularda milletçe ne kadar girişken olduğumuzu da ayriyeten ele alabiliriz. :)

bence bitcoin'in doğrudan ödeme aracı olarak kullanılması elzem bir şey değil, borsada ya da elden alınıp satılabilir bir varlık olması ve gerektiğinde nakte dönerek ticarette kullanılabiliyor olması benim için devlet ve kripto para denkleminde bir orta yol ve yeterli bir zemin teşkil ediyor.